Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/732 E. 2022/167 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/732
KARAR NO :2022/167

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ:23/06/2014
KARAR TARİHİ:24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 2013 yılı olağan genel kurul toplantısının 24/05/2014 tarihinde yapıldığını, tutanağın 7. Maddesinde davalı kooperatifin tarafı olduğu ve halen derdest bir dava bulunduğu gerekçesi ile müvekkillerinin muhalefetine rağmen kat mülkiyeti tapusu verilemeyen altı kişiye ödedikleri paranın güncellenmesi ile ortaklıklarının sona erdirilmesine karar verildiğini, 8. Maddesinde kooperatifin fesih ve tasfiyesine karar verilerek tasfiye memurlarının seçildiğini, 9. Maddesinde kooperatif unvanının başına tasfiye halinde ibaresinin getirilmesine, 10. Maddesinde ise tasfiye heyetine kişi başı ayda 100,00 TL verilmesine karar verildiğini, kararların müvekkillerinin muhalefeti ile alındığını, alınan kararların kooperatifler kanunun 81. Maddesine aykırı olduğunu, ortakların tamamının ferdi mülkiyete geçişinin sağlanmadığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyasının derdest olduğunu, 116 ortaktan 110 ortağın tapularının verildiğini, 6 ortağın kat mülkiyeti tapularının verilmediğini, iskanın alınmadığını, müvekkillerinin hakları yerine getirilmeden tasfiye olamayacağını belirterek 24/05/2014 tarihli genel kurulun 7-8-9 ve 10 no.’lu kararlarının iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kurul tutanağında imar kanununda değişiklik yapılması ile bundan böyle kat irtifakı kurulamayacağı, dava konusu binanın yıkılarak yeniden yapılması gerektiği, davacıların bunu kabul etmemesi halinde ödedikleri paranın güncellenerek ödenmesi gerektiği vurgulanarak karar alındığını, dava konusu edilen binanın kat irtifakın kurularak kat mülkiyeti tapusunun verilmesi ve iskan alınmasının hukuken ve fiilen mümkün olmadığını, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile dava konusu binanın iskan alınması imkansız olduğundan genel kurulun bu konudaki kararının iptali isteminin reddine karar verildiğini, davacıların konutlarının bulunduğu 250 parseldeki binanın imara aykırılık nedeniyle kat irtifakına geçilemediğini, davacı … Tekerler’in geçmiş yıllarında kooperatif yönetim kurulu üyesi olduğunu, tasfiye kararı alınması ile fiilen tasfiyenin farklı şeyler olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava, davalı kooperatifin 24/05/2014 tarihli genel kurulunda alınan 7-8-9 ve 10 no.’lu kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Tarafların gösterdiği deliller toplanmış, kooperatifin sicil dosyası ile genel kurul toplantı tutanakları ve hazirun cetveli getirtilmiş, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyasından davalı kooperatifin 15/05/2011 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkin davanın 16/04/2015 tarihinde reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya içeriği delil ve belgeler ile davalı kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği ve genel kurulda alınan kararların iptali koşullarının bulunup bulunmadığı değerlendirilmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan 07/03/2016 tarihli raporda; davacıların iptali istenen genel kurul kararlarında olumsuz oy kullanmalarına karşın ayrıca muhalefet şerhini tutanağa geçirilmesinin dava şartı olduğunu, 7 no.’lu genel kurul kararına karşı olumsuz oy kullanmalarına karşılık davacıların muhalefet şerhi vermediklerini, 8-9 ve 10 no.’lu genel kurul kararlarına karşı olumsuz oy kullandıktan sonra muhalefetlerini tutanağa geçirdiklerini, hazirun cetveline göre kooperatifin ortak sayısının 116, toplantıya fiilen katılan ortak sayısının 42 olduğunu, 8-9 ve 10 no.’lu kararların 4 red oyuna karşılık 38 kabul oyu ile alındığını, kooperatif ana sözleşmesine 33. Maddesinde belirlenen 2/3 görüşme ve karar hesabının sağlandığını, genel kurul kararlarının yasa, sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olmadıklarını belirlemişlerdir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi kurulu raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacıların 24/05/2014 tarihli genel kurulun 7 no.’lu maddesinde alınan imar kanununda yapılan değişiklik nedeniyle bundan sonraki mimari proje üzerinde kat irtifakı kurulamayacağı, ancak inşaat ruhsatı alındıktan sonra kurulabileceğinin, binanın yıkılarak yeniden yapılması gerektiği, bu kabul edilmediği takdirde konut için ödedikleri paranın güncellenerek geri ödenmesi ile ortaklıkların sona erdirilmesi ve 250 parsel no.’lu taşınmazla ilgili mahkemenin devam etmesine ilişkin kararda olumsuz oy kullanmalarına karşın davacıların muhalefet şerhini tutağa geçirmediğinden KK 55 ve TTK 446 maddesi çerçevesinde davacıların bu konudaki talepleri yönünden dava şartının oluşmadığı, aynı genel kurulun 8 no’lu kooperatif fesih ve tasfiyesine, tasfiye memurlarının seçilmesine ilişkin alınan kararın kooperatifler kanunu 81/4, kooperatif ana sözleşmesi 87/9, 33 ve 34/1 maddelerinde düzenlenen toplantı ve karar nisabı ile alındığı, KK 98 maddesi yollaması ile TTK 533 maddesine göre genel kurul dağılma kararı verdiğinde kooperatifin tasfiye haline gireceği, 9. Maddesinde ön görülen tasfiye halinde ibaresinin eklenmesi ve 10. Maddesinde belirtilen tasfiye memurlarının ücret verilmesi alınan tasfiye kararının doğal sonucu olduğundan, 24/05/2015 tarihli genel kurulun 8-9 ve 10. Maddelerinde alınan kararların kanun, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına uygun olduğu saptandığından davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince istinaf edilmiş, İstanbul BAM 17.Hukuk Dairesi’nin 2017/609 Esas – 2017/610 Karar sayılı 10.05.2017 tarihli ilamına göre ” davacıların 24/05/2014 tarihli genel kurulun 7 no.’lu maddesinde alınan kararda olumsuz oy kullanmalarına karşın davacıların muhalefet şerhini tutağa geçirmediğinden 1163 sayılı KK. 55. Ve 6102 sayılı TTK. 446 maddesi çerçevesinde davacıların bu konudaki talepleri yönünden dava şartının oluşmadığı, aynı genel kurulun 8 no’lu kooperatif fesih ve tasfiyesine, tasfiye memurlarının seçilmesine ilişkin alınan kararın 1163 sayılı KK 81/4, kooperatif ana sözleşmesi 87/9, 33 ve 34/1 maddelerinde düzenlenen toplantı ve karar nisabı ile alındığı, KK 98 maddesi yollaması ile TTK 533 maddesine göre genel kurul dağılma kararı verdiğinde kooperatifin tasfiye haline gireceği, 9. maddesinde ön görülen tasfiye halinde ibaresinin eklenmesi ve 10. maddesinde belirtilen tasfiye memurlarının ücret verilmesi alınan tasfiye kararının doğal sonucu olduğundan, 24/05/2015 tarihli genel kurulun 8-9 ve 10. maddelerinde alınan kararların kanun, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına uygun olduğu saptandığından davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353.1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” şeklinde karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiş, İstanbul Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 2017/2543 Esas – 2020/3185 Karar sayılı 21.10.2020 tarihli bozma ilamına göre” Genel Kurul kararlarının iptalinin istenebilmesi için üyenin genel kurula katılması, ret oyu kullanarak muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi gereklidir. Ancak üyenin şahsını ilgilendiren kararlar konusunda üyenin muhalefet şerhi koymadan iptal davası açması mümkündür. Ayrıca bu tür kararların üyeye tebliği şart olduğundan dava açma süreside tebliğden itibaren başlar. Davacı tarafından iptali istenen 25.04.2014 tarihli genel kurulun 7. gündem maddesinde alınan karar davacının üyeliği ile doğrudan ilgili olduğundan muhalefet şerhi bulunmasa dahi davacı eldeki davayı yukarıda değinilen gerekçe uyarınca açabilir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek alınan kararın iptal edilebilir olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesi ile İstanbul BAM kararı bozulmuş, dosya mahkememize tevzi olunarak yeni esas alınarak yargılamaya devam edilmiştir.
Bilirkişiden 24/11/2021 tarihli rapor alınmış, alınan raporda ” Ayrıntıları yukarıdaki bölümlerde arz edilen tüm dosya muhteviyatı belgeler üzerinde yapılan incelemelerde; kalan 6 konut bakımından kat irtifakı kurulmasının mümkün olmadığı hususunun tespit edilmesi hainde, davacılara güncellenmiş bedellerin ödenmesi kararı alınmasının yerinde olduğu, 7 no.lu kararın iptalini gerektirir bir sebep bulunmadığı, davalı kooperatifin bu kararının, kooperatif amacının gerçekleşmesine de mani olmadığı, tasfiye halindeki kooperatifin hak ve borçlarının devam edeceği, tasfiye sürecinde de kararların gereğinin yerine getirilmesinin, devam eden davanın sonuçlandırılmasının mümkün olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava genel kurul kararının iptali davasıdır. 25/04/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan 7,8,9 ve 10 numaralı kararların iptali talep edilmiş ise de Yargıtay ve istinaf kararında açıkça zikredildiği üzere 8,9 ve 10 numaralı kararlara ilişkin mahkememizce verilen red kararına ilişkin gerekçe yerinde görülerek temyiz itirazları bu kararlar yönünden reddedilmiş olduğundan mahkemenizce yalnızca 7 numaralı karar yönünden işin esasına yeniden girilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış 7 numaralı genel kurul kararında alınan kat irtifakı kurulamayacağı ancak inşaat ruhsatı alındıktan sonra kurulabileceği, binanın yıkılarak yeniden yapılması gerektiği kabul edilmediği takdirde konut için ödenen paranın güncellenerek geri ödenmesi ile ortaklıkların sona erdirileceği, 1074 ada 250 parsel sayılı taşınmazla ilgili davanın devam etmesi kararına davacılar tarafından kendi hakları yerine getirilmeden kooperatifin tasfiye edilemeyeceği davanın devam ettiği ve kooperatifin amacının gerçekleşmediği yönünde muhalefet şerhi düşülmüş ise de kooperatifin bu kararının kooperatif amacının gerçekleşmesine mani olmadığı, tasfiye halindeki kooperatifin hak ve borçlarının devam ettiği, tasfiye süreci içerisinde de davanın sonuçlandırılıp kararların yerine getirilebileceği, kararın kanuna, sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmayıp iptalini gerektirir bir husus bulunmadığı anlaşılmakla 8,9,10 numaralı kararlara ilişkin gerekçelerin istinaf ve Yargıtay aşamasında yerinde görülmüş olması nedeniyle iptali istenen tüm kararlar yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile eksik 55,50.TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …