Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/74 E. 2021/233 K. 12.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/74
KARAR NO:2021/233

DAVA:Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ:29/01/2020
KARAR TARİHİ:12/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından istirdat davasına konu icra takibinde yer alan asıl borçlu … San. Ve Tic. Ltd. Şti aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatılmış olup bu takip dosyası ile takip dışı 3.kişi konumundaki davacı müvekkilinin işyeri adresi olan “…, No:… … … …” adresine haciz işlemi yapılmak üzere gelindiğini, …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile 15.10.2019 tarihinde gelmek sureti ile müvekkili firmaya ait malların haksız ve kötü niyetli olarak haczedildiğini, firma yetkilisi …’ın gerekli tüm belgeleri sunmak sureti ile istihkak iddiasında bulunduğunu ve haczedilen menkullerin işlem sonunda firma yetkilisi …’a yeddiemin olarak bırakıldığını, daha sonrasında ise dosyanın icra mahkemesine tevdi edildiğini ve …. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından 06.12.2019 tarihli, …/… Esas, …/… Karar sayılı dosya üzerinden istihkak iddiasının reddi ile takibin devamına şeklinde haksız ve mesnetsiz bir karar verildiğini, bu kararın icra müdürlüğü tarafından müvekkiline tebliğ edilmediğinden istihkak davası açma hazırlığı yapılamadığını, bu durumun üzerine 19.12.2019 tarihinde alacaklı bankanın vekilleri tarafından yeniden aynı adrese haciz için gelindiğini ve haczedilen menkul malların muhafazası yapılacakken davacı müvekkilinin ticari itibarının korunması genel maksadı ile icra ve haciz tehdidi altında icra dosya hesabına göre ödeme yapmak zorunda bırakılacağı esnada, davalı alacaklı vekili ile telefonda vekil olarak yapılan görüşmede işlemin hukuka aykırı olduğunu belirtilen nedenleri içerir şekilde izah edildiğini, alacaklı vekili tarafından ise bu durumda en azından bankanın istediğinin yerine geçmesi için anaparanın yatırılması, sonrasının ile görüşülebileceğinin bildirildiğini, bu görüşme sonunda müvekkilinin icra ve haciz tehdidi ile dosya kapak hesabında yer alan anaparanın 240.000,00TL’sini vekilin hesabına ödeme yapmak zorunda bırakıldığını, işbu ödeme sonrasında …. İcra Mahkemesi’nin takibin devamı kararına istinaden istihkak davasının kimin açacağının belirlenmesi için icra dosyasına bakıldığında alacaklı vekili tarafından dosyanın nedenini anlayamadıkları şekilde haricen tahsil yöntemi ile kapatıldığını öğrendiklerini, bu durum karşısında istihkak davası açma yolu kapandığından konu yapılan ödemenin geri alınması için istirdada dönüştüğünü, bu sebeple istirdat davacı açmanın zaruri hale geldiğini, takip dışı 3. Kişi konumundaki müvekkili ile borçlu firmaların yetkilisi ve ortaklarının aynı olmayıp, birbirlerini hiçbir şekilde tanımayan iki firma konumunda olduğunu, iki firmanın da vergi numaraları ayrı olmakla beraber birbirleri ile organik bağı bulunmadığını, nitekim gerek … Ticaret Odası kayıtları ve gerekse sicil gazetesi bilgileri ile faaliyetlerinin devam edip etmediğinin ilgili Emniyet Birimleri tarafından sorgulandığında da görüleceğini, işbu şirketlerin faaliyetlerini ayrı ayrı yürüten şirketler olduğunu, ve aralarında ticari bir ilişki, faturalaşma, hesaplar arası transfer, virman gibi bankacılık konularına ait işlemlerin de bulunmadığını, işbu durumun defter incelemesi ile de anlaşılacağını, nitekim şirketlerin aynı tarihlerde de kurulmamış olup, müvekkili şirketin 2000 yılında kurulduğunu, yetkili ve ortaklık yapısında bugüne kadar hiçbir değişiklik olmadığını, şirketlerin ayrı iştigal alanlarında faaliyet gösterdiğinin en büyük kanıtlarından birisinin de şirketlerin kendi müşteri çevresinin olması ve bu müşterilere kestikleri fatura içerikleri olduğunu, bu konuda fatura örneklerinden oluşan dokümanları delil olarak sunacaklarını, faturalarda da görüleceği gibi haciz tarihinden evvel de sonra da fatura mevcut olup mal kaçırma muvazaa organik bağ gibi hususların bu faturaların tanzim tarihi Yargıtay kararları çerçevesinde incelendiğinde çürütülmüş olacağını ve müvekkilinin haklılığının ortaya çıkacağını, takip dışı 3.kişi konumundaki müvekkili şirketin vergi numarasının ayrı olması ve başka şehirde faaliyet göstermesi, hacze gelinen yerin tamamen başka bir şirket olması ve buna ilişkin vergi levhası ve diğer evrakların sunulması, haciz mahallinde borçlu firmaya ait hiçbir fatura, vergi levhası, fiş döküman vb kayıt bulunmaması karşısında ısrarla haciz işlemi yapılması hukuka aykırı olduğunu, zira haciz mahalline görüne … mülkiyetinde olan ve sadece … abonelerinin fatura tahsilatlarının gerçekleştirildiği ve müvekkilinin sunduğu … A.Ş’ye ilettiği 12/02/2019 tarihli e mail ile talep etmesine rağmen unvan değişikliği yapılmamış olan pos cihazından çıkarılan sliplerde borçlu firmanın isminin geçmesi ile iki şirket arasında organik bağ kurumasının hukuka aykırı olduğunu, … ile müvekkili şirket arasında bayilik sözleşmesi kapsamında ticari faaliyetin devam ettiğini, kiracısı … A.Ş olan ve … No:… … adresinde yer alan işyerinin … cep merkezi statüsünde asıl borçlu … San. Ve Tic. Ltd. Şti unvanlı firmanın … A.Ş ile olan sözleşmesi çerçevesinde kullanımının sona erdiğini, 30.11.2018 tarihinden itibaren belirtilen adreste … A.Ş tarafından verilen yetki ile müvekkili …’nin kullanmaya başladığını, cep merkezinde bulunan ve mülkiyeti … A.Ş’ye ait olan pos cihazının 30.11.2018 tarih itibari ile asıl borçlu … San. Ve Tic Ltd. Şti tarafından kullanılmasının mümkün olmadığını ve bu durumdan bir kazanç da elde edemediğinin … A.Ş tarafından da teyit ettirildiğini, bu nedenle pos cihazından çıkan sliplerde asıl borçlu … San. Ve Tic. Ltd. Şti isminin çıkmasının tamamen … A.Ş’nin pos cihazındaki mülkiyetine nazaran yapması gereken değişiklikle ilgili olup, müvekkiline buradan iki şirket arasında organik bağ kurulmasının atfedilemez olduğunu, davalı alacaklının kendi kusurundan kaynaklanan sebeplerle haciz işlemi yaptığını ve müvekkili şirket yetkilisinin olay yerine o zaman gelen … A.Ş bölge müdürü ve … A.Ş avukatlarının işlerinin 30 Kasım 2019 tarihinde … A.Ş tarafından işletmeciliğinin kendisine verildiğini, asıl borçlu ile aralarında herhangi bir ticari veya organik bağ olmadığını ifade etmesini, haczedilen menkullerin faturalarını ibraz etmesine rağmen haksız ve kötü niyetli olarak haciz işlemi yürütmeye devam ettiğini, bu nedenle müvekkilinin icra tehdidi altında davalı alacaklı vekiline ödeme yapmak zorunda bırakıldığını, müvekkilinin ticari itibarını sarsıcı iş bu haciz işleminden dolayı ayrıca gerekli diğer tüm yasal süreçlerin de başlatılacağını, bu nedenlerle … A.Ş tarafından müvekkili şirket ile asıl borçlu şirket arasında herhangi bir organik bağın bulunmadığı, iki ayrı şirketler olduğu, haciz mahallinde elde edilen sliplerin aslında … A.Ş tarafından fatura tahsilatı için konulan ve mülkiyeti … A.Ş hesaplarına geçtiği işyerinde ki işletmecinin bu tahsilatlardan hiçbir şekilde gelir elde etmediği pos cihazındaki şirket unvanı değişikliğinin yapılmamasından kaynaklı bir durum oluştuğu da birlikte gözetildiğinde yapılan haciz işleminin hukuka aykırı olduğunun anlaşılacağını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla açıklanan nedenler ve Sayın Mahkemenin maddi gerçeğe ulaşmak adına yargılama sırasında resen tayin edeceği diğer sebepler ışığında, haklı gerekçelerle istirdat iddialarının ve davanın kabulü ile; müvekkili tarafından borçlu olmadığı halde icra ve haciz tehdidi altında 19.12.2019 tarihinde yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte beraber müvekkilinin istirdadına iade edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla borçlular … … Şirketi ve … aleyhine …. İcra Müdürlüğü … Esas dosyası ile takibe geçildiğini, borçluların menkul, gayrimenkul malları ile hak ve alacaklarının haczi ve muhafazası için 15.10.2019 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … Tal. sayılı dosyası ile … … No:… … … … adresinde haciz işlemi gerçekleştirildiğini, gerçekleştirilen haciz işlemi sırasında davacı …’nin istihkak iddiasında bulunduğunu, taraflarınca istihkak iddiasına itiraz edildiğini icra müdürlüğünce dosyanın İİK m.97. mucibinde İcra Hukuk Mahkemesine gönderildiğini, …. İcra Hukuk Mahkemesinin …/ … E., …/… K. Sayılı kararı ile takibin devamına karar verildiğini, takibin devamı kararı ile haczedilen malların muhafazası için 19.12.2019 tarihinde aynı adrese hacze gidildiğini, haciz mahallinde 3.kişi …nin dosya borcuna mahsuben ödeme yaptığını, …nin dosya borcuna istinaden ödeme yapmış olmakla, borçlu ile birlikte hareket ettiğini açıkça gösterdiğini, sonrasında davacı tarafından mahkeme nezdinde işbu istirdat davası açılmış olup davacı tarafından açılan iş bu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğundan reddinin gerektiğini, usul ve yasaya aykırı, kötüniyetle açılan davanın reddini, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davalı bankanın dava dışı borçlu … Ltd. Şti aleyhine başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası kapsamında davacının iş yerinde yapılan haczin haksız olup olmadığı, davacının icra ve haciz tehdidi ile ödeme yapıp yapmadığı, yaptığı ödemenin istirdatının mümkün olup olmadığı, davacı ile dava dışı borçlu arasında organik bağ olup olmadığından ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
…. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı icra dosyası celp edilmiştir.
Davacı vekili tarafında dava dilekçesi ekinde dava konusu; haczedilen menkullerin davacı firma tarafından alındığına dair fatura kayıtları, … A.Ş’nin …. İcra Mahkemesine hitaben yazdığı resmi yazısı, işyeri vergi levhaları, mersis kayıtları, ticaret odası kayıtları, ticaret sicil kayıtları, faturalar, tahsilat makbuzları, kira kontratları, belediye kayıtları, emniyet kayıtları, vergi dairesi kayıtları yoklama fişleri Mahkememiz dosyasına sunulmuştur.
… Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacı şirketin ticaret sicil kayıtları celp edilmiştir.
… A.Ş Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu olaya ilişkin davacı şirket ile yapılan sözleşme ve eklerinin onaylı suretleri celp edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Talimat sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
… SGK’ya müzekkere yazılarak davacı şirketin ve dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin 2017 yılından itibaren çalışanlarının listesi celp edilmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün internet sitesinden dava dışı şirket … San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin kayıtları alınıp dosya arasına konulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı vekili, davalı tarafından dava dışı borçlu … Ltd.şti aleyhine ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde, …. İcra Müdürlüğünün … talimat dosyası ile davacı şirketin iş yerinde haciz işlemi yapıldığını, icra mahkemesince haksız olarak istihkak iddiasının reddinden sonra davalı tarafın haczedilen menkul malların muhafazasını yapmaya geldiğini, müvekkilinin borçlu olmadığı ve borçlu şirketle organik bağı bulunmadığı halde, icra tehdidi altında ihtirazi kayıtla ödeme yaptığını, haciz işleminin yapıldığı adresin …’a ait olduğunu, müvekkilinin … bayisi olduğunu, asıl borçlunun haciz yapılan iş yerini kullanımının sona erdiğini belirterek; yapılan ödemenin istirdatını talep ve dava etmektedir.
Davalı taraf ise, davacının dava ehliyeti olmadığını, icra tehdidi altında ödemenin söz konusu olmadığını, davacı şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ olduğunu, iş yerindeki pos cihazının sliplerinde borçlu şirketin adının yazdığını beyan ederek davanın reddini talep etmektedir.
….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı …Ş nin dava dışı borçlu … Ltd.şti aleyhine 26/04/2017 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında verilen 09/07/2019 vade tarihli, 500.000 TL bedelli kambiyo senedine dayalı takip başlatığı, bu icra takibi kapsamında …. İcra Müdürlüğünün … talimat numaralı dosyasında genel kredi sözleşmesinde asıl borçlunun adresi olarak belirtilen iş yerine 28/08/2019 tarihinde hacze gidildiği, davacı şirket yetkilisinin, borçlu şirketle alakalarının olmadığını belirterek istihkak iddiasında bulunduğu, haczin yapıldığı, haczedilen malların yediemin olarak şirket yetkilisine bırakıldığı, davacı tarafın … İcra Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile 06/12/2019 tarihinde İstihkak davası açmasından sonra ilgili mahkemenin takibin devamı kararı ile 19/12/2019 tarihinde davacının iş yerine gidilerek yediemin olarak bırakılan malların muhafaza altına alındığı, davacı şirket yetkilisinin istihkak iddiasını yineleyerek itiraz ettiği, alacaklı ile görüşme yapacaklarını belirttiği, alacaklı davalı vekilinin talebi üzerine işleme son verildiği, davacı tarafından aynı tarihte ilgili icra dosyasına hasren 240.000 TL ödeme yapıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Her ne kadar davacı taraf, davayı istirdat davası olarak açmış ve İİK’nun 72.maddesi uyarınca istirdat davasını açma hakkı takip borçlusuna ait ise de; HMK’nun 33. maddesi gereğince ”Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir.” İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasıdır. Davacının iddiasına göre; davalı, davacının borçlu olmadığı bir parayı ödemesi ile sebepsiz zenginleşmiştir. Bu bağlamda; davalının, davacının dava açma hakkı olmadığına dair itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında mevcut ticaret sicil kayıtlarından ve … tarafından gönderilen bilgi ve belgelerden; dava dışı şirket ile davacı şirketin ortaklarının farklı olduğu, ticaret sicilinde kayıtlı adreslerin hiçbir dönemde aynı olmadığı, davacının … bayisi olduğu ve haciz yapılan iş yerinde … bayisi olarak bulunduğu, iş yerinin kiracısının … olduğu, bu iş yerinde asıl borçlu şirketin kullanımının sona erdiği, iş yerinin borcun doğumundan sonra 30/11/2018 tarihinden itibaren davacının kullanımında olduğu, iş yerindeki pos cihazının … ait olduğu, … faturalarının tahsili için kullanıldığı, 30/11/2018 tarihi itibari ile asıl borçlu şirketin kullanımının söz konusu olmadığı, bu bağlamda; borçlu ile davacı şirket arasında organik bağ bulunmadığı, davacının alacaklıya borcu bulunmadığı halde haciz baskısı altında ihtirazi kayıtla ödeme yaptığı, davalının sebepsiz zenginleştiği anlaşıldığından davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-240.000,00TL’nin 19/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 16.394,40TL karar harcından peşin alınan 4.098,60TL harcın mahsubu ile eksik 12.295,80TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
3-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 4.235,80TL ( 54,40 BVH, 7,80TL VSH, 4.098,60TL Peşin Harç, 75,00TL posta ve tebliğler,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 25.250,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır