Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/78 E. 2022/59 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/78
KARAR NO : 2022/59

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 30/01/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin satın almış olduğu çeşitli özelliklere haiz makinelerin kurulum, bakım ve takibi için taraflar arasında ticari ilişki kurulduğunu; teknik servis desteği sağlandığını, servis ücreti ve seyahat masraflarından oluşan hizmet bedelleri karşılığı 17.07.2014, 06.08.2014, 05.01.2015,02.03.2015, 2.06.2015,30.10.2017,03.07.2018 tarihli faturalar kesildiğini, davalının, fatura bedellerini ödemediğini, söz konusu faturaların, teknik olarak hazırlanmış olan raporlamalara göre düzenlenmiş olup tarafların fatura bedelinde mutabık kaldığını, davalı ile borcun ödenmesi konusunda yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldığını; dava konusu borç için icra takibi yapılması zarureti doğduğunu, davalı şirket aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı aleyhine başlatmış oldukları icra takibine haksız ve kötü niyetle itiraz ederek takibin durmasını sağladığını, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itiraz taraflarına tebliğ edilmemiş olup itiraz iradesinin haricen öğrenildiğini, davalının itirazı üzerine taraflarınca kanuna uygun olarak arabulucuya başvurulmuşsa da karşı tarafın, yasaya uygun yapılan çağrı ve görüşme taleplerini de cevapsız bırakarak görüşmelere katılmadığından anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, davalı şirketin kanuni defterlerinde yer alan 7 adet faturadan doğan ve takip tarihinde 143.552,69 TL olarak hesaplanan alacakları mevcut olup borçlu şirketin haksız ve kötü niyetle yapmış olduğu itirazın iptali gerektiğini, söz konusu takibe itirazın haksız olduğunu, davalı şirketin, söz konusu fatura bedelleri belirli ve açık olmakla birlikte, sadece aleyhine başlatılmış olan takibi uzatmak maksadıyla, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğinden huzurdaki işbu davanın açılması ve itirazın iptali ile birlikte İcra ve İflas Kanunu’nun 67/II hükmü uyarınca toplam alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, Yukarıda arz ve izah edilen sebepler ve resen gözetilecek nedenlerden dolayı İstanbul …İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyasına vaki haksız itirazın iptali ile birlikte, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalı aleyhine alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile dava masrafları ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin adresinin, “… No:.. A Blok K:.. No:.. Çankaya/Ankara” adresi olup, ilamsız takiplerde genel yetki kuralı gereğince İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün yetkisiz olduğunu, yetkili İcra Müdürlüğü’nün, Ankara Nöbetçi İcra Müdürlüğü olduğunu, işbu sebeple huzurdaki dava dosyasında da yetkili mahkemelerin Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri olmakla yetki itirazlarını sunduklarını, davacının başlatmış olduğu icra takibi miktarının 143.552,69 TL olduğunu, ancak icra dairesine sunulan itirazlarında da belirttikleri üzere; davacı tarafça borcun dayanağı olarak tarih ve sıra kaydı adı altında bir kısım bilgiler gösterilmişse de, takip talebinden de anlaşılacağı üzere takip dayanağının belirsiz olduğunu, bu nedenle davacı şirketin muhasebe kayıtları ve ticari defterleri incelendiğinde davalı şirketin, davacı tarafa borcu bulunmadığını, davacı tarafça borcun dayanağı olarak tarih ve sıra kaydı adı altında bir kısım bilgiler sunulmuşsa da takip talebinden de anlaşılacağı üzere takip dayanağının belirsiz olduğunu, bu nedenle davalı şirketin davacıya takibe konu edilen borç miktarının netliği açısından Ticari defter ve cari hesap ekstrelerinin bilirkişiler aracılığıyla incelenmesi sonucu gerçeğin ortaya çıkacağını, bu nedenle geçersiz bir borç sebebine dayanılarak açılan takibe ve borca itiraz etme zorunluluğu doğduğunu, öte yandan davalı şirketin adresinin Ankara olup, şirketin ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer bilgilerini aşağıda mahkemeye sunduklarını, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar “… Yolu… Bulvarı No:..Balgat – Çankaya/Ankara” adresinde olup, irtibat kurulacak kişiye ait bilgiler aşağıda belirtildiğini, gereğini bilgilerinize arz ettiklerini, ilk olarak yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın yetkili Ankara Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, haksız açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 31/03/2021 tarihli ara karar ile tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek, iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
19/06/2021 tarihli talimat raporunda bilirkişi; taraflar arasında gerçekleşmiş ticari ilişki nedeniyle davacının takip tarihi itibariyle, davalı yandan 110.805,60 TL alacaklı gözüktüğü, davacı şirketin takip tarihinden önce davalı şirkete temerrüte düşürdüğüne ilişkin dava dosyasında herhangi bir belgenin mevcut olmadığı, davalının takibe itirazının iptali, takibin devamına karar verilip verilmeyeceği ile davacı icra inkar tazminatı talebinin mahkememizin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
19/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacı taraf icra takibinde %19,50 avans faizi talep etmiş olduğu için hesaplama avans faiz oranı üstünden yapılacağı, davacı tarafın davalı taraf adına düzenlemiş olduğu takibe konu faturalar davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında faiz konusunda başka bir anlaşma bulunmadığı takdirde, TTK 1530 maddesi uyarınca faturanın borçlu tarafa tebliğ edildikten 30 gün sonrasından itibaren faiz işletilmeye başlanması gerektiği, davacı tarafın 04/09/2019 takip tarihi itibariyle davalı taraftan 31.329,41 TL işlemiş faiz alacağının olduğu, davacı tarafın incelenen ticari defter kayıt ve belgelere göre, davacı tarafın davalı taraftan 04/09/2019 takip tarihi itibariyle 110.804,26 TL asıl alacak ve 31.329,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 142.133,67 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın %40 inkar tazminatı talebinin mahkememizin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 110.804,26 TL asıl alacak, ‭32.748,43‬ TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 143.552,69 TL alacağın ve asıl alacağa yıllık % 19,50 yıllık değişen oranlarda avans faiz yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun, denetime elverişli olduğu anlaşılmış olup, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ettiği hususların raporda cevaplandığı anlaşıldığından itirazları yerinde görülmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Davalı yanın, uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtlarının Ankara’ da olması nedeniyle Talimat Mahkemesince (Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi…) bilirkişi incelmesi yaptırılmış olup, buna göre davaLı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılmış olduğu, defter bakiyelerinin birbirini teyit ettiği, davacının davalıdan 110.805,60TL alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Davacı yanın, uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde de bilirkişi incelmesi yaptırılmış olup, buna göre davacı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılmış olduğu, defter bakiyelerinin birbirini teyit ettiği, davacının davalıdan 110.805,60TL asıl alacak kaydetmiş olduğunun tespit edildiği görülmektedir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça süresinde itiraz edilmediği, faturaların davacı tarafa iade edilmediği tespit edilmiştir . Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır.
Yapılan bilirkişi incelemesinde davacı ve davalı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Usul ve yasaya uygun, denetime elverişli bilirkişi raporunda davacı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Usulüne uygun tutulan ticari defterler tarafların leh ve aleyhlerine delil vasfı taşımaktadır. Somut olayda davalı taraf defter kayıtlarında bulunan borcunu ödediğini ispata yarayan bir delil sunmamıştır.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali davası olup taraflar arasında ticari ilişki ve verilen hizmet nedeniyle düzenlenen faturalar ve bu faturalara konu bakiye borç miktarına istinaden alacaklı olunduğu iddiasının incelenmesi için alınan bilirkişi raporunda, faturaların davacı ve davalı ticari defterlerine kayıtlı olduğu, davacının davalıdan 110.805,60TL asıl alacak yönünden alacaklı konumunda bulunduğu, faturalara karşı 8 günlük yasal süre içinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davacının celbedilen Vergi Müdürlüğü kayıtlarına göre BA-BS bildirildiği,davacının ticari defter kayıtlarıyla taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının oluştuğu hususunun ve 110.805,60TL aslı alacağını ve TTK m. 1530 uyarınca hesaplanan 31.329,41TL işlemiş faiz alacağını ispatladığı anlaşılmış olup, aşkın talep olduğundan davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul… İcra Müdürlüğünün …sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 110.804,26 TL asıl alacak ve 31.329,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 142.133,67 TL üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %19,5 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 22.160,85 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 9.709,15-TL nispi karar harcının peşin alınan 1.733,77-TL harçtan mahsubu ile eksik 7.975,38-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 1.750,00-TL ( 1.500,00-TL BK ücreti, 250,00-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.732,70-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam ‭1.795,97‬-TL ( 54,40-TL BH, 1.733,77-TL PH, 7,80-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.452,70-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan ‭1.419,02‬-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucu …’ya 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan ‭1.306,95-TL’nin davalıdan, ‭13,04-TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır