Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/103 E. 2021/975 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/103
KARAR NO:2021/975

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:05/02/2021
KARAR TARİHİ:30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “Arsa Sahipleri” sıfatıyla hareket eden … Turizm ve Pazarlama ….Ş, … Gayrimenkul Geliştirme İnşaat Taahhüt ve Ticaret ….Ş. … ve Ticaret ….Ş, … Yatırım İnşaat Ticaret ….Ş. ile davalı … ve Titaret AŞ. arasında imza edilen sözleşmeler ile … – … “…+” … İnşaat işinin tamamı anahtar teslim şeklinde ihale Şartnamesi, Yapım İşleri Şartnamesi, Yapım İşleri Sözleşmesi uyarınca davalıya ihale edildiğini, davalı ite aktedilen sözleşmenin feshinden bir süre sonra davalının bir kısım personeli tarafından davalının yanında müvekklli ile “arsa malikleri” olarak adlandırıları diğer Şirketlere karşı asıl işveren iddiası ile dava yöneltildiğini, …. İş Mahkemesi … Esas, …. İş Mahkemesi … Esas, ….İş Mahkemesi … Esas, …. İş Mahkemesi … Esas sayılı dosyalarından davaların kabulüne karar verilerek davalı Ile birlikte müvekkili ve arsa maliklerinin müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına karar verlldiğini …. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosya dışındaki ilamların kesinleştiğini, …. İş Mahkemesi. dosyasının güncel esas numarasının 2021/18 Esas olduğunu ilamların takibe konulduğu takip barçlarının tamamını arsa malikleri olarak adlandırılan şirketler tarafından … Projesindeki hisseleri oranında ödediğini Müvekkilinin de kendi hissesi oranında; ….İcra Müdürlüğü … Esas, 1.553,31 TL ödeme için 16/01/2019, … 13.İcra Müdürlüğü … Esas, 396,57-TL ödeme için 09/01/2019, ….İcra Müdürlüğü … Esas, 1.648,23-TL ödeme için 04/07/2019, …. İcra Müdürlüğü … Esas,, 5.495,16-TL ödeme için 11/08/2020, … 16. İcra Müdürlüğü …Esas, 3.025,83-TL ödeme için 30/12/2020 tarihinde toplam 12.119,10-TL ödeme yaptığını ve bu ödemelerin tamamından davalının gerek taraflar arasındaki sözleşmeler, gerekse ödemelerin yapıldığı işçilerin dava asıl işvereni olası sebebiyle münferiden sorumlu olduğunu, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizler ile birlikte rücuen ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, …. İş Mahkemesi’nin … Esas, …. Mahkemesi’nin … Esas, …. İş Mahkemesi’nin … Esas, …. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyalarının UYAP üzerinden, …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasının fiziken, ….İcra Müdürlüğü … Esas, … 13.İcra Müdürlüğü … Esas, ….İcra Müdürlüğü … Esas, … 16. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyalarının UYAP içeriği dosya arasına alınmış ve Mahkememizce 07/06/2021 tarihli celse kararı ile dosyanın İş ve Sosyal Güvenlik Hesabı uzmanı bilirkişiye verilerek, bilirkişiden; … 13. İcra Dairesinin …, …. İcra Dairesinin …, …. İcra Dairesinin …, …. İcra Dairesinin … ve … … sayılı dosyalarına konu ilamlı takiplerde davacının borçlu olduğu miktarın ve bu icra dosyalarına davacının borçlu olduğu miktar üzerinden davacının yaptığı ödemelerin miktarının uyumlu olup olmadığının tespit edilerek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
16/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda; ….İcra Müdürlüğü … Esas, 16/01/2019 ödeme tarihli, 1.553,31 TL; … 13.İcra Müdürlüğü … Esas, 09/01/2019 ödeme tarihli, 396,57-TL; ….İcra Müdürlüğü … Esas, ödeme tarihli 1.648,23-TL; …. İcra Müdürlüğü … Esas, 11/08/2020 ödeme tarihli 5.495,16-TL; … 16. İcra Müdürlüğü …Esas, 30/12/2020 ödeme tarihli 3.025,83-TL olmak üzere toplam 12.119,10-TL rücu alacağı olabileceği, ödeme tarihlerinden itibaren ayrı ayrı ticari faiz talebini değerlendirme takdirinin Mahkemeye ait olduğu görüşünü bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da davacı ile davalı arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise İş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmalı, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 23. H.D. 08.06.2020 T. 2019/998 E.-2020/1944)
Öte yandan, kıdem tazminatı konusundaki 6552 sayılı Yasanın 8. maddesi ile değişik 4857 sayılı Yasanın 112. maddesinde öngörülen düzenleme, işçinin kıdem tazminatı alacağını biran önce alabilmesi amacıyla yapılmış olup, işçi yönünden güvence niteliğindedir. Başka bir ifade ile, işçinin kıdem tazminatını dava açmak zorunda kalmadan kolaylıkla alabilmesi, olası takip ve davalar nedeniyle zorluk ve mağduriyet yaşamaması amaçlanmıştır. Söz konusu yasal düzenleme, asıl ve alt işverenler yönünden, dış ilişki itibariyle işçiye karşı geçerli olup, asıl ve alt işverenler arasındaki iç ilişkideki sorumluluğu ortadan kaldıran bir düzenleme değildir. (Bkz. Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 21.4.2016 tarihli 2016/7178E ve 2016/11227K. sayılı ilamı da bu yöndedir.) 6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 4857 sayılı Kanun’un 112. maddesinde, (kamu) asıl işverenin, ödemiş olduğu kıdem tazminatı nedeniyle, alt işverenlere rücu hakkı bulunmadığına dair bir düzenleme de bulunmamaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesi halen yürürlükte olduğundan, aksinin kabulü de mümkün değildir. (Bkz. Y. 22. HD, T.10.11.2016, E. 2016/2166, K.2016/23195) (Bkz. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 30/11/2021 tarih 2019/1174 esas ve 2021/1312 karar sayılı ilamı)
Taraflar arasında yapılmış yapım İşleri Şartnamesi’nin irdelenmesinde iş sağlığı ve iş güvenliği ve üçüncü şahıslara karşı sorumluluk başlıklı 3.7.1 ve 3.7.2. Maddelerinde sorumluluğun yükleniciye ait olduğu hususu bildirilmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında; davanın kabulü ile; 12.119,10-TL’nin her bir icra dosyasındaki ödeme tarihinden itibaren (….İcra Müdürlüğü … Esas, 1.553,31 TL ödeme için 16/01/2019 tarihinden itibaren, … 13.İcra Müdürlüğü … Esas, 396,57-TL ödeme için 09/01/2019 tarihinden itibaren, ….İcra Müdürlüğü … Esas, 1.648,23-TL 04/07/2019 tarihinden itibaren, …. İcra Müdürlüğü … Esas,, 5.495,16-TL ödeme için 11/08/2020 tarihinden itibaren … 16. İcra Müdürlüğü …Esas, 3.025,83-TL ödeme için 30/12/2020 tarihinden itibaren) yasal faizi ile birlikte davalı … ve Tic. ….Ş’den alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
12.119,10-TL’nin her bir icra dosyasındaki ödeme tarihinden itibaren (….İcra Müdürlüğü … Esas, 1.553,31 TL ödeme için 16/01/2019 tarihinden itibaren, … 13.İcra Müdürlüğü … Esas, 396,57-TL ödeme için 09/01/2019 tarihinden itibaren, ….İcra Müdürlüğü … Esas, 1.648,23-TL 04/07/2019 tarihinden itibaren, …. İcra Müdürlüğü … Esas,, 5.495,16-TL ödeme için 11/08/2020 tarihinden itibaren … 16. İcra Müdürlüğü …Esas, 3.025,83-TL ödeme için 30/12/2020 tarihinden itibaren) yasal faizi ile birlikte davalı … ve Tic. ….Ş’den alınarak davacıya verilmesine, (16/09/2021 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına,)
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 827,86-TL nispi karar harcından peşin alınan 206,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 620,89-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’… 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/…-13’… göre davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.085,27-TL’nin ( 59,30-TL BVH, 8,50-TL VH, 206,97-TL Peşin Harç, 750,00-TL BK, 60,50-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸