Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/224 E. 2021/551 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/224
KARAR NO : 2021/551

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/03/2013
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacıdan faturalar karşılığı 71.099,36TL tutarında mal aldığını, fatura bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili için … 3. İcra Müdürlüğü’ nün …sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takipten sonra davalının dosya borcuna mahsuben 60.479.34.-TL ödeme yaparak kalan miktar için itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşme çerçevesinde yürütüldüğünü, bu sözleşme hükümlerine göre sipariş edilen ürünlerin sözleşmede belirlenen süre içerisinde teslim edilmesi gerektiğini, sözleşmede geç teslim edilen her gün için satıcının 1.000,00.TL ceza ödemesi gerektiğinin hüküm altına alındığını, davacının ürünleri geç teslim etmesinden kaynaklanan 10.620,00 TL’lik borcuna istinaden fatura düzenlendiğini, kısmi ödeme de düşüldüğünde davalı şirketin davacıya herhangi bir borcunun kalmadığını belirterek davanın reddini ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davacı ile davalı arasında dilekçe ekinde sundukları faturalar karşılığı toplam 71.099,36TL tutarında mal alındığını, fakat fatura bedellerini ödemediğini, bunun üzerine 19/02/2013 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 71.099,36TL asıl alacak 1.232,06TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 72.231,42TL bedelli icra takibi yapıldığını, ×orçlunun 27/02/2013 tarihinde dosya borcuna mahsuben 60.479,34TL ödeme yaptığını fakat bu ödemeden sonra 28/02/2013 tarihinde itiraz edildiğini, … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine başlatılmış olan icra takibine yapılan kötü niyetli itirazın iptali, takibin devamı ve davalı aleyhine İİK’nın 67/2 maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilmesi talepli itirazın iptali davası olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
… 3. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyanın fotokopisi celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 17/01/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; takip tarihindeki davacı şirketin alacağının 71.0099,34TL asıl alacak ve 1.232,06TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 72.331,40TL olduğu, takip tarihinden sonra 27.02.2013 tarihinde yapılan ödemenin, TBK 100.md doğrultusunda işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edildikten sonra davacı asıl alacağının 23.586,56TL olacağı, açılan davada harca esas değerin 23.000TL olarak gösterildiği, taraflar arasında 10.10.2012 tarihinde imzalanmış olan sözleşmenin 4.2.maddesinde ürünlerin 06.11.2012 tarihinde teslim edileceği, geciken her gün için 1.000TL ceza ödeneceğinin kararlaştırıldığı, siparişin ise 02.12.2012 tarihli mail ile geçildiği, dosyada davacı şirketin üretim kapasitesinin tespitini sağlayacak belge ve bilgi bulunmadığı gibi, sözleşmeye konu malların 4 gün içinde üretilip üretilemeyeceği hususunun uzmanlık alanıma girmeyişi nedeniyle bu yönde tespit yapılamadığı, bahsi geçen sözleşmenin 4.2.md doğrultusunda davalı şirketçe düzenlenen 12.12.2012 tarih, 743619 sayılı ve 10.620TL tutarlı ceza faturasının davacı şirket kayıtlarına alınmadığı, faturanın davacı şirkete tebliğ edildiğini gösterir herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, ceza faturasına dayanak davacı şirket sevk irsaliyeleri içeriği ürünlerin “geç teslimata ilişkin itirazı kayıt” düşülmeden davalı şirketçe teslim alındığı bu nedenlerle fatura tutarının davacı alacağından düşürülmediği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 10/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu olayda gecikmeye bağlı olarak istenebilecek “ifayla birlikte istenebilecek cezai şart” kararlaştırıldığı, TBK m.179’da açıkça cezanın belirlenen zamanda ifası cezai şarta bağlandığında, alacaklı ifayı çekincesiz olarak kabul ettiği takdirde cezai şartın talep edilemeyeceğinin hükme bağlandığı, olayda davalının herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden ifayı kabul ettiğinin görüldüğü, bu kapsamda davalının cezai şart talep edebilmesinin mümkün görülmediği, cezai şart dışında tarafların ticari defter kayıtlarında yer alan bakiyelerin (0,02TL yuvarlama farkı hariç olmak üzere) mutabık olduğu, bu bağlamda davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarının toplam 72.615,11TL olarak hesaplandığı, davalı borçluya 26.02.2013 tarihide Örnek- 7 ödeme emri tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından ödeme emri tebliğinden sonra 27.02.2013 tarihide, davacıya haricen 60.479,34TL tutarında ödeme yapıldığı, ödeme emri tebliğinden sonra yapılan bu ödemenin infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği, Mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulması halinde, tarafların tacir olması talep edilen alacağın ticari işten kaynaklanması sebebiyle hükmedilecek olan asıl alacak miktarı üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 SK 2/2 bendine göre %13,75 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince davalı itirazlarının karşılanması bakımından bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 10/08/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafından 02.11.2012 tarihide e mail olarak verilen siparişlerin bir kısmının davalı tarafça 14.11.2012 tarihli … nolu sevk irsaliyesi ile 16.11.2012 tarihinde bir kısmının ise 16.11.2012 tarihli … nolu sevk irsaliyesi ile 16.11.2012 tarihinde davalı şirkete teslim edildiği hususu davalının delil listesi ekinde sunmuş olduğu sevk irsaliyeleri ile sabit olduğu, sözleşme konusu malların davalıya sözleşmede belirtilen teslim süresinden (06.11.2012) geç teslim edilmesi sebebiyle, sözleşmenin 4.2 maddesine istinaden davalı şirket tarafından davacı adına 12.12.2012 tarili 743619 nolu KDV dahil 10.620,00TL tutarında sözleşmeye istinaden ceza bedeli faturası düzenlendiği, teslimin üzerinden 1 ay sonra ceza bedeli faturası tanzim etmek, teslim anında hakların saklı tutulduğu anlamını taşımayacağı, olayda TMK m.179 şüphesiz uygulama alanına sahiptir, bu kapsamda davalı itirazının isabetli olmayıp nihai takdirin Mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı vekili, davalı şirketin davacıdan faturalar karşılığı 71.099,36 TL tutarında mal aldığını, fatura bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili için genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, takipten sonra davalının dosya borcuna mahsuben 60.479,34,TL ödeme yaptığını, daha sonra davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşme çerçevesinde yürütüldüğünü, bu sözleşme hükümlerine göre sipariş edilen ürünlerin sözleşmede belirlenen süre içerisinde teslim edilmesi gerektiğini, davacının ürünleri geç teslim etmesinden kaynaklanan 10.620,00 TL’lik borcuna istinaden cezai şart faturası düzenlendiğini, bu nedenle davacıya 60.749,34 TL ödeme yapıldığını, davalı şirketin davacıya başkaca borcunun kalmadığını savunarak, davanın reddini ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece verilen davanın kabulü kararı, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/17282 esas ve 2018/2800 karar sayılı, 17.05.2018 tarihli ilamı ile, davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek, “2- Davalı tarafından icra takibine itirazdan sonra ancak dava tarihinden önce yapılan ödeme nedeniyle davacının ödenen bu miktara ilişkin dava açmakta hukuki yararı yoktur. Mahkemece ödeme yapılan miktarla ilgili olarak hukuki yarar bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan dolayı reddi gerekirken, davanın tamamının kabulüne karar verilmesi doğru değildir. 3- TBK’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüte düşeceğinden, davalının takip tarihinden önce temerrüte düşürüldüğü ispat edilmediğinden işlemiş temerrüt faizine hükmedilmesi de doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı tarafça takipten sonra fakat dava tarihinden önce 60.479,34 TL ödeme yapıldığı, bu bedel yönünden davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, bu kısıma ilişkin davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, bakiye kalan takibe konu 10.620,00 TL yönünden davanın kabulü gerektiği, davalı tarafın takipten önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle işlemiş faiz talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın 60.479,34 TL alacak yönünden usulden reddine, davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 10.620,00 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/3436 E- 2020/5798 Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek, ” 2- Mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda hüküm verilmiş ise de, reddedilen tutarın, harçlandırılan dava değeri nazara alınarak belirlenmesi gerekirken, takip tutarı esas alınarak kısmı kabul hükmü kurulması ve buna göre yargılama gideri belirlenmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir .”gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak Mahkememizce verilen 2018/862 esas, 2018/1412 karar nolu hükmün a ve b bentleri kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizce verilen 2018/862 esas, 2018/1412 karar nolu hükmün a ve b bentleri kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Mahkememizden verilen 2018/862 esas, 2018/1412 karar nolu 25.12.2018 tarihli kesinleşen kararın a ve b bendine göre bozmadan önceki kararda harçların hesaplandığı anlaşılmakla, harç ile ilgili olarak tekrar hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Davacı vekili tarafından dava açılırken yatırılan 420,85TL (24,30TL BH, 392,80TL PH, 3,75TL VH) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE;
4-Davacı vekili tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 1.948,23TL ( 1.500,00TL bilirkişi ücreti, 448,23TL posta ve müzekkere masrafı) yargılama giderinin 899,57TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE;
5-Davalı vekili tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 367,00TL ( 350,00TL bilirkişi ücreti, 17,00TL posta ve müzekkere masrafı) yargılama giderinin 197,54TL’sinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE;
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLEMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLEMESİNE,
8-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır