Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/10 E. 2021/330 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ E

ESAS NO:2021/10
KARAR NO :2021/330

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:01/07/2016
KARAR TARİHİ:12/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili banka ile dava dışı Müfide … arasında imzalanan 02.10.2014 ve 10.02.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden Ticari Kredi kullandırıldığını, davalı …’in 13.02.2015 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlunun kredi koşullarına uymaması ve borcun zamanında ödenmemesi sebebiyle borçlu ve kefiline …. Noterliği’nin 31.12.2015 tarih … yevmiye sayılı muacceliyet ihtarnamesi gönderildiğini, ödenmeyen kredi alacağının tahsil ve tasfiyesini teminen kefil … hakkında ihtiyati haciz kararı alınmasını müteakip 23.02.2016 tarihiride …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz dilekçesi ile takibin durduğunu, davalının 10.02.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kendisine muacceltyet ihtarnamesi tebliğ edildiğini, bu nedenle davalı kefil kefalet limiti ve ayrıca kendi temerrüdünden kaynaklanan faiz ve sair ferileri ile birlikte tespit edilecek toplam tutardan sorumlu olduğunu, takipte talep edilen faiz ve faiz oranı da taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine yasa usul ve içtihatlanna uygun olduğunu, davalı borçlunun itirazı haksız olup reddinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle itirazlarının iptali ve takibin devamına, davalı borçluların itiraz edilen alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemelerine mahkum edilmelerine yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesine dava ve talep etmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı vekili cevap dilekçesinde banka ile Müfide … arasında 02.10.2014 ve 10.02.2016 tarihinde kredi sözleşmesi akdedildiğini, sözkonusu kredinin ticari bir kredi oIduğunu ve müvekkil … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla 144.629,65TL tutarında borca kefil olmak suretiyle sorumlu olduğunu, itiraz neticesinde takibin ihtiyati haciz miktarına satış dışındaki takip işlemlerinin devamına karar verildiğini, bu bağlamda banka sözkonusu takibe yapılan itirazın kötü niyetli olarak yapıldığından bahisle iptalini talep ettiğini, takibin tedbîren durdurulmasına, hukuki dayanakdan yoksun açılmış olan davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedimesine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini itiraz ve talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 586’ya göre müteselsil kefaletten kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi “Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının kefaleten sorumlu olduğu miktar tespit edilirken, kredi ekstreleri dosyada mevcut olmasına rağmen kredi hesap hareketleri incelenmemiş, müteselsil kefilin sorumluluğu belirlenirken öncelikle asıl borçlunun borç miktarının belirlenmesi gerekir. Asıl borçlunun borcu hesaplanmadan 137.000-TL miktarda bir borcu olduğu belirlenmeden ,davalının kefalet limiti 137.500-TL’ye temerrüt ihtarı ile birlikte temerrüt faizi eklenerek davalının sorumluluğuna hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Yargılama sırasında mahkemece dava dışı kredi kullanan asıl borçlunun kullandığı krediler ,yapılan ödemeler asıl borçlunun ve müteselsil kefilinin temerrütleri incelenerek ,müteselsil kefilin kefaletten kaynaklanan sorumluluğunun takip tarihi itibariyle hesaplanması için eksik belgelerin celbi, gerektiğinde banka kayıtlarının yerinde incelenmesi gerekirken bu yönde bir inceleme yapılmadığı, bu suretle alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; belirlenen hususlarda yeniden denetime elverişli bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu karar verilmiş olması isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararını kaldırmış ve yeniden yargılama yapılamak üzere dosya mahkememize gönderilmiştir.

Yeniden yargılama yapılmak üzere duruşma gününün taraflara tebliğinden sonra davacı vekili mahkememize verdiği 03.03.2021 tarihli dilekçesiyle davalının borcunu ödediğini, davanın konusuz kaldığını belirtmiştir. Bu nedenle dava konusuz kalmıştır. Konusuz kalan davada yargılama giderlerinden sorumluluğun tespiti için davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarının tespiti gerektiğinden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra bu yönde inceleme yapılmıştır.

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 586’ya göre müteselsil kefaletten kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

6098 sayılı TBK m. 581’e göre; “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.” Aynı yasanın 586’ncı maddesine göre de “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” Davacı taraf davalı ile yapılan sözleşmenin müteselsil kefalet sözleşmesi olduğunu belirtmektedir. 6098 sayılı TBK m. 586’ya göre alacaklının doğrudan müteselsil kefil durumunda bulunan kişiye takipte bulunma hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla dosya içerisine alınan sözleşmeler davalının kefil olup olmadığı ve kefaletinin müteselsil kefalet olup olmadığı kapsamında değerlendirilecektir.

Davacı banka ile dava dışı Müfide … arasında biri 02.10.2014 diğeri 10.02.2015 tarihinde olmak üzere iki tane Genel Kredi Sözleşmesi yapılmıştır.

…. İcra Dairesinin … sayılı dosyasına konu her iki Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde bu sözleşmelerde ve ekinde davalının kefaletinin yer aldığı görülmektedir. Dolayısıyla davalı taraf kefil olarak hukuken borçtan sorumludur.

6100 sayılı HMK m. 190’a göre davalı taraf dava açıldığı tarihte davaya konu kredinin asıl borçlu ya da kefil olarak kendisi tarafından ödendiğini yazılı belge ile kanıtlamış değildir. Davanın istinaf kanun yolu incelemesi esnasında borcu ödemiştir.

Mahkememizin 12.04.2021 tarihli duruşmasında davacı vekili yargılama gideri ve vekâlet ücreti taleplerinin olmadığını belirtmiştir. Dolayısıyla davanın açıldığı tarihte davacı bankanın davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderlerinin de davacı üzerinden bırakılmasına yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Konusuz kalan dava nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının talebi olmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 2.469,92-TL harçtan mahsubu ile artan 2.410,62-TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde DAVACIYA İADESİNE,
4-Taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸