Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/604 E. 2022/21 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/604
KARAR NO:2022/21

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:04/11/2020
KARAR TARİHİ:19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın uzun yıllardır sektörde faaliyet gösterdiğini, …, vb markaların distribütörlüğünü yapmakta olduğunu, bahsi geçen ürünleri İ satmakla birlikte bu ürünlerin bakım ve onarım hizmetlerini de yaptığını, davalı şirkete de bakım onarım hizmetleri ile ürün satışları gerçekleştirdiğini, aralarındaki cari ilişkiye istinaden Davalının ödemesi gereken 8.938,67 TL yi kötü niyetli olarak ödemediğini, kesilen faturaların Davalıya teslim edildiğini, bu faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, borcun kesinlik arz ettiğini, taraflar arasında 31.05.2019 tarihi itibariyle aynı borç tutarı üzerinden imzalanan mutabakat metni olduğunu, müvekkili şirketin şifahi taleplerine rağmen davalı bakiye cari hesap borcunu ödemediğini ve alacağın icra takibine konu edilmesinden başka bir yol kalmadığını, davalı aleyhine…. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı vekilinin itiraz etmek suretiyle takibin durmasını sağladığını beyan ettiği, davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmişse de davalı tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
01/11/2021 tarihli raporunda bilirkişi; dava dosyasına mübrez bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ve görüşmeler neticesinde, bu raporun önceki bölümlerinde ayrıntıları ile arz ve izah olduğu üzere; davacı taraf Ticari Defterlerinin; 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 182 ile 220. md. uyarınca Mali ve Kaydi olarak usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu tespit edilerek, işbu hususlar doğrultusunda 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca kendi lehlerine delil olma niteliğine ilişkin değerlendirmenin Mahkememize ait olduğu, tarafların ticari defterlerinde inceleme yapılması talimatı verilmiş olup, bu doğrultuda davalı tarafa ulaşılmaya çalışılmış, internet ortamında şirketin herhangi bir telefon bilgisinin mevcut olmadığı görülmüş olduğu, davalı tarafça da inceleme amacıyla tarafımla herhangi bir şekilde iletişime geçilmemiş olduğu, bu suretle davalı taraf ticari defter ve belgeleri incelenememiş, tüm inceleme ve değerlendirmelerin dava dosyasına mübrez bilgi ve belgeler ile davacı tarafça sunulan ticari defterleri doğrultusunda gerçekleştirilebildiği, davacı ve davalı taraflarca ticari nitelikteki ilişkinin yazılı olarak kayıt altına alınmadığı, |yazılı bir sözleşme metninin mevcut olmadığı mevcut ise de dava dosyasına sunulmadığı görülmüş olduğu, ticari ilişki doğrultusunda açık hesaba dayalı ilişkinin hukuki değerlendirme ve takdirinin mahkememize ait olabileceği, taraflar arasında ihtilaf konusuna ilişkin herhangi bir ihtar bildiriminin mevcut olmadığı/mevcut ise dava dosyasına sunulmadığının görüldüğü, davacı taraf kayıtlarına göre davacı tarafın dava tarihi itibariyle davalı taraftan mali ve kaydi olarak 8.938,27 TL Alacaklı olduğu, mahkememizce davacı şirketin bağlı bulunduğu İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, … Vergi Dairesi Müdürlüğünden müzekkere ile talep edilen BA-BS form bildirimlerinin dava dosyasına sunulmuş olduğu görülerek, Davacı tarafça Davalı taraf adına keşide edildiği gözüken faturalar işbu bildirim formları ile karşılıklı olarak kontrol edilmiş olduğu, davacı tarafça 2018 ve 2019 yılında keşide edilen faturaların BS formlarıyla beyan edildiğinin görülerek teyit edildiği, davacı tarafça davalı taraf adına ikame edilen…. İcra Dairesine ait …esas sayılı icra dosyası ve takip talebi doğrultusunda işleyecek faiz talebinde bulunulduğu, dava sürecinin devam ediyor olması hasebiyle işbu talebe ilişkin değerlendirme ve taktirinin Mahkememize ait olabileceği ve tarafımca herhangi bir hesaplama yapılamayacağı, dava dosyasına mübrez tüm inceleme ve değerlendirmelerin mali – kaydi bilgi ve belgeler üzerinden yapıldığı, hukuki tüm görüş ve izahların mahkememizin değerlendirme ve takdirinde olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 8.938,27 TL asıl alacak olmak üzere toplam 8.938,27 TL alacağın ve asıl alacağa yıllık %12,50 avans faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.

Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, bakiye cari hesaptan kaynaklı alacak nedeniyle itirazın iptali isteminden ibarettir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Davacı yanın, uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için bilirkişi incelmesi yaptırılmış olup , buna göre davacı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılmış olduğu, defter bakiyelerinin birbirini teyit ettiği, davacının ticari defter kayıtlarına göre 8.938,27TL asıl alacaklı olduğu tespit edildiği görülmektedir.
28/04/2021 tarihli bilirkişi incelemesi yaptırılmasına yönelik ara kararın 5. nolu ara kararında İddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına HMK 220/5 ihtaratında bulunulduğu, inceleme gününde davalı taraf ticari defterlerinin hazır edilmelerinin belirtildiği, davalı tarafa bu hususun ara kararın tebliği suretiyle ihtar edildiği, davalı vekilince yerinde inceleme günü ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği,davalı tarafın HMK mad. 222’ye göre defter ibrazından kaçınmış sayıldığı görülmektedir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu faturalara süresinde itiraz edilmediği, faturaların davacı tarafa iade edilmediği tespit edilmişir . Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır.
Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Usulüne uygun denetime elverişli bilirkişi incelemesinde davacı ve davalı şirketin uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılmış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır, davacı yan cari hesap alacağını talep etmiş, buna ilişkin olarak delil listesinde sunulan faturanın e-fatura olarak düzenlendiği, davalı tarafça faturaların iade edildiğine dair bir savunmanın takibe itiraz dilekçesinde de ileri sürülmediği, taraflar arasında teklif formları ve celbedilen Vergi Müdürlüğü BA formlarından ticari ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yapılan bilirkişi incelemesinde davacı ve davalı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Usul ve yasaya uygun, denetime elverişli bilirkişi raporunda davacı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Usulüne uygun tutulan ticari defterler tarafların leh ve aleyhlerine delil vasfı taşımaktadır. Somut olayda davalı taraf defter kayıtlarında bulunan borcunu ödediğini ispata yarayan bir delil sunmamıştır.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali davası olup taraflar arasında ticari ilişki verilen hizmet nedeniyle düzenlenen faturalar ve bu faturalara konu bakiye borç miktarına istinaden alacaklı olunduğu iddiasının incelenmesi için alınan bilirkişi raporunda , faturaların davacı ticari defterlerine kayıtlı olduğu, davacının, 8.938,27TL alacaklı konumunda bulunduğu, faturalara karşı 8 günlük yasal süre içinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davacının celbedilen Vergi Müdürlüğü kayıtlarına göre BS Formunda bildirildiği,davacının ticari defter kayıtlarıyla taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının oluştuğu hususunun ve 8.938,27TL asıl alacağını ispatladığı anlaşılmış olup, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve ayrıca asıl alacak likit yani hesaplanabilir olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile…. İcra Müdürlüğünün …sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 8.938,27 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %12,5 avans faizi işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 1.787,65 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,

2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 610,57-TL nispi karar harcından peşin alınan 152,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 457,92-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.008,85‬-TL’nin ( 54,40-TL BVH, 7,80-TL VH, 152,65-TL Peşin Harç, 44,00-TL Tebliğ ve Posta, 750,00-BK ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucu …’a 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11’e göre davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır