Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/371 E. 2022/455 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/371
KARAR NO:2022/455

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:26/05/2021
KARAR TARİHİ:29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı/borçlu … arasında yıllardan beri süre gelen iş ortaklığı bulunmadığını, taraflar tüm resmi işlemler müvekkili üzerinden olacak şekilde uzun yıllar ticaretle uğraştığını, 2020 yılı içerisinde işbu ortaklıklarını sona erdirme kararı almaları neticesinde 01.09.2020 tarihli protokolü imza ederek iş ortaklıklarını sonlandırdığını, protokolün 3. ve 5. maddeleri gereğince ödemeyi taahhüt ettiği 146.500-TL’yi ödeme günü olan 31.12.2020 tarihinde ödememesi nedeniyle 5. maddede düzenlenmiş olan cezai şart devreye girdiğini, bu kapsamda müvekkiline 200.000-TL ödeme yapması gereken borçlu borcunu ödemediğini, davalı/borçlunun protokole ve tüm şifahi vaatlerine rağmen ödeme yapmaması sonucunda …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili zımnında icra takibine geçildiği, borçlunun işbu takibe süresi içerisinde itiraz etmesi neticesinde takibin durduğunu, davalı hakkında %20’den az olmayacak şekilde icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … ve davacı taraf arasındaki iş bu dava konusu olan protokolün geçerli olmadığını, söz konusu protokol incelendiğinde kendi içinde çelişkiler taşıdığı açıkça anlaşılacağını, müvekkilinin davacıya ait kamu borçlarını , davacının özel hukuk kişisinden olan alacağı karşısında üstlendiğini, davacı taraf ile yapılmış protokolde de görüleceği üzere davalı tarafın SGK ve vergi borçlarının ödenmesi ve ayrıca 80.000.-TL bedelin müvekkilince karşılanması na ilişkin bir protokol yapıldığını, müvekkilinin protokolün 3 ve 5. Maddelerinde belirtilen 80.000,00-TL’yi davacı tarafa 30.09.2020 tarihinde 50.000,00-TL ve 09.10.2020 tarihinde 30.000,00-TL olarak kapatıldığını, müvekkilinin belirtilen protokol sebebiyle davacı tarafa ödemeyi kabul ettiğini, vergi ve SGK borçları toplamı belli olmadığını, kesin bir rakam belirtilmediğini, bu borçların müvekkilince kabul ön şartı ise davacı tarafın müvekkiline vekalet verilmesi olduğunu, müvekkilinin ise temlik karşılığı davacının vergi ve SGK borçları toplamı olan 165.500,00-TL bedel ile , yine davacı …’in iş yerinden ayrılma bedeli olan 80.000,00-TL ödeneceğini, davacı vermiş olduğu vekaletnameyi iptal ederse yine 80.000$ davalı …’a ödeneceğini, verdiği vekaleti iptal ederse cezai şart ödeyecek olan davacı vekaleti vermemekle de bu cezai şartı ödemekle yükümlü olması gerektiğini, davacı tarafın müvekkilinin Ferzad Abadi’den olan alacağın tahsilini engellemiş olduğunu, sözleşmenin müvekkiline yüklediği sorumluluklardan da kendi kusuru sebebiyle faydalanamayacağını, müvekkili Farzad Abadi’den alınacak alacağa karşı bu vergi borçlarını kabul ettiğini, görev itirazının kabulüne, dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesini, davacı tarafın davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki protokolden kaynaklı alacak için başlatılmış takibe itiraz nedeniyle 2004 sayılı İİK madde 67′ gereğince itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce 17/11/2021 tarihli celsede dosyanın SMM, bilirkişiye tevdi ile tarafların ticari defterlerinin SMM aracılığı ile de incelenmek suretiyle alacak ve dosya kapsamında rapor düzenlenmesine karar verilmiştir. 06/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacı yanın Mahkememizin 17/11/2021 tarihli ara kararında tarafların ara kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde bilirkişiye kayıtlar üzerinde yerinde inceleme yapması için gerekli fiziki ortamın sağlanması bakımından kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafından ticari defterlerin hazır olduğu ile ilgili tarafına bilgi verilmediğinden davacı yana ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılamadığını, davalı yanın Mahkememizin 17/11/2021 tarihli ara kararının tarafların ara kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün süre içerisinde bilirkişiye kayıtlar üzerinde yerine inceleme yapması için gerekli fiziki ortamın sağlanması bakımından kesin süre verilmesine rağmen davalı tarafından ticari defterlerin hazır olduğu ile ilgili tarafına bilgi verilmediğini, davalı yana ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılamadığını, davalı … tarafından …’e protokol 2. Maddesi kapsamında 30/09/2020 tarihinde … Bankası vasıtası ile 50.000,00 TL, 09/10/2020 tarihinde 30.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL ödeme yaptığı, tarafların protokolün diğer maddelerindeki taleplerinin hukuki yorum gerektirdiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki 01/09/2020 tarihli protokolün varlığı hususunda itilaf bulunmayıp; protokol maddelerinin yorumlanması hususunda itilaf bulunmaktadır. Dosyamız arasında mevcut … Bankası ait dekontun incelenmesinde; 30/09/2020 tarihinde 50.000,00 TL, 09/10/2020 tarihinde 30.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL ödemenin yapıldığı, protokolün yapılan incelemesinde taraflara karşılıklı olarak hak ve yükümlülükler tanıdığı, taraflar arasındaki protokolün 1. Ve 3. Maddesi gereğince 66.500,00 TL gelir vergisi ile davacı yanın ayrılma bedeli olan 80.000,00 TL olmak üzere toplam 146.500,00 TL’nin 31/12/2020 tarihinde ödemeyi aksi halde protokolün 5. Maddesi gereğince 200.000,00 TL olarak ödenmesi hususunda muvafakate varıldığı tespit edilmiştir. Yine protokolün 6. Maddesi gereğince davalı tarafça davalı yana vekalet düzenleneceği, vekaletin iptal edilmesi halinde 80.000 dolar verileceği hususunda muvafakate varılmış ve vekalet verildiğine ilişkin bilgi ve belge dosyamız sunulmamıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nın 139. madde düzenlemesine göre, iki şahıs karşılıklı bir miktar meblâğı veya yekdiğerine mümasil başka malları birbirine borçlu oldukları takdirde her iki borç muaccel ise iki taraftan her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Takas, hukuki niteliği itibariyle bozucu yenilik doğuran bir hak olup, takas hakkının kullanılabilmesi için olumlu ve olumsuz şartların gerçekleşmiş olması gerekir. Takas edilecek alacağın karşılıklı, aynı nitelikte, muaccel, dava edilebilir olması takasın olumlu şartlarını oluşturur. Takas, tek taraflı, şekle bağlı olmayan ve karşı tarafa varması gerekli bir irade beyanıyla kullanılır. Takasın olumlu şartlarından olan alacağın karşılıklı olmasını, tarafların birbirine karşı aynı zamanda hem alacaklı hem de borçlu olması şeklinde anlamak gerekir. Alacaklı ile borçlu arasında karşılık ilişkisi mevcut değil ise, yani aynı anda karşılıklı olarak alacaklılık ve borçluluk durumu söz konusu değil ise, takas beyanının ileri sürülmesi de mümkün olmayacaktır, (EREN, Fikret; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 8. Bası, İstanbul 2003, s. 1226).
Tüm bu açıklamalar ışığında; protokol içeriği ile davalı yanca da ödemezlik definde bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde; protokol gereğini tam olarak yerine getirmeyen davacının protokolün ilgili maddelerince takip başlattığı ancak davacı yanca da protokolün 6. Maddesindeki yükümlülüklerin yerine getirilmediği, bu haliyle davalı yanın ödemezlik definde bulunmasında haklı olduğu, protokol tarihi itibariyle vekalet için kararlaştırılan cezai şartın takip talebini karşıladığı, protokolün bütün maddelerinin ayrılmaz bir bütün olduğu aksi halde hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı kanaatine varılmakla; davanın reddine, yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Yargılama giderleri ve sair hususların gerekçeli kararda değerlendirilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile artan 21,40-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 24.167,72 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan…’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır