Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/90 E. 2023/827 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/90
KARAR NO:2023/827

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:05/02/2020
KARAR TARİHİ:30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … … Adi Ortaklığı arasında 30/11/2015 tarihinde …. arası 114 km …. … Yapım İkmal İşi kapsamında altyüklenici sözleşmesi imzalandığını, davalının işveren sıfatıyla davacı müvekkili altyüklenici sıfatıyla bu sözleşmeyi imzaladığını, sözleşme kapsamında 01/03/2016 tarihinde imzalanan yer teslim tutanağı ile birlikte müvekkilinin işe başlamış olmasına rağmen terör örgütü PKK’nın saldırıları sebebiyle taahhüt edilen işlerin tamamlanamayacağının anlaşıldığını, karşılıklı görüşmeler ve yazışmalar üzerine tarafların mutabık kalarak aralarındaki sözleşmeyi karşılıklı ve rızai olarak 27/10/2016 tarihinde feshettiklerini, sözleşmenin karşılıklı feshine ilişkin tutanakta belirtildiği üzere tarafların birbirlerine karşı alacak ve borçları kalmamakla birlikte altyüklenicinin yükümlülüğünde olan işlerin bitirilebilmesi amacıyla altyükleniciye ait olan tesisin malzeme, ekipman, araç ve gerekçelere işin bitimine kadar el konularak kullanılacağının karşılıklı olarak kararlaştırıldığını, esasen bu hususun sözleşmenin 43.maddesinde yer aldığını, bu bağlamda müvekkiline ait malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin davalı firma yetkililerine teslim edildiğini, bu teslime ilişkin davalı işveren yetkililerine müvekkili şirket yetkililerince e mail de çekildiğini, her ne kadar karşılıklı fesih tutanağının 27/10/2016 tarihinde tutulmuş ise de; işin müvekkilince 30/08/2016 tarihinde karşılıklı anlaşma ve rızaya dayalı olarak bırakıldığını, müvekkiline ait tesis, ekipman, araç ve gereçlerin tesliminin ise sözleşmenin 43.maddesi mucibinde sayımının ardından 01/09/2016 tarihinde gerçekleştiğini, davalı firmanın el koyduğu tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçleri sözleşmenin 43.maddesi uyarınca iş bitim süresi sonuna kadar kullanabilme hak ve yetkisine sahip olup işin bitim süresinin yine sözleşmenin 9.maddesinde belirtildiği üzere 31/12/2016 olduğunu, bu tarihli (31/12/2016) müvekkili şirkete ait tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin davalı firma tarafından müvekkili şirkete iade edilmesi gerektiği halde, işlerin uzadığından bahisle el konulan malzeme, araç, gereçlerin kira bedelini mukabilinde kullanılmaya devam edileceğinin davalı firma yetkililerince müvekkili şirketin temsilcisi …’a sözlü olarak bildirildiğini, davalı firmanın müvekkili şirkete gönderdiği 09/08/2017 tarihli yazı ile sözleşme uyarınca el konulan tesis, malzeme, ekipman ve araç gereçlerin müvekkili şirket tarafından teslim alınmasını istediğini, bunun üzerine şirket yetkilisi … … tarafından …’a … ve … Noterliklerince verilen yetkiye istinaden belirtilen yetkili gerekli, tır, kamyon ve işçilerle tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçleri almak üzere bölgeye gittiğini, ancak malları teslim alamadığını, zira teslimatın yapılacağı bölgede yer alan tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin bulunmadığının saptandığını, konunun davalı şirket yetkililerince müzakere edilmiş ise de yetkililer tutanak tanzimine yanaşmadıklarını, bunun üzerine yetkili …’un … dönerek tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin tarafımıza teslim edilmediğine ve teslimin yapılmasına ilişkin … 2. Noterliğinin 11.10.2017 tarh ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini çektiğini, bu ihtarnamenin şirket yetkililerine 17.10.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname ile davalı firmaya tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin teslimi için tebliğden (17.10.2017) itibaren 7 gün süre verilmiş olup 25.10.2017 tarihi itibariyle davalı şirketin temerrüde düşürüldüğünü, belirtilen tarihten bugüne değin yapılan tüm görüşmelere rağmen tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin tarafımıza iadesine yanaşılmadığı gibi sözleşmeye aykırı süre ve sahada kullanılmasından mütevellit hak kazanılan ecrimisil/kira bedeli de ödenmediğini, esasen davalı firmaya teslim edilen malzemelerin pek çoğunun müvekkilimin sorumlu olduğu işler ve bölge dışında kullanılması sırasında Murat Nehrine düşürüldüğü, kırıldığı ya da kullanılamayacak hale getirildiği tarafımızca tespit edildiğini, bu durumun davalı şirket çalışanlarınında çeşitli vesilelerle dile getirdiklerini, bu sebeple müvekkile ait tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin aynen teslimi imkanının da fiilen ortadan kalktığını, teslimin ortadan kalkması sebebiyle davalı firmanın teslime bugüne değin yanaşmadığını, aynen teslim imkanlarının olmadığını yapılan arabuluculuk görüşmesinde davalı yan vekillerinin de ifade ettiklerini, fiili teslimin imkansız hale gelmesi sebebiyle davaya konu tesis, malzeme, ekipman, araç- gereçler uzerınde bılirkişi incelemesi yapılarak değerinin saptanması amortisman ve yıpranma bedellerinin de düşülmesi gerektiğinde davanın belirsiz alacak şeklinde açılması gerektiğini, bu durumun ecrimisil kira alacağı talepleri için de aynen geçerli olduğunu, bu konuda yargılama öncesi arabulucuya da gidilmiş ancak uzlaşma sağlanamadığını, izah etmeye çalıştıkları nedenlerden dolayı müvekkilinin zararının belirlenmesi ve giderilmesini, tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin mevcut olmadığı anlaşıldığından ve aynen iade bedeli ortadan kalktığından bilirkişi marifetiyle bedelinin belirlenmesini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla taraflar arasındaki 30.11.2015 tarihli sözleşme ve 27.10.2016 tarihli fesih tutanağı bağlamında davalı firmaya teslim edilen ve teslim listesinde ve teslimata ilişkin e-mailde yer alan müvekkili şirkete ait tesis, ekipman, malzeme, araç-gereçler ile listede yer almamakla birlikte faturaları ve müvekkili şirket adına alım sözleşmesi ibraz edilen sahada konuşlu bulunan 1 adet 11×30 barınma alanı, işçi kampı ve yemekhanesi olarak kullanılan prefabrik yapı, 7 adet 2,40×7 (2’si wc, banyo için, 5’i ofis tipi olmak üzere) konteynerin aynen teslimini, aynen teslimlerinin mümkün olmaması halinde bilirkişi marifetiyle bedellerinin belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 90.000 TL’nin, tesis, ekipman, malzeme, araç-gereçlerin sözleşmede ön görülen süre sonrasında ve müvekkili şirketin sorumluluk sahası dışında kullanılmasından kaynaklı ecrimisil/kira bedelinin bilirkişi marifetiyle belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL ecrimisil/kira alacağı olmak üzere toplam şimdilik 100.000 TL’nin davalının temerrüde düştüğü 25.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkile şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık ile aralarında 30.11.2015 tarihinde …arası 114 KM … Yapım İkmal İşi kapsamında Altyüklenici Sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin, müvekkili şirket ile arasındaki sözleşme kapsamında belli kilometrelerde sanat yapıları, köprü-viyadük için gerekli olan inşaat işlerini üstlendiğini, davacı tarafından sözleşme sunulduğu için taraflarınca sunulmadığını, yer teslimi yapılmasının ardından müvekkili adi ortaklık tarafından davacının üstlenmiş olduğu işlerde önemli ölçüde yavaşlık olduğunu, 31.12.2016 tarihine kadar taahhüdü altındaki söz konusu işlerin tamamlanamayacağının anlaşıldığını, mahkemeye sunulan yazının davacıya gönderildiğini, söz konusu yazıda işlerde yavaşlık olduğunu, sözleşme bitim tarihi olan 31.12.2016 tarihine kadar üstlenilen işlerin davacı tarafından tamamlanamayacağının anlaşıldığını, iyi niyetli şekilde müvekkili adi ortaklık tarafından iş yükünün hafifletildiğini, davacının uhdesindeki işlerin başka firmalara yaptırılmak zorunda kaldığını, cezai şartların iyi niyetli olarak uygulanmadığını, sözleşmenin 43. maddesinin (f) bendinde; “İşveren kalan İşleri kendisi bitirebileceği gibi bu İşlerin tamamlanabilmesi için herhangi bir başka Altyüklenici’yi görevlendirebilir. İşveren veya görevlendirdiği diğer Altyüklenici, İşlerin sona erdirilebilmesi amacıyla Altyüklenici tarafından temin edilen Tesisleri, Malzemeleri, ekipmanları, araç-gereçleri veya Altyüklenici tarafından inşa edilen Geçici İşlerin gerekli görülen bölümlerini kullanabilir.” hükmünün bulunduğunu, bu çerçevede işlerin hızlandırılmasını, aksi halde sözleşmenin ilgili tüm maddelerinin uygulanacağının belirtildiğini, bununla birlikte davacı tarafın 31.08.2016 tarihli yazısı ile uhdesindeki işlerin azaltılmasına rağmen gerekli organizasyonu oluşturmakta zorlandığını, kalan işleri de tamamlayamayacağını, işi bırakmak istediklerini, uhdesindeki işlerin tamamlanabilmesi amacı ile kendilerine ait olan tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçleri müvekkili şirketlerin kullanımına bırakacağı durumlarının değerlendirilerek sözleşme maddelerinde belirtilen cezai şartların uygulanmadan ve sözleşmenin karşılıklı olarak fesh edilmesi hususları ve taleplerinin belirtildiğini, bu durum üzerine müvekkili şirketler ile davacı şirket arasında 27.10.2016 tarihli fesih tutanağı imzalandığını, ayrıca müvekkili adi ortaklık tarafından gönderilen 09.08.2017 tarihli yazıda bu hususlara değinildiğini ve iyi niyet çerçevesinde sözleşmenin 27.10.2016 tarihinde feshedildiğini, müvekkile adi ortaklığa bırakılan malzeme, ekipman, araç-gereçlerin bir kısmının sözleşme hükümleri çerçevesinde yarım ve eksik bırakılan işlerin tamamlanması amacıyla başka firmalara kullandırıldığını, davacı tarafından çalıştırılan personellerin ücretlerinin ödenmediğini ve/veya eksik ödendiği, davacı tarafından mal ve hizmet alımı yapılan şahıs ve firmalara borçların ödenmediği ve/veya eksik ödendiğine dair şifai, yazılı ve resmi kurumlar aracılığı ile çeşitli talep ve hukuki talimatların ulaştığını, davacıya ait olan tesis, malzeme, ekipman, araç-gereçlerin Km:59 bölgesindeki şantiyesinde bulunduğunu, olası hırsızlık ya da başka sorunlarla karşılaşılmaması amacıyla tesis, malzeme, ekipman, araç-gereçlerin gerekli güvenliğinin sağlanması veya 14.08.2017 tarihine kadar bulunduğu yerden kaldırılmasını, aksi halde sorumluluk kabul edilmeyeceğinin bildirildiğini, ardından davacı şirket tarafından … 2. Noterliği’nin 11.10.2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname keşide edilmiş olup müvekkili şirket tarafından ekte … 9. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 23.10.2017 tarihli ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin tebliğ şerhinde muhataba gönderilen tebligatın muhatabın adreste tanınmaması/taşınması sebebiyle çıkış merciine iade edildiğinin belirtildiğini, akabinde muhatap şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresine ihtarnamenin tebliğe çıkarıldığını, ihtarnamenin … Yevmiye numarası ile 07.12.2017 tarihinde tebliğe çıkarılmış olup bu sefer de söz konusu adrese gönderilen ihtarnamenin 11.12.2017 tarihli tebliğ şerhinden çıkış merciine iade edildiğinin anlaşıldığını, müvekkili şirketlerin tüm çabayı göstermek adına muhatabın müvekkile keşide etmiş olduğu ihtarnamedeki Av. … ve Av. …’nin Gazi Cad. … Kat:5 No:11 …. adresine tebliğe çıkarılmasını istediklerini, ardından davacı tarafça arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu ve neticeten anlaşma sağlanamadığı için işbu davanın ikame edildiğini, kabul anlamına gelmemek koşulu ile fesih tutanağı ile tarafların birbirinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığının kabul edildiğini ve taraflarca imza altına alındığını, ayrıca davacının taleplerinin de zamanaşımına uğradığını, mahkeme tarafından takdir edileceği üzere davacı şirket ile müvekkili şirketler arasında fesih tutanağının 27.10.2016 tarihinde imzalanmış olup tarafların birbirinden herhangi bir hak ve alacağının kalmadığının kabul edildiğini, bununla birlikte tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin işin bitimine kadar kullanılmasına açık rıza gösterildiğini, davacı tarafın belirsiz alacak davası açtığını iddia etmekte olup bu alacağın hangi kanun çerçevesinde, hangi sebebe dayalı olarak talep edildiğini açıklamadığını, nitekim feshedilmiş bir sözleşme için hele ki fesih tutanağında tarafların birbirinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığı kabul edilmiş olmasına karşın bu şekilde bir alacak davası açmasının mümkün olmadığını, varsa zararı bu zararın tazmininin talep edilebileceğini, bununla birlikte kabul anlamına gelmemek koşulu ile davacı şirketin her ne kadar sözleşme bitim tarihinin 31.12.2016 tarihi olduğu, 11.10.2017 tarihli ihtarname ile müvekkil şirketlerin temerrüte düşürüldüğünü iddia etmişse de; mahkeme tarafından kabul edileceği üzere davacının keşide etmiş olduğu ihtarnamenin hukuka ve gerçeğe aykırılıkları bir yana, temerrüde ilişkin TBK şartlarını taşımadığını, nitekim sadece malzeme, ekipman, tesis, araç ve gereçlerin iade edilmesi şeklindeki ibare ile müvekkili şirketlerin temerrüde düşmüş olmamakla birlikte müvekkili şirketler tarafından keşide edilen ihtarname ve daha önceki yazışmalar ile davacı şirkete şantiyesine giderek malzeme, ekipman, tesis, araç ve gereçlerin teslim alınması, olası bir zayiden müvekkili şirketlerin sorumlu olmadığının belirtildiğini, davacı tarafın zaten malzeme, ekipman, tesis, araç ve gereçlerini … İnş. Tur. Nak. Ltd. Şti.’ye kiraladığını ve karşılığında bedelin kendilerine ödendiğini, ardından … İnş. Tur. Nak. Ltd. Şti. İle davacı şirket yetkilileri arasında teslim tutanağı imzalandığını, tüm bunlara rağmen davacı şirketin müvekkili şirketlerden talepte bulunmasının açıkça kötü niyet göstergesi olup işbu nedenlerle haksız davanın reddine karar verilmesini, haksız ve kötüniyetle açılan davanın öncelikle usulden, aksi takdirde esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 20/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının dava dilekçesi ekinde belirttiği malzemeler ile dava dilekçesinde belirttiği 11.00×30.00 mt büyüklüğünde bir tane prefabrik yapı, 2,40×7.00 mt büyüklüğünde iki tanesi wc banyo, beş tanesi ofis tipi toplam yedi tane konteynerin, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve eki protokollerde yazılı alt yüklenici olarak davacıya verilmiş iş için uygun ekipmanlar olduğu, davalının malzemelerin geri alınması için davacıya gönderdiği yazıda belirttiği 14/08/2017 tarihinden dava tarihi olan 05/02/2020 tarihine kadar davacının dava dilekçesi ekinde belirttiği malzemeler ile dava dilekçesinde belirttiği 11.00×30.00 mt büyüklüğünde bir tane prefabrik yapı 2.40×7.00 mt büyüklüğünde iki tanesi wc banyo, beş tanesi ofis tipi toplam yedi tane konteynerin, ecrimisil hesabının yapılmasının uzmanlık alanları dışında olduğu için hesaplanamadığı, davalının malzemelerin geri alınması için davacıya gönderdiği yazıda belirttiği 14.08.2017 tarihine göre davacının dava dilekçesi ekinde belirttiği malzemeler ile dava dilekçesinde belirttiği 11.00×30.00 mt büyüklüğünde bir tane prefabrik yapı, 2,40×7.00 mt büyüklüğünde iki tanesi wc banyo, beş tanesi ofis tipi toplam yedi tane konteynerin, rayiç değerinin hesaplanması görevi verildiği, güncel olarak toplam tutarın 1.819.395,35 TL olduğu, ancak 14/08/2017 tarihine göre hesaplamasının uzmanlık alanları dışında olduğu için hesaplanamadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 15/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; işin İşin feshedildiği 27/10/2016 tarihi ile 05/02/2020 dava tarihi arasında geçen sürede, 1 adet prefabrik yapı ile 7 adet konteynere ilişkin ecrimisil tutarı 626.931, TL olarak hesaplandığı, davalı iş ortaklığınca iş bitimine kadar şantiyede el konulan çelik kalıp ve aksesuarları, jeneratörler, prefabrik yapı ile konteynerlerin toplam tutarı Aralık 2022 tarihi itibariyle güncel rayiç fiyatı 6.960.000.TL olarak hesaplandığı, (Nakliye ve KDV dahil) 6.960.000,00 TL’nin, Denkleştirici Adalet İlkesi uyarınca (faiz-döviz-tefe- tüfe-altın- asgari ücret artış oranları vs. dikkate alınmak suretiyle) ARALIK/2022 tarihinden 14.08.2017 tarihine güncellenmesini sonucu ortalama değerinin 1.864.798,86 -TL hesaplandığı, dosyaya sunulan malzemelere ait listede yer alan ve fiyatlandırma tablosunda yer almayan pek çok Mmalzemenin teknik özellikleri bilinmediğinden, bu malzemelerin fiyatları özelliklerine ve türüne göre farklı fiyatlarda olduğu için bir değerlendirmede bulunulamadığı, taraflar arasında düzenlenen ve imza altına alınan 27/10/2016 tarihli fesih tutanağında, davalı iş ortalığı tarafından iş bitimine kadar el konulan inşaat malzemelerine ilişkin listenin bulunmadığı, davacı şirketin sunmuş olduğu malzeme listesinde davalı iş ortalığının imzasının olmadığı, bu nedenle davacı şirketin sunmuş olduğu malzeme listesinin takdirinin mahkemede olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 30/01/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile; dosyada mübrez 14.12.2022 tarihli bilirkişi ek raporu ile hak edilen alacağın dava dilekçesinde talep edilen alacaktan fazla olduğunun tespit edildiğini, 30.11.2015 tarihli sözleşme ve 27.10.2016 tarihli fesih tutanağı bağlamında davalı yana teslim edilen ve müvekkiline iade edilmeyen sahada konuşlu tesis, ekipman, malzeme ve prefabrik yapı ve ile konteynırların bedeline ilişkin taleplerini 1.774.798,86TL artırarak bilirkişi raporunda denkleştirici adalet ilkesi uyarınca belirlenen bedel olan 1.864.798,86 olarak davalı iş ortaklığınca iş bitimine kadar şantiyede el konulan malzemelere ilişkin ecrimisil/kira bedeli taleplerini 616.931,00.TL artırarak 626.931,00.TL olarak talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ıslah taleplerinin kabulüne ve müddeabihin ıslahı yolu ile arttırdıkları kısım ile dava dilekçesinde talep ettikleri miktarların birleştirilmesi sonucu dava değerini 2.491.729,86.TL olarak talep ettiklerini, alacağın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davalıların temerrüde düştüğü 25.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin de davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arasında 30/11/2015 tarihinde altyüklenici sözleşmesi imzalanıp sözleşme kapsamında 01/03/2016 tarihinde imzalanan yer teslim tutanağı ile işe başlanılmasına rağmen karşılıklı mutabakatla sözleşmenin 27/10/2016 tarihinde feshedildiği, feshe ilişkin tutanakta altyüklenici yükümlülüğünde olan işlerin bitirilebilmesi amacıyla altyüklenici tarafından temin edilen tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin işlerin bitimine kadar el konularak kullanılmasına karşılıklı olarak karar verildiği, dava dilekçesi ekinde sunulan liste ile; davacıya ait bir kısım malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin davalıya teslim edildiği anlaşılmış olup davacı teslim edilen ekli listeye ek olarak davalı firma yetkililerine çekilen e-mailde yer almamakla birlikte bir adet barınma alanı, işçi kampı ve yemekhanesi olarak kullanılan prefabrik yapı, 7 adet konteynerın da davalıya teslim edildiğini, bu tesislerin sahada konuşlanmış olması sebebiyle teslimat listesinde sehven yer verilmediğini, taraflar arasında feshedilen sözleşmenin 43.maddesi gereğince iş bitimi sonuna kadar davalının bu malzemeleri kullanma hak ve yetkisine sahip olup iş bitim süresinin sözleşmenin 9.maddesinde belirtildiği üzere 31/12/2016 olduğunu, bu tarihte ekipmanların iade edilmesi gerektiği halde işlerin uzadığından bahisle kira bedeli mukabilinde bunların kullanılmaya devam edileceğinin davacı şirket temsilcisine davalı yetkililerince sözlü olarak bildirildiği, sonuç olarak 31/12/2016 tarihinden sonra yapılan kullanım için müvekkilinin ecrimisil kira alacağının doğduğunu, davalının 09/08/2017 tarihli yazı ile el konulan malzemenin teslim alınmasını istemesi üzerine davacı şirket yetkilisi tarafından verilen yetkiye istinaden …’un bölgeye gittiğini ancak malları teslim alamadığını teslim yapılmadığına ilişkin ihtarın 11/10/2017 tarihli ihtarla davalı yetkililerine bildirildiği, teslim için tebliğden itibaren 7 gün süre verilmiş olup 25/10/2017 tarihinde davalının temerrüde düşürüldüğü belirtilerek davalıya teslim edilen araç ve gereçlerin aynen teslimi, aynen teslimin mümkün olmaması halinde bedeli ve sözleşmede öngörülen süre sonrasındaki kullanımdan kaynaklı ecrimisil kira bedelinin tahsili talebi ile eldeki dava açılmış olup taraflar arasındaki sözleşmenin 27/10/2016 tarihinde karşılıklı anlaşma ile feshedildiği ve feshe istinaden davacı altyüklenici tarafından temin edilen tesis, malzeme, ekipman, araç ve gereçlerin iş bitimine kadar davalı tarafça el konulmasına karşılıklı karar verildiği görülmüştür.
Davacı teslim edilen malzemeye ilişkin ekli liste dışında bir adet prefabrik yapı 7 adet konteynerin da davalıya teslim edildiğini beyan etmiş ise de; prefabrik yapı ve konteynerın teslim edildiği ile ilgili bir belge bulunmayıp bu husus davalı tarafça da kabul edilmediği dikkate alındığında teslim olgusunun davacı tarafından ispatlanması gerekmektedir. Bu yüzden yalnızca malzeme ve ekipmanların bedelleri ile ilgili değerlendirme yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı prefabrik yapı ve konteynerı teslim ettiğini ispat yükü altında olup davalı taraf bu hususu kabul etmediğinden ve davacı dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığından prefabrik ve konteynerı ilişkin iddiasını ispat edememiştir. Malzeme ve ekipmanlarla ilgili aynen teslim ve bedelinin terditli olarak ileri sürüldüğü talep yönünden ise malzemenin …’a kiralandığı, bizzat dava dışı …’ın müzekkere cevabında anlaşılmaktadır. Nitekim … … …Ltd. Şirketi dosyaya sunmuş olduğu bila tarihli müzekkere cevabında belirttiği ve müzekkeresine eklediği altyüklenici sözleşmesine göre davalılar ile aralarında 19/07/2016 tarihli altyüklenici sözleşmesi yapıldığı, bu kapsamda davalı şirketlere taşeron olarak iş yapıldığı, davacının yarım bıraktığı bir takım işlerin kendileri tarafından tamamlandığı, bu kapsamda davacı tarafından bir takım malzeme ekipmanın kendilerine kiralandığı ve teslim edildiği ancak bu malzemelere ilişkin bir liste bulunmadığı, ancak şirket kayıtlarında 30/05/2018 tarihli teslim belgesine göre bir takım malzemenin … Hafriyatın yetkilendirdiği …’a teslim edildiği, ayrıca davacıdan kiralanan malzeme için şirket kayıtlarında iki adet ödeme dekontu bulunduğu, 17/01/2018 tarihli ödemenin davacının köy muhtarı dahil bir çok kişiye borcunun bulunması nedeniyle davacının isteği üzerine köy muhtarına yapıldığı, 26/01/2018 tarihli ödemenin ise … Hafriyat yetkilisi …’un hesabına yapıldığının bildirildiği anlaşıldığından müzekkere cevabında bahsi geçen ve müzekkere ekinde ibraz edilen 30/05/2018 tarihli teslim belgesi, 26/01/2018 ve 17/01/2018 tarihli ödeme belgeleri ile ilgili davacı şirket yetkilisinin isticvap edildiği12.celsede davacı şirket yetkilisi; “30/05/2018 tarihli belgede adı geçen … benim vekilimdir, halende vekaletim ondadır. 11/10/2017 tarihli ihtarnameyi de benim adıma vekaleten kendisi göndermiştir. Davaya konu olan malzemeler davalıdayken … yetkilisi … beni aradı ve elindeki malzemenin kendisine satılmasını istedi, bende malzemelerin …’da olduğunu, henüz bana teslim edilmediğini, bu nedenle teslim edemeyeceğimi söyledim. Bana sorulan belgede vekilin … neden imza atmış ya da imza atmış mı bilmiyorum, önümüzdeki celse tutanak tanığı olarak kendisini hazır ederim. Benim …’la bir kiralama sözleşmem yoktur. Benim …’ın çalıştığı bölgede daha önce iş yaptığım bir kaç kişiye borcum vardı, hatta dekontlarda adı geçen muhtarda benim çalışanımdı. Ben malzemeleri işin bitimine kadar davalıya bırakmıştım. Davalı da taşeronu olan …’a bir kısmını bırakmış …’ın elindeki malzemelerin benim olduğunu duyan alacaklılarım kendilerini sıkıştırınca onlarda alacaklıları tabiri caizse gazını almak için malzemeleri kendilerinin kiraladığını belirterek onlara da bir kısım ödemeler yapmış, dosyada sunulan 26/01/2018 tarihli ve 17/01/2018 tarihli dekontlarda buna ilişkindir. dekontlardan 17/01/2018 tarihli olan muhtara yapılan ödemedir, …’da bir miktar ödeme almış, bu da bana vekaleten yapılan bir ödeme olmayıp o da herhalde baskı yaptığı için bu şekilde bir ödeme almıştır. ” şeklinde beyanda bulunmuş olup taraflar arasındaki sözleşmenin 43.maddesinde işverenin kalan işleri başka bir altyükleniciye verebileceği belirtilmekle daha önce davacı tarafça üstlenilen işin dava dışı …’a altyüklenici olarak verildiği ve malzemelerinin de …’ın kullanımında olduğu, gerek dosya kapsamı gerek davacı şirket yetkilisinin isticvabından anlaşılmıştır. Davaya konu malzemelerin teslimi hususunda kesin bir tarih olmayıp taraflar arasında TBK 379.madde gereği kullanım ödüncü (ariyet sözleşmesi) yapıldığı, her ne kadar davacı iş bitim süresinin sözleşmenin 9.maddesinde belirtildiği üzere 31/12/2016 olduğunu, bu tarihte ekipmanların iade edilmesi gerektiği halde işlerin uzadığından bahisle kira bedeli mukabilinde bunların kullanılmaya devam edileceğinin davacı şirket temsilcisine davalı yetkililerince sözlü olarak bildirildiğini belirtmiş ise de; bu hususta bir anlaşma yapıldığı davalının kabulünde olmayıp davacı tarafça da ispatlanamadığından bu beyana itibar edilmemiştir. Malzemelerin iadesine ilişkin ilk olarak davalının 25/10/2017 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, devam eden süreçte de malzemelerin dava dışı …’ın yedinde bulunduğu, davacı tarafça isticvapta da belirtildiği üzere 17/01/2018 tarihinde yapılan ödemeden haberdar olunduğu, yine kendisine vekaleten yapılmış bir ödeme olmadığı belirtilmiş ise de; davacının vekili olduğunu beyan ettiği …’a da malzemelere istinaden ödeme yapıldığı dikkate alındığında dava tarihi itibariyle malzemelerin davalı uhdesinde bulunmadığı kanaatine varılmış ve davacının aynen teslim ve bedele ilişkin terditli talebinin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Malzeme ve ekipmanların kullanım bedeli ile ilgili davacı malzeme iadesine ilişkin ilk olarak davalıyı 25/10/2017 tarihinde temerrüde düşürmüş olup bu tarihten önce bir bedel mukabilinde teslim yapıldığı davacı tarafça ispat olunamamıştır. Davacı sözleşmede öngörülen süre sonunda kullanımdan kaynaklı bedel talebinde bulunmuş olup işin ne zaman sona ereceği sözleşme ile belirlenmediğinden davalı 11/10/2017 tarihli ihtarname ile 25/10/2017 tarihli temerrüde düşmüş sayıldığı için davacı en erken bu tarihten itibaren kullanım bedeli isteyebilir. Daha sonrasında ise ekipmanların …’a kiralandığı ancak kiralanan dönem belli olmadığı, en erken kira bedeline ilişkin ödemenin yapıldığı 17/01/2018 tarihine kadar geçen süre yönünden davacının ecrimisil talebinde bulunabileceği kanaatine varılmış ise de bu hususta daha önce bilirkişi incelemesi yaptırılmamış olup daha önce aldırılan 15/12/2022 tarihli raporda işin feshedildiği 27/10/2016 tarihi ile 05/02/2020 dava tarihi arasında geçen sürede yalnızca prefabrik yapı ve konteyner için ecrimisil tutarı hesaplanmış olup mahkememizce 25/10/2017 ile 17/01/2018 tarihleri arasında prefabrik ve konteyner hariç ve dahil olmak üzere seçenekli olarak rapor düzenlemek üzere bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek bilirkişi ücretini yatırmak üzere ispat yükü üzerinde olan davacı tarafa ihtaratlı kesin süre verilmiş ise de; davacı tarafça bilirkişi ücreti yatırılmadığından inceleme yapılamadığı, talebe konu hususun teknik incelemeyi gerektirdiği ve mahkememizce yapılabilecek bir hesap olmadığı anlaşıldığından ecrimisil talebinin de ispatlanamadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Aynen teslime ve bedele ilişkin talebin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Ecrimisil talebinin ispatlanamadığından reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 269,85 TL maktu red karar harcından peşin alınan 1.707,75TL ve ıslah harcı ile alınan 40.850,00 TL olmak üzere toplam 42.557,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 42.287,90 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 7/2.maddesi gereğince pasif husumet yokluğu nedeniyle verilen red kararı yönünden hesap olunan 17.900,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince ecrimisil talebinin red kararı yönünden hesap olunan 93.770,34TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı şirket yetkilisinin davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nun 342. ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile veya HMK 348. maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize verecekleri bir cevap dilekçesi ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri cevap dilekçesi ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır