Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/277 E. 2022/152 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2018/836
KARAR NO:2022/20

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:19/09/2018
KARAR TARİHİ:19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 04.08.2016 tarihli işveren sözleşmesi uyarınca davalı tarafa fazladan gerçekleştirilen 361.202,00-TL tutarındaki hakediş ödemesinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca ve 04.08.2016 tarihli İşveren Sözleşmesinin 23. maddesi uyarınca sözleşme tutarının %10’u tutarındaki 126.350,00-TL cezai şart olmak üzere toplam 487.552,00-TL’nin fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL’sinin … 29. Noterliği … Yevmiye numaralı ve 05.03.2018 tarihli ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan 07.03.2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsili ile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının aktif dava ehliyeti olmadığından davanın usulden reddine, davacı vekilinin daha evvelce istifa ettiği ve aynı vekaletle yeniden vekil olamayacağı dikkate alındığında sunulan ıslah dilekçesi ve sair usuli işlemler geçersiz olacağını, bu işlemlerin yapılmamış sayılmasını ve davanın reddine davada müvekkilin yaptığı işler bizzat iş mahallinde tespit edilmediğinden ve tarafımızca yaptırılan … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı ve 12/06/2018 tarihli rapor ile müvekkilin yaptığı bir kısım işler tespit edildiğinden ve bu işlerin ederinin 250.000,00 TL olduğunu başkca işlerin de olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle müvekkilin fazladan hak ediş almadığı ispatlandığından davanın reddine, işin inşasının gecikmesinin davacının yeri zamanında teslim etmemesi ve işe başlama hak edişi %50’lik ödemeyi zamanın yapmaması olması nedeniyle buna dair davacı taleplerinin kendi kusurunda kazanç elde etmeye çalışması anlamına geldiğinden davanın reddine, davacının cezai şart talebinin, cezai şartın menfaatler dengesine uygun olmaması, fahiş ve hukuksuz olması, yalnızca davacı lehine düzenlemeler içermesi nedeniyle geçersiz olduğundan reddine, aksi halde cezai şartın koşullarını davacının hatalı ve hukukszu kusuru ve eylemleri oluşturduğundan müvekkiline atfı mümkün bir kusur olmadığından talebinin reddine, aksi halde ifa yerine cezai şart kabulü ile değerlendirme yapılmasına, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
10/04/2022 tarihli raporunda bilirkişi heyeti; davanın kısmi dava olarak açıldığı değerlendirilmiş olduğu, “Usul Hukuku’na mütealliktir ve mezkür sebeple hem o hem de bunun dışında zamanaşımı meselesinin mahkememizin takdirinde olduğu, ancak zamanaşımının “defi” olduğu ve davalı yanın savunma vermediği de ayrıca Mahkememizce gözetilecek cihettendir. Bu yönlerin gereği değerlendirildikten sonra, davacı yan yararına hüküm kurulması seçeneği de mahkememizce benimsendikte ve “Netice-i Talep ile Bağlılık” ilkesinin tatbiki muhterem mahkememizce nazara alınmak kaydıyla, meselenin teknik yönleri ve inşaatın ne durumda olduğu, ancak dosyaya mübrez, delil tespiti amaçlı ve içeriğinin ilgili Biğğâ bu Rapor içinde de yer alan Bilirkişi Raporu (“Tespit Raporu”) itibariyle değerlendirilebilir nitelikte olduğu, davacının aktif husumet ehliyetinin olup olmadığı da“ Usul Hukukuna” ilişkin bir yön olduğu, sözleşme’nin 7. maddesine nazaran, işin tamamlanması, işin yapılacağı yerin teslimini müteakip üç ay olduğu, bu sürenin “kesin süre” olduğu düşünülmekte olduğu, takdir kuşkusuz mahkememize aittir; ancak, işin yapılacağı yerin davalı yana ne zaman teslim edildiğine dair, tespit raporu içinde de bir sarahat olmadığından, buna dair mütalaa serdedilmesi imkânı görülemediği, buna karşılık Tespit raporu içeriğine göre, yer teslimi tecessüm etmiştir ve davalı yan bir kısım iş yapmış olduğu ve fakat Tespit Raporu bünyesinde anlaşıldığında göre, davacı yanın TBK md. 473/1 hükmünü kıyasen işletmesi ve buna dayalı olarak Sözleşme’yi sona erdirmesi mümkün olduğu, Buna nazaran, davacının çekler ve havale dâhil 421.202.- TL ödeme yaptığı ve davalı yanın yaptığı işin ise davalı tarafça yapılan işlere ilişkin mahkememize sunulmuş herhangi bir iş programı, hakediş ya da fatura bulunmaması sebebiyle tespit raporunda da yer aldığına nazaran 60.000,00 TL olduğu mahkememizce benimsenirse, sona erdirmeye bağlı olarak davacı yanın 361,202,00 TL talepte bulunma hakkı olduğunun kabul edilebilir olduğu, Eser sözleşmesi yönünden fesih değil sadece rücuun mümkün olduğu kabul edilecek olursa, mümkün olduğu kabul edilecek otursa, yani; bir eser sözleşmesinin “ani edimli sözleşme” olduğu sayın yargı makamınca kabul edilir ve çekişme buna göre değerlendirilirse, rücu üzerine borç ilişkisi geçmişe etkili ortadan kalkacağını, ceza koşulu da baştan itibaren ortadan kalkmış olduğu, fakat ceza koşulu konulurken özellikle sözleşmeden dönme halinde de istenebileceği kararlaştırılmışsa, bu takdirde ceza dönme (rücu) beyanından etkilenmez (bu konuda bkz: M.K. Oğuzman/ M.T. Öz; BORÇLAR HUKUKU/ GENEL HÜKÜMLER; cilt 2, 11.bası, İstanbul 2014, sh. 525), ancak somut olay yönünden şuna işaret etmek de gerekir ki; borçlunun ifa imkânsızlığından sorumlu olduğu ve TBK m. 112 hükmüne göre tazminat borcu altına girdiği durumlarda, bunun için kararlaştırılan BE ortadan kalkmaz (Oğuzman/Öz, age, sh. 526) Bu izahat çerçevesinde, eğer yüce Mahkeme, yanlar arasında kararlaştırılan ve “tazminat (ifa) yerine geçen ceza koşulu” olarak tavsifi imkân dâhilinde görülecek cezai şartın somut olayda tatbikini/talep edilebilirliğini mümkün görürse (ayrıca bkz: S. Reisoğlu; TÜRK BORÇLAR HUKUKU/GENEL HÜKÜMLER; 23. bası, İstanbul 2012, sh. 458-460 ve orada dn. 26-27’de yer alan içtihatlar), davacı yan yararına, yukarıdaki meblağa ek olarak, 126.350,- TL cezai şarta hükmedilmesi de kabul edilebilir olduğu, her ne kadar Rapor içinde, ilgili kısımda “kesin vade” ile ilgili anlatımda bulunulmuşsa da, davacı yan yararına hüküm kurulması seçeneğinde, takdir tamamen sayın mahkememize ait olmak üzere bir yandan o açıdan, işin yapılacağı yerin davalıya ne zaman teslim edildiğine ilişkin sarahat olmaması ve …) bir yandan da, ihtarnamenin tebliğ şerhli nüshasının dosyada bulunmaması karşısında, temerrütün başlangıcı açısından değerlendirmede bulunma zaviyesinden bakıldıkta; Netice-i Talep’te dermeyan edilen rakam yönünden, faizin başlama anının (mezkur hususat vuzuha kavuşmadıkça…) dava ikamesi anı olduğu ve davacının, kısa vadeli avans faizi ölçüsünde faiz de talep edebileceğinin düşünülebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan 04/08/2016 tarihli İşveren Sözleşmesi kapsamında ödenen sebepsiz zenginleşme nedeniyle hak ediş bedelinin tahsili ve cezai şart alacağı isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde, sözleşmenin her sayfasında davacı Doha Sitesi Yönetiminin kaşe ve imzasının bulunduğu, davalının husumet itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Taraflar arasında ileri sürülen temel ilişki değerlendirildiğinde, hukuksal niteliğince bir “eser” sözleşmesi ( istisna akdi ) olduğu ve eldeki davada da bu sözleşmeye dayalı olarak yapılan işin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme kapsamında istendiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalı tarafa keşide edilen … 29. Noterliği 05.03.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile, “Müvekkil … … İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında bir işveren sözleşmesi yapılmıştır. Anılan sözleşmenin 7. Maddesinde “Yer teslim tarihinden itibaren ekli iş programı uyarınca en geç 3 ay içerisinde işi eksiksiz ve kusursuz olarak tamamlayacaktır.” Hükmü yer almaktadır. Yüklenici Muhatap … İnş. San. Tic. Ltd. Şti. 12/09/2017 tarihinde size yapılan ön ödeme ilişe başlamış olmanıza ve size bugüne kadar yaptığınız iş oranından fazla olarak ediş ödenmiş olmasına rağmen 23.02.2018 tarihinde işi eksik halde bıraktığınız tarafımızca tespit edilmiştir. İşbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 15 gün içinde sözleşme konusu işin muhatapça eksiksiz ve kusursuz bir şekilde tamamlanmaması durumunda keşideci müvekkilin uğradığı zararla ilgili olarak tüm ve talep ve dava haklarımız saklı olup işin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 15 gün içinde yapılmamasına müteakip Sulh Hukuk Mahkemesinde bilirkişi tespiti ile eksik bırakılan iş tutarının %20’si oranında kötü niyet tazminat talep edilip ayrıca taahhütlerinizi ihlal Yukarıda arz ve izah edilenler çerçevesinde işbu ihtarnamenin tebliğ tadilinden itibaren 15 gün içerisinde sözleşme konusu iş, muhatapça kusursuz ve eksiksiz olarak tamamlanmazsa sözleşmenin feshedileceğini tüm dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla ihtaren bildiririz.” Şeklinde ihtarat yapıldığı , davalının ihtara rağmen işi tamamlamadığı … Sulh Hukuk Mahkemesi Hâkimliği’ne … D. İş dosya numarası ile sunulan 15.05.2018 tarihli, “delil tespit amaçlı olduğu düşünülen” Bilirkişi Raporu ile tespit edilmiştir.
Bu raporda, Çatı eğimleri önceki müteahhidin bıraktığı gibi olduğu; çatı imalatlarına başlanmamış veya tekniğine uygun hiçbir imalat yapılmadığı, otopark sahasında su sızmaları olduğu bu alanda müdahale edilmediği, otopark üstü toprak altı betonu tecrit işlerinin tekniğine uygun olmadığı, çevre imalatlarında eksikliklerin olduğu, İnşaat alanında yapımcı şirket adına çalışan bulunmadığı, Tekniğine uygun olup teslim yapılabilecek hiçbir imalat olmadığı, Yapılan işlerin miktarları yaklaşık olarak tespit Edilebildiği, buna göre Tespit konusu Şantiye sahasında … İnşaat San. Tic. Ltd. Şti’nin yaptığı/ yaptırdığı inşaatimalatlarının yaklaşık toplam bedelinin … İnşaat San. Tic. Ltd. Şti’nin teklif fiyatları ile 60.000,00-TL olabileceği görüşü ortaya konulmuştur.
Sözleşmenin ilgili maddelerinin incelenmesi gerekmektedir.
Madde 3- İş’in Konusu ve Tutarı;
İşveren’in taahhüdü altındaki proje kapsamında uygulama projesine uygun, sözleşmede bolirtilen şartlar ile ilgili tüm şartnamelerde belirtilen tüm teknik şartlara uygun olarak yapılmasını kapsar. İşveren Sözleşme’de belirlenen ekte fiyatları ile işi tamamlayacaktır. İşlerinin yapılması sırasına oluşabilecek her türlü zarar ziyan ile üçüncü şahıslara ve mallarına karşı tüm sorumluluk yüklenicininsorumluluğu altındadır.Yüklenici bu sözleşme kapsamındaki işi aşağıda yazılı birim fiyata yaparak iş programına göre belirtilen tarihlerde teslim etmeyi kabul ve taahhüt eder. İşveren aşağıdaki kalemlerin tamamını yaptırmayı taahhüt etmiş olmayıp dilediği imalatları iptal yetkisi ile sadece belirli imalatların yapılmasını talep edebilecektir.
Madde 7- İşin Süresi;Yer teslimi tarihinden itibaren ekli iş programı uyarınca en geç 3 ay içerisinde işi eksiksiz ve kusursuz olarak tamamlayacaktır.İşveren sözleşme konusu iş’i iş programına, iş programındaki ana ve ara terminlere ve bununla beraber İşveren tarafından iş programında yapılacak değişikliklere uygun olarak eksiksiz ve kusursuz İşveren’e teslim edecektir.
Madde 9- Ödemeler;Yüklenici, yaptığı iş karşılığında İşveren’e ek’te birim fiyatların olduğu listedeki her kalem imalata başlanıldığında %50 nakit kalan %50 iş bitiminde nakit olarak yükleniciye ödenecektir.
Madde 23- Sözleşmenin Sona Ermesi;Yukarıda sıralanan hallerin dışında Sözleşme, Yüklenici’nin İş’i sözleşme hükümlerine uygun tamamlanması ile sona erer.
Bu şartlar dışında, Yüklenici her ne sebeple olursa olsun Sözleşme’ye aykırı davranarak İş’in yapımından İşveren’in onayı olmadan vazgeçmesi halinde, sözleşme toplam tutarının %10’u kadarİşveren’e ceza ödemekle yükümlüdür ve gerektiğinde bu cezayı İşveren sözleşme’de belirtilen tüm hak, alacak ve teminatlarından tahsil ediliır.
Cezai şart (ceza koşulu) kavramına değinmek gerekirse, kanun koyucu mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 158-161. maddelerinde “cezai şart” kavramını kullanmış, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 179-182. maddelerinde bunun yerine “ceza koşulu” kavramını tercih etmiştir.
Cezai şart borçlunun, asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edime denir. Bu nedenle cezai şart, asıl borca bağlı olarak ve ancak bu borcun ihlâli ile doğabilecek olan ferî bir edimdir. Borçlu cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının şümulünü ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etme imkânını bulacaktır. Zira cezai şart borcun ihlâli hâlinde verilmesi gereken, önceden kararlaştırılmış kesin miktarlı (maktu) bir tazminattır. Cezai şartın kararlaştırılabilmesi için asıl borcun mahiyeti önemli değildir; bir verme borcu kadar, yapma veya yapmama borçlarında da cezai şart kararlaştırılabilir (Tekinay, S.S./Akman, S./Burcuoğlu, H./Altop, A.; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s. 341-343).
Ayrıca cezai şartın esas itibariyle iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri de, borcun ifa edilmemesinden doğacak zararı önceden ve götürü şekilde tespit etmektir. Bu iki temel amacı dışında, cezai şartın diğer bir amacı da, ifayı engelleyen cezai şartta (dönme cezasında) borçlunun cezai şartı ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır (Kocaağa, K.: Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK. m. 158-161), Ankara 2003, s. 40-42). Sözleşmenin 23. Maddesini son paragrafında düzenlene cevai şart dönme cezası niteliğindedir.
İhtarname ve Diş dosyasında yaptırılan tespit ile eksik davalı işlerin yükleniciye süresinde bildirildiğinin kabulü gerekir. Sözleşme’nin 7. maddesine nazaran, işin tamamlanması, işin yapılacağı yerin teslimini müteakip üç ay olacağı düzenlenmiş olup, işlerin tamamlanmaması üzerine çekilen ihtarda işlerin tamamlanması talep edildiğinden kesin vade niteliğinde değildir.
Madde 473 – Yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da işsahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, işsahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir.Bu madde kapsamında, sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracak, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebilecek olup davalı tarafça eserin tamamlandığına ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, davacı tarafça ödenen 361.202,00TL hakkediş bedelinin ihtarname tebliğ tarihi olan 07/03/2018 tarihinden itibaren davacıya iadesi gerektiği anlaşılmaktadır. Ayrıca ,haklı bir neden olmaksızın davacının onayı olmadan eseri tamamlamadığı, dönme cezası niteliğindeki sözleşme toplam tutarının %10’u kadar cezai şartı ödemekle yükümlü olduğu kanaati hasıl olmakla davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiğinden yasal faizi işletilmesine kara verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
361.202,00-TL hakediş bedelinin ve 126.350,00-TL cezai şart alacağının 07/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 33.304,68-TL nispi karar harcından peşin ve ıslah harcından alınan ‭8.326,18‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 24.978,49-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 41.427,60 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam ‭10.843,28‬-TL’nin ( 35,90-TL BVH, 5,20-TL VH, 170,78-TL Peşin Harç, 8.155,40-TL Islah Harcı, 226,00-TL Tebliğ ve Posta, 2.250,00-TL BK ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır