Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/639 E. 2021/616 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/639
KARAR NO:2021/616

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:17/11/2020
KARAR TARİHİ:02/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafa ait … plakalı aracın 01/02/2018 tarihinde müvekkiline satıldığını, 01/02/2020 tarihinde ise müvekkili tarafından dava dışı …. ve Tic. A.Ş.’ye satıldığını, aracın 09/03/2020 tarihindeyken polis çevirmesinde change araç olması nedeniyle muhafaza altına alındığını, dava dışı şirketle yapılan protokol çerçevesinde zararın tazmini amacıyla müvekkili tarafından 200.000,00 TL ödeme yapıldığını, ayıbın müvekkilinden kaynaklanmadığı gibi müvekkilinin bu ayıptan habersiz olduğunu, zararın davalı tarafından karşılanması gerektiğini, zararın tazmini amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin davalının itirazı neticesinde durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, muhtemel zararların temini amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin görevsiz olup görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, aracın 2018 yılında satıldığını, davacının basiretli tacir gibi davranıp aracın tüm kontrollerini yapması gerektiğini, müvekkilinin aracı 105.000,00 TL ücret karşılığında sattığını, dolayısıyla müvekkilinin bu miktarla sorumlu olabileceğini, müvekkilinin de aracı dava tışı …’tan 90.000,00 TL ücretle satın aldığını, davanın ihbar edilmesini, neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin ihtiyati haciz talebi, 04/12/2020 tarihli ara karar ile İİK M.258 gereğince ihtiyati haciz sebeplerinin yaklaşık olarak ispat edildiği anlaşılamadığından reddedilmiş, davacı vekili mahkememiz kararına karşı İstinaf yoluna başvurmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Hukuk Mahkemesi … Hukuk Dairesi, 2021/… Esas 2021/… Karar sayılı 22/04/2021 tarihli ilamında “Mahkemece ihtiyati haczin reddi dair verilen ara kararda da değinildiği üzere; İİK 257. maddesi 1.fıkrası uyarınca rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde ve üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malllarını ve diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiş olup, dosyaya sunulan 01/02/2018 tarihli …. Noterliği’nin … yevmiye nolu satış sözleşmesinde davalı tarafın davacıya dava konusu aracı sattığı, davacı tarafın da 01/02/2018 tarihli …. Noterliği’nin … yevmiye nolu satış sözleşmesi ile dava dışı … Dış Tic. İnş. Dan. San. Tic. Ltd. Şti.’ye sattığı, araçtaki ayıp nedeniyle dava dışı şirkete yapılan ödemeyi davalıdan talep ettiği anlaşılmakla davalının noterde satış işleminin gerçekleştirdiği, İİK m. 257 gereğince ortada vadesi gelmiş bir para borcunun bulunmadığı, muaccel alacağın varlığı hususunda dosyanın bulunduğu aşama itibariyle davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde olmadığı, talep olunan alacağın davalının kabulünde olmadığı, muaccel alacağın var ise yapılacak tahkikat neticesinde belirleneceği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ayıp iddiasının yargılama sırasında incelenerek alacağın oluşup oluşmadığı belirleceğinden, İİK m.258 gereğince ihtiyati haciz sebeplerinin yaklaşık olarak ispat edilemediği anlaşıldığından, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararın yerinde olduğu, davacının bu yöndeki istinaf nedenlerinin reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Ayrıca davaya konu icra takip dosyası içerisindeki araç satış sözleşmesi incelendiğinde; satışa konu aracın hususi amaçla kullanılan araç olduğu, davacı tarafından davalıya satıldığı, davalının cevap dilekçesinde tacir olmadığını ve mahkemenin görevli olmadığını beyan ettiği, esas itibariyle de davalının tacir olmaması, aynı zamanda TKHK kapsamında satıcı ve sağlayıcı da olmaması, aracın hususi amaçla kullanılan araç olması ve araç satışının ikinci el araca ilişkin olması hususları dikkate alındığında, tarafların her ikisinin de tacir olmadığı ve 6102 sayılı Kanun’un 4 ve 5.maddeleri gereğince de davanın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, bu şekilde asliye ticaret mahkemesinin de bu davada görevli olmadığı anlaşılmakla; ihtiyati haciz talebinin bu yönüyle de reddi gerektiği anlaşılmıştır.” gerekesiyle dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar vermiştir.
İstanbul Bölge Adliye Hukuk Mahkemesi …. Hukuk Dairesi, 2021/… Esas 2021/… Karar sayılı 22/04/2021 tarihli ilamı doğrultusunda dosya usul ekonomisi ilkesi gereğince incelemeye alınmıştır.
Dava, davacının, davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla araç bedelinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK nun 1. maddesi “(1)Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır.
6102 Sayılı TTK nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTK ndan, TMK nun 962–969. maddelerinden, TBK nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
TTK nun 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işlerdüzenlenmiştir. TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
TTK’nın 4. maddesi incelendiğinde, üç grup ticarî davanın bulunduğu, ayrımın 1- Mutlak Ticari Davalar, 2- Havale, Vedia ve Fikir ve Sanat Eserlerine İlişkin Haklardan Doğan ve Bir Ticarî İşletmeyi İlgilendiren Davalar 3- Nispi Ticari Davalar olarak yapılabileceği, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davaların (mutlak ticarî davalar); ticarî sayılması için en azından bir ticarî işletmeyi ilgilendirmesi gereken davalar ve her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar (nispî ticarî davalar) olarak nitelendirilebileceği, Mutlak Ticarî Davaların, 6102 Sayılı TTK’ nın 4/1.a bendinden f’ bendine kadar sayılan hususlardan doğan davalar ile özel kanun hükümleri gereği (Mutlak) ticarî sayılan davalar olarak ikiye ayrılabileceği, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın belirtildiği gibi bu tür davaların mutlak ticarî dava sayılacağı ve Ticaret Mahkemelerinin görevine gireceği, havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan uyuşmazlığın ticarî dava sayılabilmesi için, uyuşmazlığın, taraflardan birinin ticarî işletmesiyle ilgili olması koşulu aranmayacağı (TTK 4.1, son cümle), nispi ticari davalar ile ilgili olarak ise;6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (Yargıtay …. Hukuk Dairesi 2016/…E.,2016/… K. Sayılı ve 29.11.2016 K. Tarihli)
Somut uyuşmazlıkta; celbedilen davaya konu icra takip dosyası içerisindeki araç satış sözleşmesi incelendiğinde; satışa konu aracın hususi amaçla kullanılan araç olduğu, davacı tarafından davalıya satıldığı, davalının tacir olmaması, aynı zamanda TKHK kapsamında satıcı ve sağlayıcı da olmaması, aracın hususi amaçla kullanılan araç olması ve araç satışının ikinci el araca ilişkin olması hususları dikkate alındığında, açıklanan nedenle davanın her iki tarafının da tacir sıfatına haiz olmadığı dolayısıyla somut davanın mutlak veya nisbi ticari davaya vücut vermediği gözetilerek taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Asliye Ticarat Mahkemesi görevli olmayıp, davanın genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilerek dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 Mad. gereğince Davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK’nın 20. Maddesi uyarınca belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA;
4-HMK’nın 331. Maddesi uyarınca harç-vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/07/2021

Katip …

Hakim …