Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/527 E. 2022/361 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/527
KARAR NO : 2022/361

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 06/08/2021
KARAR TARİHİ : 03/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ticari bir ilişki mevcut olduğunu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından çeşitli hizmetler sağlandığını ve mal alım satımları gerçekleştiğini, dava dilekçesinin ekinde sundukları üzere bu hizmetler ve alım satımlar için çeşitli faturalar düzenlendiğini, faturalara dayalı konu borcun, davalı tarafından süresi içerisinde ödenmediğini ve davalının bu nedenle ödeme yükümlülüğü ihlal ederek temerrüde düştüğünü, davacının, ödenmeyen muaccel alacaklarının tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalının ise itiraz ederek haksız olarak takibi durdurduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası kapsamında davalı ile uzlaşmak amacı ile arabuluculuk başvurusu yapıldığını, … arabuluculuk dosya numarası kapsamında yapılan arabuluculuk toplantısında arabuluculuk süreci karşı tarafın katılım sağlamaması nedeniyle olumsuz sonuçlandığını, Mahkememizce davalının haksız ve dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamıma, ayrıca takibin haksız şekilde durmasına neden olan davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etme zarureti doğduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itirazları ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmişse de davalılar tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 15/12/2021 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
13/04/2022 tarihli raporunda bilirkişi; davacı taraf İstanbul … İcra Müdürlüğü …esas sayılı dosyası ile davalı taraftan 9.502,91 TL asıl alacak talebinde bulunduğu, davalı taraf İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına 30/12/2019 tarihli dilekçesi ekinde toplam 3 adet 700,00 TL davacı tarafın davalı taraftan tahsilat yaptığını gösterir tahsilat makbuzu sunduğu, ancak davalının sunmuş olduğu 31/05/2018 tarihli, 300,00 TL bedelli ve 13/06/2018 tarihli 150,00 TL bedelli toplam 450,00 TL’nin davacı ticari defterlerine işlenmediği ve davalı taraftan olan alacağından düşülmediği, davalı tarafın sunmuş olduğu tahsilat makbuzlarına ilişkin davacı tarafın davalı taraftan olan alacağından 450,00 TL’nin düşülüp düşülmeyeceğinin mahkememizin takdirinde olduğu, mahkememizce 450,00 TL’nin düşülmesi kanaatine ulaşılır ise, davacı tarafın davalı taraftan 20/12/2019 takip tarihi itibariyle 8.902,91 TL alacaklı olduğu, mahkememizce 450,00 TL’nin düşülmemesi gerektiği kanaatine ulaşılır ise, davacı tarafın incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacının davalı taraftan 20/12/2019 takip tarihi itibariyle 9.352,91 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın %20inkar tazminatı talebinin Mahkememizin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 9.502,91 TL asıl alacağın ve asıl alacağa yıllık %19,5 değişen oranlarda ticari faiz yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasındaki mal alım-satımı nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklı alacak için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali isteminden ibarettir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Davacı yanın, uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelmesi yaptırılmış olup , buna göre davacı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılmış olduğu, defter bakiyelerinin birbirini teyit ettiği, 9.352,91TL asıl alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmektedir.
15/12/2021 tarihli duruşmanın bilirkişi incelemesi yaptırılmasına yönelik 5. nolu ara kararında İddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına HMK 220/5 ihtaratında bulunulduğu, inceleme gününde davalı taraf ticari defterlerinin hazır edilmelerinin belirtildiği, davalı tarafa bu hususun ara kararın tebliği suretiyle ihtar edildiği, davalı vekilince yerinde inceleme günü ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, davalı tarafın HMK mad. 222’ye göre defter ibrazından kaçınmış sayıldığı görülmektedir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu faturaların e-fatura olduğu, davalı tarafça süresinde itiraz edilmediği, faturaların davacı tarafa iade edilmediği tespit edilmişir . Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır.
Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Usulüne uygun denetime elverişli bilirkişi incelemesinde davacı ve davalı şirketin uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılmış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır, davacı yan cari hesap alacağını talep etmiş, buna ilişkin olarak delil listesinde sunulan faturanın e-fatura olarak düzenlendiği, davalı tarafça faturaların iade edildiğine dair bir savunmanın takibe itiraz dilekçesinde de ileri sürülmediği, ticari defter kayıtlarına göre taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yapılan bilirkişi incelemesinde davacı ve davalı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Usul ve yasaya uygun, denetime elverişli bilirkişi raporunda davacı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Usulüne uygun tutulan ticari defterler tarafların leh ve aleyhlerine delil vasfı taşımaktadır. Somut olayda davalı taraf defter kayıtlarında bulunan borcunu ödediğini ispata yarayan bir delil sunmamıştır.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali davası olup taraflar arasında 2017 yılından itibaren ödeme ve tahsilatların olduğu, davacının 2017 yılından devreden 4.263,98TL , 2018 yılında 2.200,00TL , 2.336,02TL davalıdan tahsilat yaptığı, davacının davalıdan tahsilatlar düşüldüğünde 9.352,91TL, alacaklı konumunda bulunduğu, faturalara karşı 8 günlük yasal süre içinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı, ,davacının ticari defter kayıtlarıyla taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının oluştuğu hususunun ve alacağını ispatladığı anlaşılmış olup, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 9.352,91 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 19,5 ticari faiz (değişen oranlarda) işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 1.870,58 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,

2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 638,89-TL nispi karar harcının peşin alınan 114,78-TL harçtan mahsubu ile eksik 524,12-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,

3-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 999,50-TL ( 850,00-TL BK ücreti, 114,78-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 983,72-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam ‭182,58‬-TL ( 59,30-TL BH, 114,78-TL PH, 8,50-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucu…’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.299,16-TL’nin davalıdan, 20,84 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır