Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/327 E. 2022/420 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/327
KARAR NO:2022/420

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:29/01/2016
KARAR TARİHİ:21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında yapılan anlaşma uyarınca; alacaklı müvekkili tarafından davalıya ait bardak kullanımında kullanılacak kartonlar üzerine baskı yapılarak davalıya gönderildiğini, bu şekilde taraflar arasındaki hizmet alımının 6 ay boyunca devam ettiğini, davalı tarafından gönderilen her parti ürünün baskısı yapılarak davalıya gönderildiğini, davalı tarafından bu süre zarfında hiçbir şekilde üründe solvent kokusu olduğu yönünde bir bilgilendirme yapılmadığını, hizmet alımına devam edildiğini, süresi içerisinde herhangi bir ayıp ihbarında da bulunulmadığını, buna rağmen davalının, her nedense iş bitimini müteakiben 7 gün sonra (17.06.2014) sırf hizmet bedelini ödememek amacıyla kartonların yoğun solvent koktuğu iddiasıyla … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti isteminde bulundığunu, Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde kartonların fiziki incelemesinde yoğun bir solvent kokusuna rastlanmadığının tespitinin yapıldığını, bununla birlikte delil tespiti isteminde bulunulduğundan haberdar olunmakla süresi içerisinde mahkemeye yaptıklarını itirazlarında başvurucunun iddialarının yersiz olduğunu; müvekkilince kullanılan baskı makinasının özellikleri itibariyle solvent kokusuna neden olunamayacağını, solvent kokusunun başvurucunun sahip olduğu kartonlar ile gönderimden sonra başvurucunun tespit konusu malzemeyi muhafaza yer ve koşullarından ileri gelebileceği sebepleri ile süresi içerisinde yapılmış bir ayıp ihbarının da bulunmayışı sebebiyle itirazda bulunulduğunu, ayrıca davalın başvurucu tarafından numerik incelemenin yapılması istemine karşılık, müvekkilinen ticari itibarının söz konusu olması nedeniyle müvekkilince numerik inceleme yapılması ve aynı zamanda başvurucunun gönderdiği karton yapısı ve muhafaza koşullarının da inceleme konusu yapılmasının istenildiğini, davalı tarafın, müvekkili şirketin ticari işlerini etkilemek amacıyla ticari çevrede dedikodular çıkarmak suretiyle ticari itibarı etkilemek suretiyle kişisel haklarını ihlal ettiğinden bu hak nedeniyle yapılacak başvuru haklarını saklı tuttuklarını, davalının hizmet alımına ilişkin olarak kesilen fatura bedellerinden 1.067,89 TL boya bedeli ile ters yöne baskıdan kaynaklı 342,67 TL ve 1.932,24 TL ters yöne baskıdan kaynaklı kağıt bedeli düşülerek talep edilen hizmet bedeli ödenmediğinden … 3.İcra Müdürlüğü’nün … E. Dosyasından 26.08.2015 tarihinde icra takibi açılmış ise de davalı borçlu tarafından haksız ve mesnetsiz olarak 07.09.2015 tarihinde itirazda bulunulduğundan iş bu itirazın iptali ile takibin 8.846,14 TL asıl alacak üzerinden fer’ileriyle birlikte devamına karar verilmesini, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretine ve bununla birlikte delil tespiti asıl dava dosyasının eki sayıldığından iş bu taleple ilgili de müvekkili kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerinden davalının HMK 329.maddesindeki şartlar oluştuğundan bu hüküm çerçevesinde sorumlu tutulmasına karar verilmesini, icra takibinin hazırlanmasında icra-pro sisteminden kaynaklı olarak her ne kadar asık alacak fiziki evrakta 9.348,63 TL olarak görünmekte ise de UYAP sisteminden çıkarılan ödeme emri içeriğinden de anlaşılacağı üzere fatura bedellerinden 342,67TL, 1067,89 TL, ve 1932,24 TL’nin çıkarılmasından sonra 8.846,14 TL bulunduğundan itirazın bu miktar asıl alacak ile TTK 20. ve 1530. Md’si hükmü uyarınca hesaplanacak faiz bedeli ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri üzerinden itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesi, yargılama giderleri ile dava karşı avukatlık ücreti ve delil tespiti dosyasının bu davanın eki sayılmasından kaynaklı … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayıl delil tespiti isteminden kaynaklı yargılama gideri ve avukatlık ücretinin de bu dava içerisinde davalıya yüklenmesini, davalının kötü niyetli olması nedeniyle HMK 329.md hükümlerine göre karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından kendisine karton bardak yapımında kullanılacak 19.941,50kg kartona baskı işi amacıyla davalı şirket ile anlaşıldığını, davalı şirket tarafından yapılan kartonların muhtelif tarihlerde müvekkiline iade edildiğini, yapılan incelemede karton ve kağıtların yoğun solvent koktuğunun anlaşıldığını, davalının kusurlu eylemi ile yoğun şekilde solvente maruz kalan akartonlaroluşan koku neticesinde kullanılamaz hale geldiğini, müvekkili davalı tarafından davacı şirkete yapılan bildirim müracaatlarının sonuçsuz kalmış olup müvekkilin zararının giderildiğini, müvekkili şirket tarafından davacı tarafından zararının giderilmemesi üzerine … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, delil tespiti dosyasında bilirkişilerce yapılan inceleme sonucu hazırlanan 24/07/2014 tarihli rapor ile kullanılan baskı alt malzemesinin, mürekkep ve solventinin Tübitak veya uygun kimyasal laboratuvarında solvent ve koku testleri yapılarak, baskılı numunelerin yapılarında bulunan hangi kimyasalların nasıl bir koku oluşturduğunun matematiksel ifadelerle tespit edilerek kesin sonuca ulaşılabileceği yönünde görüş bildirildiğini, bu rapor çerçevesinde … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2014/68D.İş sayılı dosyasında konunun incelenebileceği gerekçesiyle ilgili laboratuvarlardan rapor alınması taleplerinin delil tespiti aşamasında dikkate alınmadığını, davacı tarafın edimini ifa etmeden haksız zenginleşme amaçlı hareket ettiğini, Sayın Mahkemede açılan işbu davanın bu haliyle de dürüstlük kuralına açıkça aykırı olduğunu, davacının haksız zenginleşme amacı ve kötüniyeti hukuken korunamayacağını, bu sebeple de haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davacı şirketin takip konusu alacağın % 20 sinden az olmamak üzere haksız takip tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı borçludan 8.846,14TL alacağı olduğu iddiasıyla başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
… 3. İcra Dairesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı icra dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda özetle; alınan numuneler tarafından duyuşsal olarak incelendiği ve çok yoğun bir solvent kokusuna rastlanmadığı, üründe koku veya solvent kalıntısının bulunup bulunmadığı veya bulunan miktarı matbaanın çalışma prosedürleri, havalandırma sistemi, kullanılan mürekkep ve solventler, baskı altı malzemesi, görsel duyuşsal ve numerik incelemeleri yapıldıktan sonra karar verilebileceği, kullanılan baskı altı malzemesinin, mürekkep ve solventin TUBİTAK veya uygun kimya laboratuvarlarında solvent ve koku testleri yapılarak, baskılı numunelerin yapılarında bulunan hangi kimyasalların nasıl bir koku oluşturduğunun matematiksel ifadelerle tespit edilerek kesin sonuca ulaşılabileceği, solvent koktuğu iddia edilen kağıtların piyasa değerinin 58.675,37TL olduğu ve firmanın hatalı olduğunu iddia ettiği kağıtlardan elde edemediği kârı 2.840,00TL olduğunu, 19.518,90kg kağıdın piyasa değerinin elde edilmesi gereken kâr dahil 61.515,00TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 19/06/2018 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/1968 Esas 2021/726 Karar sayılı 06/04/2021 tarihli ilamıyla; ” Davaya konu baskı işine ilişkin olarak taraflar arasında üzerinde mutabık kalınan bir iş bedeli bulunmadığı dikkate alınarak, icra takibine dayanak yapılan faturalar ve taraflarca dayanılan ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, davacının dayandığı faturaların davalıyı bağlayıp bağlamadığının belirlenmesi, bu şekilde bir neticeye ulaşılamaması halinde her bir parti ürünün ifa edildiği tarih itibariyle ayrı ayrı serbest piyasa rayiç bedeline göre davacı yüklenicinin hak ettiği iş bedellerinin hesaplattırılması; davalı tarafça iddia edilen ayıp hususuna ilişkin olarak her bir parti bakımından ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi, süresinde olduğu değerlendirilen ayıp ihbarları bakımından ise davalı tarafa usulüne uygun ara karar ile keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması için gerekli bedeli ödemek üzere usulüne uygun şekilde ihtaratlı kesin süre verilerek, iddia edilen ayıbın gerçekten mevcut olup olmadığının, var ise bu ayıbın niteliğinin ve davalının ürünleri kabul etmemesini ve iş bedeli ödememesini gerektirecek nitelikte olup olmadığının, gerektirmeyecek ise tespit edebilecek ayıplar nedeniyle davalının talep edebileceği nefaset kesintisinin ne kadar olabileceği hususlarında bilirkişilerden rapor alınması ve neticesine göre yeniden bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde hiç durulmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de, davacı tarafça icra takibinde talep edilen 4.250,94 TL işlemiş faiz bakımından açılmış ve harcı yatırılmış bir dava bulunmadığının dikkate alınmamış olması hatalı olmuştur.” gerekçeleriyle kaldırılmış, Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bozma sonrası bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 01/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; tarafların incelenen 2014 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu kendi lehlerine delil teşkil ettiği takip konusu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 8.846,14TL alacaklı gözüktüğü, fatura içeriği malların teslimine ilişkin tüm irsaliyelerde teslim alan bölümünde ise isim ve imzanın yer aldığı, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmasa da tesliminin somut delillerle ispat edildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından davalı şirkete mal karşılığı faturaların düzenlenmiş olduğu, takip konusu alacağın (229,82TL’lik fark haricinde) her iki şirketin kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin kendi defterlerinde 8.846,14TL davalıdan alacağının olduğu, dava dosyasında takip konusu bakiye borcun ödendiğine ilişkin dekont vs somut belge bulunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde davacının 26.08.2015 takip tarihi itibariyle 8.846,14TL alacağını talep edebileceği, somut olayda davalı borçlunun 818 BK’nın 101.(TBK.117md.) maddesinde belirtilen şekilde temerrüde düşürüldüğü yolunda dosyada herhangi bir delili rastlanılmadığı, bu durumda davacının takip öncesi dönem için işlemiş faiz talebi yerinde olmadığı, Mahkemenin kısmen ya da tamamen davacı alacaklının lehine hüküm kurması halinde tarafların tacir olması işin ticari olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle takip tarihinden sonrasında ana para alacağı için 3095 s.k.m.2/2 kapsamında iskonto avans faizi talep edebileceği, bu sebeplerle takdiri Mahkemeye ait olmak üzere davacının davalı tarafından … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmi iptalini isteyebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 14/12/2021 tarihli beyan dilekçesi ile; davalı şirketin … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli itirazın kaldırılarak takibin 13.599,57TL takip çıkışı üzerinden devamını, alacağa %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ile dava karşı avukatlık ücreti ve delil tespiti dosyasının bu davanın eki sayılmasından kaynaklı … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı delil tespiti isteminden kaynaklı yargılama gideri ve avukatlık ücretinin de bu dava içerisinde davalıya yüklenmesini, davalının kötü niyetli olması nedeniyle HMK 329.md hükümlerine göre hakkında adli para cezası ile müvekkiline aralarında akdedilen oranda vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı yüklenici tarafından, kağıt bardak yapımında kullanılacak kartonlara baskı yapılması işine ilişkin olarak düzenlenen bir kısım faturalara dayalı olarak 9.348,63 TL asıl alacak ile 4.250,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.599,57 TL üzerinden davalı iş sahibi aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış, süresinde yapılan itiraz üzerine yine süresinde itirazın iptali davası açılmıştır.
Davalı tarafça, davacı tarafından yapılan işlem sonrasında kağıt bardakların yoğun solvent koktuğu, bu nedenle kullanılamaz hale geldiğini belirtilerek, ayıplı ifa savunmasında ve davanın reddi talebinde bulunulmuştur.
Dava dilekçesinde, dava değeri 8.846,14 TL asıl alacak olarak gösterilmiş, peşin nispi harç bu bedel üzerinden yatırılmış, netice ve talep kısmında da takibin 8.846,14 TL asıl alacak ve faiz ile fer’ileri üzerinden devamına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkememizce davacı vekiline talep sonucunu açıklaması için süre verilmiş, davacı vekili beyanında, 13.599,57TL takip çıkışı üzerinden itirazın iptalini talep etmiş, işlemiş faiz talebine yönelik eksik harcı yatırmıştır.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 vd.madde hükümlerinde düzenlenmiştir. “Ayıbın Belirlenmesi’’ başlıklı 474/1.madde hükmü gereğince “İş sahibi, eserin tesliminden sonra, islerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu makul bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.”
Davalı tarafından, davacıya karşı ayıp nedeniyle ihtar yapıldığına ilişkin dosyaya herhangi bir delil ibraz edilmemiş olup, davalı tarafından, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu makul bir süre içinde yükleniciye bildirdiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil sunulmaması nedeniyle ayıp iddiası ispatlanamamıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Tarafların incelenen 2014 yılı ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafından, davalı şirkete ifa edilen mal /hizmet karşılığı fatura düzenlenmiş olduğu, 8.846,14 TL’lik davacı alacağın 229,82 TL’lik kısmı hariç her iki şirketin kendi defterlerinde kayıtlı olduğu fatura karşılığı işbu faturalar içeriği malların davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, bu kez ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu malları almadığını, malların ayıplı olduğunu veya bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği, bu hususta dosya kapsamında somut herhangi bir belge bulunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacının ifası ispatlanan fatura karşılığı 8.846,14 TL bakiye alacağını talep edebileceği değerlendirilmiştir. Dava dosyasında mevcut belge ve bilgilerde, sevk irsaliyelerinde teslim alan isim ve imzalarının bulunduğu, davalı defterlerine kaydedildiği, buna rağmen davacı faturalarına usulüne uygun itirazın olmadığı, ödeme belgesi de sunmadığı görülmekle;
davacının ticari ilişkiyi, fatura içeriği malı teslim ettiğini, yapılmamış ödeme ile de alacağını ispat ettiğinin kabulü gerekir.
Her ne kadar davacı taraf, icra takibinde işlemiş faiz talep etmiş ise de; davalı borçlunun, icra takibinden önce davacı tarafından temerrüte düşürülmesi söz konusu değildir.
Temerrüt, en kısa tanımıyla, alacaklı tarafından talep edilebilir (muaccel) hale gelmiş bir borcun ifasındaki gecikmedir ve kural olarak, bu tür (muaccel) bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer. Temerrüt için aranan ihtar hukuki işlem benzeri fiil mahiyetinde olup, alacaklının alacak miktarını belirterek borçludan borcun ifasını istemesi, ifayı kabule hazır olduğunu bildirmesi anlamına gelir. İhtar kural olarak şekle tabi olmayıp, yapılmadığı itirazı vaki olursa aksinin ispatı, niteliği gereği alacaklıdan beklenir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Maddesi 2. fıkrasına göre “borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmiş ise…, bugünün geçmesiyle borçlu temerrüde düşmüş olur”. Eğer böyle bir tarih belirlenmemişse bu kez aynı maddenin 1. fıkrası uygulanır ve bu fıkrada da muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği belirtilmiştir. Nihayet böyle bir ihtar da yoksa temerrüt icra takibi ya da dava açılmasıyla gerçekleşir.
Alacağın muaccel olması ile temerrüt birbirinden farklı olgulardır. Somut olayda, faturaya dayalı alacak yönünden takip öncesinde bir temerrüt uyarısının bulunmadığı sabittir. Fatura üzerinde yazılı olan ödeme tarihleri temerrüt tarihi olarak kabul edilemez. Vergi Usul Kanunu hükümlerince faturanın muhteviyatı belirlenmiş olup, fatura üzerinde yazılı bulunan vadenin alacağın muaccel olduğu tarihi göstermesi ve salt faturaya itiraz edilmemesi sebebiyle taraflarca kararlaştırılmış kesin vade olarak kabul edilemeyeceğinden; davacının takip tarihi itibariyle tespit edilen 8.846,14 TL asıl alacağı bulunduğu, bu alacak miktarı üzerinden takibe itirazın yerinde olmadığı ve iptali gerektiği, takipten önce temerrüt ispatlanamadığından işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın KISMEN KABÜLÜNE;
1-… 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 8.846,14 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesap olunan 604,28TL harçtan peşin alınan 151,07TL’nin mahsubu ile eksik 453,21TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
4-Bozmadan önce verilen … Esas …Karar sayılı 19/06/2018 tarihli karar nedeniyle bakiye 743,59TL harcın tahsili için yazılan 10/09/20187 tarih ve 2018/358 harç tahsil nolu müzekkereye konu 743,59TL harcın tahsil edildiğine ilişkin makbuzun ibrazı halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan toplam 184,57 TL (29,20TL BH, 151,07TL PH, 4,30TL VSH, ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 1.082,85TL (900,00TL bilirkişi ücreti, 182,85TL posta ve müzekkere masrafı, ) yargılama masrafının davanın kabul red oranına göre takdiren 704,36TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE;

7-Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 31,50TL yargılama masrafının davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE;
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.753,43TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/06/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır