Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/616 E. 2022/23 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/616
KARAR NO :2022/23

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:22/01/2019
KARAR TARİHİ:19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde … numaralı … Ürün Sigorta Poliçesi ile sigortalı … San. ve Tic. A.Ş.’nin kiracı olduğu … Cad. N.49 … adresindeki sigortalı işyerinde, 17.05.2018 tarihinde davalının sorumluluğunda bulunan ana şebeke temiz su tesisatında meydana gelen arıza sonucu oluşan su baskını nedeniyle hasar meydana geldiğini, dava konusu hasarın davalının sorumluluğunda bulunan ana şebeke su tesisatındaki arıza nedeniyle meydana geldiği ve hasarın miktarının ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, Meydana gelen hasar nedeniyle müvekkili şirketin 16.08.2018 tarihinde sigortalısına 7.641,00 TL tazminat ödenmiş olduğunu, şehir şebeke hatlarının, kanal veya alt yapı tesislerinin yapılması, işletilmesi ve bakımından davalının sorumluluğunda olduğunu, Bu nedenle müvekkili şirket tarafından ödenen tazminatın tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, Davalının haksız yere takibe ve borca itiraz ettiğini, Bu nedenlerle davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olayın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurlu olmadığını, kusurlu olanların; bina girişlerinde harici su baskınlarını önleyecek tedbirleri almayanların, bodrum ve zemin katlarda yapılması gerekli olduğu halde su izolasyonlu betonarme tecrit duvarı yapmayanlar ve bodrum katında tahliye pompası bulundurmayanların olduğunu, fen ve sanat kurallarına uygun yapı yapmayanların, gerekli tedbirleri yerinde ve zamanında almayanların, uğranılan zararın tazminini isteyemeyeceklerini, uğranılan zararın, fen ve sanat kurallarına aykırı yapı yapanlardan ve gerekli tedbirleri (betonla kaplama, betonarme tecrit duvarı, tahliye pompası v.s.) almayanlardan istenebileceğini, davacı taraf hasara ilişkin belge ve faturaları tarafımıza tebliğ etmemiş bulunduğunu, meydana gelen hasardan dolayı zararın tazmini müvekkil idarenin kusurlu ve sorumlu olması ile meydana gelen zararla idare arasında uygun illiyet bağının kurulması halinde mümkün olabileceğini, dava konusu olayda müvekkil idarenin her hangi bir kasıt veya ihmali bulunmadığı gibi, olayın gerçek sorumluları bina maliki ve ya yan binanın maliki olduğunu, hizmet kusuruna dayalı olarak açılan davada, idaremizin dava konusu zararı ödemekle yükümlü tutulabilmesi için zararın varlığı yeterli olmadığını, bu zararın idareye atfı kabil ve isnadının mümkün olmasına, zararla idari eylem veya işlem arasında illiyet bağının (neden-sonuç ilişkisinin) bulunması şartlarının bir arada gerçekleşmesi zorunlu olduğunu, zararın idari eylem veya işlemden değil de zarar görenin veya bir başkasının eyleminden doğması halinde, zararla idari eylem arasındaki illiyet bağı kesilir ve zararın idari eyleme ve idare tüzel kişiliğine bağlanması imkanı ortadan kalkacağını, benzer konularda idaremiz aleyhine açılan davalarda davaların reddine karar verildiğini, davalının 7.641,00 TL asıl alacağa, ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş 190,29 TL faize ve borcun asıl alacağa takip tarihinden yasal faiz işletilmesini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 30/03/2021 tarihli ara karar ile tarafların kusur durumunun tesptii, rücuya ilişkin alacağın varlığı ve miktarı hususlarında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
23/08/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; … ile abone arasında olan sözleşme/anlaşmaya göre bina içindeki tesisat … tarafından imal edilmediği ve iç kısımların … nin bakım ve sorumluluğunda olmadığı, dava konusu su baskını olan verin apartman içinde olması ve burada da bir vana bulunmadığı, bina dahilinde vana ve benzeri su kontrol aparatlarının konması ve bakımlarının yapılmasının mağazanın olduğu bina yönetimine/gayrimenkul maliklerine ait olduğu, davadışı sigortalı … San ve Tic. AŞ.’nin davacı … AŞ. Nezdinde, … sayılı poliçe ile İş Yeri Ürün sigortası mevcut bulunduğu, davacı … AŞ.’nin 16/08/2018 tarihinde 113.100.84 TL tazminatı sigortalısına ödediği ve davacı … AŞ.’nin TTK 1472 maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğu, zarar ile …’nin idari işlemleri arasında illiyet bağı bulunmadığı, gayrimenkul maliklerinin/bina yönetiminin sorumluluğunda bulunan bina içi su horusunun patlaması sonucu oluşan zarardan davalı …’ye rücu edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;

Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472 göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla maddi tazminat davasıdır.Davacı … kendi sigortalısına yaptığı sigorta tazminatı ödemesinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472’inci maddesine göre halefiyet yoluyla tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Maddi tazminat; hukuka aykırı şekilde kişilerin zarar görmesi, mal varlığının eksilmesi ve gerçekleşen olay karşısında, etkilendiklerine dair açılan davalardır. Ancak maddi tazminat davası açılabilmesi için, maddi tazminat davası şartları oluşmalıdır.
Maddi zarar; gerçekleşen zarar verici olay karşısında, mağdur olan kişinin malvarlığında, zarar verici olayın öncesinde ve sonrasında çıkan durum farkıdır. Haksız yere gerçekleşen olay sonrasında kişinin vücut bütünlüğünde veya malvarlığında eksilme ya da borçlarında artış görülebilir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 49 ‘da “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Hükmüyle kusurlu, yapmış olduğu fiil ile başkasının mal varlığında eksilmeye sebep olur veya şahsında oluşan acı, üzüntü, eleme neden olursa bunların tazminiyle yükümlüdür.
Kanun koyucu bu madde ile hukuki sorumluluğun unsurlarını da belirtmekte olup bunları Fiil,Hukuka aykırılık, Zarar, Kusur, Uygun illiyet bağı olarak sıralayabiliriz. Bu unsurların tazminat talebi için birlikte bulunması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” Bu maddeye göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla kendi sigortalısına ödediği tazminat miktarını davalılardan talep etmekte hukuki yararı bulunmakta olup aynı maddeye göre davacı öncelikle yaptığı ödemeleri ispatlamalıdır. Davacı … sigortalamış olduğu kendi sigortalısının meydana gelen su baskını nedeniyle zarar görmesi üzerine kendi sigortalısına sigorta tazminatı ödemiştir. Yapmış olduğu ödemeleri dosyaya sunduğu ödeme makbuzları ile ispatlamaktadır. Ancak mahkememizce aldırılan denetime elverişli bilirkişi raporunda …’nin sorumluluğunun, kolon sistemi ile su kullanan binalarda döşediği şube yolu kadar, bahçe nizamlı yapılarda ise parsel sınırından itibaren en fazla 2 metre mesafeye kadar olduğu, Suyun patlama noktasının bina içinde olduğu davacı tarafından da belirtildiği, … ile abone arasında olan sözleşmeye göre (… Abone Hizmetleri Tarife Ve Uygulama Yönetmeliği) bina içindeki tesisat … tarafından imal edilmediği, su baskını olan yerin apartman içinde olması ve burada da bir vana bulunmaması sebebiyle suyun akışı kesilemediği ancak …’nin müdahalesiyle önlenebildiği, Bina dahilinde Vana ve benzeri kontrol aparatlarının konulması ve bakımlarının yapılması mağazanın olduğu bina yönetimine ait olduğu, Zarar ile …’nin idari işlemleri arasında illiyet bağı bulunmadığı tespit edildiğinden maddi tazminatın şartlarının birlikte gerçekleşmediği anlaşıldığından sigortalı gayrimenkul maliklerinin/bina yönetiminin sorumluluğunda bulunan bina içi su borusunun patlaması sonucu oluşan zarardan davalı …’ye rücu edilemeyeceği dolayısıyla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 133,74-TL harçtan mahsubu ile artan 53,04-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan toplam 50,00-TL tebliğler ve posta yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır