Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/427 E. 2022/278 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/427
KARAR NO :2022/278

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:16/06/2021
KARAR TARİHİ:17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı borçlu arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı borçluya kesilen 25.06.2015 tarihli, … sıra numaralı, 18.833,00-TL bedelli fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı borçlu şirket
aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla icra takibine başlandığını, Davalı borçlu şirket tarafından takibe ve borca dair yapılan itiraz üzerine anılan takibin durduğunu, Davalı borçlunun itirazı haksız ve kötü niyetli olduğundan işbu itirazın iptalinin gerektiğini, Davalı borçlu itirazında icra takibine dayanak olarak gösterilen irsaliyeli faturaya ilişkin olarak faturanın kendilerine tebliğ edilmediğini beyan etmekteyse de belirtildiği üzere anılan fatura malların teslim edildiğine ilişkin düzenlenen irsaliyeli fatura olup faturalara ilişkin ödeme belgesinin de sunulduğunu, bu nedenle davalı borçlunun itirazları dayanaktan yoksun kaldığını, öte yandan davalı, itiraz dilekçesinde irsaliyeli faturayı ve malları teslim alan kişi için müvekkil şirketin … adlı bir çalışanı yoktur demekte ise de bu bir kelime oyunu olabileceğini, İrsaliyeli faturanın altındaki teslim alan kişinin ismi zihinde ilkin … olarak yansımakta ise de tam okunamadığından “…” ve benzerleri şeklinde de olabileceğini, Bu hususta SGK kayıtlarının celbiyle davalı borçlu şirketin o tarihteki çalışanlarının listesine bakıldığından irsaliyeli faturayı ve malları teslim alan kişi kendiliğinden ortaya çıkacağını, …, icra dosyasındaki ödeme emri tebligatını teslim alan davalı şirketin muhasebe servisi personeli … isimli hanımefendi malların teslim
alındığı olgusunu bilmekte olduğunu beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davalı tarafından yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptali, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın davası, hak düşürücü süre ve zamanaşımı ile malul olduğunu, davacı yanca, müvekkili şirketi haksız surette borçlandırmak saikiyle kötüniyetli olarak, müvekkil şirkete teslim edilmemiş mala ilişkin olarak düzenlenmiş ve yine müvekkil şirkete tebliğ, teslim edilmemiş faturaya istinaden icra takibi başlatıldığını, davacı yanca, yasal 1 yıllık süre zarfında, huzurdaki İtirazın İptali davası açılmamış bulunmakla, davanın hak düşürücü süre yönünden usulden reddine karar verilmesini dilediklerini, ayrıca, zamanaşımı itirazında da bulunduklarını, davanın, zamanaşımı yönünden usulden reddine karar verilmesini dilediklerini, bununla birlikte, müvekkil şirketin, davacı yana herhangi bir borcunun da bulunmadığını, davacı yanın, dava dilekçesi muhtevasında ileri sürülen iddialar ve beyanlar da, somut gerçekliğe ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, müvekkil şirketi haksız ve kötüniyetli olarak borçlandırma amacına matuf olduğunu, davacı yan, davasını ve akdi ilişkinin varlığını ispatla mükellef olduğunu, yerleşik yargıtay içtihatları uyarınca, faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlayamacağı, alacağın varlığının kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanması gerektiği açık ve tartışmasız olduğunu, davacı yan ile müvekkil şirket arasında, dava konusu 25/06/2015 tarihli ve … nolu fatura konusu malın alım-satımıa dair herhangi bir akdi ilişkinin olmadığını, müvekkil
şirkete, davacı yanca, faturada belirtilen mal teslim edilmediğini, takip konusu fatura da, müvekkil şirkete tebliğ, teslim edilmediğini, bu hususlar, müvekkil şirket defter ve kayıtlarıyla kanıtlanacağını, müvekkil şirkete tebliğ edilen ödeme emrinde borcun sebebi olarak bildirilen ve ekinde yer alan 25/06/2015 tarihli fatura konusu mal müvekkil şirkete teslim edilmediğini, müvekkil şirketin davacı yandan böyle bir alışverişin olmadığını, keza, müvekkil şirketin, … adlı bir çalışanın olmadığını, fatura da müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, müvekkil şirkete teslim, tebliğ edilmemiş olan dava konusu fatura, müvekkil şirket kayıtlarında olmadığını, dava konusu faturada adı geçen … ya da … müvekkil şirketin çalışanı olmadığını, müvekkil şirketin bu isimde bir çalışanının olmadığını, bu husus, SGK kayıtlarıyla da sabit olduğunu, davacı yanca, müvekkil şirketle hiçbir akdi ilişki olmadığı halde, müvekkil şirket aleyhine müvekkil şirket çalışanı olmayan bir kişi tarafından teslim alman mal iddiasıyla irsaliyeli fatura düzenlenmiş, bu faturaya istinaden icra takibi başlatılmış olduğunu, bu alacak iddiasının tamamen gerçek dışı ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirketin, bu nedenle
uğradığı ve uğrayacağı zararlara ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı olduğunu, Yargıtay İçtihatları ve itirazın iptali davalarına ilişkin ispat kuralı uyarınca, davacı yanın, akdi ilişkinin varlığını kesin ve inandırıcı delillerle ispatla mükellef olduğu, fatura ve irsaliyenin tek başına alacağın varlığını ispatlamaya elverişli olmadığı izahtan vareste olduğunu, davacı yanca, dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmışsa da, HMK ve itirazın iptali davalarına ilişkin ispat kuralı gereği, huzurdaki davada, davanın tanıkla ispatı hukuken mümkün olmadığını, davacı yanın, tanık dinletme talebi hukuka aykırı olup, itiraz ettiklerini, davacı yanın, tanık dinletme talebine muvafakatlarının olmadığını beyan ederek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı TBK madde 207 ve devamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle İİK madde 67′ gereğince itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasının UYAP içeriği, SGK kayıtları dosya arasına alınmış ve Mahkememizce 09/11/2021 tarihli celse kararı ile dosyanın SMM bilirkişiye verilerek tüm dosya kapsamı hakkında rapor aldırılmasına karar verilmiş ancak davacının ticari defter ve kayıtları …’nde olduğundan 01/12/2021 tarihli ara karar ile … Nöbetçi Asiye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak; davacı tarafın ticari defterlerinin SMM aracılığı ile incelenerek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
14/02/2022 tarihli talimat ile alınan bilirkişi raporunda; Davacının incelenen ticari defterlerinin VUK göre açılş tasdiklerinin yapıldığı, davacının defterlerinin lehine delil olup olmama konusu hakkındaki takdirin yüce mahkemeye ait olacağını, tarafların arasında ticari bir ilişkinin olduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre; davacının davalıdan takip tarihi olan 08.08.2016 tarihi itibari ile 15.960,17 TL ve 2.872,83 TL KDV olmak üzere toplam 18.833,00 TL alacağının olduğu görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce verilen 07/03/2022 tarihli ara karar ile davalı tarafın ticari defterlerinin SMM aracılığı ile incelenerek, alacak ve dosya kapsamında rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
06/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı taraf davalıdan, alacağını tahsil edemediği gerekçesi ile …. İcra Müdürlüğünün 08.08.2016 tarihli … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe geçtiği, davalı borçlu borçu kabul etmedikleri icra takibine, takip miktarına, borca, faiz ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, bu itiraz üzerine davacının davalı aleyhine yaptığı takibin devamı için huzurdaki davayı açtığı, davacının davalıdan; takip ve dava konusu yaptığı faturadan dolayı alacağı olduğunu iddia ediyorsa bu faturadaki mal veya hizmetleri davalıya teslim ettiğini yasaya uygun deliller ile ispata mecbur olduğu görüşüne varılmıştır.
Tüm dosya kapsamından, davacı yanca her ne kadar ticari ilişkiden kaynaklı mal teslimi nedeniyle fatura düzenlendiği ve alacağın davalı yanca ödenmediği iddia edilmiş ise de; davalı yanca mal alım-satımına dair taraflar arasında herhangi bir akdi ilişkinin olmadığını, davalı
şirkete, davacı yanca, faturada belirtilen mal teslim edilmediğini belirtilmiş olup; teslim tutanağında bahsi geçen dava dışı … ya da … isimli kişinin davalı şirketin çalışanı olmadığını SGK kayıtları ile sabittir. Davalı yanın ticari defterlerinin incelemesinde davacı şirketle ticari ilişkisinin bulunmadığı hususu tespit edilmiş olup; davacı yanca ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 254,29-TL harçtan mahsubu ile artan 173,59-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı vekili Av. … ve Davalı vekili Av. … (e-duruşma ile) yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2022

Katip …

Hakim …