Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/298 E. 2021/967 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/298
KARAR NO:2021/967

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:21/04/2021
KARAR TARİHİ:29/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı sigortalının faaliyet gösterdiği işyerinde meydana gelen hasarın giderilmesi için müvekkil şirket nezdinde sigortalı olan “…’ye”, “… Mah. … Cad. … … Blok Kat:… No:… …, …/…” adresinde bulunan işyeri için toplam 2.000-TL hasar tazminat bedeli ödenmiş olup, T.T.K 1472.maddesi uyarınca müvekkil şirket, dava dışı sigortalının haklarına halef olduğunu, bu nedenle müvekkil şirket tarafından ödenen hasar tazminat bedelinin sorumlusundan rücuen tahsili amacıyla, davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalılar (Borçlular) tarafından, gönderilen ödeme emrine itiraz edildiğini ve İcra Müdürlüğünce itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, söz konusu icra takip dosyasına davalılar (Borçlular) tarafından yapılmış olan itirazların iptali amacıyla dava şartı olan arabuluculuk yoluna tarafımızca başvurulmuşsa da her türlü iyiniyetli yaklaşıma davalılar (borçlular) karşılık vermemiş olup, hiç bir şekilde anlaşmaya varılamadığını, davalı/borçluların, borca ve ferilerine itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, ekspertiz raporu, sigorta poliçesi, hasar dosyası ve diğer delillerimiz ile birlikte incelemeler neticesinde; davalı/borçluların takip dosyasına yapmış olduğu tüm itirazların haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılacağını, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın haklı olduğunu, davacı davayı açarak müvekkillerine mağdur ettiğini, davanın reddine ve davacının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve davanın görev ve husumet yönünden reddine karar verilmesini, taleplerinin kabul edilmemesi durumunda ise davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tahsili isteminden ibarettir.
HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve 115.maddesinde de dava şartlarının bulunmaması halinde davanın usulden reddedileceği düzenlemesine yer verilmekle birlikte Mahkemenin görevi de dava şartı olarak belirtilmiştir. Dava şartları, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınabilir.
Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. (Yargıtay 17. H.D. 2014/24538 E. 2017/6908 K. Sayılı İlamı,Yargıtay 17. H.D. 2016/7329 E. 2019/6237 K. Sayılı İlamı)
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde, “kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde çözümleneceği” düzenlemesine ve 17/3. maddesinde ise “kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı taraf, davalı yanın faaliyet gösterdiği işyerinde meydana gelen yangın nedeniyle sigortalı işyerinde hasara neden olduğunu iddia etmektedir. Mahkememizce celp olunan tapu kayıtlarına göre, zarara sebep olan olayın meydana geldiği taşınmazda, kat mülkiyetinin kurulduğu, anılan işyerlerinin yönetim planında bağımsız bölüm olarak belirtildiği, eldeki davada 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu hali ile davaya bakma görevinin genel görevli Sulh Hukuk mahkemelerine ait olduğu ve davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve 115/2 md uyarınca davanın usulden görevsizlik sebebiyle REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 20 madde gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli … NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına dair karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK 331. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır