Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/618 E. 2023/301 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/618 Esas
KARAR NO :2023/301

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:08/12/2020
KARAR TARİHİ :02/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı firma, genel anlamda araç takip sistemleri sektöründe faaliyet göstermekte olup müşterilerine bir kutu olarak tabir edebileceğimiz elektronik bir cihaz sunmakta olduğunu, bu kutuların üretimi ve daha doğrusu davacı firmaya temini ve yine bu kutularda kullanılacak yazılımın temini için de davalı … firması ile 12.05.2015 tarihinde cihaz ve yazılım tedarik sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafın sözleşme ile yükleniş olduğu edimleri yerine getirmediğini, ürünlerin üretimi ve temininde makul sayılabilecek bir süreden çok daha fazlasında geciktiğini davalı taraf şirket yetkilisi … tarafından davacı firma proje sorumlusu…’a 29.10.2016 tarihinde göndermiş olduğu elektronik postada, ürünlerin tedarik ve tesliminde geciktiklerini, bu nedenle davacı firmanın zarara uğramasına sebebiyet verdiğini açıkça kabul ettiğini, yine bununla birlikte davalı taraf ile davacı firma arasındaki yakın ilişki nedeniyle davalı firma aleyhine herhangi bir takip yapılmamıştır ancak davalı taraf aradaki güven ilişkisini kötüye kullanmış ve davacı firmanın hiçbir zararını tazmin etmediğini, kendisine hiçbir ürün ya da yazılım tedarik etmediğini, davalı firmanın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle olası gelirlerini kaybeden davacı firma bu hususların yanında şirket içi maaş ve masraf ödemeleri yapmak zorunda kalmış olup iş bu bakımdan da davalı firma nedeniyle zarara uğradığını, taraflar arasında 12.05.2015 tarihinde imzalanan ürün tedarik sözleşmesine ilişkin olarak davalı tarafın sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi nedeniyle davacı şirket aleyhine oluşan ve fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL Maddi Zarar ile 100,00 TL yoksun kalınan karın sözleşme tarihinden bu yana en yüksek mevduat faizi ile tazmini ve bu zararın tazmini için davalı şirket aleyhine tedbir kararına hükmedilmesini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin alacaklı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Dava konusunun ürün tedarik sözleşmesi olmadığını, bir ürün tedarikinden bahsedilebilmesi için, ortada mevcut ya da tasarım halinde bir ürün olmalı ve ürünün bir fiyatı ile bu fiyatın ödeme şartlarının belirlenmiş olması gerektiğini, ortada bir ürün olmadığını, sadece fikir aşamasında ve geliştirilmeye açık çalışma isteği ve arzusu, motivasyonu olduğunu,Ağustos 2016 gibi proje üzerinde yapılan görüşmelere ara verildiğini, uzun bir sessizlikten sonra Aralık 2017 tarihinde fesih ihbarnamesine muhatap olunduğunu, davacı taraf temsilcileri tarafından 2015-2016 yıllarında muhatap olunan …’un 05.01.2018 tarih itibariyle … Tic. Ltd. Şti. Unvanlı bir şirket kurarak işbirliği sözleşmesi kapsamında geçen süreçte edinmiş oldukları bilgi ve deneyimden faydalanmak suretiyle, Ocak 2019 tarih itibariyle de TV reklamları ile sabit olduğunu ve ürünün reklamını yapacak şekilde başka firmalar ile hedeflenen sonuca ulaşmış oldukları görüldüğünü, bu durumun gizlilik ve münhasırlık maddelerinin açıkça ihlali olduğunu, gerek usul ve gerekse esas yönünden yapılan itirazlarının kabulünü, davanın reddini ile vekalet ücretinin diğer tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların;
Taraflar arasında imzalanan 01/04/2015 tarihli işbirliği sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin davalı tarafından yerine getirelmemesi, davacının sözleşmeyi feshinde haklı olup olmadığı, fesih sebebiyle davacının gelir kaybına uğrayıp uğramadığı, ödediği maaş ve masrafları, verdiği vergileri ve kiraları maddi zarar olarak davalıdan talep edip edemeyeceği, ve zararın miktarının tespitinden ibaret olduğu görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 25/11/2022tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davalının sözleşmeden doğan borcunu ifa edeceği muayyen bir tarihe rastlanmadığını, sözleşmenin 10/2. maddesinde yer alan hükümden doğan bildirim yerine getirdiğine ilişkin herhangi bir belgeye dosya kapsamında rastlanmadığını, davacının uğradığını iddia ettiği zarar ve kar kaybına ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belgeye rastlanılmadığını, bu sebeple davacının uğradığı herhangi bir gelir kaybı ve maddi zararın tespit edilemediğinin sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Taraflar arasında imzalanan 01/04/2015 tarihli işbirliği sözleşmesinden kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı taraf, genel anlamda araç takip sistemleri sektöründe faaliyet göstermekte olup müşterilerine bir kutu olarak tabir edebilecek elektronik bir cihaz sunmakta olduğunu, bu kutuların üretimi, davacı firmaya temini ve yine bu kutularda kullanılacak yazılımın temini için de davalı … firması ile 12/05/2015 tarihinde cihaz ve yazılım tedarik sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafın sözleşme ile yükleniş olduğu edimleri yerine getirmediğini, ürünlerin üretimi ve temininde makul sayılabilecek bir süreden çok daha fazlasında geciktiğini, davalı firmanın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle, davacı olası gelirlerini kaybeden davacı firma bu hususların yanında şirket içi maaş ve masraf ödemeleri yapmak zorunda kalmış olup iş bu bakımdan da davalı firma nedeniyle zarara uğradığını, taraflar arasında 12.05.2015 tarihinde imzalanan ürün tedarik sözleşmesine ilişkin olarak davalı tarafın sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi nedeniyle davacı şirketin zarara uğradığını iddia etmiş, davalı taraf davanın reddini talep etmiştir.
Gerekçeleri itibarı ile somut olaya uygun olup, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alınarak hazırlanan ve bu nedenle hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen bilirkişi raporuna göre ; Davacı taraf incelenmek üzere ticari defter kayıt ve belgelerini ibraz etmemiştir.
Davalı taraf ticari defter kayıt ve belgelerinin incelenmesinde, davalı taraf ticari defterlerinde davacı tarafa ait herhangi bir kayda rastlanmamıştır.Taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri incelendiğinde davalının sözleşmeden doğan borcunu ifa edeceği muayyen bir tarihe rastlanmamaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki sözleşmenin 10. maddesinde yer alan “Taraflardan herhangi biri, işbu sözleşmedeki herhangi bir yükümlülüğünü ihlal ettiği takdirde, ihlalden mağdur olan taraf, ihlalin giderilmesi için yazılı bir bildirim yaparak bildirimden itibaren 15 (on beş) gün içinde ihlalin giderilmesini isteyecektir. Belirtilen süre içinde ihlal giderilmediği takdirde sözleşmeyi derhal feshetme hakkına sahip
olacaktır.” hükmü dikkate alındığında davacının işbu hükümden doğan bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiğine ilişkin bir belgeye dosya kapsamında rastlanmamıştır. Öte yandan her ne kadar davalı tarafından davacıya gönderilen bir e-postadan bahsedilmiş ise de dosya münderecatında mezkur e-postaya ilişkin bir belgeye rastlanmamıştır. Bununla birlikte mali yönden yapılan inceleme neticesinde davalının uğradığı herhangi bir zarara rastlanmadığından; davacının davaya konu gelir kaybı ve maddi zararını ispata yarar herhangi bir belge bulunmadığından hesaplama yapılamadığı; Davalının sözleşmeden doğan borcunu ifa edeceği muayyen bir tarihe rastlanmadığı, Davacının, sözleşmenin 10/2. maddesinde yer alan hükümden doğan bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiğine ilişkin herhangi bir belgeye dosya kapsamında rastlanmadığı, Davacının uğradığını iddia ettiği zarar ve kar kaybına ilişkin dosya kapsamında herhangi bir
belgeye rastlanılmadığı, bu sebeple davacının uğradığı herhangi bir gelir kaybı ve/veya maddi zararın tespit edilemediği belirtilmiştir.Yapılan yargılama toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90TL maktu red harcının peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 125,50TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 200,00TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL’nin davacıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından takdirine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kesin olarak verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır