Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/482 E. 2023/503 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/482 Esas
KARAR NO :2023/503

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:14/08/2018
KARAR TARİHİ:12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibine karşı yapılan kötü niyetli itirazın iptaline ve alacağın asgari %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, icra takibine konu edilen sözleşmenin hukuken geçerli bir sözleşme olduğunu, davalının ticari ilişkisi bulunmadığından dolayı borcu olmadığı iddiasının asılsız olduğunu, davalının mevcut deliller ile müvekkili ile olan iş ve ticari ilişkisinin bulunduğunun aşikâr olduğunu, taraflar arasında düzenlenmiş olan rekabet yasağı ve gizlilik sözleşmesinde de cezai şartın açıkça belirtilmesine ve sözleşmenin davalı tarafından imzalanmış olmasına rağmen takip başlatılarak ödeme emri tebliğ edildikten sonra icra takibine herhangi bir sebep veya somut delile dayanmaksızın itiraz etmesinin yalnızca tahsilâtı geciktirmek amacıyla yapılan haksız ve kötü niyetli bir itiraz olduğunu, itiraz ile söz konusu icra takibinin durduğunu, davalı tarafından faiz ve masraflar hariç 100.000-TL’nin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini, itirazın kötü niyetli ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olması nedeniyle alacağın asgari %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı vekili, müvekkili … …’ın 18.09.2014 tarihinden 16.11.2016 tarihine kadar davacı şirkette muhasebeci olarak çalıştığını, görevinin gerektirdiği işleri ve diğer angarya işleri eksiksiz bir şekilde ifa ettiğini, firma müdürünün müvekkiline hakaret ettiği ertesi günde işten çıkardığını, müvekkilinin haklı neden olmadan işten çıkartıldığı ve rekabet etmeme yasağının geçerli olmadığını, rekabet yasağı sözleşmesinin müvekkiline baskı ile firma tarafından iradesi sakatlanarak imzalatıldığını, zarara uğratıldığı iddiasının asılsız olduğunu, sözleşmenin TBK m.447 uyarınca geçerli olduğu varsayımında bile TBK m.445’e aykırılıklar içerdiğini, davanın reddine karar verilmesini ve lehlerine %20 kötü niyet tazminatı hükmedilmesini, davanın şu aşamada reddedilmemesi halinde …. İş Mahkemesinin … esas sayılı derdest dosyasının sonucunun beklenmesine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Taraflar arasında düzenlenen rekabet yasağı sözleşmesinde öngörülen cezai şart nedeniyle alacaklı olarak başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkin olduğu görüldü.
DELİLLER; …. İş Mahkemesine müzekkere yazılarak … esas sayılı dosyasının kesinleşip kesinleşmediğinin, istinaf başvurusunda bulunup bulunulmadığın ve bulunuldu ise istinaftan dönüp dönmediği bilgisi celp edilmiştir, …. İş Mahkemesine müzekkere yazılarak Mahkememiz duruşma ara kararı gereğince, Mahkemenizin … esas sayılı dosyasının istinaftan dönüp dönmediği, kesinleşip kesinleşmediği bilgisi celp edilmiştir
Mahkememizce 13/01/2021 tarihinde davanın görevsizlik sebebiyle reddine karar verilmiş, davacı vekillinin kararı istinaf etmesi üzerine İstanbul Bölge Adliyesinin 12. Hukuk Dairesi’nin 2021/1147 Esas, 2021/1065 Karar 01/07/2021 tarihli ilamıyla; Mahkemece, görevsizlik kararı 12.10.2017 tarihli, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. Maddesindeki iş mahkemelerinin görev alanına ilişkin düzenlemeye dayandırıldığı,7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesinde yapılan düzenlemenin, TTK’nın 4/1.c maddesini ortadan kaldırdığından söz edilemeyeceği, Ticari davaları düzenleyen TTK’nın 4/1-c maddesi gereğince, işçinin rekabet yasağına ilişkin TBK’nın 444 ilâ 447. maddelerinde düzenlenen uyuşmazlıklar mutlak ticari dava olup, bu tür dava ve uyuşmazlıklara ticaret mahkemelerince bakılması gerektiği, Mutlak ticari dava niteliğinde olan uyuşmazlığa ticaret mahkemesince bakılması gerekirken, göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde olmadığı, Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf nedeni yerinde görülerek ; yerinde olmayan kararın kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı cezai şart alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 100.000,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf, “Rekabet Yasağı Ve Gizlilik Sözleşmesi” başlıklı belgedeki rekabet yasağı ve gizlilik taahhüdünde yer alan hükümlerin geçerli olup olmadığı, davalının taahhüt hükümlerini ihlal edip etmediği, davacının cezai şart isteminin ve miktarının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, deliller, celp edilen kayıtlar kapsamında rapor tanzim edilmesi için Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı öncesi dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi raporunda 26. İş Mahkemesinde devam eden iş davasında, hukuki değerlendirmeler ve tartışmalar neticesinde, iş sözleşmesinin işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından iş akdinin haklı feshedildiğine karar verildiği takdirde davacı işverenin cezai şart talep edemeyeceği, iş davasında işveren tarafından iş akdinin haklı feshedildiğine karar verildiği takdirde, rekabet yasağının devam edeceği ve iş akdi feshinden sonra da sonlanmayacağından sözleşmenin 5.5 maddesinde kararlaştırılan 100.000,00 TL cezai şartın talep edilebileceği yönünde görüş ve kanaat sunmuştur.
…. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davacının … Erarslan, davalının … Malz. İth. İhr. San. Ve Tic. A.Ş olduğu, davacının, pozisyonu muhasebe elemanı olmasına rağmen sekreterlik işi yaptırıldığı, müdürünün kendisine hakaret vari sözler söylediği, şirket sahibi ile görüştüğünde işi bırakıp gitmesi ve tazminat ile işçilik alacaklarının ödeneceğinin kendisine söylendiği, işi bıraktıktan sonra herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı şirketin haklı bir sebebe dayanadan iş akdini sona erdirmesine rağmen kıdem ve ihbar tazminatını ödemediğini belirterek kıdem, ihbar tazminatı ve fazla çalışma ücreti talep ettiği, yapılan yargılama neticesinde …. İş Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile ” davacının fazla mesai çalışma ücretinin ödenmediği tespit edilmiştir. Dolayısıyla bu durumunda davacı işçiye 4857 Sayılı İş Kanunu madde 24/II kapsamında haklı nedenle fesih hakkı vereceği anlaşılmıştır.Dosyadaki belgeler ile tanık beyanlarının inceleme ve değerlendirilmesinde davalı işverenin ve müdürün hakareti üzerine davacının 6 günlük yasal süre içerisinde iş yerini terkederek işyerine gelmemek şeklinde eylemli olarak iş akdini feshettiği,ayrıca davacının fazla mesai çalışma ücretininde ödenmediği anlaşılmakla davacının feshinin haklı olduğu, 5.353,35 TL kıdem tazminatının, 4.071,62-TL fazla mesai alacağının kabulüne, ihbar tazminatı isteminin reddine karar verildiği kararın istinaf edilmesi sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesinin 2021/1109 esas, 2023/521 karar sayılı 05/04/2023 tarihli kararı ile esastan reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 447. ( Eski Borçlar Kanunun 352.maddesi ) maddesinde; “Rekabet yasağı, iş verenin bu yasağı sürdürmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmiş ise sona erer. Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın iş veren tarafından veya iş verene yüklenebilen bir neden ile işçi tarafından fesih edilirse, rekabet yasağı sona erer.” hükmünü içermektedir. Bu durumda, davacı iş verenin rekabet yasağına aykırılıktan ötürü dava açabilmesi için işçinin kusuru sonucu haklı nedenle iş sözleşmesini feshetmiş olması yada işçinin iş akdini feshinin haklı nedene dayanmaması gerekir.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2016/23044 Esas, 2019/20800 Karar sayılı ilamı; “İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur…Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir. 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır…Somut olayda, davacının 16.03.2015 tarihli istifa dilekçesinde; ‘02.09.2015 tarihinden itibaren çalışmakta olduğum işyerinden 31.03.2015 tarihi itibari ile kendi isteğim ile istifa ederek ayrılıyorum’ yazılı olup özel bir istifa nedeni açıklanmamış, istifa gerekçesi belirtilmemiştir. Dava dilekçesinde ise fazla çalışmaların karşılığının ödenmediği için ayrıldığını belirtmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının tanık olarak verdiği beyan esas alınarak ayda 3 gün günde 2 saat olmak üzere toplam ayda 6 saat üzerinden hesaplanan fazla çalışma ücret alacağından müfettiş raporu üzerine 2014 yılı Mayıs ayı ek ödeme adı altında yapılan ödemenin fazla çalışma olarak kabülü ile mahsup edilmesi sonucu geriye yönelik fazla çalışmaların ödendiği ve davacının fazla çalışma ücret alacağının bulunmadığından reddine karar verimiş ise de isabetli olmamıştır. Davacının tanık olarak dinlendiği 12.09.2008 tarihine kadarki beyanları kendisini bağlar. Yargılama sırasında dinlenen insan kaynakları müdürü olarak görev yapan davacı tanığı fazlaçalışmaların idari kısım için ödenmediğini, 2014 yılında denetleme yapıldığını denetim sonucunda her gün 1 saat 15 dakika fazla çalışma yapıldığı ve ödenmediğinin tespit edildiğini talimatlara uyarak banka kanalı ile ödeme yaptıklarını beyan etmiştir. O halde 29.08.2014 denetim tarihine kadar günde 1 saat 15 dakika fazla çalışmaya göre hesaplama yapılmalı, 2014 yılı mayıs bordrosu ile yapılan ödeme mahsup edilerek fazla çalışma ücret alacağı ile sonucuna göre de kıdem tazminatının değerlendirilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde olup yine benzer gerekçelerle Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2015/27995 Esas 2019/48 Karar sayılı ilamında da “…Davacı işçi, fazla mesai ücretinin ödenmemesi ve fazla mesai yönünden eksik sigorta primi ödenmesine bağlı olarak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-(e) maddesine göre haklı nedenle iş akdini feshettiğinden…” denilerek, 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücretin ikramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların tamamını kapsayacak şekilde değerlendirilmesi gerektiğine ve bu ücret alacaklarının ödenmemesi halinde işçinin haklı nedenle iş akdini feshedebilceğine işaret edilmiştir.
Mahkememiz dosyası davalının işçilik alacaklarının tahsili istemiyle …. İş Mahkemesine açmış olduğu dava neticesinde, mahkememiz dosyası davalısı işçinin, iş akdini haklı nedenle feshettiği gerekçesi ile fazla mesai alacağı olarak 4.071,62 TL ve net kıdem tazminatı alacağı olarak 5.353,35 TL’nin tahsiline karar verildiği, davalı tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedilmiş olması sebebiyle TBK 447.maddesinde yer alan “Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın iş veren tarafından veya iş verene yüklenebilen bir neden ile işçi tarafından fesih edilirse, rekabet yasağı sona erer.” hükmü uyarınca rekabet yasağının sona erdiği kanaatine varıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartlar oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 269,85-TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 1.707,75-TL harçtan mahsubu ile geri kalan 1.437,90 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 16.000,00 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 306,50-TL( 306,50 TL tebliğler ve posta) yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/07/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır