Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/137 E. 2023/621 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/137
KARAR NO :2023/621

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:19/02/2021
KARAR TARİHİ:28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının, çelik fan parçaları, bağlantı fan parçaları cinsi eşyaların, 12 adet özel tip taşıma aracı ile …’a taşınma işini üstlenmek suretiyle davalı ile 08.11.2019 tarihinde anlaştığını, taşımaya konu edilen eşyaların, 17.12.2019-23.12.2019 tarihleri arasında 12 araca yüklendiğini, tam ve sağlam olarak 25.12-2019-31.12.2019 tarihleri arasında varış yerinde teslime hazır hale geldiğini, davalının ilk-son yükleme zamanı, varış-boşaltma tarihine kadar, talep ve talimatlarına uygun riziko alan ve sorumluluğunda bulunan, teslimden önce refakat ve lüzumlu belgeleri teslim etmemesi, dış ticaret operasyonunu yönetememesi nedeniyle derhal tamamlanması gereken varış yeri gümrük iş vec işlemlerinin yerine getirilmediğini, davacının risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle taşıma araçları varış ve boşaltma tarihlerine göre toplamda 296 gün beklemek zorunda kaldığını, her bir aracın niteliğine göre günlük bekleme ücretlerinin davalıya iletildiğini, bu kapsamda davalının riziko alanı ve sorumluluğunda oluşan bekleme ücretlerinin davalıca ödeneceğinin taahhüt edilmesi üzerine varış yeri gümrük işlemlerinin bitmesi sonrası eşyaların boşaltıldığını, taraflar arasındaki ticari teamüller uyarınca, bekleme ücretine ilişkin toplam 108.500 Euro tutarındaki faturaların davalıya iletildiğini, davacının, bekleme ücretlerine ilişkin uyarı ve bilgilendirmeleri birden fazla iletmesine rağmen anılan faturalara konu alacakların davalı tarafından ödenmemesi üzerine hukuki yollara başvurulacağına ilişkin ihtarname gönderdiğini, davalı temsilcisinin, ihtarname konusu sorunun giderilmesi için yasal yollara başvurulmadan ihtilafın kısa bir sürede çözüme kavuşturulacağını, bu nedenle yasal adımların atılmasından imtina edilmesini talep etmiş ancak kabul mümkün olmayan 20.000 Euro ödeme teklifi sunulduğunu, netice olarak, bekleme ücretinin ödenmemesi üzerine tahsili yönünden faturaya dayalı davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün E:… sayılı takibe vaki itiraz üzerine zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden bir neticeye varılamaması üzerine işbu dava davanın açılması söz konusu olduğunu, davalı yanca ikrarlı resmi ve y azılı belgeler uyarınca davalının taşıma konusu ile ilgili olayda bekleme ücretlerinin ödenmesinde kayıtsız kalması, davalının İİK 257/2-1.maddesi uyarınca Türkiye’de muayyen bir yerleşim yerinin bulunmaması, Türkiye’de malvarlığının bulunmaması ile davanın haklılığının gerçeğe yakın bir şekilde ispatının mahkemece takdir edilmesi sonucuna göre öncelikli olarak teminatsız, aksi halde uygun görülecek teminat karşılığında müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet vermemek ve sonucunda davanın sonuçsuz kalmamasını sağlamak üzere, davalının sahibi olduğu taşınır ve taşınmazlarına, bankalardaki mevduat hesaplarına, hak ve alacakları ile 3.kişiler nezdinde doğmuş ve doğacak hak ve alacakları üzerine tedbir suretinde karar verilmesi için ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir yönünden karar verilmesini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe vaki itiraz nedeniyle dava konusu alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, 4.926,50 TL miktarlı çeviri gideri dahil olmak üzere yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 25/02/2022 tarihli dilekçesi ile; delil listesinin kısmen ıslah edilerek temlik ve ibranamelerin delil listesine eklenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın, … tarafından … … aleyhine …. İcra Müdürlüğü … Esas sayısı ile başlatılan icra takibine karşı sundukları itirazlarının kaldırılmasına ilişkin olduğunu, her ne kadar davacı şirketin, bahsi geçen taşıma işi sonucunda 108.816,10 Euro bekleme ücretine hak kazandığını iddia etse de, bu iddianın haksız ve mesnetsiz olup, davacı şirketin taleplerinin reddini istemek zorunluluğunun hasıl olduğunu, taraflar arasında yapılan taşıma anlaşmasında yetki şartı olduğunu, mahkemenin somut uyuşmazlıkta yetkili olmadığını, huzurdaki uyuşmazlığın müvekkili şirket ile davacı … arasında, … numaralı ve 29.04.2019 tarihli sipariş emri uyarınca gerçekleştirilen taşıma işine ilişkin olduğunu, müvekkili şirket tarafından sunulan ve davacı şirket tarafından kabul edildiği belirtilen sipariş emrinin dördüncü sayfasında yer alan Yargı Yetkisi (Jurisdiction) başlıklı 28. maddesi uyarınca; “Sözleşme, her bakımdan İngiliz Hukukuna göre ele alınacak ve yorumlanacaktır ve Sözleşme kapsamında ortaya çıkan her türlü iddia veya ihtilafta İngiliz mahkemeleri münhasıran yetkili olacaktır.” ibaresinin yer aldığını, dolayısıyla tarafların yetkili mahkeme olarak İngiliz mahkemelerini seçtiği ve dava konusu uyuşmazlığın İngiliz mahkemeleri önünde görülmesi gerektiğinin ortada olduğunu, yargıtay kararları uyarınca da yetki sözleşmesi ile yabancı bir mahkeme yetkili kılındı ise, Türk Mahkemelerinde açılan davalar hakkında yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, dolayısıyla uyuşmazlığın esasına girilmeden önce, huzurdaki uyuşmazlığa ilişkin olarak Türk Mahkemelerinin yetkisiz olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesi ve davanın usulden reddedilmesi gerektiğinin açık olduğunu, taraflar, aralarındaki uyuşmazlıklarda İngiliz Hukuku’nun uygulanacağının kararlaştırıldığını, somut olayda Türk Hukuku’nun uygulanmasının olanaklı olmadığını, davacı şirketin taşıma işini üçüncü kişiye devrettiğini ve taşımanın üçüncü kişi tarafından gerçekleştirildiğini, bu nedenle davacının huzurdaki davada aktif husumet ehliyetinin olmadığını, müvekkili şirket ile davacı … arasında sipariş emri uyarınca taşıma işi gerçekleştirilmesinin kararlaştırıldığını, buna göre sipariş emrinin ekinde listelenen malların dava dışı …A.Ş.’den teslim alınarak Obrenovac, Sırbistan’a teslim edileceğini, düzenlenen transit refakat belgelerinden, dacacının dosyaya sunmuş olduğu taşıma (CMR) senetlerinden ve davacının tercümesini sunmadığı gümrük belgelerinden görüleceği üzere … işbu taşıma işini alt taşıyıcıya devrettiğini, davacının delilleri arasında yer alan CMR senetlerinin bir kısmının içeriği net olarak okunamamakla birlikte, ilgili senetler taşıyan (“carrier”) sıfatıyla … Nakliyat tarafından düzenlenmiş olup, davacı … tarafından da gönderen (“shipper”) sıfatıyla imzalandığını, ilgili CMR senetlerinden açıkça görüldüğü üzere, huzurdaki davaya konu taşıma işinin fiilen dava dışı … Nakliyat tarafından gerçekleştirildiğini ve söz konusu taşıma işi ve organizasyonun bir başka taşıma şirketi olan … Ltd. Şti. aracılığı ile yapıldığını, özetle Davacı …, deniz ve karayolu taşıma pratiğinde çok sık karşılaşıldığı üzere, müvekkiline karşı taahhüt ettiği taşıma işinin gerçekleştirilmesini bir başka 3. kişiye devrettiğini ve davaya konu taşıma işinin, dava dışı bir 3. kişi tarafından gerçekleştirildiğini, yapılan açıklamalar ışığında, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için bekleme ücretine ilişkin dava konusu taleplerin haklı ve geçerli olduğu ve söz konusu ücretlerin müvekkili şirketten talep edilebilmesinin mümkün olduğu düşünülse dahi, iddia konusu bekleme olgusunun davacı nezdinde değil, fiili taşıyan nezdinde gerçekleştiğini, şayet bir zarar doğdu ise bunun yalnızca fiili taşıyan tarafından talep edilmesinin mümkün olduğunu, buna karşılık davacı şirketin, fiili taşıyanın uğradığı zararı, bir başka deyişle dava konusu bekleme ücretini, tazmin ettiğine dair dosyaya hiçbir kanıt sunmadığını, hatta böyle bir beyanda dahi bulunmadığını, aynı şekilde, doğduğu iddia edilen fiili taşıyanın zararlarının Davacı Şirket tarafından talep edilebilmesini mümkün kılan bir temlik ilişkisi olmadığının da açık olduğunu, dolayısıyla, kendi nezdinde doğmayan bir zarar bakımından davacı şirketin talep hakkı olmadığı gibi, aktif husumet ehliyetinin de mevcut olmadığını, Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca da bekleme ücretinin yalnızca fiili taşıyan tarafından talep edilebileceğini, iddia konusu bekleme ücretlerine esas teşkil eden bekleme olgusunun davacı şirketin kusurundan kaynaklandığını, müvekkil şirkete yükümlülük atfedilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketin, müvekkil şirketin talimatlarına aykırı davrandığını, taşımanın başlamasının ardından önerdiği gümrük geçiş yöntemleri bakımından müvekkili yeterince aydınlatmadığını ve yanlış yönlendirdiğini, uyuşmazlığa konu taşıma işini müvekkili şirket ile dava dışı … (“…”) arasında akdedilen satım sözleşmesi uyarınca sipariş emrinde belirtilen malların Obrenovac, Sırbistan’a taşınmasına ilişkin olduğunu, taşımaya konu emtiaların, müvekkili tarafından dava dışı …’dan satın alınmış olup, müvekkili şirket tarafından …’ye satıldığını, aynı emtiaların, müvekkilimizin müşterisi … tarafından nihai alıcı konumunda bulunan dava dışı … (“…”) satıldığını, söz konusu satım zincirinin davacının da bilgisi dahilinde olup, yazışmalarda da açıkça belirtildiğini, müvekkili tarafından defalarca talimat verilmesine karşın davacı şirketin Sırbistan’daki gümrük komisyoncusu ile zamanında ve düzgün bir şekilde iletişim kurmadığını, davacı şirketin talimatlara aykırı olarak farklı gümrük kapısı kullandığını, müvekkili şirket tarafından önerilmesine karşın yüklenen malların bir depoya teslim edilmediğini, davacı şirket gümrük problemlerine sebebiyet vererek zararın meydana gelmesine neden olduğunu, taraflarca bekleme ücreti kararlaştırılmadığından müvekkili şirketten bu yönde bir talepte bulunulamayacağını, müvekkili şirketin davacının iddia ettiği bekleme ücreti bedelleri ile bağlı olmadığını, her halükârda talep edilen fahiş tutarın tenzil edilmesi gerektiğini, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirir şartların oluşmadığını, davacı şirketin, müvekkili şirketin sahibi olduğu taşınır ve taşınmazlar, bankalardaki mevduat hesapları, hak ve alacakları ile 3. kişiler nezdinde doğmuş ve doğacak hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz ve ihtiyati tebdir koyulması talebinin, mahkeme tarafından 24.02.2021 tarihli tensip tutanağının 14. nolu ara kararı ile reddedildiğini, mahkemece re’sen nazara alınacak nedenlerle; taraflar arasında kararlaştırılan yetki şartı nedeniyle yetkisizlik kararı verilerek davanın usulden reddine, aktif husumet ehliyetini ve hukuki yararı haiz olmayan davacı şirket tarafından ikame edilen davanın usulden reddine, usuli itirazların kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine, davacı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin iptaline, İİK m. 67 uyarınca takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacacağın %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; taraflar arasında taşınması hususunda uzlaşılan çelik eşyaların 12 tırla taşınması sırasında varış yerinde davalı tarafça verilmesi gereken belge ve kayıtların verilmemesi nedeniyle gümrük işlemlerinin aksayıp aksamadığı ve tırların 296 gün boyunca bekletilmesinden kimin sorumlu olduğu, bekleme ücretinin niteliği ve miktarının ne olduğu, takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı, faizin türü ve başlangıcının ne olduğu, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığından ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı şirketin sicil kayıtları celp edilmiştir.
… Gümrük Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu; 12 adet ihracat beyannamesi ve eklerinin,T1 belgelerinin, taşıma senetlerinin, özet beyan belgelerinin onaylı suretleri celp edilmiştir.
… İl Emniyet Müdürlüklerine müzekkere yazılarak … plakalı araçların ticaret sicil kayıtları celp edilmiştir.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, … plakalı araçların trafik sicil kayıtları celp edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
…’ne müzekkere yazılarak dava konusu; 8 adet lowbed treyler, 4 adet büyük kamyonun ihracat yüklerinin yurtdışı varış noktasında gümrük işlemlerinin tamamlanması ve araçların boşaltma yani serbest zaman süresinin ne olduğu, 2019-2020 yılı itibariyle bekleme günlük rayiç bedelinin ne olduğunun tespit edilmesi hususu istenilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 25/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; sipariş emrinde yer alan taraflar arasındaki ihtilafın İngiliz Mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiğine ilişkin koşulun, MÖHUK m.47 gereği yazılı olmadığından ve sadece mail ortamında gerçekleşmiş olduğundan dolayı Türk Mahkemelerinin yetkisinin, huzurdaki dava bakımından devam ettiği sonucuna varıldığı, davalı tarafın yetki itirazını ilk itiraz olarak yapıp yapmadıklarının belirlenmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, huzurdaki davadaki uyuşmazlığın, öncelikle taraflar arasındaki sözleşmeye göre, taraflar arasındaki sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde İngiliz Hukukuna göre çözümlenmesi gerektiği, ancak uygulanacak sözleşme hükümlerinin veya İngiltere yasalarının Türk kamu düzenine aykırı olmaması gerektiği (MÖHUK 5); uygulanacak yabancı hukukun bekleme ücretlerinden sorumluluğu davacı ve davalı bakımından nasıl etkilediğini buna dayanan tarafın ispat etmesi gerektiği; davacı şirket ile davalı şirket ile birlikte hareket ederek gerçek duruma uygun olmayan belgelerle ihracatın yapılmasını gerçekleştirmeye çalıştıklarından dolayı bekleme ücretinden eşit oranda sorumlu olmaları gerektiği kanaati hasıl olduğu (CMR m.11/1-2); dava dosyasındaki 17.12.2019 tarihli faturaya göre günlük bekleme ücretinin 195 Euro olduğu ancak söz konusu bekleme ücretine konu aracın dava konusu araçlardan olup olmadığının tespit edilemediği, yine davacı şirket tarafından 29.01.2020 Tarihli Fatura ile 85.000,00 Euro bekleme ücreti talep edilmişken davalının süresinde ödememesi nedeniyle yapılan indirimden yararlandırılmayarak 296 gün karşılığı 108.500 Euro bekleme ücretinin talep edildiği ve huzurdaki davaya konu edildiği, mahkemenin … plakalı araçla ilgili bilgileri dosyaya isteyerek dava konusu araçlarla mukayeseni sağlayabileceği gibi …’den talepte bulunarak da söz konusu evsaftaki araçların günlük bekleme ücretlerine ilişkin bilgilerin dosyaya girmesini sağlayabileceği; … plakalı aracın dava konusu araçlardan daha düşük evsafta olduğu varsayımı ile … araçlar için günlük bekleme ücretinin 300,00 Euro, talep konusu diğer araçlar için 270,00 Euro bir günlük uygun bekleme ücreti olarak değerlendirerek, toplam bekleme ücretini 81.390,00 Euro olarak hesapladığı; risk paylaşımına göre davalı şirketin bunun yarısı olan 40.695,00 Euro’sundan sorumlu olduğunun değerlendirildiği, Ortak Transit sözleşmesi kapsamında transit işlemi araçların varış gümrüğüne ulaşarak transit işlemi ibra edilerek sonlandırıldığı ve ihracat işlemi gerçekleştirildiği, Sırbistan varış gümrüğünde beklemenin neden kaynaklandığın bilinmediği (CMR) sözleşmesi kapsamında alıcı ve taşıyıcının sorumluluklarını yerine getirip getirmediğinin tespit edilemediği, varış gümrük idaresinden, araçların varış ve boşaltma tarihleri ve …A.Ş. bekleme ücreti ödediğine ilişkin belge olmadığı, Sırbistan varış gümrüğünde beklemenin neden kaynaklandığın bilinmesi ve alıcının sorumluluklarını yerine getirmediğinin tespiti halinde; … (…) den, 8 Lowbed treyler, 4 büyük boy kamyon, ihracat yüklerinin yurt dışı varış gümrük idaresinde gümrük işlemlerin tamamlanması ve araçların boşaltma için makul süre (serbest zaman) ne kadar olduğu, bu araçların 2019 yılı bekleme günlük rayiç ücretinin öğrenilmesi, bekleme süresinden, makul süre (serbest zaman) düşülerek, rayiç bedel üzerinden, bekleme ücretinin tespiti sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 07/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu araçların toplam 296 gün beklemesine karşılık toplam bekleme ücretinin davacının dava dilekçesindeki talebine göre 108.500,00 Euro, Kök raporumuzda benimsenen makul ücret miktarına göre 81.390,00 Euro ve …’den gelen yazıya göre ise 162.800,00 Euro olduğu, gerek günlük bekleme ücreti gerekse 296 gün için toplam bekleme ücretleri bakımından nihai takdir yetkisinin bu üç (3) ayrı hesaplama gözetilerek mahkemede olduğunun değerlendirildiği; taraf vekillerinin, riziko alanı ve kusur paylaşımına ilişki itirazları başta olmak üzere sair itirazlarının ise yukarıda arz ve izah edildiği üzere yerinde olmadığının değerlendirildiği; bu noktalarda kök rapor değerlendirme ve kanaatlerinin devam ettiği, araçların hareket gümrük idaresince belirlenen süre sınırında varış gümrük idaresine varış gümrüğü cı ostruzmıca ulaştığı, eşyaları, transit refakat belgeleri sunumu ve kontrolü ile ibra işleminin yapılarak rejimin sonlandığı, transit süresinde gecikme olmadığı, Sırbistan varış gümrüğünde beklemenin nedenine ilişkin, araçların boşaltma tarihlerine ilişkin davacının beyanları dışında belge ile alt taşıyıcı … nakliyata bekleme ücreti ödediğine ilişkin belge olmadığı, … Nakliyat tarafından, eşyaların ve T1 Transit Refakat Belgeleri gümrük idaresine sunularak eşyaları gümrük gözetimine verildiği, serbest zaman süresi içerisinde boşaltılamaması halinde, gümrüklü eşyanın konulduğu geçici depolama yerlerine, gümrüklü antrepolara veya gümrük idaresince izin verilen yere konularak araçların boşaltıldığı, davalının mail ile bunu talep edilmesine rağmen yapılmadığı, taşıyıcının CMR Sözleşmesinin 3 ve 17/3 Maddelerine göre sorumlu olduğu ek Sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince yeni heyetten bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 28/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu olayda bir taşıma engelinin değil, taşımanın gereğince sonlanmasına rağmen varış yerinde teslim engelinin söz konusu olduğu 2 ilişkide dava dışı … nin davacı … düzenlemesi ve ibraz etmesi gereken belgeleri ibraz etmemesi nedeniyle varış yerinde teslimin geciktiği, davalı …’in yükün varışından sonra gerekli belgeleri ve vekaletnameyi ibraz etmesinin akabinde yükün boşaltılarak teslimin gerçekleşmesi üzerine araçların varış yerinden ayrıldığı, varış yerindeki vakıaların davalı …’in sorumluluk alanı içerisinde yer aldığı, davacı taşıyıcının sorumluluk alanı içerisinde yer almadığı, aynı şekilde varış yeri gümrük acentesi …’in davacı tarafın yapabileceklerinin sınırlı olduğunu davalı …’nin yanlış bilgilendirmeler yaptığını, …’nin doğru belgeler göndermesi halinde gümrük işlemlerinin bitirileceğini bildirdiği, davacının sorumluluk -kabul etmemek suretiyle yazışmalarının davalının riziko alanın sirayet edecek nitelikte olmadığı aksine davalının menfaatlerini korumaya yönelik olduğu, herhalde davalı … ile 2. İlişki içinde olduğu dava dışı … nin 2019 yılında gümrük işlemlerine bitirimeyeceği konusunda davalıya bildirimde bulunduğu, ikinci alıcı dava dışı … ve davalı … arasındaki yüklerin varış zamanına ilişkin yani iç ilişkideki sorunun davacının riziko alanı ile ilgili olmadığı, davalının istenen belgeleri ve vekaletnameyi araçların varışından önce veya varış sırasında ibraz etmesi halinde taşıma araçlarının varış yerinde toplamda 296 gün süre beklemeyeceği, beklemenin neticede temel teslim engelinin davalı ile 2. İlişki içinde … arasında meydana geldiği bu sebepten dolayı varış yerinde araçların beklediği, 12 adet pooled low bed,low bed ve flat bad ağır araçlarla taşınan standart taşıma yöntemleri ile taşınması mümkün olmayan ağır yüklerin araçlardan tahliyesi için özel vinç vs. gibi ekipman masrafları, bunun için depolama yerinin güçlüğü karşısında yüklerin zarar görmesi riskinin yüksek olması ayrıca 12 adet araca ilişkin ağır yüklerin kaplayacağı alan nedeniyle depolama ücreti ile yeniden taşıma araçlarının organize edilerek yüklerin yeniden yüklenmesi, yol izinlerinin alınması ve teslim yerine boşaltılması davalı …’e daha fazla ek mali masraf getireceği, taşıma araçlarının varış yerinde beklemesinde davacının kusurunun bulunmadığı, davacının bekleme ücreti istemi ve talebinde bulunabileceği sonucuna varılmakla, bekleme ücreti için … ve lowbed için: 350 EUR/Kamyon, pooled lowbed için: 450 EUR/kamyon olarak davacı tarafından belirtilen bekleme ücretinin makul, teamüle uygun ve neticede fahiş olmadığı, zira mahkemece dosyaya celp olunan … tarafından bildirilen ücret tarifesinde, Low-Bed ve diğer araçlar için 550- 600-EUR+KDV olduğunun belirtildiği, davacının … ve lowbed için: 350 EUR/Kamyon, pooled lowbed için: 450 EUR/kamyon ve bekleme günleri hesabına göre 108.500 EURO bekleme ücreti talebinde bulunduğu, hesaplamanın makul bekleme süresi düşüldükten sonra yapıldığı, … tarafından belirtilen bekleme ücret tarifesine göre 12 aracın bekleme ücretinin 162.800 EURO olarak hesaplandığı, alacağın likit olduğu, hesaplanan ücret ile talep edilen ücret hakkında değerleme esaslarının, Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu, taraflar arasında kararlaştırılan ve – ihtilafta uygulama alanı bulacak mahkemenin İngiltere olacağı yönündeki beyan ve itirazlara ilişkin hukuki değerlendirme gerektiğinden nihai takdirin sayın mahkemede olduğu, dava dışı … Loj. – Fiili taşıyıcı tarafından davacı yana yansıtılan bekleme ücreti maliyet detayları olduğu, dosyada … yetkilisi Kosta Sandalcıdıs’ın 20.01.2020 tarihli mail içeriğinden anlaşılsa da, …’nin …’a ödeme yapmak suretiyle bu bekleme ücreti maliyetlerine katlandığına dair net bir bulguya rastlanmadığı, nihai takdirin mahkemede olduğu, önceki heyet raporunda da yansıtılan ve dosya kapsamındaki itirazlara da konu olan taşıyıcı-davacının attığı mail ile sorumluluk-riziko alanını genişlettiği, taşıyıcı yanca atılan 21.12.2019 tarihli mail ile risk alanına bekleme sürecinin sirayet ettiği yönündeki görüşe katılmadığımızı, zira mevcut tabloda atılan mailin taşıma sözleşmeleri kurulduktan, operasyonel süreç başladıktan sonra atılan ve uzmanlığı vurgulayan ifade olarak yorumlanabileceği, neticeten aynı mail içerisinde davalıya alternatif cevaplar sunduğu, bu doğrultuda davalının seçimi üzerinden sürecin ilerlediğinin mail yazışmalarından anlaşıldığı, yine mail yazışmasından gümrük süreçlerinin sorumlulukları alanına girmediğinin davacı taşıyıcı tarafından davalı yana bildirildiği, bu noktada taşıyıcının bekleme ücreti oluşması kaynağında kanaatlerince sorumluluğu olmadığı, takdirin sayın mahkemede olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı, davalı ile taşıma işi yapılması konusunda anlaşıldığını, anlaşmaya istinaden taşımaya konu eşyaların varış yerinde teslime hazır hale getirildiği, varış yeri gümrük iş ve işlemlerinin yerine getirilmediğinden davacının risk alanında kaynaklanmayan nedenlerle varış ve boşaltma tarihlerine göre toplamda 296 gün beklemek zorunda kalındığını, bekleme ücretine ilişkin düzenlenen faturadan kaynaklı alacağın tahsili talebi ile başlatmış olduğu takibe yapılan itirazın iptali talebi ile eldeki davayı açmış olup, davalı süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile öncelikle taraflar arasında yapılan taşıma anlaşmasında yetki şartı bulunduğunu, uyuşmazlığın davalı ile davacı arasında … numaralı ve 29/04/2019 tarihli sipariş emri uyarınca gerçekleştirilen taşıma işine ilişkin olduğunu, sipariş emrinin dördüncü sayfasında yer alan yargı yetkisi başlıklı 28.maddesinde İngiliz Mahkemeleri’nin münhasıran yetkili olacağının kararlaştırıldığını, 5718 Sayılı MÖHUK madde 47 uyarınca yetki anlaşması yapılabileceğini, somut olayın yabancılık unsuru taşıyan bir borç ilişkisi olup Türk Mahkemeleri’nin yetkisiz olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilerek davanın usulden reddedilmesini gerektiğini beyan ettiği görülmüştür. Davacı eşya adedi, araç türü, yükleme tarihi, teslim tarihi ve navlun ücretine ilişkin yeni ve asıl taşıma anlaşmasının 08/11/2019 tarihli olduğunu, yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar bakımından MÖHUK 47/1 uyarınca Türk Mahkemeleri’nin münhasır yetkisini ortadan kaldıran sözleşme yapılmasının da mümkün olmadığını belirterek yetki itirazına karşı beyanda bulunmuştur.
Taraflar arasında Türkiye’den Sırbistan’a kara yolu ile eşya taşıması kararlaştırılmış olup davalının da yabancı olduğu dikkate alındığında somut olayda yabancılık unsuru bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. 5718 Sayılı MÖHUK’un 47/1.maddesi “Yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk Mahkemeleri’nde yetki itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk Mahkemesi’nde görülür.” şeklindeki hükümde açıkça ifade edilmiştir.
Yargıtay 11. HD’nin 2021/7494 Esas 2023/1970 Karar sayılı onama ilamına konu; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 12. HD’nin 2020/970 Esas 2021/1078 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “MÖHUK 47. maddesine göre, yer itibari ile yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşma yapılması mümkündür. Yetki şartının geçerli olması için; uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması ile uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması gerekmektedir.” (Benzer mahiyette İzmir BAM 17. HD’nin 2019/2311 Esas 2023/788 Karar, İstanbul BAM 14 HD’nin 2021/292 Esas 2023/572 Karar)
Somut olayda taraflar arasında uyuşmazlık yabancılık unsuru taşımakta olup Türk Mahkemesi’nin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalı süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuştur.
MÖHUK 47.maddesinde yetki şartının yazılı delille ispat edilmesi halinde geçerli olacağı hükme bağlanmış olup buradaki şekil şartı geçerlilik şartı olmayıp ispat şartıdır. (Nomer s.489; Çelikel/Erdem s.621; Sargın, s.179)
Her ne kadar davacı, taraflar arasındaki anlaşmanın yetki şartının kararlaştırıldığı … numaralı sipariş emrinden kaynaklanmadığını, 08/11/2019 tarihinde yapılan anlaşma ile taşıma işinin üstlenildiğini iddia etmiş ise de; taraflar arasındaki taşıma işine ilişkin ilk olarak 29/04/2019 tarihli yazışma ve ekinde yer alan sipariş emri kapsamında anlaşıldığı, sipariş emrinin son halinin davacının yetkilisinin davalıdan talep ettiği, davalı tarafça sipariş emri davacıya iletildikten sonra sipariş emrinin davacı tarafça gözden geçirilmesinin talep edildiği ve değişiklik talebi varsa iletilmesinin istenildiği, davacının sipariş emrinde yer alan hüküm ve koşullara ilişkin herhangi bir değişiklik talebi bulunmadığı, dava dilekçesine ekli yazışmaların tercümelerinden anlaşılmaktadır. Taşıma şartlarına ilişkin sipariş emri çerçevesinde anlaşma yapılmakla birlikte ürünlerin sevkiyatının Aralık ayına ertelenmesi nedeniyle taraflar arasında 08/11/2019 tarihinde tekrar yazışma yapılmış ise de; bu yazışmada emtia içeriğinin değişmesi nedeniyle davacı tarafından yalnızca taşıma ücretinde değişiklik yapıldığı ve 29/04/2019 tarihli sipariş emrinde yer alan diğer hüküm ve koşullara dair herhangi bir değişiklik yapılmadığı görülmüştür. Nitekim davacı tarafça dava konusu takibe ilişkin bekleme ücretine dair faturalarda ve taşımaya ilişkin belgelerde de … numaralı sipariş emrine atıfta bulunulduğundan sipariş emri sonrasında yapılan anlaşma bakımından da sipariş emrinin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır. Sipariş emrinin yargı yetkisi başlıklı 28.maddesinde; “Sözleşme, her bakımdan İngiliz Hukuku’na göre ele alınacak ve yorumlanacaktır. Ve sözleşme kapsamında ortaya çıkan her türlü iddia ve ihtilafa İngiliz Mahkemeleri münhasıran yetkili olacaktır.” düzenlemesi bulunmakta olup tarafların yetkili mahkeme olarak İngiliz Mahkemeleri’ni seçtiği, usulüne uygun yetki itirazında bulunulduğu, uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olduğu, taraflar arasındaki yetki şartının kararlaştırıldığı … numaralı sipariş emrinde sözleşmenin kurulması bakımından taraflar arasında irade mutabakatının oluştuğu kanaatine varılmıştır. Türk Mahkemelerinin yargı hakkının bulunması yani milletlerarası yetkisi HMK 114/1-a maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiş olup somut olayda öncelikle mahkememizin milletlerarası yetkisinin incelenmesi gerektiğinden davanın HMK 114/1-a ve HMK 115/2.maddeleri gereğince yargı yetkisi dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-a ve HMK 115/2.maddeleri gereğince yargı yetkisi dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 269,85 TL maktu red karar harcından peşin alınan 11.291,63 TL harcın mahsubu ile artan 11.021,78 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Arabuluculuk görüşmelerinde atanan arabulucuya 1.320,00TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 3.150,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 342. ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile veya HMK 348. maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize verecekleri bir cevap dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri cevap dilekçesi ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır