Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/688 E. 2022/706 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/688
KARAR NO:2022/706

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:11/05/2012
KARAR TARİHİ:10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davadışı müvekkilin kardeşinin hissedar oldukları petrol istasyonunun iyileştirilmesi maksadıyla davalı finans kurumu ile anlaşıldığını, bu anlaşma nedeniyle müvekkili ile kardeşi 1/2 oranında hissedarı olduğu taşınmazın davalıya devredildiğini fakat davalı tarafından herhangi bir kredi alımı olmadığını, daha sonrasında müvekkilleri aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Tal. Sayılı dosyasıyla müvekkili tarafından düğün salonu olarak işletilen gayrimenkulün boşaltılmasının istendiğini, icra takibinin neden başlatıldığı araştırıldığında davalı şirket ile davadışı müvekkilinin kardeşi …’ın müvekkilin bilgisi dışında haricen anlaştıklarını, müvekkilin imzasını taklit etmek suretiyle İstanbul – … 3. Noterliği’nin 31.12.2005 tarih ve … yevmiye nolu Fînansal Kiralama Sözleşmesi düzenlediklerini, davacı şirket ile müvekkil …’ı da müştereken ve müteselsilen borçlandırdıklarını, bu amaçla davalı şirketin …’a 1.500.000 USD ödeme yaptığı bu paranın faizi ile birlikte 2.087.536,07 USD olarak geri ödenmesinin kararlaştırıldığı, …’ın 24.03.2006 tarihli dilekçe ile davalıya başvurarak bakiye paraların … … Şubesi …-1 nolu hesaba havalesini istediğini, bu yazı altındaki imzanın da müvekkile ait olmadığı ve bugüne kadar bir miktar geri ödemenin yapıldığı ancak yaklaşık 2.000.000 TL’lık bakiye borç kaldığı anlaşıldığını, müvekkillerinin İstanbul – … 3. Noterliği’nin 31.12.2005 tarih ve … yevmiye no’lu Finansal Kiralama Sözleşmesi’nden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, müvekkili tarafından işletilen düğün salonunun tahliyesi için …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Tal. Sayılı dosyasıyla başlatılan takibin ve tahliyenin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın sözleşme akdi üzerinden 7 yıl geçtikten sonra açıldığı için zamanaşımı sürelerinin geçtiğinden reddi gerektiğini, davacı …’ün dava açmakta hukuki yarar bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, finansal kiralama sözleşmesinden doğan borçların teminatını teşkil etmek üzere 2005 yılında davacı … tarafından … Petrol’ün borçları için müvekkil şirket lehine aşağıda belirtilen ipotekler tesis edildiğini, davacıların finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğinden yeni haberlerinin olduğu beyanı gerçeği yansıtmadığını, sözleşmenin fesih edildiği, kiralanan taşınmaz müvekkile mahkeme kararı ile iade edildiğini, sözleşme taraflarca uzun bir süre uygulandığını, fesih edildiğini, hüküm ve sonuçlar doğurduğunu, davacılar ile akdedilen finansal kiralama sözleşmesi re’sen düzenleme şeklinde noter huzurunda tarafların bizzat katılımı ile akdedilmiş olduğunu, sözleşme ve yasalardan doğan her türlü hak ve alacaklarının ile munzam zararlarına ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacıların %40 tazminat ödemelerine mahkum edilmelerini ve yargılama masrafları ile vekalet ücretlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davacının 31/12/2005 tarihli finansal kiralama sözleşmesinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitinden ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı icra dosyası aslı celp edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı icra dosya fotokopisi celp edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya aslı celp edilmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Petrol Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin sicil kayıtları celp edilmiştir.
İstanbul CBS Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu’na müzekkere yazılarak … Soruşturma sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
… Tapu Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … İli … İlçesi … Mah. 27M3 Pafta, 15501 ada, 5 parselde, … İli … İlçesi … Mah. 27M3 Pafta 15501 ada, 4 parselde kayıtlı, … İli, … İlçesi … Mah. 156 Pafta, 13218 ada, 1 parselde kayıtlı 10/156 arsa paylı 1.kat (13) nolu meskenlere ait imza asıllarının olduğu senet celp edilmiştir.
… 3. Noterliği’ne müzekkere yazılarak 31/12/2005 tarih ve … yevmiye saylı finansal kiralama sözleşme aslı celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince; 31/12/2015 Finansal Kiralama Sözleşmesindeki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının belirlenmesi açısından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup 22/05/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu sözleşmedeki …’a atfen atılmış imzalar ile aynı kişinin karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tam unsurları açısından saptanan önemli derecedeki benzemezlikler nedeni ile, 30(31).12.2005 tarihli sözleşmedeki imzaların, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla, …’ın eli ürünü olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince davacının eli ürünü olup olmadığının tespiti için dosya ATK Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş olup 06/05/2019 ATK raporunda özetle; … şubesine ait Z-… ve … seri nolu çekler, … bankası Nalçacı şubesine ait imza bölümünde yırtık bulunan … seri nolu çek ile … … şubesine ait … seri numaralı çek, matbu bölümleri fotokopi 24/03/2006 tarihli … hanımın dikkatine başlıklı talimat (…. hitaplı), tanzim ve vade tarihleri bulunmayan, alacaklısı … … Dağ. ve Paz. A.ş., borçlusu …olan 250.000 USD bedelli senet fotokopisi, …. hitaplı tarihsiz taahhütname mukayese dışı tutularak yapılan incelemede; İnceleme konusu belgelerde …’a atfen atılı basit tersimli imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel …’ın eli ürünü olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davanın 05/03/2020 tarihinde reddine karar verilmiş olup kararın davacı vekilinin istinafı üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 16/11/2020 tarih ve 2020/1944 Esas ve 2020/1898 Karar sayılı ilamıyla; “Mahkemece …. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlanan dava nedeni ile davacı şirketin hukuki yararının bulunmadığı nedenle davanın reddine ve diğer davalı yönünden de hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Öncelikle hukuki yarar kavramının ne olduğunun tespiti yapmak gerekir. Usul hukukunda hukuki yarar mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının olması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakla hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, haklarını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır. Öte yandan bu yararın ” hukuki ve meşru”, ” doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” olması zorunludur. Nitekim 6100 sayılı HMK’nun 114. maddesinin “4” fıkrası ile hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiş olup, 115. maddesine göre de mahkemece istek olmaksızın resen gözetileceği açıktır. Davacı yan açısından sorun; korunmaya değer bir yararlarının olup olmadığı değil, bu yararı ve talebi eldeki davada talep edip edemeyecekleri sorunudur. …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası incelendiğinde ; davacının … A.Ş., davalıların … Petrol ve … mirasçıları sıfatı ile …, … ve … olduğu, itirazın iptali davasının sonuçlandığı, finansal kiralama sözleşmesi kapsamında toplam alacağın belirlendiği o davada mahkemenin alacaklının alacağının varlığı e miktarı konusunda belirleme yaptığı, ancak ipotekli takip olması nedeni ile ipotek limiti dahilinde karar verdiği görülmektedir. Yani kök ilişkideki alacak miktarı dava konusu olmuş ve sonuçlanmıştır. Kararın kesinleşip kesinleşmediğine dair ise ; herhangi bir kesinleşme şerhli karar örneği talep edilmediğinden anlaşılamamaktadır. Öncelikle ; iş bu karar kesinleşmiş ise kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağı ve davacı yan taleplerinin buna göre yargılamanın iadesi davasında ileri sürülebilecek talepler olup olmadığı ve eldeki davada ileri sürme imkanlarının bulunup bulunmadığı yönünde bir karar verilmesi gerekirken tartışılma gereği bulunmayan hukuki yarar ve hak düşürücü süre kavramları üzerinden karar verilmesi doğru bulunmamıştır.” gerekçeleriyle kaldırılarak mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiştir.
Mahkememizce kaldırma sonrası …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak 2009/419 Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
İstanbul CBS’ye müzekkere yazılarak … Soruşturma sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce verilen red kararının istinafı üzerine yapılan yargılamada …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası bekletici mesele yapılmış ise de; istinaf kararında …. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası yönünden kesin hüküm olup olmayacağının araştırılması sebebiyle kararın kaldırıldığı, kesin hükmün mevcut dava tarihi itibariyle dikkate alınacağı, dava tarihinin 11/05/2012 olduğu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının ise halen kesinleşmediği dikkate alındığında bu aşamadan sonra kesinleşmiş olsa bile iş bu dosya yönünden kesin hüküm teşkil etmeyeceği anlaşıldığından bekletici mesele yapılmasına ilişkin ara karardan dönülmüştür.
İstinaf kararında da belirtildiği üzere; öncelikle hukuki yarar kavramının ne olduğunun tespiti yapmak gerekir. Usul hukukunda hukuki yarar mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının olması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakla hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, haklarını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır. Öte yandan bu yararın ” hukuki ve meşru”, ” doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” olması zorunludur. Nitekim 6100 sayılı HMK’nun 114. maddesinin “4” fıkrası ile hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiş olup, 115. maddesine göre de mahkemece istek olmaksızın resen gözetileceği açıktır. Davacı yan açısından sorun; korunmaya değer bir yararlarının olup olmadığı değil, bu yararı ve talebi eldeki davada talep edip edemeyecekleri sorunudur. …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası incelendiğinde ; davacının … A.Ş., davalıların … Petrol ve … mirasçıları sıfatı ile …, … ve … olduğu, itirazın iptali davasının sonuçlandığı, finansal kiralama sözleşmesi kapsamında toplam alacağın belirlendiği o davada mahkemenin alacaklının alacağının varlığı ve miktarı konusunda belirleme yaptığı, ancak ipotekli takip olması nedeni ile ipotek limiti dahilinde karar verdiği görülmektedir. Yani kök ilişkideki alacak miktarı dava konusu olmuş ve sonuçlanmıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2021/463 Esas 2021/868 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ” İtirazın iptali davası açıldıktan sonra, itirazın iptali davasında savunma olarak ileri sürülebilecek hususlara ilişkin olarak menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.”
Somut olay yönünden …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı davacısının … A.Ş., davalılarının … Petrol ve … mirasçıları sıfatı ile …, … ve … olduğu itirazın iptali davasında, finansal kiralama sözleşmesi kapsamında toplam alacağın belirlendiği mahkemece alacaklının alacağının varlığı ve miktarı konusunda belirleme yapıldığı, ancak ipotekli takip olması nedeni ile ipotek limiti dahilinde karar verildiği, yani kök ilişkideki alacak miktarı dava konusu yapıldığından bu miktarla sınırlı sonuçlandırıldığı, bu davada savunma olarak ileri sürülebilecek hususlarla ilgili mahkememize açılan menfi tespit davası yönünden davacıların hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK 114/1 – h ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL maktu red karar harcından peşin alınan 29.700,00 TL harcın mahsubu ile artan 29.619,30 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACILARA İADESİNE;
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan 77,90 TL yargılama masrafının davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/11/2022

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır