Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/238 E. 2021/764 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/238
KARAR NO:2021/764

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:29/03/2021
KARAR TARİHİ:27/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıya ait … plakalı araçların değişik tarihlerde otoyol ve köprülerden ihlalli geçiş yaptıklarını, ihlalli geçiş nedeniyle oluşan geçiş ücretlerinin ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun m. 30/V’e göre ihlalli geçiş miktarının dört katı tutarında cezanın tahsili için davalı aleyhinde …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında icra inkâr tazminatı talepli itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu ihlali geçişe sebebiyet verdiği belirtilen/iddia edilen araçların olay tarihindeki işleteni, araç maliki müvekkil şirket ile arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi uyarınca, aracın/araçların zilyedi ve araç üzerinde fiili tasarrufta bulunan kiracılar olduğunu beyan ederek davanın usulden reddine karar verilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502 ve devamı maddelerine göre iş görme sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağı ile 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun m. 30/V’e göre ihlalli geçiş miktarının dört katı tutarında cezanın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İİK m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 05/04/2019 tarih 2017/1579 esas ve 2019/738 karar sayılı ilamında; “2918 Sayılı KTK hükümlerine göre trafik kaydı, işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğin üçüncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. KTK’nun 3.maddesinde “işleten: araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85.maddesinde ise, “bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, müotorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, davalı finansal kiralama şirketi tarafından kazaya karışan aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile dava dışı … A.Ş’ye kiralandığı, finansal kiralama sözleşmesinde kiracıya malı alım hakkı da tanındığı gözetildiğinde 2918 Sayılı Kanunun 3.maddesi gereğince bu sözleşme ile aracın işletenlik sıfatı artık dava dışı kiracı olan … A.Ş’ye geçmiştir. Buna göre davalı finansal kiralama şirketinin işletenlik sıfatı bulunmadığından hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Nitekim Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin kararları da bu yöndedir. (Yargıtay 17.HD 2014/9628 Esas – 2014/9473 Karar, 2015/1081 Esas – 2017-8061 Karar, 2016/14752 Esas – 2017/8558 Karar)” şeklindedir.
Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmeleri, sözleşme kapsamı ve süreleri, emsal Yargıtay kararları ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı finansal kiralama şirketinin işletenlik sıfatı bulunmadığından hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın husumet yönünden REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 248,25-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2021

Katip …

Hakim …