Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/530 E. 2022/750 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/530
KARAR NO :2022/750

DAVA:TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:09/08/2021
KARAR TARİHİ:29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı işçi arasında 31.08.2017 tarihinde imzalanan belirli süreli iş sözleşmesi ile davalı yan, müvekkil kurumda 05.09.2017 tarihi ile 05.09.2018 tarihleri arasında çocuk bakıcısı olarak işe başladığını, davalı işçinin SGK işe giriş tarihi:09.09.2017 olup SGK işten çıkış tarihi ise:09.08.2019 tarihi olarak kayıtlara geçtiği, dilekçe ekinde yer alan son üç aya ait ücret bordrolarına bakıldığında da davalı yan en son net aylık 2.020,90TL maaş aldığını, tarafların arasındaki iş ilişkisi sona erdikten sonra, 10.08.2019 tarihinde taraflar arasında rekabet yasağı sözleşmesi imzalandığı, davalı işçi … Mah. … Sokak N:7 …/İSTANBUL adresinde, müvekkil kurum ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren … Anaokulu isimli iş yerini açtığını, bu kurumu açtıktan sonra ise, müvekkili kurumda çalışan neredeyse hemen herkes, müvekkili beyanına göre, davalı tarafından arandığı, müvekkili iş yerinde söz konusu eylemlerden ötürü son derece ciddi sıkıntılar çektiğini, hatta müvekkile karşı davalının rekabet yasağına aykırı davrandığı, … Anaokulu isimli davalı yan tarafından işletilen işletmenin instagram hesabındaki bir görüntüye bakıldığında 4 Haziran 2021 tarihinde yayınlanan fotoğrafta müvekkil eski çalışanı ve an itibari ile müvekkiline karşı TC …. İş Mahkemesinde … sayılı dava dosyasında dava açan …’e ait resmin yer aldığının görüldüğü, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesi 09.08.2019 tarihinde belirli sürenin sona ermesi üzerine son bulduğu, müvekkili işveren, daha sonradan ticari çevresinden aldığı bilgi ile davalı işçinin iş sözleşmesinin feshinin üzerinden henüz 2 ( iki) yıl geçmeden müvekkili ile aynı mesleki faaliyet içerisinde bulunan … Mah. … Sokak N:7 …/İSTANBUL adresine mukim kurumda üst düzey yönetici olarak çalışmaya başladığını, müvekkili kurumdan ayrılan işçileri, rekabet yasağı sözleşmesine aykırı bir şekilde bu kurumda çalıştırdığını öğrendiği, davalı işçi, müvekkili işverenin iş yerinde çalışması sona erdikten sonra rekabet yasağı sözleşmesine aykırı hareket ettiği ve müvekkili kurum çalışanlarının, müvekkilinin beyanına göre, taciz ettiği, müvekkilinin kurumunda rahatsızlık çıkarttığını, davacı işçinin teknik, ticari ve personele ilişkin iş sırlarına ve müşteri çevresine nüfuz eden konumu nedeniyle bu işyerine dair elde ettiği bilgi, ticari sır ve teknik verileri paylaşarak müvekkilimiz işvereni zarara uğratmış olduğu, taraflar arasında düzenlenen rekabet yasağı sözleşmesinde iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 2 (iki) yıl süre ile; taraflar İstanbul ilinde açacakları tüm Milli Eğitim Bakanlığına ya da Aile, Çalışma Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı olabilecek Okul Öncesi Eğitim Kurumları, Kreş ve Anaokulları dahil olmak üzere tarafların bünyesine bağlı bulunan herhangi bir kurumda çalışan Okul Öncesi Öğretmen, Personel, Kat Görevlisi, Psikolog, Kuruluş Müdürü, şirketlerinin herhangi bir yöneticisini veya çalışanını görevden ayrılmak üzere teşvik etmeyecek, aklını karıştırmak için çabalamayacak, istihdam etmeyecek veya iş teklifinde bulunmayacağını taahhüt eder hükmünü ihlal ettiğinden dolayı, işverenin davalıdan cezai şart olarak 24.250,80TL’nin tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı kurumda gurup sorumlusu – anaokulu öğretmeni olarak çalışmış olduğunu, müvekkilinin iş akdi baskı kurularak haksız olarak 09.08.2021 tarihinde sonlandırılmış olduğu, sonrasında 10.08.2021 tarihinde rekabet yasağına ilişkin sözleşme imzalandığı, dilekçe eklerinde tebliğ edilen rekabet yasağına ilişkin sözleşme ile müvekkilinin de bulunan sözleşmeler karşılaştırıldığında imza kısmında davacının imzaları birbirini tutmamakta olup müvekilinde bulunan sözleşmede kaşe bulunmamakta olduğu, imzalar aynı olmadığı, müvekkilinin davacı şirket sahibi Aynur Kuş ile hiç bir surette bir araya gelmediğini ve sözleşme konusu maddeleri müzakere etmediğini, davacı kurumun işletmecisi – sahibi , … tarafından imzalandığı düşünüldüğünü, davalı kurumda çalışmasına ara verilerek iş akdinin sonlandırılması için baskı kurulan ve iş yerinden uzaklaştırılan kuruma çalışması için çağrılmayan sigorta primleri dahi yatırılmayan Dava dışı … iş akdini haklı olarak fesih ettiğini ve arabuluculuk sürecine başvurulmuş akabinde anlaşma sağlanmayarak işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin …. İş Mahkemesi … E. Sayılı dosyasında dava ikame edildiğini, Haziran 2021 tarihinde Dava dışı …’in istihdam edilmek üzere grup sorumlusu olarak müvekkiline ait … Anaokulu isimli iş yerine alınacağı Davacı Kurumun işletmecisi ve ortağı müvekkilinin o tarihteki nişanlısı şu anki eşi …’ün … numaralı telefonunda yapılan görüşme ile …’in iş aradığını ve yanlarında çalışmak istediğini …’e bildirilmiş olduğunu. …’in davasını geri çekmesi için baskı kurulmak üzere huzurdaki işbu dava ikame edildiğini, dava dışı eski müvekkili … da işçilik alacaklarının ödenmediğinden bahisle haklı olarak iş akdinin feshine gidildiği, … sonrasında davasını geri çekmiş olduğunu, davalı tarafın iddia ettiğini, ibraz etmiş olduğu 04.06.2021 fotoğraf müvekkilinin doğum günü olan 04.06.2021 tarihinde yuvada kutlanan doğum gününe … ‘in katılması üzerine çekilmiş olup iddialar hiç bir surette kabul edilemediğini, davalı Müvekkili iş davacı kurumda işe alınırken bu belgeye ve vasıflara haiz olduğu bilinmekte olduğu, davalı … Eğitim ve Sağlık Hizmetlerine ait … şubesine ait iş yeri Müvekkile devri hususunda teklif götürülmüş olduğu ve anlaşma sağlanamadığını, başka şahsa Haziran 2021 itibari ile devir edildiğini, talep edilen 24.250,80- TL cezai şart bedelinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; Taraflar arasındaki iş akdinin sona ermesinden sonra rekabet yasağının ihlali nedeniyle cezai şart alacağı şartlarının oluşup oluşmadığı hususundadır.
Açılan dava, TBK 444 vd.maddeleri uyarınca iş sözleşmesi kapsamında rekabet yasağına aykırılık nedeniyle öngörülen cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
”6098 sayılı TBK’nın 444 ve devamı maddelerindeki düzenleme uyarınca; fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Yani, rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması yeterli görülmektedir. Yerleşik Daire kararları gereğince iş ilişkisinin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağı sözleşmelerinde kararlaştırılan ceza koşulunun karşılıklı olması gerekmemektedir.(Yargıtay 11.HD’nin 2019/4833 Esas- 2020/3179 Karar sayılı 24.06.2020 tarihli ilamı) Yargı uygulamasında bu görüş genel olarak kabul gördüğünden ayrıksı emsal karara itibar edilmemiştir.
TBK’nın 444/2. maddesi gereğince; rekabet yasağı kaydı ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
TBK’nın 182/3. fıkrasına göre hakim, fahiş gördüğü cezai şarttan re’sen indirim yapabilir. Cezai şartın fahiş olup olmadığı belirlenirken, tarafların ekonomik durumu, borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınacak ceza miktarını belirlerken hak, adalet ve nesafet kuralları dikkate alınmalıdır.
Davaya konu talep tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden ve cezai şart koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tenkis şartları olup olmadığı yargılamayı gerektirdiğinden,tazminat alacağının önceden belirlenebilirlik ,hesap edilebilirlik vasfı dolayısıyla likit alacak niteliği taşımadığı kuşkusuzdur.(Yargıtay 11 H.D.nin 2007/3767 esas 2008/5874 karar sayılı ve 1.5.2008 tarihli emsal ilamı )
Sözleşmede öngörülen cezai şarttan mahkemece TBK’nın 182/3. maddesi hükmü doğrultusunda tenkis yapılması hakimin takdirine bağlı olup ,tenkis nedeniyle red edilen kısım bakımından dava kabul edilmiş gibi yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.” (istanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi ‘nin 2020/599 esas ve 2022/1457 karar sayılı ilamı)
Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; Taraflar arasında 10/08/2019 tarihli rekabet yasağı sözleşmesi imzalandığı ve yapılan sözleşmenin salt rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin olmayıp dava dışı … dışındaki dava yan çalışanlarının davalı yanın işletmecesi veya çalışanı olduğu özel ve kamu bünyesindeki okul öncesi eğitim kurumlarında istihdam etmeye 2 yıl süre ile teşvik etmemesi ve benzer nitelikteki kurumlara öğrenci geçişi sağlanmaması, aksi halde 1 yıllık net maaşı üzerinde cezai şart ödemesi hususuna ilişkin olduğu, emsal Yargıtay ve İstinaf kararları gereğince rekabet yasağının belli sınırlamalar tabi olması gerektiği ve rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Yani, rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması yeterli görülmektedir. Mahkememizce dinlenen tanık beyanları ile dosya arasına alınan bilgi ve belgeler irdelendiğinde zarar ihtimalinden ziyade zararın başka bir anlatımla dava yanın çalışanlarının davalı tarafça davacı yan çalışanlarının davalı yanın işletmecesi veya çalışanı olduğu özel ve kamu bünyesindeki okul öncesi eğitim kurumlarında istihdam etmeye teşvik etmesi gerektiği bu hususun dosya kapsamında anlaşılamadığı aksi düşüncenin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olabileceği değerlendirilmekle; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 414,15-TL harçtan mahsubu ile artan ‭333,45‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucu …’a 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümlerine göre davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..
29/11/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır