Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/469 E. 2021/704 K. 06.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/469
KARAR NO:2021/704

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:02/07/2021
KARAR TARİHİ:06/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalı şirkete … hesabı açmak suretiyle 52.000,00 TL yatırdığını, müvekkilinin 18.11.2020 tarihinde para çakmak üzere sisteme giriş yapmak istediğinde sisteme giremediğini, hata mesajı aldığını, akabinde davalı şirketten aradığını bildirilen kişiler tarafından arandığını, sistemde arıza olduğu ve bilgileri paylaşmasının akabinde arızanın giderileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin güvenerek doğrulama kodu ve şifresini paylaştığını ancak daha sonra sisteme girdiğinde hesaptaki paranın çekildiğini, müvekkilinin davalı firma ile bir türlü iletişime geçemediğini, hesap açılmadan önce internet sistemlerinin çok güvenilir olduğu yönünde davalı tarafından beyan edildiğini, müvekkilinin aldatılarak mağdur edildiğini, tüm uyarılara rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takibe girişildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını somutlaştırır delillerini sunmadığını, davanın husumetli tarafının müvekkili olmadığını, davacının bizzat kendisi tarafından paylaşılan şifre nedeniyle dolandırıldığından husumetin 3. kişilere yöneltilmesi gerektiğini, davacının sahte siteye giriş yapmaya çalıştığını, müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, müvekkiline ait olmayan telefon numarasından davacının arandığını, davacının paylaşılmaması gereken bilgileri paylaştığını, bu bilgilerin müvekkilinin çalışanı dahil kimseyle paylaşılmaması gerektiğinin mesaj yoluyla davacıya bildirildiğini, müvekkiline ait bir güvenlik ihlali bulunmadığını, neticede davacının kendisinin taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal ederek kendi kusuruyla dolandırıcılık olayına sebebiyet verdiğini, bu nedenle zarara uğradığını, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, davacının tazminat talebinin reddi ile kötü niyetli başlatılan icra takibi nedeniyle %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 320. maddesi uyarınca taraflar duruşmaya davet edilmeden, dosya üzerinden karar verilmesi mümkün görüldüğünden duruşma açılmamıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki kripto para alım satımına aracılık (borsa) işleminden kaynaklanmaktadır.
HMK’nun 1.maddesi uyarınca “göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup, aynı Kanun’un 115. maddesi ile getirilen,”Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır,” hükmü gereğince öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 1. Maddesinde amacı açıklanarak, Kapsam başlıklı 2. Maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmü getirilmiş olup, 3.maddesinde ise mal ve hizmet tanımlandıktan sonra, Tüketicinin “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, Satıcının “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, Sağlayıcının, “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, Tüketici işleminin ise, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde, davalı şirketin sağladığı, kripto para alım satım işlemlerini yapmak amacıyla, Btc Turk platformuna üye olduğu, kullanıcı sözleşmesi gereğince alım satım işlemlerinden komisyon ve işlem ücreti tahsil edildiği, … hesabına başarılı giriş yapamaması üzerine kendisini davalı şirket çalışanları olarak tanıtanların arayarak doğrulama kodu istediği, hesabına tekrar girdiğinde parasının hesaptan çekildiğini ileri sürmektedir.
27 Haziran 2013 tarih ve 28690 sayılı Resmî Gazetede 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” yürürlüğe girdiği, ödeme ve elektronik para hizmetlerine bir mevzuat alt yapısı oluşturulmaya çalışıldığı belirtilmiş olup, dava dilekçesi içeriğinden, davacının yatırım/ kazanç amaçlı söz konusu kripto parayı satın aldığı anlaşılmaktadır. Vergi müdürlüğünden celbedilen müzekkere cevabına göre davacı tacir değildir. Diğer yandan davacı tarafın işlemi dijital paralardan gelir elde etmeye yönelik olduğundan tüketici işlemi olarak kabul edilemez.” Anılan hüküm uyarınca yatırım amaçlı işlem yapan davacı tüketici olarak kabul edilemeyeceği gibi, kripto para alım satım işlemine aracılık eden davalı şirket Banka olmadığından, işlem bankacılık işlemi olarak nitelendirilemeyecektir. Diğer taraftan, aynı Kanunun 73. maddesi hükmüne göre; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
Ayrıca, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/269 Esas KARAR NO: 2021/338 18/02/2021 kararı emsal nitelikte olup görevli mahkemesinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu vurgulanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan nedenlerle anılan Kanun kapsamında tüketici işleminden söz etmek mümkün olmadığı, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi gereğince ticari dava niteliği bulunmadığı da dikkate alınarak, davaya genel mahkemede bakılması gerekmekte olup uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve 115/2 md. uyarınca davanın usulden görevsizlik sebebiyle REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 20. madde gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına dair karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK 331. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır