Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/248 E. 2022/565 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2021/248
KARAR NO:2022/565

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:02/04/2021
KARAR TARİHİ:29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili …’in, İstanbul Ticaret Odası’na … sicil numarası ile kayıtlı, toplam sermayesi 40.000.000,00.-TL olan davalı … … A.Ş’de %12,5 oranında ve toplam itibari değeri 5.000.000,00.TL olan hisselere sahip bulunduğunu, davalı şirketin 2019 faaliyet yılına ilişkin genel kurul toplantısını 10.09.2020 tarihinde yapmayı öngördüğünü ancak şirketin esas sözleşmesinde yer alan toplantı ve karar nisapları sağlanamadığı için toplantının ertelenmek zorunda kaldığını, aynı şekilde, 05.11.2020 tarihinde gerçekleştirilen ertelenen genel kurul toplantısının da 40.000.000 adet hisseden toplamda 29.177.000 adet hissenin temsilcilerinin hazır bulunması, şirket esas sözleşmesinin 23. maddesinde yer alan toplantı ve karar nisapları gözetildiğinde şirket esas sermayesinin en az %75’inin (30.000.000 adet hisse) toplantıda hazır bulunmaması ve nisabın yetersiz olması dolayısıyla gerçekleştirilemediğini, davalı şirketin 2019 hesap yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısının 28.01.2021 tarihinde İstanbul Ticaret İl Müdürlüğü’nce görevlendirilen Bakanlık Temsilcisinin gözetiminde gerçekleştirildiğini, söz konusu Genel Kurul Toplantısı’nda davacı müvekkilinin itirazlarının, karşı oylarıyla ve beyanlarıyla alınan, 2 numaralı 2019 hesap yılı faaliyet raporunun okunması ve müzakeresi, 3 numaralı 2019 hesap yılı finansal tabloları, bilanço ve gelir tablosunun tasdiki, 4 numaralı 2019 hesap yılı kârın dağıtılmaması ve ihtiyata ayrılması ile 7 numaralı yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve görev süresine ilişkin alınan kararların; kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralın aykırı olup; mahkemece belirlenecek nedenlerle iptalini ve yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesi için mahkemeye başvurunun zorunluluğunun doğduğunu, genel kurul toplantısının usulüne uygun çağrı yapılmak suretiyle gerçekleştirilmediği gibi, söz konusu toplantı gününün davacı müvekkiline tebliğ edilmediğini, usulsüz çağrı dolayısıyla genel kurul toplantısında alınan kararlara muhalefet ettiklerini, bu yönüyle genel kurul toplantısının gerek Kanun gerekse anonim şirketlerin genel kurul toplantılarının usul ve esasları ile bu toplantılarda bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’e aykırı şekilde gerçekleştirildiğinden kararlara bu yönüyle de muhalefet ettiklerine ilişkin muhalefet şerhinin taraflarınca tutanağa geçirildiğini, genel kurula sunulan 2019 hesap yılına ilişkin yönetim kurulunun faaliyet raporunun eksik ve gerçeğe aykırı olup; dürüst resim ve hesap verebilirlik ilkelerinin gereklerini yerine getirmekten uzak olduğunu, yıllık faaliyet raporunun Kanun’un 516’ncı maddesi uyarınca, şirketin o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile her yönüyle finansal durumunu doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtması gerektiğini, bu raporda, şirketin gelişmesine ve karşılaşması muhtemel riskleri de açıkça işaret edilmeli ve bu duruma ilişkin değerlendirmede yer alması gerektiğini, ayrıca, faaliyet döneminin sona ermesinden sonra şirkette meydana gelen ve özel önem taşıyan olayların; şirketin araştırma ve geliştirme çalışmaları; yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilere ödenen ücret, prim, ikramiye gibi mali menfaatler, ödenekler, yolculuk, konaklama ve temsil giderleri, ayni ve nakdi imkanlar, sigortalar vb. teminatlar da bilhassa rapora işlenmesi gerektiğini, Kanun’un 516’ncı maddesine ilave olarak hazırlanan yıllık faaliyet raporunun, Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkındaki Yönetmelik’in belirlediği tüm unsurları taşımalı, açık, tereddüde mahal vermeyen, tüm verileri finansal tablolardaki finansal bilgilere dayandırması gerektiğini, ancak anılan tüm bu mevzuat hükümlerine rağmen, 28.01.2021 tarihli genel kurul toplantısında taraflarınca yapılan incelemeler neticesinde faaliyet raporunda boş bırakılan maddelerin olduğunu, 2019 yılındaki faaliyetlerine ilişkin önem arz eden hususlara yer verilmediğini, netice itibariyle raporun eksik olduğunu, gerekli bilgileri içermediğini, şirketin gerçek mali durumunu yansıtmadığının tespit edildiğini ve bu nedenlerle Genel Kurul Toplantı Tutanağı’nda da görüleceği üzere, rapora ilişkin itirazlarının ve muhalefet şerhinin tutanağa işlendiğini, ayrıca, pay sahibinin bilgi alma hakkına hizmet eden faaliyet raporunun söz ettikleri şekilde eksiklikler, gerçeğe ve mevzuat hükümlerine aykırılıklar barındırması, davacı müvekkili şirketin işleri ve işleyişi ile ilgili tam ve etkin bir şekilde bilgi alma hakkını kullanamamasına da sebebiyet verdiğini, bu çerçevede Genel Kurul Toplantısı’nda; faaliyet raporunda boş bırakılan maddelerin; şirketin iç kontrol sistemi ve iç denetim faaliyetleri hakkında Yönetim Kurulu’nun görüşleri, … A.Ş. tarafından yapılan tam tasdik denetiminin değerlendirmeleri, Şirket Yönetim Organı üyeleri hakkında 6552 Sayılı Kanun kapsamında yapılan işlem nedeniyle yürütülen vergi ziyaı davasına ilişkin bilgilerin, kar payı dağıtılacak nakdin bulunmamasının nedenleri gibi birçok husus hakkında Kanun’un 437. madde hükmü uyarınca bilgi sahibi olma hakkının mevcut iken bu durumun imkansız hale geldiğini, Yönetim Kurulu’nun, Kanun’un 437. madde hükmü uyarınca faaliyetleriyle ilgili pay sahiplerine bilgi vermesinin zorunlu olduğunu, Yönetim Kurulu’nun bu konudaki yükümlülüğünü yerine getirmemesinin pay sahibinin bilgi edinme hakkına aykırılık teşkil ettiğini, faaliyet raporunda şirketin 2019 yılındaki faaliyetlerine ilişkin önem arz eden hiçbir hususa yer verilmediğini, oysaki pay sahiplerinin şirket işleyişiyle ilgili bilgilere faaliyet raporuyla birlikte vakıf olması gerektiğinin ifade edildiğini ve bu nedenle belirtilen yönlerden eksik ve gerekli bilgilerin neredeyse hiçbirini içermeyen faaliyet raporuna ilişkin görüşlerinin muhalefet şerhi ile tutanağa geçirildiğini, netice itibariyle, yönetim kurulunun hazırladığı eksik, şirketin gerçek verilerine ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılıklar taşıyan faaliyet raporuna ilişkin “2019 Hesap Yılı Yönetim Kurulunun Faaliyet Raporunun okunması ve müzakeresi” konulu gündemin ikinci maddesinin, kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptalini talep ettiklerini, genel kurulda kârın dağıtılmaması ve olağanüstü yedeklere ayrılmasına yönelik oy çokluğuyla karar alınmış olup; söz konusu bu kararın Kanun’a, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, toplantıda Yönetim Kurulu üyesi …’in ‘’Şirket’in borçları nedeniyle tahakkuk eden karın olağanüstü yedeklere ayrılması gerekmektedir.’’ yönünde öneride bulunduğunu, anonim şirketin kâr elde etmek ve dağıtmak nihai amacından doğan kâr payı, pay sahibi açısından vazgeçilemez bir hak olduğunu, pay sahibinin en temel hakkı olan kâr payının dağıtılmamasına ilişkin kararın, “Şirket’in borçları” gibi genel ve soyut ifadelere dayanmasının kabul edilemez olduğunu, ayrıca, şirketin geçmiş yıllar zararlarının da mevcut olmadığını, Genel Kurul Toplantı Tutanağı incelendiğinde mahkemece görüleceği üzere, davalı şirket Yönetim Kurulu’nun; Şirket’i tamamen kendi menfaatleri doğrultusunda yönettiği, başta bilgi alma hakları olmak üzere pay sahipliği haklarına hiçbir surette riayet etmediğinin açık olduğunu, davalı şirketin uzun süredir kâr dağıtmaması, pay sahiplerini ağır bir şekilde mağdur ettiğini, üstelik şirketin yıllardır kâr dağıtmamasının sebebinin, Şirket Yönetim Kurulu Üyeleri … ve …’un kendilerine ve kendi iştirakleri olan … Enerji’ye Davalı Şirket’ten sağladıkları finansman olduğunu, tüm bu hususların ötesinde, 2019 faaliyet yılının kârla sonuçlandığını ve bu kârın şirket uhdesinde tutulması için, genel ekonomik konjonktür ve soyut sebeplerin gerekçe gösterilemeyeceğini, yargıtay kararlarında da bu hususun genel kurul kararının iptaline sebebiyet vereceği yönünde değerlendirmeler mevcut olduğunu, netice olarak, pay sahiplerinin menfaatlerine aykırı olarak kârın dağıtılmamasına ilişkin kararın kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptalini talep ettiklerini, genel kurulda … A grubunu temsilen, … ve … …. Şirketi ise B grubunu temsilen 28.12.2021 tarihine kadar görev yapmak üzere yönetim kurulu üyeliklerine önerilen kişiler olduğunu, akabinde yapılan oylamada oyçokluğuyla seçildiklerini, seçilen bu kişilerin, görevlerini ifa ederken sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek; gerçeği yansıtmayan muhasebe belgeleri düzenlediğini, şirketin öz kaynakları üzerinde borçlanma yaptığını ve büyük borçlanmalarda genel kurul kararı veya onayı aramadığını, üçüncü kişilere teminatsız olarak büyük krediler verdiğini, finansal tabloların gerçeğe ve mevzuata uygun hazırlamadığını, aldıkları kararları ile de Kanun’un 357’nci maddesi uyarınca eşit işlem ilkesini ihlal ettiklerini, bu yüzden bu kişilerin yönetime tekrar seçilmelerinin iyi niyet ve dürüstlük kuralı ile kesinlikle bağdaşmadığını, Genel Kurul Toplantı Tutanağı’nda da görüleceği üzere, söz konusu tüm bu hususlara yönelik itirazlarının ve muhalefet şerhinin tutanağa işlendiğini, re’sen belirlenecek sebepler muvacehesinde, mahkemenizden davalı şirketin 28/01/2021 tarihli 2019 hesap yılı ertelenen olağan genel kurul toplantısında alınan 2, 3, 4 ve 7 no’lu kararların Kanun’un 449’uncu maddesi uyarınca yürütülmesinin geri bırakılmasını, Kanun’un 445’inci maddesi uyarınca kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılığı nedeniyle iptalini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ikame edilen dava ile; müvekkili … İnş. Müşavirlik Hz. ve Tic. A.Ş’nin 28 Ocak 2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2,3,4 ve 7 nolu kararlarının icralarının durdurulması ve kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmaları nedeniyle iptallerine karar verilmesinin talep edildiğini, açılan dava ile ileri sürülen taleplerin haksız ve hukuka aykırı olup davanın ve tüm taleplerin reddine karar verilmesi gerektiğini, öncelikle icranın durdurulması istenilen bütün kararların tescil ve ilan edildiğini ve talebin konusuz kaldığını bildirdiklerini, genel kurul kararlarının tescil ve icranın durdurulması talebinin öncelikle bu nedenle reddedilmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirketin pay sahiplerine kar payı dağıtılmaması yönündeki kararın usulsüz olduğunu iddia ettiğini, ancak davacıya bilgi alma hakkı kapsamında da belirtildiği üzere müvekkili şirketin her ne kadar kar elde etmiş olsa da Türkiye’deki tüm AVM’lerin ne zor şartlar altında ayakta kalmaya çalıştığının bilinen bir gerçek olduğunu, yine AVM’nin rekabet gücünün … … aksında pek çok rakip AVM açılması nedeniyle düşmesinin bu süreçte AVM’nin yenilenmesi gereğinin ortaya çıkmasının tadilat gerektiren önemli problemlerle karşılaşılmasının ve önemli ölçüde promosyon harcamalarına ihtiyaç duyulması gibi nedenlerle mevcut kaynakların öncelikle bu işler için harcanacağını, ilerleyen dönemde kira iskontalarının sona ermesi ve boş alanların kiralanması neticesinde doğacak kaynakların yasal sınırlar içinde pay sahiplerine kar payı olarak dağıtılmasının geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi mümkün hale geleceğini, bu zamana kadar istikrarlı bir şekilde kar payı dağıtan müvekkili şirket tarafından karın ihtiyat akçesi olarak ayrılmasının, mevcut ekonomik koşullar çerçevesinde kişi ve kişilerden önce müvekkili şirketin haklı menfatlerinin korunması için zorunluluk arz ettiğini, bu hususun müvekkili şirket defter ve kayıtlarında yapılacak incelemeler neticesinde de ortaya çıkacağını, genel kurul kararının %76 gibi yüksek bir çoğunlukla verilmiş olup şirketin yararına olan bu kararın kanun ve esas sözleşme hükümlerine uygun olup dürüstlük ve eşitlik kuralına aykırılık olmadığını, davacının tümü soyut ve afaki gerekçelerle YK üyelerinin seçimini ve görev süresinin tespiti kararının üyelerin sadakat ve özüm yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle iptalini talep ettiklerini, daha önce de ifade ettikleri üzere dava dışı … ile davacı tarafından yönetim kurulu üyeleri aleyhine ikame edilen sorumluluk ve tazminat davalarının derdest olduğunu, davacı tarafından aleyhlerine kesinleşen bir mahkeme kararı varmışcasına aynı yönetim kurulu üyelerinin tekrar göreve seçilmesinin dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun iddia edilmesinin kabul edilemez olduğunu, kararın kanuna ve müvekkili şirket ana sözleşmesine uygun olarak oy çokluğu ile alınmış ve tecil edilmiş olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin aynı göreve tekrar seçilmelerine kanunen bir engel olmadığı gibi esas sözleşme hükmünün de olmadığını, öngörülen nisaba uyulduğunu, davacının iş bu davada dava konusu kararların iptali için ileri sürdüğü tüm gerekçelerin, kararların yasa ve usule uygun biçimde toplantıda hazır bulunan veya temsil edilen payların oy çokluğu ile alındıkları gibi kararların davacı pay sahibinin hukukun olumsuz etkilenmeyeceğini ancak bazı kararların icrasının durdurulması halinde müvekkili şirketin ciddi ve telafisi olanaksız zararlara uğrayabileceğinin son derece açık ve net olduğunu, finansal tabloların tasdik edilmesi kararının icrasının durdurulması, müvekkili şirketi kredi kuruluşları karşısında son derece zor durumda bırakacağını, mevcut kredilerin kesilmesi ve şirketin icra takibine maruz kalması tehlikesi yaratacağını ve sonuçta şirket ve pay sahiplerinin telafisi olanaksız zararlara uğratabileceğini, üstelik bu karar nedeniyle davacının zarara uğramasının da söz konusu olmadığını, aksine kararın icrası durduğu takdirde şirket ve pay sahiplerinin zarara uğrayabileceklerini, kararların icraları durdurulmadığı takdirde davacının veya şirketin hiçbir biçimde zarar uğramaları tehlikesinin de olmadığını, bu nedenlerle öncelikle icranın durdurulması talebinin kabulünün şirketi ve pay sahiplerini ciddi telafisi olanaksız zararlara uğratabileceğini bildirir talebin reddine karar verilmesini talep ettiğini, genel kurulda finansal tablolar şirketin 2019 hesap yılı bilanço,ş kar, zarar hesapları kanun ve ana sözleşmeye uygun yeterli çoğunlukla kabul oyuyla tasdik olunduğunu, genel kurulda gündem gereği faaliyet raporunun okunup müzakere edildiğini, alınan bir genel kurur kararı olmadığını, katılanların büyük çoğunluğunun olumlu oyu ile alınan tasdik kararının geçerli olup alınan bu kararda hiçbir surette kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlüğe aykırılık bulunmadığını, ×u hususun mahkemece takdir edileceğini, bununla birlikte davacının dava konusu finansal tablolara yönelik bilgi alma ve inceleme hakkının ilgili genel kurul toplantısında kendisine kullandırılmadığı, finansal tabloların şirket menfaatlerine aykırı olduğu iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, gerçekten de genel kurul toplantı tutanağında da görüleceği üzere davacının bilgi alma ve inceleme hakkının TTK m.437 gerei, genel ve soyut bir bilgi alma ve inceleme hakkından söz edilememesin ve ancak somut ve açık olarak talep edilen kanunda yazılı hususlarda ilgili bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılabilecek olması, davacının bilgi alma ve inceleme talep ettiği bir kısım hususların, müvekkili şirket tarafından detaylı ve somut olarak cevaplandırılması ve hatta toplantı esnasında dahi kendisine gerekli bilgilerin verildiği davacı tarafından genel kurulda yönetilen bazı sorunların daha önce müvekkili şirketten talep edilmemesi gerekçeleri ile yasa ve usule uygun olarak reddedildiğini, genel kurulu sunulan finansal tablolar ile ticari defte kayıtları arasındaki farklılıkların genel kurul kararının iptalini gerektirmeyeceğini, müvekkili şirketin 28.01.2021 tarihli olağan genel kurulunda alınan 2,3,4 ve 7 nolu kararların icrasının ertelenmesi talebinin reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun müvekkili şirketin 21 Ocak 2021 tarihli olağan genel kurulunda alınan 2,3,4 ve 7 nolu kararların iptali taleplerinin ve davanın reddini, harç, masraf ve vekillik ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; 28/01/2021 Tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2-3-4 ve 7 No’lu kararların iptalinin mümkün olup olmadığından ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde; davalı şirketin 10.09.2020 ve 05.11.2020 tarihli 2019 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanakları, 28/01/2021 tarihinde gerçekleştirilen 2019 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı evrakları mahkeme dosyasına sunulmuştur.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı şirketin 28.01.2021 tarihli genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, gündemin ve davacıya ait muhalefet dilekçesi celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 02/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin faaliyet raporunun inceleme ve değerlendirilmesinde faaliyet raporunun asgari bilgileri ihtiva ettiği ancak davacının detaylı bilgi talebinde bulunduğu, davalı şirketin faaliyet mali tabloların inceleme ve değerlendirilmesinde mali tabloların ticari defter ile uyumlu olduğu, davalı şirketin özvarlığı ise 93.892.881,24TL tespit edildiği, özvarlığın sermayeye oranı %234,73 olduğu, şirket borca batık durumda olmadığı, özvarlığından yüksek olmasının nedeni geçmiş yıllar kararlarından ve dönem karından kaynaklandığı, davalı şirketin kar yaratma potansiyeli olduğu ve şirket yönetimin kar yaratmada başarılı olduğunun değerlendirildiği, davalı şirketin karının dağıtılmaması yönündeki 4 nolu genel kurul kararının davacının muhalefetiyle ve oy çokluğuyla alındığı, bilanço ile tespit edilen kar üzerinde nasıl tasarruf edileceğnin yönetim kurulunun önerisiyle bağlı olmaksızın genel kurulun münhasır yetkisinde olduğu, 2019 yılı itibariyle yüksek miktarlı banka kredisi kullanan ve yıllık kardan daha yüksek faiz finansman gideri olan şirketin olağan dışı gelirlerden (kambiyo karı) oluşan şirket karını dağıtmayarak şirket bünyesinde bırakmasının şirketin finansal tabloları ile oluşan mali durumuna uygun olduğu, yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine ve görev sürelerinin belirlenmesine dair 7 nolu genel kurul kararının usulünce müzakere edilerek asgari toplantı ve karar yetersayıları sağlanarak alındığı, davacının muhalefet gerekçelerinin kararın alınmasında etkili olmadığı ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu bağlamında değerlendirilebilecek hususlar olduğu, bu kararın alınmasında kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına açık bir aykırılığın tespit edilemediği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 01/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; dava dosyasına ibraz edilen bilgi ve belgeler ile davacı itirazlarının yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde kök rapordaki tespit ve görüşlerinde bir değişiklik olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı tarafça davalı şirketin 28/01/2021 tarihli genel kurulunda alınan 2,3,4 ve 7 nolu kararların TTK 445 uyarınca iptali talebi ile eldeki dava açılmış olup; genel kurul toplantısının 2.maddesinin 2019 hesap yılı faaliyet raporu, 3.maddesinin 2019 hesap yılı finansal tabloları, bilanço ve gelir tablosu, 4.maddesinin gündem gereği 2019 hesap yılı karının dağıtılmayarak ihtiyata ayrılması, 7.maddesinin gündemi 7.maddesi gereği yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin tespitine ilişkin olduğu görülmüştür. Bilirkişi heyeti tarafından 2019 hesap yılı faaliyet raporunun incelenmesinde kanun ve yönetmelik gereğince faaliyet raporunda yer verilmesi gereken bilgilere asgari düzeyde yer verildiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır. 2019 hesap yılı bilanço ve gelir tablosunun incelenmesinde ise ibraz edilen bilgi ve belgeler göre davalı şirketin ödenmiş sermeyesi 40.000.000,00.TL olduğu ve ortaklar tarafından sermayenin tamamının ödendiği, öte yandan davalı şirketin özvarlığının ise 93.892.881,24.TL olduğunu, özvarlığın sermeye ye oranı %234,73 olduğunu, şirketin özvarlığı
ödenmiş sermayesinin 2,34 katı kadar olup şirket borca batık durumda olmadığını, özvarlığından yüksek olmasının nedeninin geçmiş yıllar karlarından ve dönem karında kaynaklandığı, öte yandan davalı şirketin Yasal Yedeklerler tutarının 25.033.716,70.TL tespit edildiğinin, yasa kuralları dışında ayrılan yedekler ihtiyari yedek olarak değerlendirildiğini, davalı şirketin özvarlığın yüksek çıkması davalı şirket bakımından önemli olduğunu, davalı şirket iflas ve borca batık halde olmadığını, kar yaratma potansiyeli olduğu ve şirket yönetimin kar yaratmada başarılı olduğunun değerlendirildiği bildirilmiştir. 2019 hesap yılı karının dağıtılmayarak olağanüstü yedeklere ayrılması kararı yönünden davalı şirketin karının dağıtılmaması yönündeki 4 nolu genel kurul kararının, davacının muhalefetiyle ve oy çokluğuyla alındığı, bilanço ile tespite edilen kar üzerinde nasıl tasarruf edileceğinin, yönetim kurulunun önerisiyle bağlı olmaksızın genel kurulun münhasır yetkisinde olduğu, 2019 yılı itibariyle yüksek miktarlı banka kredisi kullanan ve yıllık kardan daha yüksek faiz/finansman gideri olan şirketin, olağan dışı gelirlerden (kambiyo karı) oluşan şirket karını dağıtmayarak şirket bünyesinde bırakmasının şirketin finansal tabloları ile oluşan mali durumuna uygun olduğu, yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine ve görev sürelerinin belirlenmesine dair 7 nolu genel kurul kararının, usulünce müzakere edilerek asgari toplantı ve karar yetersayıları sağlanarak alındığı, davacının muhalefet gerekçelerinin kararın alınmasında etkili olmadığı ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu bağlamında değerlendirilebilecek hususlar olduğu, bu kararın alınmasında kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına açık bir aykırılığın tespit edilemediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL maktu red karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile geri kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır