Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/239 E. 2023/267 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/239 Esas
KARAR NO:2023/267

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:30/03/2021
KARAR TARİHİ:12/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … şirketinin davalı tarafından … … A.Ş. tarafından İşyerim Garantide … Poliçesi ile sigortalı … Mimarlık İnşaat ve Dekorasyon Tic. Ltd. Şti.’ nin ilgili bulunduğu “… Mah. … … Yolu Cad. No:21 … / İstanbul” adresindeki işyeri ve iş yerindeki emtialar, davalı tarafından yapılan çalışma neticesinde zemin kat giderinden geri tepen sular sonucu hasara uğradığını bu olay sebebiyle, müvekkili şirket, Eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırarak sigortalısına toplamda 24.424,85 TL … tazminat ödemiş olduğunu ekspertiz raporuna göre; davalının kanalizasyon hattında yaptığı çalışma esnasında işyerinin bodrum kat zemin giderinden pis suyun geri tepmesi neticesinde işyerinin bodrum katı zeminine yayılan ve yükselen sular, işyeri ve iş yerindeki emtiaların hasarlanmasına sebebiyet vermiş olduğunu fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla; müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödenen 24.424,85-TL hasar bedelinin, ödeme tarihi olan 21.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının yönetmelik hükümlerine riayet etmediği tüm dosya kapsamı ile sabit olduğunu, su baskınına maruz kalan taşınmaz sahibi tarafından parsel çıkış bacasında atık suyun geri gelmesini önleyecek (Cek valf, betonarme tecrit duvarı vb.) tedbirlerin alınmamasından dolayı daireye su sirayet ettiği hususları açıkça tespit edilmiş olduğunu, meydana gelen olayda müvekkili idareye atfedilecek bir kusur bulunmamakta olduğunu, hasara maruz kalan binanın ilgili mevzuat hükümlerine ve inşaat tekniğine aykırı yapılmış olması halinde doğacak hasar ve zararlardan idarenin sorumlu olmayacağını, mevzuattaki ilgili hükümlerde gerekli fenni tedbirlerin alınmaması halinde idarenin sorumlu olmayacağını, hasara maruz kalan binanın gerek … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliğine gerek ilgili diğer mevzuat hükümlerine ve inşaat tekniğine aykırı yapılmış olması sebebiyle doğacak hasar ve zararlardan idarenin sorumlu olmasının mümkün olmadığını, meydana gelen su baskınları ya da geri tepmeler nedeniyle oluşan hasarlarda hemen yerel idarenin kusuru arandığını, müvekkili idare …’nin yaklaşık yirmi milyon nüfuslu İstanbul ilinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürüten bir idare olduğu düşünüldüğünde her bir konut/işyeri sahibinin kanun ve yönetmelikler gereği gerekli tedbirleri almamalarından ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak ikamet etmeleri veya Faaliyet göstermelerinden kaynaklanan hasarlara ait sorumluluğu müvekkili idareye yüklemenin hakkaniyet ve iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil edeceğini, idarenin geri tepme ile alakalı herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın … Atık suların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliğinin Bina malik ve kullanıcılarına yüklediği mükellefiyetlere riayet etmediğini, hasar gören işyerinin ruhsat imar durumuna ve projeye uygun olup olmadığının ilgili belediyeden sorulması gerektiğini, eğer bir aykırılık mevcutsa ruhsatsız ve kaçak olarak yapılan taşınmazlardaki konutunu … eden taşınmaz sahibinin oluşan hasarlardan sorumlu olduğunu, davacının yasa ve yönetmeliklerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesinin illiyet bağını kestiğini, yapının ruhsatlı olduğunun bir an için kabul edilmesi halinde, bina sahibinin su sızmasını engellemek için tedbir alıp almadığı, bodrum temel duvarında suların sızmasını önleyici betonarme perde olup olmadığının herhangi bir su baskınında tahliye yapılabilmesi için sistem kurulup kurulmadığının, konutun taban kotu ile su isale hattı kotunun ayrıca binanın bağlantılarının Deşarj Yönetmeliğine uygun olup olmadığını, idarenin dava konusu zararı ödemekle yükümlü tutulabilmesi için zararın varlığının yeterli olmadığını, bu zararın idareye atfı kabil ve isnadının mümkün olmasına, zararla idari eylem veya işlem arasında illiyet bağının bulunması şartlarının bir arada gerçekleşmesinin zorunlu olduğunu, zararın idari eylem veya işlemden değil de zarar görenin veya bir başkasının eyleminden doğması halinde zararla idari eylem arasındaki illiyet bağının kesileceğini ve zararın idari eyleme ve tüzel kişiliğe bağlanması imkanının ortadan kalkacağını, davaya konu yapılan hasarın meydana geldiği taşınmazın imar kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı, binanın ruhsatının bulunup bulunmadığı hususlarının ilgili yerlerden (Belediye-Tapu vb.) Sorulması gerektiğini ve davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Davalı tarafından yapılan çalışmalar nedeniyle hasar gören sigortalıya ödenen bedelin rucüen tazmini isteminden ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına müzekkere yazılarak davaya konu adreslerde kazı yapılması için ruhsat verilip verilmediği hakkındaki bilgiler celp edilmiştir.
… Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak 27.09.2019 – 28.09.2019 ve 29.09.2019 tarihlerinde davacı adresine yakın bölgelerde çalışma yapılıp yapılmadığının, yapıldıysa ne tür işlem için yapıldığının, kullanılan araçlarının ne olduğunun ve ne güçte olduğu hakkında varsa başka teknik bilgileri celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 10/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Kiracı, Konu su basması sonucu zarar gören kiracıya, bir kusur atfedilemeyeceği, …, Burada kusurun gerekli fenni kontrolleri yapamayan-yapmayan, olay günü tıkanıklıkların giderilmesi için su jeti ile temizlik yaparak sonuçta pis su borularının suyla dolarak, geri tepmesine sebep olan …’ ye ait olduğu, Hasar, Ancak Davacının koyduğu ve hesaplamaya esas teşkil etmesi gereken dokümanlarda ne yazdığı okunamamaktadır. Ayrıca konu faturaların veya diğer ilgili bilgiler varsa bunlarında düzgün ve okunaklı ve anlaşılır şekilde bir dökümü dosya mevcudunda yoktur. Bu dökümde fiyatlamaya esas alınacak şekilde Hasar gören malzemenin ismi, adet, fiyat ve daha gereken varsa diğer bilgilerinde bu dökümde olmasını talep ediyorum. …, Davacı … şirketinin TTK m.1472 kapsamında sigortalısının haklarına halef olduğu, İnşaat kısmında hasarın hesaplanmasından sonra belirlenebilir. Konu Heyet Raporu, sunulan hasar hesaplanmasına esas olacak belgelerin okunaklı ve net bir dökümünün yapılması, nelerin istendiğinin ortaya açıkça konmasından sonra bir ek heyet raporuyla sayın mahkemenize sunulabilir” kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 01/04/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;”Kök rapor aynen geçerlidir. Kiracı, Konu su basması sonucu zarar gören kiracıya, bir kusur atfedilemeyeceği, …, Burada kusurun su jeti ile temizlik yaparak sonuçta pis su borularının suyla dolarak, geri tepmesine sebep olan …” ye ait olduğu, Hasar, … firmasının yaptığı hesaplamada dosyada mevcut halinde çıkan toplam tutar 24.424,85 TL tarafımızdan yapılan tablonun tekrar hasar hesaplamasında çıkan tutar ise 25.725,22 TL dir. Ancak … , Davacı … şirketinin TTK m.1472 kapsamında sigortalısının haklarına halef olduğu, … yönünden kök raporda yer alan görüşlerin aynen korunduğu” kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava; Davalı tarafından yapılan çalışmalar nedeniyle hasar gören sigortalıya ödenen bedelin rucüen tazmini isteminden ibaret olan istirdat davasıdır.
Görev yönünden yapılan incelemede; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012/168 E. 2012/397 K. sayılı ve 15/06/2012 tarihli ilamında “23/11/1981 tarih ve 17523 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2560 sayılı … Genel Müdürlüğü’nün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasa gereğince …’nin; Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve Genel Müdürlük’çe yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip, Genel Kurullar’ın tasvibine sunulacağı ve bütçesinin Kamu İktisadi Teşekkülleri’nde uygulanan formüle göre tanzim olunacağının belirtildiği, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/1. maddesinde “Ticaret şirketleriyle, gayesine varmak için ticari bir işletme işleten dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi amme hükmi şahısları tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler dahi tacir sayılırlar.” hükmünün yer aldığı, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 11, 12, 13. 18/1. maddesi dikkate alındığında … (…) Genel Müdürlüğü’nün 2560 Sayılı Kanun ile kurulmuş olması TTK’nin 18/1. maddesinde özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olması, ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletilmekte olup yaptığı işler itibariyle de ticarethane sayıldığından tacir sıfatı taşıdığı, tacir olduğu kabul edilen …’ye karşı açılan haksız fiilden kaynaklanan davaya adli yargı yerinde bakılacağı, bu nedenle dava konusu uyuşmazlıkta adli yargının görevli olduğu kabul edilmiştir.”
6102 sayılı TTK’nin 16/1 bendinde; “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” düzenlemesi yer almaktadır.
2560 sayılı kanuna tabi olan …’nin gördüğü hizmetin kamu hizmeti olmasına rağmen, özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, TTK’nin 16/1 maddesi anlamında tacir sayılacağı ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin adli yargının görevine girdiği Yargıtay içtihatları ile benimsenmiştir. Bu sebeple davalının görev itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davanın esası yönünden; Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (T.T.K.) 1472 (6762 sayılı T.T.K.’nin 1301) maddesi uyarınca … şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, haksız fiile sebebiyet verdiği belirtilen davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ile dava dışı sigortalı arasında 22.05.2019-2020 tarihlerini kapsayan İşyerim Garantide … Poliçesi imzalanmış olup, 28/09/2019 tarihinde iş yerinin bodrum kat zemini giderinden geri tepen suların işyerindeki (İstanbul ili, … ilçesi Kazım Karabekir Mahallesi Kocasinin … Yolu Caddesi No:21/A adresi) emtia ve dekorasyona zarar verdiği iddia edilmiştir.
Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, … poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nin “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde ise “Sigortacı, … tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan … sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Hasar ekspertiz raporunda; …’nin kanalizasyon hattında halen çalışma yaptığı, işyerinin bodrum kat zemininden gider hattı geçitği, bodrum kat dahilinde suyun temizlendiği ancak ürünlerin paletli olmasına rağmen zemine yayılan ve yükselen sudan kaynaklı hasarların oluştuğu toplam zararın emtialarda 19.817,33 TL, bina ve dekorasyonda 4.607,52 TL olmak üzere toplam hasar miktarının 24.424,85 TL olduğu tespitinde bulunmuştur.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Altyapı Koordinasyon Müdürlüğünce mahkememize gönderilen 08/04/2021 tarihli yazıda, 28/09/2021 tarihinde olayın gerçekleştiği adreste herhangi bir altyapı kazı ruhsatı verilmediği belirtilmiştir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, … Genel Müdürlüğü Abone İşleri Avrupa 2. Bölge Dairesi Başkanlığı tarafından mahkememize gönderilen 09/05/2022 tarihli yazıda, söz konusu adreste kombine temizlik aracı ile periyodik temizlik çalışması yapıldığı, yapılan çalışma esnasında ilgili binanın atık su çıkış kotları mevcut atık su kanal kotlarının altında kalması nedeniyle çalışma sırasında ilgili binanın bodrum katına pis su bastığı, yapılan çalışmada kurumun herhangi bir kusuru bulunmadığı belirtilmiştir.
… bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda özetle;”Davacı … … A.Ş. nezdinde dava dışı sigortalısı … Mimarlık Ltd. Şti.’nin … sayılı poliçe ile iş yeri sigortası mevcut bulunmaktadır. 28/09/2019 günü iş yerinin bodrum kat zemini giderinden pis suyu geri tepmesi neticesinde hasar meydana geldiği ve davacı … şirketi tarafından … Eksperlik Hizmetleri firmasına ekspertiz incelemesi yaptırıldığı, 2349 sayılı ekspertiz raporu ile iş yerinde meydana gelen hasar miktarının 24.424,85 TL olarak .belirlendiği ve davacı … şirketince sigortalısına belirlenen iş bu hasar tazminatının 21/01/2020 tarihinde ödendiği anlaşılmaktadır. Ödeme belgesi dosyada mübrezdir. Davacı … şirketi TTK m.1472 kapsamında sigortalısının haklarına halef olmuştur.” şeklinde belirleme yapılmıştır.İnşaat mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle: “Dosyada konu işyerine gidilerek yapılan keşifte bu yerin zemin kaldırım altında bir kotta olduğu tespit edilmiştir. Bina inşaatı yapılırken ve sonrasında … Hattına bağlanırken konu yer için … yetkilileri yasal onay vermeseler bu bağlantılar yapılamazdı. Sorumluluk alması için onaylanması yeterlidir. Faturalandırdığı ve bedel aldığı bu işin doğru yapılması için hizmet vermektedir. Olayın kendisi, yağmur sularından zemine sızma ya da bina içinden hatlarda meydana gelen bir olay sonucu oluşan bir su baskını değildir.
Açıkça … araçlarıyla basınçlı suyla kanal temizleme sırasında oluşan ve doğal bir afet türü baskın olmayıp insan eli ile olan ani atıksu baskınıdır. Konu su baskını … nin kendi basınçlı araçlarının temizlik yapması sırasında meydana gelmiştir. Bu durumda pis su basması tehlikesi olan bodrum katı için İskideki bu işi yapan gurubun bir uyarıda bulunmadıkları ya da önlem almadıkları, anlık gelişen olayda yapılan işe devam edilmesi, belirlenen düşük kot itibarıyla su basacağı çok açık olan bir yerde uyarısız – önlemsiz çalışmaktan da çekinilmemiş, atık suların bina içlerine gireceğini ve zarar verebileceğini mesleki tecrübe ile bilmelerine rağmen devam etmişlerdir.
… firmasının yaptığı hesaplamada dosyada mevcut halinde çıkan toplam tutar 24.424,85 TL dir. Ancak tarafımızdan yapılan tablonun tekrar hasar hesaplamasında çıkan tutar ise 25.725,22 TL’dir.” şeklinde açıklamada bulunulmuştur.
2560 sayılı … Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunu’nun 2. maddesinde …’nin görev ve yetkileri düzenlenmiş, a bendinde “İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için; kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek”, b bendinde “Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek”, d bendinde ise “Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak” …’nin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
2560 sayılı Kanun ve yukarıda ifade edilen Yönetmelik hükümleri değerlendirildiğinde; “… tarafından bağlantı hattının bina dışında bırakılması ve binaların vana ile iç tesisatlarına alması gerekirken, somut olayda hasara konu binada, bina bağlantı hattının bina dışında bırakılmadığı, bina içine zemin katta bulunan sahanlığa çıkarılarak buradan bir vana ile binaya ait su kolon tesisatına bağlandığı, bina girişine olaydan sonra vana takıldığı, hasarın …’ye ait PE boruda meydana geldiği anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nin 69. (Mülga 818 sayılı B.K’nin 58) maddesi uyarınca, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, TBK’nin 69. maddesindeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan ‘ağırlaştırılmış’ bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu sorumlulukta zarar gören, yapı malikinin (somut olayda davalı …’nin) kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Yapı maliki ise, kusurun bulunmadığı savunmasının ötesinde uygun illiyet bağının kesildiğini kanıtlamalıdır. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması, üçüncü bir kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunması şartlarından birini gerçekleşmesi gerekmektedir. Ancak, imal olunan şey malikinin ek kusuru varsa, illiyet bağının kesilmesi malikin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Davalıya ait bina bağlantı hattı maddede açıklanan “imal olunan şey” kavramına dahil olup, davalı bu boruların kötü yapılmasından veya muhafazasından kaynaklanan zarardan kusursuz sorumlu olup sisteminin sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlamakla yükümlüdür” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/2031 Esas, 2019/10321 Karar sayılı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/5489 Esas, 2020/3698 Karar ilamları).
Somut olayda; Sigortalı iş yerinde 28/09/2019 tarihinde meydana gelen dahili su hasarının poliçe dönemi içerisinde oluştuğu, davacı … şirketince dava dışı sigortalıya hasar nedeniyle yapılan ödeme bilgi ve belgelerin mahkemeye ibraz edildiği, ekspertiz raporu ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda, …’nin su jeti ile kanal yıkama-açma işlemi sonucunda sigortalı işyerine pis su giderinden geri teperek hasarın oluşmasına sebebiyet verdiği, uyuşmazlık konusu olayda davalının denetim yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediği, olay gününe kadar herhangi arızanın olduğuna dair tespitin bulunmadığı dava dışı sigortalının iş yerinin bağlantısının bulunduğu atık su kanalının … sorumluluğunda olması nedeniyle mahkememizce davanın kabulü ile 24.424,85 TL tazminatın ödeme tarihi olan 21/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
24.424,85 TL tazminatın ödeme tarihi olan 21/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.668,46 TL nispi karar harcının peşin alınan 417,12 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 1.251,34TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan dava açılırken ve keşif esnasında yapılan toplam 756,82‬ TL( 59,30 TL BVH, 8,50 TL VSH, 417,12 TL peşin harç, 271,90 Keşif harcı ) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 2.443,55 TL ( 743,55 TL tebliğler ve posta, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.360,00 TL’nin davalıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2023

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır