Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/665 E. 2021/393 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/665
KARAR NO :2021/393

DAVA:MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ:24/11/2020
KARAR TARİHİ:28/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … vekili verdiği dava dilekçesinde, dava dışı …’den taşınmaz satın aldığını, satış sözleşmesi gereği bu şirkete 30.12.2017 vade tarihli 105.500,00 TL bedelli ve 30.12.2018 vade tarihli 105.500,00 TL bedelli iki tane bonoyu teminat olarak verdiğin, taşınmazın satış bedellerini taksitler halinde ödediğini, bono bedellerini de dava dışı bu şirkete ödediğini ancak bonoların tarafına iade edilmediğini, dava dışı şirkete …. Noterliğinin 15.11.2019 tarih ve … sayılı ve 04.08.2020 tarih ve … sayılı ihtarnamelerinin gönderildiğini ve bonoların iadesinin istenildiğini, bedelini ödediği taşınmazın mülkiyetinin tarafına verilmemesi üzerine dava dışı … aleyhine …. Tüketici Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescili ile bu bonolara ilişkin olarak menfi tespit istemli dava açtığını, davanın halen derdest durumda olduğunu, bu dava devam ederken dava dışı …’nin iki bonoyu da davalı …Ş.’ye devrettiğini, her iki bononun da dava dışı şirketl yapılan satış vaadi sözleşmesinin ifası amacıyla verilmiş olduğunu, bedellerinin de ödenmiş olduğunu belirterek her iki bono için de borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı …Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, davacı ile dava dışı şirket arasındaki temel borç ilişkisinin muhatabı olmadıklarını, dava dışı … ile yaptıkları genel kredi sözleşmesi uyarınca davaya konu bonoları aldıklarını, bu nedenle de kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek husumet itirazında bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da bedelsizliği talep edilen bonoların tüketici sözleşmesi gereği verildiğine ilişkin bir kanıt bulunmadığını, keşidecinin iyiniyetli hamile karşı bedelsizlik definde bulunamayacağını, kambiyo senetlerinde temlik cirosu ile temlik beyanının doğurduğu sonuçların birbirinden farklı olduğunu, şahsi defilerin nama yazılı bonolarda hüküm doğurabilmesi için temlik beyanı ile devrinin yapılmış olması gerektiğini, dava dışı …’nin de davaya ihbar edilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava, nama yazılı kambiyo senetlerinin bedelsizlik defi nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72’ye göre menfi tespit davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini, bono asıllarını, ödeme dekontlarını, davalı şirket … defterlerini, dava dışı …’nin … defterlerini, …. Noterliğinin 15.11.2019 tarih ve … sayılı ve 04.08.2020 tarih ve … sayılı ihtarnamelerini, …. Tüketici Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasını, yemin delilini, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı taraf, banka kayıtlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Dava, nama yazılı kambiyo senetlerinin bedelsizlik defi nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72’ye göre menfi tespit davasıdır.

Davacı taraf davaya konu iki bonoyu dava dışı şirkete taşınmaz alımı için verdiğini ve bedelini ödediği halde kendisine iade edilmeyerek davalı bankaya devredildiğini, bedelsiz kalması nedeniyle de borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmektedir. Dolayısıyla davacı taraf davalı hamile karşı bedelsizlik defini ileri sürmektedir. Bu nedenle öncelikle bonoların hukuki incelemesinin yapılması ve bedelsizlik definin davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğinin tespiti gerekmektedir.

6102 sayılı TTK’nda kambiyo senetlerinde borçlunun ileri sürebileceği üç ayrı defi bulunmaktadır. Bunlardan ilki 6102 sayılı TTK m. 659’da yer alan; “Borçlu hamile yazılı bir senetten doğan alacağa karşı, ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senedin metninden anlaşılan def’ilerle, alacaklı her kim ise ona karşı şahsen sahip olduğu def’ileri ileri sürebilir. Borçlu ile önceki hamillerden biri arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde geçerlidir. Senedin, borçlunun rızası olmaksızın tedavüle çıkarıldığı yolunda bir def’i ileri sürülemez.” düzenlemesidir.

İkincisi ise 6102 sayılı TTK 778/I yollamasıyla aynı yasa m. 687’de yer alan; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” düzenlemesidir.

Üçüncüsü ise 6102 sayılı TTK m. 825’de yer alan “Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir. Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” düzenlemesidir.

Bu maddeler birlikte ele alındığında kanun koyucunun defi kavramını senedin hükümsüzlüğüne ilişkin defiler, senet metninden anlaşılan defiler ve senedin önceki hamillerinden biriyle mevcut ilişkiden doğan defiler şeklinde üçlü bir ayırıma tabi tuttuğu anlaşılmaktadır.

Geçersizlik defileri ve senet metninden anlaşılan defiler olarak karşımıza çıkan mutlak defiler, kambiyo senedini ödemekle yükümlü olan şahsın kendisinden senet bedelini talep eden her hamile karşı ileri sürebileceği defilerdir. Nispi defiler ise, aynı zamanda şahsi defi olarak da adlandırılırlar ve adından da anlaşılacağı üzere herkese değil sadece belli bir senet alacaklısına karşı ileri sürülebilirler. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun yukarıda değinilen ilgili hükümleri incelendiğinde şahsi defilerin borçlu ile önceki hamiller arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilerine dayanan defilerden oluştuğu görülmektedir. Kural, bu defilerin müracaatta bulunan hamillere karşı ileri sürülememesi ise de istisnası senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlidir.

Bu kuralın bir diğer ayrık durum ise senedin nama yazılı olmasıdır. Dosya içerisine alınan her iki bono örneği incelendiğinde bonoların nama yazılı oldukları görülmektedir. Ayrıca bonoların üzerinde “Alacağımı T. Borçlar Kanununun 183/194 madde hükümleri gereğince tediye makamına kaim olmak üzere … ……. … Şubesine devir ve temlik ettim.” şeklinde temlik beyanı yazılı olduğu görülmektedir. Dolayısıyla her iki bono da 6098 sayılı TBK m. 184’de ki alacağın devri hükümlerine uygun şekilde yazılı devir beyanı ile devir edildiği bu nedenle de bonoları alan hamile karşı kişisel defi niteliğindeki bedelsizlik definin ileri sürülmesinin hukuken mümkün olduğu anlaşılmaktadır.

Davacı taraf her iki bonoyu da dava dışı … ile yaptığı sözleşmenin ifası için verdiğini ileri sürmektedir. Dosyaya delil olarak sunulan sözleşmenin ekinde yer alan senet listesinde her iki bononun da bilgilerinin vade tarihleri sırasında yer aldığı görülmektedir.

Dosyamız içerisine getirtilen …. Tüketici Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının UYAP kaydının incelenmesi sonucunda davacının bu bonoların verilmesine konu sözleşme nedeniyle dava dışı …’ye karşı tapu iptali ve tahsili davası açtığı, aynı davada her iki bononun da iadesini ve bu bonolara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

Davacının sunduğu … A.Ş.’ye ait ödeme dekontları incelendiğinde 27.12.2017 tarihli dekontta “30.12.2017 vadeli senet öde” açıklamasının yazılı olduğu ve miktarının da 100.000,00 TL olduğu, 28.12.2017 tarihli dekontta “30.12.2017 vadeli senet ödemesi” açıklamasının yazılı olduğu ve miktarının da 5.500,00 TL olduğu, her iki ödeme toplamının 105.500,00 TL yaptığı, 17.12.2018 tarihli dekontta “30.12.2018 vadeli senet öde” açıklamasının yazılı olduğu ve miktarının da 75.500,00 TL olduğu, 18.12.2018 tarihli dekontta yine “30.12.2018 vadeli senet öde” açıklamasının yazılı olduğu ve miktarının da 30.000,00 TL olduğu, her iki ödeme toplamının 105.500,00 TL yaptığı, görülmektedir.

Davacının dosyaya sunduğu taşınmaz alım satım sözleşmesi ve ekindeki senet listesi, …. Tüketici Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının UYAP kaydı ve … A.Ş.’ye ait ödeme dekontları birlikte incelendiğinde davaya konu bonoların her ikisinin de davacı tarafından dava dışı …’ye konut alım sözleşmesinin ifası için verildiğini ve bedellerinin de davacı tarafından ödendiğini göstermekte olup davacı tarafın davalıya karşı bedelsizlik definde bulunmakta haklı olduğu anlaşılarak davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulüne,
2-Davacının 30.12.2017 vade tarihli ve 105.500,00 TL bedelli bono ile 30.12.2018 vade tarihli ve 105.500,00 TL bedelli bonolara ve davalı …Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 14.413,41-TL nispi karar harcından peşin alınan 3.603,36-TL harcın mahsubu ile bakiye ‭10.810,05‬-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 23.220,00 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam ‭3.817,06‬-TL’nin ( 54,40-TL BVH, 7,80-TL VH, 3.603,36-TL Peşin Harç, 151,50-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/04/2021

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır