Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/621 E. 2021/994 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/621
KARAR NO:2021/994

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:15/07/2015
KARAR TARİHİ:07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşiyle birlikte işlettikleri … Mah. … … Cad. No: … … … adresli 30 m2’lik bir nalbur dükkanına sahip olduklarını, bu işyerini ise 23 yıldır işlettiklerini, bahse konu iş yerinin m2’si dikkate alındığında ve yapılan işin niteliği gereği yıllardır yalnızca 3 adet ampül yandığını, bu ampüllerin ise birinin sabit 7-8 saat yandığını çalıştığını, kış aylarında ise 40 cm’lik bir elektrik sobası yandığını, hal böyle iken davalı şirket yetkililerinin kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla müvekkili aleyhine 5,321.20TL ceza tahakkuk ettirildiğini, bu uygulamanın bir çok vatandaşında karşı karşıya kaldığı keyfi bir durum olduğunu, ilgili sayaçla ilgili o anda tutanak tutulmadığını, hukuken kabul edilemeyecek bu durum karşısında takdirin Mahkemede olduğunu, davalı şirketin sayaç muayene talep ve sonuç formu düzenlendiğini, 20 yılı aşkın bir süredir kullanılan 1998 damga mühür yılını taşıyan saatin mühürün sağlam olduğunu belirttiğini, bunun yanında sayaçta çizik, gözde kapağı yanında yağ yanında delik tespit edildiği iddiasını kabul etmediklerini, davalı şirketin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde mir inceleme yapmadığını, açık net biçimde bir rapor düzenlemediğini, tüketilecek tüketilmesi beklenecek elektrik miktarının hesap edilmediğini, mevcut işyerinin durumu ortada iken yapılan incelemenin eksikliği, keyfiliği karşısında müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, davalı şirketin kendi lehine olan işlemleri yapmaktan çekinmediğini, davalı şirketin ilgili saati müvekkilini görmek istemesine rağmen göstermediğini, davalı şirketin ilgili saati müvekkilinin görmek istemesine rağmen göstermediğini, davalı şirketin kendi kendine yapmış olduğu incelemeyi kabul etmediklerini, müvekkilinin hıksızlıkla suçlanmasını kabullenemediklerini, bu sebeple tüm tazminat haklarının saklı tutulduğunu, hukuki dayanaktan ve usulden yoksun bu işlemden sonra müvekkiline tahakkuk edilen faturanın ödenmemesi halinde davalı şirketçe müvekkilinin işyerinin elektriğinin de kesileceğini, bu sebeple Mahkemeden telafisi güç ve imkansız durumla karşı karşıya kalınacağından bahisle ihtiyati tedbir isteme zorunluluğunun hasıl olduğunu, davanın kabulünü, davalı şirkete elektrik nedeniyle toplamda 5.321,20TL borçlu olmadığının tespitini yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait … no.lu tesisat mahallinde kullanılan … seri numaralı … marka sayaç, elektrik şirket yetkilileri tarafından 11/02/2015 tarihinde sökülerek laboratuvar muayenesine sevk edildiğini, laboratuvar raporunda, söz konusu sayacın “sayaç gövde kapağı sağ yandan delik, disk üzerinde çizikler görüldü, kaçak işleminin yapılması uygundur” sonucu çıktığını, bu nedenle, 185,20 TL ve 5.136,00 TL ek tahakkuk olmak üzere, toplamda 5.321,20 TL’lik fatura tahakkuk ettirildiğini, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla davalı tarafından tarh ve tahakkuk ettirilen bedelden dolayı borçlu olmadığının tespitinden ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde; vergi levhası, bedaşa verilen dilekçe örneği, BİMER’e gönderilen yazı çıktısı, sayaç muayene ve talep sonuç formu, yasal uyarı yazısı, önceki yıllara ait taahhuk edilen faturalar Mahkeme dosyasına sunulmuştur.
… A.Ş’ye müzekkere yazılarak davacı şirketin son 5 yıllık bilirkişi incelemesinde değerlendirilmek üzere tüketim özetleri celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 07/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosyada yer alan bilgiler ile değerlendirmedeki hususlar çerçevesinde, davacı elektrik kullanıcısının elektrik sayacına ilişkin yapılan tespitin ve oluşturulan tahakkukun, tüketim endeks bilgileri gereğince uygun olmadığı, tutanak sonrasında (sayaç değişimi sonrası), kaçak kullanım olması halinde, tüketimlerin artması gerekirken düştüğü anlaşılmakla ve sayaca İlişkin laboratuvarda ortaya konan raporun objektiflikten ve teknik değerlendirmeden uzak olması görülmekle;davalı elektrik kurumu tarafından, tahakkuk ettirilen toplam 5,321,20 TL lik faturanın iptal edilmesi gerektiği, dolayısıyla, davacının menfi tespit davasında haklı olduğu yönündeki kanaatimi, karar ve takdirinin mahkemenize ait olduğu” görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 22/11/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; kök raporun değerlendirme kısmında yer alan hususlarda hiçbir şekilde, fatura hesabı veya tahakkukuna ilişkin çalışma yapılmadığı, fatura taakkuku için işleme gerek duyulmadığı apaçık görülmekte olup, davalı vekilinin müvekkil kurumun yaptığı hesaba yakın-benzer işlem yaptıklarına ilişkin beyanının isabetli olmadığı ve raporun okunmadığı, incelenmediğini göstermektedir. Taraflarınca yapılan eski sayaç dönemi ile yenisayaç dönemi kıyasında, yani sayaç dönemi tüketim ortalamasının daha yüksek çıkması (kaçak olması veya sayaca müdaimle olması durumunda) beklenirken, daha düşük çıktığının tespit edildiği, dolayısıyla, davalı kurum tarafından sayaca müdaahaaleye ilişkin tespit ve buna yönelik yapılan tahakkukun uygun ve objektıf olmadığı yönünde kanaat olduğunun bilindiği, dolayısıyla, davalı kurum vekilinin itirazlarının dayanağının olmadığı, taraflarınca yapılan değerlendirmeye yönelik somut itirazının görülmediği, netice olarak, kök rapordaki hususların aynı geçerliliğini koruduğu ve davalı elektrik kurumu tarafından, tahakkuk ettirilen toplam 5.321,20 TL’lik faturanın iptal edilmesi gerektiği, dolayısıyla, davacının menfi tespit davasında haklı olduğu yönündeki kanaatlerinde bir değişiklik olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davanın 05/06/2018 tarihinde kabulüne karar verilmiş, karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiş olmakla, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2018/2383 Esas 2020/1270 Karar sayılı 22/10/2020 tarihli kararıyla ”Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; dava her ne kadar menfi tespit davası şeklinde açılmış olsa da, devamında ve davacının söz konusu faturaları ödeerek ödeme belgelerini dosyaya sunduğu,davanın istirdat davasına dönüştüğü,karar gerekçesinde istirdata karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen hüküm fıkrasında istirdat kanosunda karar verilmeyerek menfi tespit hükmü kurulduğunu,istirdata dönüşen davada istirdat talebi hakkında karar verilmesi için kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın Hükmün Kapsamı başlıklı 297. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli ve zorunludur. Dava konusu talepler hakkında hüküm verilmemesi, bahsi geçen kanun hükmüne açık bir aykırılık teşkil eder. Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 297. maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiş olmakla, istirdata dönüşen talep hakkında bir karar verilmemesinin HMK 297, 355, 353/1a-6.maddelerine aykırılık oluşturması nedeniyle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile,353/1-a-6 maddesi uyarınca mahkeme kararının bu nedenle kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile kaldırılarak Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı vekili dava dilekçesinde;davacının işyerinde yıllardır üç ampül yakarak, kış aylarında da küçük elektrik sobası kullandığını, davalı tarafından kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla 5,321,20 TL lik fatura tahakkuk ettirildiği, davalı şirketin sayaç muayene formunda mührün sağlam olduğu yer almakla birlikte, sayaçta çizik, gövde kapağı yanında delik tespit edildiği yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, bu nedenle elektriğin kesilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilerek, borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait tesisatın sayacının, davalı yetkilileri tarafından 11/02/2015 tarihinde sökülerek laboratuvar muayenesine sevk edildiğini, laboratuvar raporunda, söz konusu sayacın “sayaç gövde kapağı sağ yandan delik, disk üzerinde çizikler görüldü, kaçak işleminin yapılması uygundur” sonucu çıktığını, bu nedenle, 185,20 TL ve 5.136,00 TL ek tahakkuk olmak üzere, toplamda 5.321,20 TL lik fatura tahakkuk ettirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir
Dava, her ne kadar menfi tespit davası şeklinde açılmış olsa da, yargılama sırasında davacının söz konusu faturaları ödeyerek ödeme belgelerini dosyaya sunduğu,davanın istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmaktadır.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında elektrik tedarik sözleşmesi devam etmekte iken davalı şirket yetkililerince sayacın 11/02/2015 tarihinde söküldüğü, yaptırılan laboratuvar incelemesi sonucunda kaçak elektrik kullanıldığı kanaatiyle 2 adet fatura düzenlendiği fakat mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde, tüketim değerlerinin karşılaştırılması sonucunda, sayaç döneminde tüketimin artması gerekirken düştüğü, laboratuvar sonucunun doğru olmadığı anlaşılmış olduğundan; davacının sözkonusu faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin davalıdan istirdatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçeler ışığında;
Davanın KABULÜ ile;
1-Toplam 5.719,98 TL’nin 2.000,00 TL’sine 24/07/2015 tarihinden, 1.219,66 TL’sine 24/08/2015 tarihinden, 1.241,36 TL’sine 28/09/2015 tarihinden, 1.258,96 TL’sine 26/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan alınması gerekli 390,73TL karar harcından peşin alınan 97,68TL harcın mahsubu ile eksik 293,05TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
3-Bozmadan önce verilen … Esas … Karar sayılı 05/06/2018 tarihli karar nedeniyle bakiye 363,49TL harcın tahsili için yazılan 28/09/2018 tarih ve 2018/407 harç tahsil nolu müzekkereye konu 363,49TL harcın tahsil edildiğine ilişkin makbuzun ibrazı halinde yatıran tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 1.319,03TL (35,90BVH, 4,10TL VSH, 97,68TL Peşin Harç, 750,00TL bilirkişi ücreti, 431,35TL posta ve tebliğler, ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır