Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/216 E. 2021/966 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/216
KARAR NO : 2021/966
DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 30/05/2016
KARAR TARİHİ : 29/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … …’de ürettiği şeffaf çatı örtüsünde kullanılan akışkan dondurucu peroksit sıvasını mevcut kabı içinde alıp üretimde kullanılan diğer ürünlerle karıştırmasını sağlayan,mikser içine pompalaması ve ürün yüzeylerinin pürüzsüz ve düzgünlüğünü sağlamak için, akışkan jelkot tabir edilen kimyasalı aynı şekilde pompalamak üzere, iki adet pompa satın almak üzere davalı şirketin satış mühendisi ile görüştüğünü, pompaların özellikleri yazılarak 17.08.2014 tarihinde davalı şirket satış mühendisine bildirildiğini, davalı tarafından 07.08.2014 tarihinde yurt dışından istenilen özelliklere sahip ürün teklifi geldiğinin beyan edildiğini, 08.08.2014 tarihli satış sözleşmesi taslağının hazırlanarak elektronik ortamda müvekkili şirkete gönderildiğini, 18.08.2014 tarihli satış sözleşmesi kaşelenerek ve imzalanarak müvekkili şirkete gönderildiğini, müvekkili tarafından da 20.08.2014 tarihli satın alma sipariş formunun davalıya gönderildiğini, satın alma sipariş formunda pompaların teslimi tarihinin 27.10.2014 olarak belirlendiğini ancak ürünlerin 29.01.2015 tarih … seri nolu sevk irsaliyesinde belirtildiği şekilde 3 ay 2 günlük gecikme ile teslim edildiğini, … seri nolu 18.436,11-TL bedelli faturanın düzenlenerek müvekkiline gönderildiğini, davalı şirketin döviz kurunu yüksek bulan müvekkili tarafından, davalı şirketten fiyatın revize edilmesi talebini kabul eden davalı şirkete, 19.02.2015 tarihli … seri nolu 1.315,18-TL bedeli fiyat farkı faturasını düzenleyerek davalı şirkete gönderdiğini, fiyat farkı faturasında sonra iki adet pompanın satış bedeli 17,120,93-TL’na indiğini müvekkili tarafından 14.04.20158 tarihli çekle tutarın ödendiğini, satın alınan pompaların müvekkili tarafından 15.05.2015 tarihinde montajının yapıldığını, üretimde denendiğini, ancak çok kısa bir süre sonra pompa contalarını eridiğini, sistemde tortular oluştuğunu, pompaların davalı şirketin taahhüt ettiği akışkan dondurucu peroksit ve akışkan jelkot pompalama özelliğine sahip olmadığının gözlendiğini, davalı şirketin satış mühendisine durumun hemen bildirildiğini, mühendis tarafından detaylı olarak incelenmesi için İstanbul’a davalı şirket servisine gönderilmesinin söylenmesi ile davalı şirketten 718,83-TL bedelli yedek parçalar alınarak, ayıplı çıkan iki adet pompa ve 20.06.2015 tarihli fatura ile gönderilen yedek parçaların tamamının bir koli içerisinde 30.06.2015tarihli … seri nolu sevk irsaliyesi ekinde davalı şirkete gönderilmek üzere kargoya verildiğini, 01.07.2015 günü davalıya teslim edilmesine ve aradan geçen zamana rağmen pompaların teknik sorun ve ayıpları ile ilgili müvekkil şirkete dönüş yapılmadığını, hiç bir bilgi verilmediğini, davacı tarafından düzenlenen 28.07.2015 tarih … seri nolu 17.120,93-TL bedelli ve 28.07.2015 tarih … seri nolu 718,83-TL bedelli iade faturalarının ve sevk irsaliyelerinin davalı şirkete gönderildiğini, keşide edilen … Noterliği’nin 19.08.2015 tarih … Y.s. ihtarnamesi ile ayıplı pompaların şirketlerine teslim edilmiş olmasına rağmen, pompalardaki teknik sorun ve ayıplarla ilgili olarak bir dönüş olmadığından, hiç bir bilgi verilmediğinden, 17.120,93-TL nin yasal ticari faizi ile iadesinin talep edildiğini, davalı tarafından ödeme yapılmadığını ileri sürülerek, 17.120,93-TL ayıplı ürün bedelinin davalıya 14.04.2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari-avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşme ile sözleşmeden doğacak ihtilaflarda İstanbul mahkemelerinin yetkisi kabul edildiğini, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek mahkememizin yetkisine itirazda bulunmuş, esasa ilişkin olarak; davacı talebinin kabulünün mümkün olmadığını, sipariş öncesinde davacı şirket ile ürün içeriklerinin paylaşıldığını, müvekkili tarafından, davacı şirkete sadece istenilen kapasite ve basınçlarda çalışabilecek pompa önerilerinin alternatifli olarak yapıldığını, ancak içeriğini tam olarak bilmediği kimyasalların, pompaların kullanımına ilişkin bir garantinin asla verilmediğini, davacıya pompa tekliflerinde akışkan ile temas eden kısımların detayının verildiğini, bilgileri açık olarak belirtilen pompanın davacı şirket tarafından uygun görüldüğü düşünülerek, imalatçı firmaya sipariş verildiğini, davacıya sorunsuz olarak teslim edildiğini, montajın davacı tarafça yapıldığını, bir süre sonra davacı şirketin pompalarda sorunların oluştuğunu belirterek müvekkilinin servisine ürünleri yolladığını, serviste yapılan incelemede kullanılan kimyasalların pompalarda ciddi kimyasal aşınmalar yarattığının tespit edildiğini, davacı şirketten kullanılan kimyasallın detaylarının, özelliklerinin sorulduğunu, davacı tarafından ilk kez karışımının içinde metil etil ketone olduğunun belirtildiğini, daha önce davacı tarafında müvekkiline bildirilmeyen bu kimyasalın elastomerlere çok kısa sürede zarar verilen bir nitelik taşıdığını, davacı tarafından uygunluk denetiminin yapılmadığını, kendi kusurları ile uygun olmayan ürünün tercih edildiğini, satış sözleşmesinde açıkça montaj hataları veya olumsuz işletme şartlarından kaynaklanan arızaların garanti kapsamında olmadığının belirtiğini savunarak , davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2018/… esas ve 2020/… karar sayılı 15/10/2020 tarihli yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiştir. … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… esas sayılı dosyasında 19/09/2017 tarihli ara karar ile taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
22/09/2017 tarihli raporunda bilirkişi; yer alan bilgi ve ” Dava konusu … … ve … ‘ların davacı tarafın çalışma koşullarına uygun teknik yapıda olmadığı, Davacı tarafın kullanacağı ürünlerin transferi için kullanacağı dava konusu pompaların teknik yapısı içeriği, bu kimyasal ürünlerin transferi için uygun teknik yapıda olmadığı, Dolayısı ile teknik yapısı uygun olmayan duva konusu pompaların ayıplı olarak kabul edilmesi gerekeceği, … … ve … da kullanılacak olan kimyasal içeriklerinin davalı tarafından bilinmesi gerektiği, Davalı tarafından sunulmuş olan 18.03.2014 tarihli, … evrak nolu satış sözleşmesinde: … …’nın akışkan türünün dondurucu peroksit, …’nın akışkan türünün jelkot olarak belirtildiği, dolayısı ile davacı tarafın kullandığı malzeme niteliğine uygun evsafta ürün niteliği olarak davacıya sunumunun yapıldığı (davalı tarafından), ancak bu sözleşme ile dava konusu pompaların teknik yapılan gereği, dondurucu peroksit ve jelkot için uygun teknik yapıda olmaması nedeni ile hatalı yönlendirmenin davalı tarafından yapıldığı, dolayısı ile davacının almış olduğu …’nın akışkan türünün dondurucu peroksit, … ‘lardan beklediği faydayı görememesi ile davacının ödemiş olduğu satış bedelini davalıdan talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, TBK 227.maddesi uyarınca açılmış olup ayıplı mal satıldığı iddiası ile makina bedellerinin iadesi istemine dairdir.
Yetki itirazına esas tutulan ve İstanbul Mahkemelerinin yetkisini belirleyen 08.08.2014 ve 18.08.2014 tarihli satış sözleşmelerinin davalı tarafça dosyaya sunulmadığından, TBK. 89/1 HMK 10 md. uyarınca davalının mahkememizin yetkisine itirazı rededilmiştir.
Davacı vekili delil olarak; elektronik posta yazışmaları, satış sözleşmeleri, sipariş talep formları sevk irsaliyeleri, faturalar, şirket defter ve kayıtları, ihtarneme ve bilirkişi incelemesine dayanmış dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı vekili delil olarak, e-mail yazışmaları, satış sözleşmesi, ihtarneme, yemin ve bilirkişi incelemesine dayanmış dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… esas sayılı dosyasında 13/12/2016 tarihli celsenin 5 nolu ara kararı ile İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, davaya konu makina üzerinnde yerinde inceleme yapıldığı, dosyanın yetkisizlik nedeniyle bozulduğu, dosya kapsamında aldırılmış olunan bu raporun usul ve yasaya uygun denetime elverişli olduğu anlaşıldığından tekrar bilirkişi incelmesi yaptırılması gereği duyulmamıştır.
Ayıp, işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırılık halidir, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların olmaması veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir.
Öncelikle; uyuşmazlığın temelinde yatan ayıp kavramı üzerinde durmakta yarar vardır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219. Maddesine göre ; bir maldaki ayıp; satıcının zikri ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilmektedir. Bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumludur. Ayıp , maddi, Hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Bunlardan yola çıkarak ; satıcı ve dolayısıyla teselsül ilişkisi nedeniyle ithalatçıyı maldaki ayıptan sorumlu tutmanın maddi koşulları; ortada ayıp sayılan bir eksikliğin olması, ardından maldaki eksikliğin önemli olması ve ayıbın malın yarar ve zararının alıcıya geçtiği anda varolması, alıcının ayıbın varlığını bilmeden malı satın almış olması, olarak sayılabilir.
Borçlar kanununda tanımını bulan ayıba karşı tekeffül, satılan şeyin satıcının zikrettiği vasıfları taşımamasından veya bu şeyin değerini sözleşme gereğince ondan beklenen yararları azaltan veya kaldıran eksiklikler bulunmasından satıcının sorumlu olmasıdır. Diğer bir anlatımla ayıp, satılanın normal niteliklerinden ayrılmasıdır.
Ayıba karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti geçirme borcunun tamamlayıcısıdır. Aynı zamanda satıcının bu borcu kanuni bir borç mahiyetindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 221. maddesine göre; satıcı, satılanın ayıbını alıcıdan hile ile gizlemiş ise satımda tekeffül hükmünü kaldıran veya sınırlayan her şart batıldır. Satıcı, tekeffül ödevini kaldırırsa kendisi ve karşı akit için gizli kalmış olan ayıplardan sorumlu olmak istemediğini belirtmektedir. Bu nedenle böyle bir açıklamanın bağlayıcı olabilmesi, satıcının kendisince bilinen ayıpların alıcıdan saklı kaldığını ve diğer ayıpların gerçekten tarafından bilinmeyen ayıplar olduğunu kabul ettiğini gerekli kılar.
Bu ilkeler gereğince her kim, alıcının sözleşme yapılırken ayıpları henüz bilmeyeceği ve yalnız bu nedenden onun için zarar verici olan tekeffül görevinin kaldırılmasına razı olacağı üzerine spekülasyon yaparsa, hileli davranıyor demektir. Satıcının hilesi durumunda, tekeffül borcunu sınırlayan ya da kaldıran sözleşme kayıtları sonuç doğurmaz.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 221. maddesinde,” Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür, ” hükmü düzenlenmiş olup bu nedenle ayıplı mal tesliminde ağır ihmali bulunan satıcı, sorumsuzluk anlaşmasından yararlanamaz.
Bu duruma göre, satıcının sadece ayıbı hile ile gizlemiş olması durumunda değil, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu sayıldığı her durumda sorumsuzluk anlaşması geçersiz sayılır.
Durumun gerekli kıldığı, muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değildir. Fakat onları meydana çıkar çıkmaz hemen ihbar etmelidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 225. maddesine göre, alıcıyı iğfal etmiş olan satıcı, ayıbın kendisine vaktinde ihbar edilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz.
Satılanın ayıplı çıkması halinde Türk Borçlar Kanunu madde 227 ile alıcıya birtakım seçimlik haklar tanındığını,Buna göre alıcı;
“1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.” haklarına sahip olduğunu, alıcı bu haklardan birini kullanmakla, davacının seçim hakkını satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme iradesi ile ödenen bedelin iadesini istediği anlaşılmaktadır.
Makine Mühendisi, Kimya Mühendisi bilirkişi tarafından davalı adresinde dava konusu ürünler üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda; dava konusu … … ve … … larının davacı tarafın çalışma koşullarına uygun teknik yapıda olmadığı, davacı tarafın kullacağı ürünlerin transferi için kullanacağı dava konusu pompaların teknik yapısı gereği, bu kimyasal ürünlerin transferi için uygun teknik yapıda olmadığı, teknik yapısı uygun olmayan dava konusu pompaların ayıplı olarak kabul edilmesi gerekeceği, … … ve … … da kullanıacak olan kimyasal içzeriklerin davalı tarafından bilinmesinin gerektiği, davalı tarafından sunulmuş olan 18.08.2014 tarihli … nolu satış sözleşmesinde … … ‘nın akışkan türünün dondurucu peroksiz, … …’nın akışkan türünün jelkot olarak belirtildiğinden davacı tarafın kullandığı malzeme niteliğine uygun evsafta ürün niteliği olarak davacıya sunumunun yapıldığını ancak sözleşme ile dava konusu pompaların teknik yapıları gereği dondurucu pereksit ve jelkot için uygun teknik yapıda olmaması nedeni ile hatalı yönlendirmenin davalı tarafından yapıldığı, davacının almış olduğu … … nın akışkan türünün dondurucu peroksit, … … lardan beklendiği faydayı görememesi ile davacının ödemiş olduğu satış bedelinin davalıdan talep edilebileceği bildirilmiştir.
Dosya içine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; makinalar üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu da gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınmış olup dava konusu olan … … ve … … ‘ların ayıplı olduğu, ayıbın gizli ayıp olduğu, pompaların halen davalı uhdesinde bulunduğu, alıcı-davacının TBK 227 .mad. Uyarınca sözleşmeden dönme hakkını kullandığı ve satış bedelinin iadesini istediği, 15/05/2015 tarihindeki deneme sonrasında talebinde haklı olduğu sonucuna varılmış, dava konusu olan … … ve … …’ların davalıda kalma konumuyla,davacının davalıdan 2 adet fatura bedeli olan 17.839,76-TL’sının iadesini isteyerek sözleşmeyi feshedebileceğinden,davalıdan 2 adet jelkot pompalama özelliğinin olmadığının anlaşılması üzerine davalı şirket satış mühendisi …’a e-posta ile derhal bildirim yapıldığı, e-postanın derhal bildirim şartını sağladığı, ayıplı ürün tutarı olan 17.839,76-TL’sı olan fatura bedellerinin davalıya ödendiği tarih olan 14.04.2015 tarihinden itibaren tarafların tacir olması ve yapılan işin ticari olması nedeniyle avans faizi işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
17.839,76-TL’nin davalıdan tahsiline,
14.04.2015 tarihinden itibaren alacağa avans faizi yürütülmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.218,63-TL nispi karar harcından peşin alınan 304,66-TL harcın mahsubu ile bakiye 913,97-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam ‭2.015,91‬-TL’nin ( 29,20-TL BVH, 4,30-TL VH, 304,66-TL Peşin Harç, 177,75-TL Tebliğ ve Posta, 1.500,00-TL BK) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır