Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/322 E. 2022/788 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/322
KARAR NO :2022/788

DAVA:TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:04/05/2021
KARAR TARİHİ:06/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Şirket … A.Ş. Türkiye çapında güvenlik sektöründe yasalara uygun şekilde faaliyet gösteren bir şirket olduğu, Elektronik güvenlik sistemlerinin kurulması ve … aracılığıyla bu sistemlerin izlenmesi alanında hizmet veren ülkemizin en büyük ve kurumsal şirketlerinde birisi olduğunu, müvekkili şirket ile davalı …arasında 05.09.2016 tarihinde hizmet sözleşmesi akdedildiği, davalı, Müvekkil Şirket’te Portföy Yöneticisi olarak çalıştığını, davalının iş akdi 19.12.2020 tarihinde sona erdiğini, müvekkili Şirket ile davalı arasında rekabet yasağına ilişkin olarak 05.09.2016 tarihinde “Rekabet Yasağı Sözleşmesi” akdedilmiş olduğu, ilgili yasağa aykırı davranması sebebiyle davalı hakkında huzurdaki işbu davanın açtığını, işbu dava konusu uyuşmazlık, Davalı ile Müvekkili Şirket arasında akdedilen iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki rekabet yasağına ilişkin olarak düzenlenmiş olan Rekabet Yasağı Sözleşmesi’ne aykırı davranması nedeni ile Davalı …’un ödemesi gereken cezai şartın tahsiline ilişkin olduğu, müvekkili Şirket ile Davalı arasındaki iş sözleşmesinin feshedilmesinin ardından Davalı, davacı Müvekkili Şirket ile aynı faaliyet konusunda hizmet veren … Ltd. Şti’de çalışmaya başladığını, dava dışı … Ltd. Şti. 17.11.2020 tarihinde … Mah. … Cad. … R4 Apt. No:… …/… adresinde kurulduğu, söz konusu şirket yine müvekkili şirketle aynı iş kolunda faaliyet gösteren … … A.Ş.’ye ait ürünlerin satışını yaptığını, … Ltd. Şti. ekli ticaret odası kayıtlarından da anlaşılacağı üzere müvekkili şirketle aynı faaliyetine başladığını, davalının fiilinin taraflar arasındaki Rekabet Yasağı Sözleşmesi ve Gizlilik Sözleşmesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444. maddesi hükümlerine aykırılık taşıdığı Davalının imzalamış olduğu mezkur Sözleşme hükümlerini ihlalinde kusurlu bulunduğunun kabul edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının aksine Rekabet Yasağı Sözleşmesi işe başlangıç tarihi olan 05/09/2016 tarihinde değil, işe başladıktan 5-6 ay sonra imzalanmış olduğu ve davacı şirket söz konusu sözleşmeyi iş akdini sona erdirme tehdidiyle baskı altında imzalatıldığı, davacı şirketin çalışmakta olduğu şirket sahipleri ile olan husumeti nedeniyle davayı kötü niyetle ikame ettiği, davacı şirketten ayrıldığı 19/12/2020 tarihi ülke genelinde pandemi nedeniyle ekonomik sıkıntıların mevcut olduğu bir dönem olduğu, çalışanlar olarak tarafına uygulanan mobingin artık katlanılamaz bir düzeye gelmiş olması ve pandemi döneminde mevcut olan işten çıkarma yasağı nedeniyle devreye sokulan arabulucu aracılığıyla davacı şirketten ayrılmak zorunda bırakıldığı, çalışmakta olduğu şirkette davacı şirkete oranla daha düşük bir ücretle çalışıyor olması nedeniyle zorunluluktan ötürü olduğunu, açıkça gösterdiğini, davacı şirketin merkezi ve faaliyet çevresi İstanbul ili Avrupa yasası olmasına karşı çalışmakta olduğu şirket İstanbul ili anadolu yakasında faaliyet gösterdiğini, davacı vekilin dilekçesinde rekabet yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddialarını çürüttüğünü, bu nedenlerle davanın esas yönünden reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava konusu; Rekabet yasağı sözleşmesinden kaynaklı cezai şart alacağı şartlarının oluşup oluşmadığı hususundadır.
”6098 sayılı TBK’nın 444 ve devamı maddelerindeki düzenleme uyarınca; fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Yani, rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması yeterli görülmektedir.
Yerleşik Daire kararları gereğince iş ilişkisinin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağı sözleşmelerinde kararlaştırılan ceza koşulunun karşılıklı olması gerekmemektedir.(Yargıtay 11.HD’nin 2019/4833 Esas- 2020/3179 Karar sayılı 24.06.2020 tarihli ilamı)
TBK’nın 444/2. maddesi gereğince; rekabet yasağı kaydı ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
TBK’nın 182/3. fıkrasına göre hakim, fahiş gördüğü cezai şarttan re’sen indirim yapabilir. Cezai şartın fahiş olup olmadığı belirlenirken, tarafların ekonomik durumu, borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınacak ceza miktarını belirlerken hak, adalet ve nesafet kuralları dikkate alınmalıdır. Diğer yandan sözleşmede öngörülen cezai şarttan mahkemece TBK’nın 182/3. maddesi hükmü doğrultusunda tenkis yapılması hakimin takdirine bağlı olup, tenkis nedeniyle red edilen kısım bakımından dava kabul edilmiş gibi yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2020/599 esas ve 2022/1457 karar sayılı ilamı)
Tüm açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; Taraflar 05/09/2016 tarihli rekabet yasağı sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin ilk üç maddesinde rekabet yasağı hükümleri, 4. Maddesinde kapsamı, 5. Maddesinde ise ihlal halinde ödenecek cezai şart miktarı düzenlendiği, mahkememizce dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamından; davalının, davacıya ait iş yerinde müşteri portföyüyle sıkı ilişkiler içerisinde olacak şekilde çalıştığı, davacı şirketin müşteri çevresine erişim imkanı bulunduğu, yeni işyerinde de aynı işi yaptığı ve davalının önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanması, davacı işverene önemli zarar verebilme ihtimalini taşımakta olup, zarar ihtimalinin varlığı cezai şart talebi için yeterli olduğu anlaşılmakla cezai şarta hükmetmek gerekmiş ve talep edilen cezai şartın tarafların ekonomik durumu, borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı ölçütü dikkate alınarak; davanın kısmen kabulü ile; TBK madde 182/3 gereğince cezai şarttan indirim yapılmak suretiyle 10.000,00-TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
TBK madde 182/3 gereğince cezai şarttan indirim yapılmak suretiyle 10.000,00-TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 683,10-TL nispi karar harcının, peşin ve ıslah harcından ‭973,55‬-TL harcın mahsubu ile artan ‭290,45‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan dava açılarken yatırılan toplam ‭750,9‬0-TL (59,30-TL BVH , 8,50-TL VSH, 683,10-TL Karar Harcı) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 240,50-TL tebliğler ve posta yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak, hazineye GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/12/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır