Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/23 E. 2021/964 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/23 Esas
KARAR NO:2021/964

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/08/2015
KARAR TARİHİ:25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı şirketin acenteliğini 20.04.2009’dan-24.04.2014 tarihine kadar yürüttüğünü, 25.04.2014’de başlangıç tarihli acentelik sözleşmesi tekrar imzalanarak 25.04.2015’e kadar süreceğinin kararlaştırıldığını, davalı taraf … 26. Not. … yev. nolu 21.04.2015 tarihli ihtarnamede 25.04.2015 tarihine kadar sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin yerine getireceğini belirttiğini, bu ihtarnameye göre acentelik sözleşmesi sona erdirilmiş ve devir teslim yapıldığını, hem 23.04.2009 başlangıç tarihli hem de 25.04.2014 başlangıç tarihli acentelik sözleşmelerin sır saklamala yükümlü olduğunu, davalı, davacı ile acentelik sözleşmesini sonlandırdıktan yani fesh ettikten sonra aynı adreste … kargo firmasının yürütmeye başladığını, … kargo ile davacı şirketin aynı sektörde hizmet verdiğini, Davalı davacıdan edindiği bilgi ve birikimi … Kargo İçin kullandığını, davalı müşterilere kendisini … acente müdürü göstererek ve aynı şekilde kart bastırarak haksız kazanç sağladığını, Acentelik sözleşmesi 10/a bendine göre aykırı hareket ettiğini, aynı adreste davacı firma kargo firması olarak hizmet verdiğini ve tanındığını, davalı … Kargo işlerini aynı adreste yapmaya devam ettiğini, davalı davacının müşterilerine … kargo acenteliği hakkında fiyat teklifi vermeye başladığını, uzun yıllar davacı ile çalışmalarına rağmen davalının davacı müşterilerini portföyünü kullanarak … kargo ile çalışmalarına neden olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 3 aylık ciro miktarı olan 350.000 TL cezai şartı davalı ödemesi gerektiğini, bu nedenlerle 3 aylık ciro miktarı olan 350.000 TL cezai şartın ödenmesine, yargılama ve avukatlık giderinin karşı tarafa yükletilmeslni talep etmiştir.
Davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle iş bu dava yönünden Ticaret Mah. görevsizdir. Davaya dayanak acentelik sözl. var gibi görünse de davalı davacı şirkete; aralarındaki ilişkinin işçi işveren ilişkisine dayandığını, acentelik sözleşmesinin muvazaalı olduğunun tespiti için İş Mahk. dava açılması gerektiğini, davacının dayanağı sözleşme acentelik anlamında gerçeği yansıtmadığını, davacının dayandığı sözl. 10.mad. (a) bendi hukuken geçersizdir ve davalıdan bu maddeye göre bir bedel istenemez, sır saklama yükümlülüğü ve rekabet yasağı için tüm Türkiye’yi kapsayan ve genel bir tanımlama ile bir işin hiçbir şekilde ve hiçbir yerde yapılamayacağını belirleyen hükümler içeren sır saklama ve rekabet hükümleri geçersizdir, yine sözleşmenin anılı hükmünde “… davranışın tespiti halinde 3 aylık cirosu kadar cezai şartı …” denmektedir. Bu hükümde de cezanın miktarının hangi aya alt. kime göre ve neyin cirosu olduğu belirli olmadığından ve hesap edilebilir bulunmadığından geçersiz olacağını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davalı davacının iddia ettiği gibi davacının acenteliğinin yürütüldüğü adreste başka bir isimle (… Kargo ismi ile) aynı nitelikte işi yapmadığını, davalı halen bir işte çalışmamakta ancak eşinin işlerine yardım ettiğini, kargo sektöründen ayrıldığını, müvekkilinin … kargoda çalışırken davacı firma ile çalışan firmaları başka bir kargo şirketi ile çalışma konusunda ikna etmediğini, ilişki kurmamış ve … kargonun sırlarını ifşa etmediğini, zira sözleşme imzalanırken üç aylık ciro miktarı ucu açık bırakılarak belirlenmiş ve müvekkilimin mali açıdan yıkımı ile sonuçlanacak bir hedef belirlendiğini, B.K gereği davalının mali ve ekonomik olarak yıkımına neden olacak şekilde imzalatılan bu cezai şart hükmünün geçersizliği olduğunu, Müvekkili ile davacı arasında geçerli bir acentelik sözleşmesi olmadığını,. Olsa bile sözleşmenin (10/a) maddesi belirgin ve hesap edilebilir olmadığı ve çalışma hürriyetini engelleyecek şekilde müvekkilimin tüm hayatını kısıtlayan hükümler içerdiği için geçersiz olduğunu, aynca müvekkili geçersiz bile olsa 10/a. maddesine aykırı hareket etmediğini, tahsili halinde davalı mahvına neden olunacağını, yukarıda açıkladığımız nedenlerle ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, … SGK kayıtları, … SGK kayıtları, …. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, cezai şart tazminatı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi dosyaya sunduğu 22/03/2019 tarihli raporda ” İncelenen davacıya ait 2015 Yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri, 2015 yılma ait Yevmiye defteri kapanış tasdikinin süresi içerisinde yapıldığı, sonuç olarak davacının 2015 yılı ticari defterleri açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapılması nedeni ile davacının ticari defterlerinin kendi lehine delil olma özelliğinin bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır. Davalı taraf 18.01.2019 tarihindeki incelemeye katılmamıştır. Bundan dolayı Davalı tarafın davaya konu ticari defterleri, kayıtlan ve dayanağı belgeler incelenememiştir. Bu konuda son karar Sayın Mahkemeye aittir. Taraflar arasında 25.04.2014 tarihinde imzalanan “Sır Saklama ve Rekabet Yasağı Anlaşması” ile “Cezai Şart Anlaşması’ ’nın geçerli olduğu kanaatine vanlmıştır. Davalının, davacı ile acentelik işlerini sonlandırdıktan sonra davacının dava dosyasına sunduğu belge, resim, kendi adına bastırdığı kartvizit, tutanak, fotoğraf vs. bilgi ve belgeler göre aynı adreste aynı sektörde faaliyette bulunan … kargo firmasının işlemlerini yürütmeye başladığı, kendisini acente müdürü göstererek ve aynı şekilde kart bastırarak kazanç sağladığı, davacının müşterilerine … kargo acenteliği hakkında fiyat teklifi vermeye başlamış olduğu, bu suretle taraflar arasındaki “Sır Saklama ve Rekabet Yasağı Anlaşması’ ’na aykın hareket ettiği tespit edilmiştir. Davacının ticari defterlerine göre davalının sözleşme feshi 25.04.2015’den geriye doğru 1 yıllık cirosunun toplamının aritmetik ortalaması alınarak davalının aylık ciro tutarı belirlenmiştir. Mayıs 2015-22.204,07 TL + Nisan 2015-47.310,93 TL + Mart 2015-48.084,19 TL + Şubat 2015-32.247,13 TL + Ocak 2015:34.747,59 TL + Aralık 2014: 46.811,00 TL + Kasım 2014: 46.095,47 TL + Ekim 2014: 45.817,69 TL+ Eylül 2014: 50.692,80 TL + Ağustos 2014: 33.583,28 TL+ Temmuz 2014: 31.724,97 TL + Haziran 2014: 38.901,64 TL: 478.248,48 TL Toplam 12 aylık ciro /12 ay: 39.854,04 TL aylık ortalama ciro tutarı * 3 ay: 119.562,12 TL cezai şart miktarı, – Davalının acentelik sözleşmesi 10-A bendi kapsamında “Sır Saklama ve Rekabet Yasağı Anlaşması’ ’na aykırı ettiği için 3 aylık ciro miktarı ortalaması 119.562,12 TL cezai şart talep edebileceği: davalının ekonomik mahvı savunması yönünden ele alındığında cezaî şart bedelinin sadece 3 aylık ciro ortalamasına ilişkin olduğu hususunun gözetilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” görüşü bildirilmiştir.
…. İş Mahkemesi’nin … E – … K. Sayılı dosyasının incelemesinde “davacının çalıştığı şube için 10.11.2011 tarihinde davacı ile mal sahibi arasında kiralama sözleşmesi yaptığı, ancak 23.04.2009 tarihinde acentelik sözleşmesi yapıldığı, acentenin sağladığı hizmetin ücretinin de davalı şirket tarafından belirlendiği, acentenin kendisine gönderilen faturaları davalı şirket nom ve hesabına tahsil ettiği, verilen hizmetle ilgili davalı şirketin denetim hakkının bulunduğu, işin yürütümü konusunda acentenin bağımsız olmayıp davalı şirkete bağımlı olduğu, acentelik sözleşmesinin muvazaalı olup davacının 2009-2015 yılları arasında şube müdürü olarak çalıştığı” kanaatine varılarak işçi alacakları yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava, acentelik sözleşmesine aykırılık nedeniyle cezai şart tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde …. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında da belirtildiği üzere davacı ve davalı arasındaki sözleşmenin muvazaalı olup taraflar arasında hukuki bağımlılık ve işçi-işveren ilişkisinin bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmesinin acentelik sözleşmesi olarak yorumlanamayacağı, bu nedenle cezai şart alacağı yönünden açılan davaya bakma görevinin İş Mahkemesine ait olması nedeni ile görevsizlik kararı verilmiştir.Mahkememiz kararı Davacı vekili tarafından İstinaf edilmiş, İstanbul BAM 14.HD’nin 2020/1237 esas – 2020/1343 karar 03/12/2020 tarihli kararında ” İlk derece mahkemesince taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu, dolayısıyla acentelik sözleşmesinin varlığından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılmıştır. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili acentelik ilişkisine dayanmakla görevli mahkemenin tespiti yapılırken davacının iddiasındaki belirlemeler esas alınmalıdır.
Kaldı ki dava dilekçesinde talep edilen, rekabet yasağı sözleşmesi kapsamındaki ceza koşulu alacağı olmakla, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27.02.2013 Tarih 2012/9-854 Esas- 2013/292 Karar sayılı ilamı gereği hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ve 447 maddeleri (mülga 818 sayılı Kanun’un 348. maddesi kapsamında ) değerlendirilmesi gereken uyuşmazlıklara ilişkin davaların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 4/1-c. ( mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3. maddesi ) gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığı ve mutlak ticari davaların görülme yerinin ise açık biçimde ticaret mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. Yine, acentelik 6012 sayılı TTK’nın 102 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın 4. maddesinde, bu kanundan kaynaklanan uyuşmazlıkların tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava olduğu belirtilmiş; aynı Yasa’nın 5. maddesinde ise aksine hüküm bulunmadıkça tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerinin asliye ticaret mahkemesinde görüleceği öngörülmüştür. Bahsi geçen sebeplerle taraflar arasındaki hukuki ilişki ister acentelik sözleşmesine isterse de hizmet sözleşmesine dayansın her halükarda uyuşmazlık ticaret mahkemesi tarafından çözülecektir ” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılarak, mahkememize tevzii edilmiş yeni esasa kaydı yapılmıştır.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, sözleşmenin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı iş ve eylemlerden dolayı cezai şart alacağının tahsil istemine ilişkindir.İstanbul BAM 14.HD’nin kaldırma kararında da belirtildiği üzere hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı TBK 444 ve 447 mad.kapsamında değerlendirmek gerektiği, ….İş Mahkemesi’nin … E – … K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere acentanın sağladığı hizmetin ücretinin davalı şirket tarafından belirlendiği,faturaları davalı şirket nam ve hesabına tahsil ettiği, davalı şirketin denetim hakkının bulunduğu tarafların aralarında hukuki bağımlılık ve işçi/işveren ilişkisinin olduğu, tarafların arasında imzalanan sözleşmenin 10.mad’de “sır saklama yükümlülüğü ve yaptırımı ” başlıklı olup ” Acentelik ilişkisi devam ettiği süresince ve ilişiğin bitimini izleyen iki yıl içinde acente …. sır saklamakla yükümlüdür. ….yukarıda belirlenen süreler içinde … Kargo ile aynı işkolunda veya aynı sektörde faaliyet gösteren firma, kuruluş veya kişilerle muvazaa yoluyla veya doğrudan ticari sinai ya da hizmet ilişkisi niteliğinde bir bağ kurmamayı ve bu yükümlülüğüne aykırı davranmayı kabul ve taahhüt eder.Aksine davranışın tespiti halinde 3 aylık cirosu kadar cezai şartı, herhangi bir ihtar, talep ve davaya gerek kalmaksızın kayıtsız şartsız ödemeyi kabul ve taaahhüt eder. ” hükmünü içermektedir. Ayrıca bu sözleşmenin 6.mad’de “Sözleşmenin geçerli olduğu yer ” başlıklı olup “Bu sözleşme … ili, … ilçesinde geçerlidir” hükmünü ihtiva eder.TBK 444 mad’de rekabet yasağı koşulları belirlenmiş olup rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme hakkı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması işverenin önemli bir zararına sebep olabilecek nitelikteyse geçerlidir.445 mad’de işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlandırmalar getirilemez ve süresi iki yılı aşamaz.Bu hükümler çerçevesinde somut olaya bakıldığında süre iki yıl olarak belirlenmiş, … kargo ile aynı iş kolunda ya da aynı sektörde olarak işkolu sınırlaması yapılmış ve sözleşmenin 6 mad.de belirtidiği gibi yer İstanbul, Şişli ilçesi olarak sınırlandırılmıştır. Buna göre işçinin ekonomik geleceğinin mahvına sebep olabilecek bir sınırlandırma mevcut olmayıp cezai şart belirlenirken 3 aylık cirosu ibaresi konmuş olup bu ifade muğlak olmayıp ticari defterlerden açıkça tespit edilebilmektedir. Yaptırılan mali inceleme sonucunda aylık ciro ortalaması belirlenerek 3 aylık cironun 119.562,12-TL olduğu tespit edilmiştir. Kaldırma kararında belirtilen kıstaslar da dikkate alınarak açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen KABULÜNE,
119.562,12-TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline ,fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince 8.167,29 TL nispi harçtan peşin alınan 5.977,13 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.190,16 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 6.008,93 TL ( 27,70 TL BH, 5.977,13 TL PH, 4,10 TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 2.400,00 TL, tebligat gideri 287,60 TL toplam 2.687,60 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 918,10 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 15.308,40 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 24.580,65 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …