Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/634 E. 2022/15 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/634
KARAR NO:2022/15

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:13/11/2020
KARAR TARİHİ:18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlu tarafından 23.09.2019 tarihinde … İlçesi, …Mahallesi, … Sokak No:,… adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisinin müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderilmiş olup işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıpların müvekkil şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, davalı/borçlu tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 1.821,59-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, davalının ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlunun itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe, takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer’ilerine külliyen itiraz ettiğini, takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçlunun itirazı ile mezkur icra takibinin durdurulmasının akabinde işbu dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hasebiyle huzurdaki itirazın iptali davası için dava şartı teşkil eden 6102 S.’lı TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, görüşme sonunda anlaşılamaması üzerine ilgili anlaşamama tutanağı tanzim edilmiş olup işbu dava dilekçesi ekinde Mahkemeye sunulduğunu, borçlunun borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının her ne kadar borcunun bulunmadığından bahisle borca itiraz etmiş ise de icra takibine konu olan alacağın, davalının kusurlu şekilde yürüttüğü kazı çalışmaları sebebiyle uğranılan maddi zararlardan ibaret hasar bedeli olup zarar veren davalı bedelden sorumlu olduğunu, ayrıca davalı/borçlu tarafından yapılan itiraz beyanıyla icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olsa da müvekkili şirketin tesislerine hasar verilmiş olup söz konusu zarar verici eylemin niteliği itibariyle haksız fiil teşkil etmesi ve haksız fiilden doğan davalarda “zarar görenin yerleşim yeri” icra daireleri ve mahkemelerinin de yetkisinin bulunması dolayısıyla zarar gören müvekkili şirketin yerleşim yerinin tabi olduğu İstanbul Adliyesinin icra daireleri ve mahkemeleri İİK 50. Maddesinin atfı ve HMK’nın 16. Maddesi gereği yetkili olduğunu, söz konusu hasar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiğini, borçluların, haksız fiilden kaynaklı müvekkili kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediğini, hasar bedeli alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiklerini, bu nedenlerle, borçlunun itirazının iptaline ve hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dilekçesinde 23.09.2019 tarihinde, … İlçesi, Mehmet Arif Mah, … Sok No:22 adresinde müvekkili şirket ve diğer davalı tarafından yapılan altyapı çalışması esnasında davacı … tesislerine verilen 1.821,59.-TL hasar bedeli zarar verildiği iddiasıyla icra takibi başlatıldığını, taraflarınca icra takibine itiraz edildiğini ve davacı tarafından bu kez itirazın iptal davası açıldığını, taraflarınca icra takibine itiraz edildiğini ve davacı tarafından bu kez itirazın iptali davası açıldığını, davacı tarafından; …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemiyle müvekkili şirket ve diğer davalı aleyhine açılan iş bu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğundan davanın reddine karar verilmesi, davacının her ne kadar yapılan alt yapı çalışması esnasında tesislerine zarar verildiğini iddia etmekteyse de, anılan mahalde anılan tarihte müvekkili şirket tarafından her hangi bir çalışma yapılmadığını, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere iddia edildiği gibi bir hasarın varlığı halinde söz konusu hasarın muhatabının müvekkili şirket değil, … İnş.Tic.ve Taah.Ltd.Şti olup müvekkili şirketin hasarla bir ilgisi bulunmadığını, işbu davanın konusunun hasar olup hasarın da haksız fiil niteliğinde davalardan olduğunu, haksız eylemde hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağının bir arada bulunması gerektiğini, haksız bir fiile başkasına zarar veren kimsenin ancak kusurluysa bu zararın tazminiyle yükümlü olduğunu, ayrıca haksız fiil tazminat borcunun doğması için hukuka aykırı bir fiile zarar arasında illiyet bağının kurulması gerektiğini, somut olayda ise müvekkili şirketin iddia edilen hasarın meydana gelmesinde hiçbir kusuru olmayıp illiyet bağından da söz edilemeyeceğini, diğer davalı ile müvekkili şirket arasındaki sözleşme kapsamıda üçüncü kişilere verilecek zararlardan diğer davalının sorumlu olacağının açıkça düzenlendiğini, müvekkili şirketle diğer davalı arasında 22.07.2014-27.11.2018 tarihine yapım sözleşmesi imzalanmış olup söz konusu sözleşmenin 36.5 maddesinde üçüncü şahıslara verilecek zarardan, işi yapan firmanın sorumlu olacağının açıkça düzenlendiğini, bu kapsamda müvekkili şirkete sorumluluk atfedilemeyeceğinin açık olduğunu, yine bahse konu sözleşme incelendiğinde müvekkil şirketin sadece ihale makamı olduğunu ve denetim ve gözetim yükümlüğü bulunmadığının tespit edileceğini, müvekkili şirketin işi tamamen devretmiş olup denetim yükümlülüğü de bulunmadığı dikkate alındığında meydana gelen hasardan müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirkete husumet yöneltileceğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacının malzeme ve işçilik bedellerini isteyemeyeceği hususu yerleşmiş içtihat kararlarıyla kesinlik kazandığını, huzurdaki davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafından malzeme ve işçilik bedellerinin de talep edildiğini, hukukumuzda gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğunu, zarar görenin ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceğini, zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araç yakıt giderlerinin genel giderler olup, haksız fiil meydana gelmese de ödenmesi gereken giderler olduğunu, bunların zarar ile ilgisi bulunmadığını, haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu giderlerin zarar kapsamına dahil edilmeyeceği Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre kesinlik kazandığından (Müvekkil Şirketten hasar bedelinin talep edilebileceğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla) davacının bu kalemleri isteyemeyeceğinin açık olduğunu, davacının kusur durumunun da araştırılması gerekmekte olup soyut iddialarla açılmış işbu davanın reddinin gerektiğini, davacının hiçbir somut delile dayanmadan altyapı çalışmaları esnasında tesislerine zarar verildiğini iddia etmekte ancak dosyaya hiçbir somut delil sunamadığını, hasarın meydana geliş şekli, kim tarafından hasar verildiği vs hususların somut delillerle ispat edilmesi gerektiğini, başka bir deyişle alacaklının açtığı itirazın iptali davasında takip talebinde talep ettiği alacağının bulunduğunu ispat külfetinin bizzat kendisinde olduğunu, dosya kapsamında ise davacının iddialarını ispata yarar hiçbir delil olmadığının açık olduğunu, kaldı ki somut olayda davacının da kusuru durumunun da araştırılması gerektiğini, hasar verildiği iddia edilen tesislerin teknik şartnamelere ve mevzuata uygun olup olmadığının tespit edilmesi gerekirken tek taraflı bayanlar üzerine hiçbir somut delile dayanmadan açılan huzurdaki davayı kabul etmediklerini, huzurdaki davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, tüm alacak kalemlerine ve faize itiraz ettiklerini, tüm bu beyanlara ek olarak davacının icra takibinde hangi tarihten itibaren faiz istediğinin anlaşılmadığını, müvekkil şirketin davacıya kesinleşmiş bir borcu bulunmadığı gibi davacı tarafından da ihtarname gönderilmediğini, işbu nedenle müvekkili şirketin temerrüdü söz konusu olmayıp faizi ve faiz oranını da kabul etmediklerini, davacının icra inkar tazminat talebinin haksız olup kötü niyet tazminatı talepleri bulunduğunu, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için talep edilen alacağın likit bir başka anlatımla belirgin olması gerektiğini, bunun yanında alacak bilirkişinin incelemesi sonucu belirlenecek durumlarda örneğin tazminat davalarında alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, kaldı ki bu tazminata hükmedilebilme için borçlunun itirazında haksız olması gerektiğini, müvekkili şirketin borcu olmayıp zaten huzurdaki davanın müvekkili şirkete yöneltilmemesini haksız ve hukuka aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle % 20 den az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatı ödemeye hükmedilmesini, davanın ihbarı talepleri bulunduklarını, müvekkili şirketle … İnş.Tic.ve Taah.Ltd.Şti arasında 22.07.2014 tarihine yapım sözleşmesi imzalanmış olup söz konusu sözleşmenin 36.5 maddesinde üçüncü şahıslara verilecek zarardan, işi yapan firmanın sorumlu olacağının açıkça düzenlendiğini, bu nedenle davanın … İnş.Tic.ve Taah.Ltd.Şti’ne ihbar edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın 21/01/2022 tarihinde … İnşaat Turizm Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi’ne ihbar edilmiş olduğu görüldü.
İhbar olunan … İnşaat Turizm Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi vekili ihbara cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkil şirket aleyhine açtığı bütün davalarda dava dilekçesinde, meydana gelen hasarların kendi personelleri tarafından giderildiğini beyan ettiğinin, bunun sonucunda mahkemece “Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğunu, zarar görenin ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceğini, zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretlerin genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderler olduğunu, bunların zarar ile ilgisi bulunmadığını, gerekçesiyle gerçek zarar ilkesi doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini, bu şekilde talep ettiği alacaklara kavuşamayan davacı müvekkili şirket aleyhine açılan yeni davalarda, meydana gelen hasarların yüklenici şirket tarafından giderildiğini iddia etmeye başladığını, söz konusu iddianın son derece muvazaalı olduğunu, kaldı ki sadece yüklenici sözleşmesinin sunulması ve hasarın yüklenici şirket tarafından giderildiğinin iddia edilmesi tek başına yeterli olmadığını, davacı tarafça, gerçekten hasarın yüklenici şirket tarafından giderildiğini kanıtlayan herhangi bir yazılı delilin dosyaya sunulmadığını, müvekkil şirketin davaya konu adreste herhangi bir kazı çalışması bulunmadığını, müvekkil şirketin, diğer davalı … A.Ş. ile imzalanan “Erişim Şebekeleri Bakım Onarım Alt İşveren Sözleşmesi” uyarınca bu şirkete ait alt yapıların bakım ve onarım işlerini yürüttüğünü, ilgili adreste herhangi bir çalışma yapılmasına karar verilmesi durumunda çalışma ile ilgili tüm izin ve ruhsatın … tarafından temin edildiğini, dolayısıyla müvekkili şirket alınan ruhsat ve izin belgelerine istinaden belirlenen adreste kazı çalışması yaptığını, bu itibarla ifade etmek isteriz ki müvekkili şirketin ilgili adreste herhangi bir kazı ve yapım çalışması bulunmadığını, herhangi bir hak kaybına uğramamak adına söz konusu tarihte, dava konusu kazının yapılmadığının ispatı amacıyla … Belediyesi Altyapı Koordinasyon Müdürlüğü’ne Müzekkere yazılarak; altyapı ruhsat formunun (kazı izin belgesi), spot (kazı krokisi) ve çalışma yapılan yerin fotağraflarının celbini, davacı şirketin, tesisatlarını usulüne uygun döşemediğini, dava konusu adreste müvekkili şirketin bir kazı çalışması olmadığına ilişkin savunmalarını tekrar etmekle birlikte, aksi kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte esasa ilişkin itirazlarımızı sunma zaruretinin hasırl olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında konusu ve talepleri aynı onlarca dava görüldüğünü, müvekkili şirket tarafından yapılan ve davacı …’ın tesislerinde zarar meydana geldiği iddia edilen tüm kazılarda davacı kurumun ağır kusuru bulunduğunu, diğer bir ifade ile davacı şirketin yaptığı iş gereği, mevzuattan doğan ve uyulması gereken kurallara uymadığını, söz konusu kuralların, … GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’nün internet sitesinde de yer alan ve PROJE VE TESİS DAİRESİ BAŞKANLIĞI tarafından Kasım 2017 tarihinde hazırlanan “ELEKTRİK DAĞITIM ŞEBEKELERİ ENERJİ KABLOLARI UYGULAMA USUL VE ESASLARI” kılavuzunda ayrıntılı şekilde açıklandığını, davacı şirketin ödeme emrine konu ettiği alacak taleplerinin haksız olduğunu, izah edilen bilgiler ışığında müvekkili şirketin belirtilen adreste kazı yapmamış olması ve zararın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmamasına rağmen Mahkeme’nin aksi kanaate olması ihtimaline binaen takibe konu alacak kalemleri hakkında itirazda bulunma zaruretinin hasıl olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirketten, malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıpları talep ettiğini, ancak davacı tarafça; hangi alacak kalemine ilişkin hangi bedelin talep edildiğine dair herhangi bir tablo vb. dava dilekçesi ekinde sunulmadığını, davacı şirketin hasarın giderilmesi için ayrıca işçi ve araç temin edip etmediğini, etti ise takip konusu işçilik bedelinin işçilere ödenip ödenmediği, araç bedelinin nasıl tespit edildiği, diğer alacak bedellerinin nasıl belirlendiği kesinlikle anlaşılamadığını, zira dosyada tek taraflı hazırlanan ve taraflarına tebliğ edilmediği gibi okunmayan formlardan başka somut ve objektif tek bir delil bulunmadığını, feri müdahale talepleri bulunduğu, müvekkili şirket, davalı … A.Ş. ile imzalanan “Erişim Şebekeleri Bakım Onarım Alt İşveren Sözleşmesi” uyarınca bu şirkete ait alt yapıların bakım ve onarım işlerini yürüttüğünü, ilgili adreste herhangi bir çalışma yapılmasına karar verilmesi durumunda çalışma ile ilgili tüm izin ve ruhsatın … tarafından temin edilmekte olduğunu, dolayısıyla alınan ruhsat ve izin belgelerine istinaden belirlenen adreste … A.Ş. değil, müvekkili şirketin kazı çalışması yaptığını, dolayısıyla iş bu davada davalı … aleyhine herhangi bir karar verilmesi halinde müvekkili şirkete rücu edilmesi ihtimali bulunmadığını, bu nedenlerle davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılma talepleri bulunduğunu, bu nedenlerle öncelikle feri müdahillik taleplerinin kabulü ile haksız ve mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesini ve davacının hukuka aykırı takip nedeni ile dava konusu miktarın %20’sinden az olmamak üzere haksız takip tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davalı tarafın kazı çalışması yapıp yapmadığı, kazı çalışması sırasında davacının tesisatına zarar verilip verilmediği, zararın miktarı, zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, işlemiş faize hükmedilip hükmedilmeyeceğinden ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
…. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak… Esas sayılı takip dosyasının fotokopisi celp edilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde; hasara ilişkin hasar zaptı, keşif özeti belgeleri, davalı borçlunun itiraz dilekçesi, işletme müdürlüğü hizmet alım sözleşmesinin fotokopileri Mahkememiz dosyasına sunulmuştur.
… A.Ş’ye müzekkere yazılarak dava konusu olaya ilişkin hasar dosyası, hasar tespit tutanakları, hesaplama dokümanları ve hasara ilişkin fotoğraflar celp edilmiştir.
… Belediyesi Alt Yapı Koordinasyon Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu yapılan çalışmaya ilişkin altyapı kazı ruhsat dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 14.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin kablosunu … A.Ş değil, … A.Ş’nin yüklenicisi ihbar olunan … İnşaat Ticaret ve TAahhüt Ltd. Şti hasara uğrattığından kusurlu ve sorumludur, ancak … İnşaat Ticaret ve Taahhüt Ltd. Şti, … A.Ş adına yaptığı çalışmalar sırasında zararın gerçekleştiği, işin … A.Ş’nin gözetim ve denetimi altında yapıldığı, … A.Ş ile yüklenicisi arasında sorumsuzluk anlaşması yapılmış olsa da bu şartın, sözleşmenin tarafı olmayan davacı yönünden bağlayıcı olup olmadığı konusunda takdir Mahkemeye ait olduğu, davacı şirketin asıl alacağının 1.544,45TL, işlemiş yasal faizin 59,46TL, davacı şirketin toplam alacağının 1.603,91TL olduğu, davacı …Dağıtım A.Ş’nin davalı … A.Ş’den icra takip tarihi itibarıyla talep edebileceği bedelin 1.603,91TL olduğu kanaatine varıldığı, ancak hasarı ihbar olunan … İnşaat Ticaret ve Taahhüt Ltd. Şti oluşturduğundan davacının hesaplanan 1.603,91TL zararını davalı … A.Ş ile müştereken veya müteselsilen ödemesi konusundaki hukuki takdirin Mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 26/07/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; raporda davacı şirketin kusur durumunun araştırılmadığı, dava dosyasında hasarın olduğu yere ilişkin fotoğraflar olmadığından davcı şirketin kablo hasarının oluşmasında müterafik kusur incelenmemiştir, olaydan uzunca bir süre geçtiğinden artık yerinde inceleme imkanı da kalmadığını, bu nedenle davacıya kusur yüklenemediği, davacı, davalı ve ihbar olunanın itirazlarının tek tek incelenerek cevaplandırıldığı, cevaplarda da görüleceği üzere tarafların kök rapordaki tespit ve hesaplamaları değiştirecek her hangi bir hususun olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
18/01/2022 tarihli duruşmada tanık … beyanında: “Ben davacı şirkette işletme ve bakım uzmanı olarak 2017 yılından beri çalışmaktayım. Benim birimim ekipleri olay yerine yönlendirmektedir. Ekipler olay yerine gidip fotoğraf paylaşıyorlar hasarı tespit ediyorlar. Biz hasar tespit tutanağı düzenleyip imzalıyoruz, olay yerine giden görevli de tutanağı imzalamaktadır. Dava konusu olayı birebir hatırlamamakla birlikte tutanaktaki imza bana aittir, benim dava konusu olayı ilişkin bilgim ve görgüm bundan ibarettir. Diğer tanık … sahada görevli değildir işletme bakım mühendisidir, benim gibi olay yerini görmemiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
23/09/2019 tarihinde davalının alt yüklenicisinin … ilçesi …. Mahallesi … Sokak no:22 adresinde kazı çalışması yaptığı ve kazı çalışması sebebiyle davacıya ait tesislere zarar verildiği iddiası ile davalı hakkında zarar miktarına yönelik icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı üzerine, işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce, dava konusu olay tarihinde ilgili yerde çalışma yapılabilmesi için alt yapı kazı ruhsatı alınıp alınmadığına dair … Belediyesi Alt Yapı Koordinasyon Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında; 03/10/2019-04/10/2019 tarihleri arasında ve 28/08/2019-29/08/2019 tarihleri arasında davalıya kazı ruhsatı verildiği bildirilmiştir. Davalının, dava konusu olay tarihinde ruhsat talebi mevcut değildir.
Davanın dayanağı hasar formunda; mahalle sakinlerinin kazı çalışmasının … ekipleri tarafından yapıldığını beyan ettikleri yazılmıştır. Dosya kapsamında hasarın davalı tarafından gerçekleştirildiğine dair somut delil mevcut değildir. Bu bağlamda dava konusu hasara, davalının sebep olduğu kanıtlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL maktu karar harcının peşin alınan 54,40TL harçtan mahsubu ile eksik 26,30TL harcın davcıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.821,59TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE;
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır