Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/517 E. 2022/524 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2021/517
KARAR NO:2022/524

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:02/08/2021
KARAR TARİHİ:20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı (alacaklı) müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki Parça Dahil Donanım Bakım’’ “Yazılım Bakım ve Destek” sözleşmeleri kapsamında süregelen ticari ilişki süresince düzenlenen ve ekte örneklerine yer verilen faturaların bakiye 21.370,16-TL’lik kısmı ödenmemiştir. Neticesinde ….İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası tahtında takibat yapılmış ancak davalı borçlu haksız
ve mesnetsiz olarak takibe itiraz etmiştir. İtiraz sonucunda yürütülen arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşmaya yarılamayınca Sayın Mahkemenizden itirazın iptalini talep etmek zaruri yeti doğmuştur. Davalı borçlunun haksız itirazının iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, davalının haksız ve kötü niyetli iddiaları neticesinde takibin durmuş olması sebebiyle davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm
edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı 26.02.2019 tarihinde parça dahil donanım bakım sözleşmesi ile yazılım bakım destek sözleşmeleri adı altında iki adet sözleşme akdetmişlerdir. Bu sözleşmeler hukuki niteliği gereği sürekli eser sözleşmeleri olarak adlandırılmakta ve çerçeve nitelikte oldukları doktrince kabul edilmektedir.Çerçeve niteliğindeki sürekli edim sözleşmelerinde amaç; sözleşmelerde belirlen süre içerisinde çıkabilecek edimlere uygulanacak iş, işlem ve bunlara ödenecek bedellerin tespitini yapmaktır. Çerçeve sözleşme süresince ortaya çıkabilecek bakım, onarım, malzeme tedariki vb. nitelikteki edimlere ilişkin münferit sözleşmelerin yapılması gerekmektedir. Huzurda derdest dosyada uyuşmazlık konusu çerçeve sözleşmeye ilişkindir. Tarafların her iki sözleşmeyi de akdettikleri tarih 26.02.2019 tarihidir. Müvekkil şirket dava dışı … End. Ür. Dış Tic. San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle franchise sözleşmesi akdederek … Mah. … Bulvarı No. 71/A … … … adresinde mukim … … … isimli cafenin işletmesini yapmak üzere anlaşmıştır. Ancak ülkemizde ve dünyada etkisini sürdüren, bir dönem tüm ülkenin tam kapanmasına neden olacak şekilde tedbir alınması gereken covid-19 pandemisi nedeni ile pek çok işletme gibi müvekkil şirket de
çalışmasına ara vermiştir. Bu sürecin devamı ile birlikte müvekkil şirket ile dava dışı … End. Ür. Dış Tic. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Arasındaki franchise sözleşmesi sona ermiş ve söz konusu işletme … … … İnş. Tur. San. Ve Tic. A.Ş. Tarafından işletilmeye başlanmıştır. Müvekkil şirket tarafından dava dışı … Şirketi ile akdedilen franchise sözleşmesi gereği, bir zorunluluk olarak, davacı ile parça dahil donanım bakım sözleşmesi ile yazılım bakım destek sözleşmesi akdedilmiştir. Franchise sözleşmesi ortadan kalkmış ve davacıya ait olan yazılım ve diğer donanım malzemeleri dava dışı … Gıda İnş. Tur. San. Ve Tic. A.Ş. Tarafından kullanılmaya devam edilmiş ve halen devam edilmektedir. Müvekkil şirketin sözkonusu faturalardan doğan alacağı bulunmamaktadır. Taraflar arasında akdedilen parça dahil donanım bakım sözleşmesinin 9,3 maddesinin 2. Fıkrasında ” müşterinin destek verilen yazılımı kullandığı iş yerini kapatması halinde sözleşmeyi fesih hakkı vardır” denilmektedir. Yine taraflararasında akdedilen yazılım bakım destek sözleşmesinin 8,3 maddesinin 2.Fıkrasında “müşterinin destek verilen yazılımı kullandığı iş yerini kapatması halinde sözleşmeyi fesih hakkı vardır” denilmektedir. Yukarıda da belirtmiş olduğumuz üzere müvekkil şirket ilgili işletmesini devretmiş durumu da davacı
şirkete bildirmiştir. Dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre de müvekkil şirketin sözkonusu fatura dönemlerinden sorumluluğu bulunmamaktadır. Tüm bu hususların dışında ülkemizdeki ve dünyadaki Pandemi koşulları genel olarak tüm çalışma hayatını etkisi altına almıştır. Müvekkil şirket de maalesef ki bu durumdan ekonomik olarak oldukça etkilenmiştir. Pandemi koşulların mücbir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiği çeşitli yüksek mahkeme kararlarında yer almaktadır. Konunun bu açıdan da değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Sonuç olarak tarafların sözleşme yapılmadan önce bilemeyeceği şekilde ortaya
çıkan olağanüstü koşulların varlığı söz konusudur. Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ve sayın mahkemece re’sen nazara alınacak nedenlerle, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama
giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep edilmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,
…. İcra Müdürlüğü’nün … dosya numarası konu itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, Mahkememizce 15/02/2022 tarihli celse kararı ile dosyanın SMM bilirkişiye verilerek; tarafların alacak borç durumunun tespit edilerek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
29/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı taraf davalıdan alacağını alamadığı gerekçesi ile 27.02.2020 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … dosya numarası 21.370,16. TL cari hesap üzerinden takibe geçtiği, davalının da takibe itiraz etmesi üzerine davacının huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı,davacı şirket 2019-2020 yılı ticari defterlerini ibraz ettiği, İbraz edilen ticari defterleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğu görülmüş olup, mevcut tespitlere göre davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil olarak değerlendirilmekle birlikte nihai karar sayın mahkemenin takdirinde olduğu,davacı, …. İcra Müdürlüğünün … E dosyasına konu ettiği, dava konusu faturalar, usulüne uygun olarak davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu takip tarihi itibariyle icraya konu faturadan dolayı davalıdan 21.370,16 -TL kadar alacağı olduğu,ibraz edilen bilgi ve belgelere göre davacının ….İcra Müdürlüğünün … E dosya numarası ile davalı aleyhine yaptığı icra takibinde davalıdan 21.370,16 -TL alacağı olduğu, davalının itirazı olması halinde mevcut somut bilgi ve belgelerini ibraz etmesi gerektiği ( hesap belgesi, hesap belgesi, çek makbuz vb.) mevcut dosya kapsamında davalının 21.370,16 -TL tutarı kadar icra dosyasına yaptığı itirazın ispata muhtaç olduğu, tarafların mahkeme masrafları, vekâleti ücreti, icra – inkâr tazminatları ve benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı görüşüne varılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Tüm bu açıklamalar ışığında;

Davacı yanın, uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, alacak miktarı tespit edilmiştir. Davalı yanca ticari defter ve kayıtlar ibraz edilmemiş olup; ödemeye ilişkin bilgi ve belge de dosyaya sunulmamıştır, faturalarının düzenlenme tarihi de dikkat alınmak suretiyle ve davalı yanca ödeme olgusu da ispat edilemediği anlaşılmakla; davanın kabulü ile; davalının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi ile takibin aynı koşullarla devamına, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi ile takibin aynı koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesap olunan 1.459,79-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 258,10 TL harçtan mahsubu ile artan ‭‭‭‭1.201,69‬ TL davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan … ‘e 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.335,40-TL’nin ( 59,30-TL BVH, 8,50-TL VH, 258,10-TL Peşin Harç,900,00-TL BK, 109,50-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/09/2022

Katip …

Hakim …