Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/59 E. 2022/734 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/59 Esas
KARAR NO:2022/734

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:17/07/2014
KARAR TARİHİ:23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili dilekçesinde, davalıların sürücüsü, maliki ve sigortacısı olduğu … plakalı aracın 15.12.2011 günü müvekkilinin kulanımında bulunan … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı …’in kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığını ve hastaya götürüldüğünü, hasara uğrayan aracın tamir süresi boyunca müvekkilinin araç kullanmak ve kiralama bedeli ödemek zorunda kaldığını, ayrıca çekici ücreti ödendiğini beyanla, davaya konu … plakalı sayılı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, araç kiralamadan ötürü 3.304,00 TL, araç çekici için 135,99 TL, araç değer kaybı için 3.000 TL ve manevi tazminat olarak 15.000 TL olmak üzere toplam 21.439,99 TL ‘nin 15.12.2011 tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketinin sorumlluğunun 3.000 TL ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; taleplerin zaman aşımına uğradığını, değer kaybı taleplerinin dolaylı zarar olup ZMMS kapsamında olmadığını, kusur oranı ve gerçek zararının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … … Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’in vefat ettiğini, davalı sigorta şirketinin hem ZMMS hem de ihtiyari sigortacı olduğunu, tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, naylon fatura olduğunu, davacının manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat talebinin, kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsünden, ZMM sigorta şirketinden ve işleteninden tahsili talebinden ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde kaza tespit tutanağını, sigorta poliçesini, hastane kayıtları, araç çekici ve araç kiralama belgelerini sunmuştur.
Sigorta şirketi nezdindeki hasar dosyası ile olaya ilişkin ceza dosyası mahkememizce celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince tarafların kusur oranlarının belirlenmesi bakımından bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olmakla; 25/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;… Plakalı Tanker Sürücüsü, Davalı, …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 65/1-h “Yükü karayoluna değecek, düşecek, dökülecek, saçılacak, sızacak, akacak, kayacak, gürültü çıkaracak şekilde yüklemek.”, yine anılan kanunun, Madde 14-a) “Karayolu yapısı üzerine, trafiği güçleştirecek, tehlikeye sokacak veya engel yaratacak, trafik işaretlerinin görülmelerini engelleyecek veya güçleştirecek şekilde bir şey koymak, atmak, dökmek, bırakmak ve benzeri hareketlerde bulunmak, yasaktır.” maddelerindeki, trafik kurallarını ihlal ettiği, kazaların oluşmasına sebep olduğu kazada %100 oranında kusurlu olduğu,
… plakalı araç sürücüsü …’ın yola dökülen sıvının, aynı kesimde bu nedenle kaza yapan kişilerin yola dökülen sıvıyı farklı madde olarak algılamaları, şıvı halde suya benzeyen sıvının ne olduğunun öngörülememesi nedeniyle, …’ın yola dökülen sıvının yağ olabileceği öngörüsünde bulunarak tedbir alması beklenemeyeceğinden meydana gelen trafik kazasında kusurunun bulunmadığı,
Yolun bakım ve onarımından sorumlu İdarenin hayatın olağan akışına göre aynı yerde benzer olayların olmadığı göz önüne alındığında uyarı amaçlı işaretleme yapması ve tehlikeye tehlikenin meydana geldiği anda müdahale etmesinin bugünkü teknolojik ve bilimsel metotlarla mümkün olmadığı göz önüne alındığında, İdarenin kusurunun bulunmadığı, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince değer kaybının belirlenmesi bakımından bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olmakla; 12/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
15.12.2011 tarihli kazada hasar gören dava konusu … plaka sayılı aracın değer kaybının, kaza tarihi itibariyle kadri marufunda 10.000,00TL (OnbinTL) olacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.

Mahkememizce davanın … sayılı 16/05/2016 tarihli karar ile kısmen kabulüne karar verilmiş olup kararın davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/16005 Esas, 2019/8593 Karar Sayılı 26/09/2019 tarihli ilamıyla “Hükme esas alınan bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağı arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla çelişki giderilmeden hüküm kurulması isabetli değildir. Ayrıca davacı vekili ceza soruşturması sırasında alınan bilirkişi raporunda davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu belirten kusur bilirkişisi raporu bulunduğunu bildirmiş olup ilgili dosya, dosya arasında bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece, … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası da dosya arasına alınmak suretiyle kusur durumunun belirlenmesi amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğü trafik-fen alanında uzman kişilerden oluşacak bilirkişi heyetinden, çelişki gideren ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz görülmüştür.
Davacı vekili dava dilekçesinde davacının kaza nedeni ile yaralandığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuş dilekçe ekinde 15.12.2012 tarihli genel adli muayene raporunu sunmuş olup mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmaksızın gerekçesi de belirtilmeden davacının manevi tazminat talebi reddedilmiştir. Mahkemece manevi tazminat talebi hakkında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken gerekçesi belirtilmeksizin talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, araç değer kaybının belirlenmesi Dairemizce kabul görmüş kriterlere uygun bulunmamaktadır. Dairemiz uygulamasına göre, davacının talep ettiği değer kaybı zararı belirlenirken yapılması gereken, aracın kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarına göre hasarsız haldeki 2. el değerinin belirlenmesi ve aracın tamir edilmesinden sonra, aracın yaşı, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alındığında yine serbest piyasa koşullarında 2.el değerinde ne kadarlık bir azalma olacağının belirlenmesinden ibarettir. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında araçtaki değer kaybının tespiti hususunda yeniden başka bir kişiden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” gerekçeleriyle bozulmuştur. Dosya Yargıtay incelemesinden sonra, mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilerek, Yargıtay bozma ilamına uyma kararı verilmiş, yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava trafik kazası nedeniyle kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsüne, ZMM sigorta şirketine ve işletenine karşı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3. “Sigortanın Kapsamı” başlıklı maddesine göre; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” Genel Şartların A.5/a maddesine göre de Maddi Zararlar Teminatı; “Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” şeklinde tanımlanmıştır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre davalı sigorta şirketi sigortaladığı aracın işletilmesi sırasında meydana gelen zararı tazmin etmekten sorumludur. Bu sebeple araç sahibinin dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Mahkememizce … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, … Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede dosyamız davasının mağdur, dosyamız davalısı …’in şüpheli sıfatının bulunduğu, şüphelinin Taksirle Birden Fazla Kişinin Yaralanmasına Neden Olma suçundan cezalandırılmasının talep edildiği, Başsavcılık tarafından alınan bilirkişi raporunda …’in kusurlu olduğunun, kazaya karışan diğer araçların kusursuz olduğunun tespit edildiği, … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında sanık …’in 02/05/2014 tarihinde öldüğü anlaşıldığından davanın düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bozma sonrası alınan 25/10/2021 tarihli kusur raporunda; Davalı … yönünden yapılan incelemede; “Davalı …’in ifadesinde …’dan-Keşan istikametine doğru seyri sırasında kullandığı tankerin dolum hortumu sızdırması ile yola yağ aktığını beyan ettiği görülmüştür. Yağ, dolum hortumundan aktığına göre sıvı şeklinde olduğu anlaşılmaktadır. Yağın, yol yüzeyindeki araç ile yol arasındaki sürtünmeyi ortadan kaldırması nedeniyle, dosya kapsamında isimleri bulunan kişiler çeşitli noktalarda kontrollerini kaybederek kaza yapmışlardır. Karayolları Trafik Kanununun aşağıdaki maddeleri uyarınca;
“Madde 14-a) Karayolu yapısı üzerine, trafiği güçleştirecek, tehlikeye sokacak veya engel yaratacak, trafik işaretlerinin görülmelerini engelleyecek veya güçleştirecek şekilde bir şey koymak, atmak, dökmek, bırakmak ve benzeri hareketlerde bulunmak, yasaktır.”
“Madde 65-h) Yükün karayoluna değecek, düşecek, dökülecek, saçılacak, sızacak, acak, kayacak, gürültü çıkaracak şekilde yüklenmesi, yasaktır.” Kurallarını ihlal ederek trafiği tehlikeye atması nedeniyle tam kusurlu olduğu,
Davacı … yönünden yapılan incelemede; Bu kazanın oluşmasına sebep, yola dökülen sıvı maddenin, sürücüler tarafından nasıl algılandığının araştırılması gerekmektedir. Yola dökülen yağ ile ilgili olarak hayatın olağan akışında belirli kesimlerde, sürekli meydana gelen bir olay olmaması, yani tekil bir olay olması nedeniyle ilgili İdare tarafından tehlike ile ilgili olarak uyarıcı levhalar konulması hem anlamsız ve hemde mümkün görülmemektedir. Bu olayda sürücülerin kural ihlali yapmamaları için yani tedbirli davranmaları için yoldaki tehlike hakkında öngörüde bulunmaları gerekmektedir. Ceza dosyasındaki ifadelerden anlaşılacağı üzere yola dökülen sıvı kimi sürücüler tarafından su olarak algılanmış, kimi sürücüler tarafından yoldaki sıvının kazadan sonra yağ olduğu anlaşıldığı görülmektedir. Yola dökülen sıvının sürücüler tarafından doğru algılanması kişilerin kendi becerilerine bağlı olduğu için, tehlikenin öngörülebilir olmadığı anlaşılmakta olup, …’ın meydana gelen kazada kusursuz olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde tespit edilmiş olup Mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden; Türk Borçlar Kanununun 56. maddesine göre; davacının haksız fiil sonucunda bedensel bütünlüğü zarar gören kişi olarak manevi tazminat talep etme hakkı vardır.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Davacı tarafça kaza sebebiyle kalıcı maluliyetten bahsedilmemiş olup dava dilekçesi ekinde 15.12.2012 tarihli genel adli muayene raporunu sunmuştur. Bozma sonrası da davacı dilekçe ekinde sunduğu genel adli muayene raporunu düzenleyen hastanenin kayıtlarından başka hastane kaydı bulunduğuna dair beyanda bulunmamıştır. Mahkememizce genel adli muayene raporunu düzenleyen … İlçe Devlet Hastanesine müzekkere yazılmış, müzekkereye acil poliklinik defter fotokopisi, genel adli muayene raporu ve radyoloji görüntülerinin yedeklendiği hard diskin arızalanması sebebiyle 19/11/2018 tarihinden önceki radyoloji kayıtlarına ulaşılamadığına dair tutanağın gönderildiği anlaşılmıştır. Davacının kalıcı maluliyet iddiasında bulunmamış olması, radyoloji görüntülerine ulaşılamıyor olması ve davanın açıldığı tarih de dikkate alınarak manevi tazminatın tespiti için maluliyetin tespiti amaçlı bilirkişi incelemesine gerek duyulmamıştır.
15.12.2012 tarihli genel adli muayene raporunda davacıda sol temporal üst kısmında yaklaşık 9×1 cmlik yüzeysel yara, sol kol dirsek bölgesinde yüzeysel yara tespit edilmiştir. Davacının kaza sonucu yaralanması belli bir manevi ızdırap ve üzüntü yaratacaktır. Bu sebeple Türk Borçlar Kanununun 56. maddesine göre davalılar sürücü ve işletenin manevi tazminattan sorumlu olduğu kabul edilerek maluliyet oranı, kusur durumu, tarafların gelir durumu, paranın alım gücü, kaza tarihi gibi hususlar dikkate alındığında; davacı için 5.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere aracın kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarına göre hasarsız haldeki 2. el değerinin belirlenmesi ve aracın tamir edilmesinden sonra, aracın yaşı, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alındığında yine serbest piyasa koşullarında 2.el değerinde ne kadarlık bir azalma olacağının tespitine yönelik yapılan bilirkişi incelemesinde 15.12.2011 tarihli kazada hasar gören dava konusu … plaka sayılı aracın değer kaybının, kaza tarihi itibariyle kadri marufunda 10.000,00TL (OnbinTL) olacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiş olup raporun Yargıtay tarafından kabul görmüş ölçütlere göre düzenlendiği anlaşılmakla Mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Her ne kadar bozma öncesi davalı … hakkında davanın reddine karar verilmiş ise de; bozma öncesi 16/05/2016 tarihli 7. Celsede davacı vekilinin davalı … mirasçıları yönünden davayı takip etmediğine yönelik beyanda bulunmuş olması karşısında Davalı … hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Bozma öncesi gerekçeli kararda araç kiralama masrafı talebi yönünden aracın 20 iş günü içerisinde onarımının yapılabileceği, araç kiralama bedelinin piyasa koşulları dikkate alındığında günlük 100-TL’den 2.000-TL olduğu, davacının %50 kusurlu olduğu gözetilerek “Davacının araç kiralamadan doğan 1.000-Tl alacağının dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek sureti ile davalı … Tic. Ltd. Şti. den tahsiline” karar verilmiş olup mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davacının kusursuz, davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu anlaşılmakla, bozma öncesi tamir süresi ile kira bedelinin tespitine yönelik 15/04/2016 tarihli rapora itibar edilmiş, davacının araç kiralamadan doğan 2.000,00-TL alacağının kaza tarihinden (15.12.2011) itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Tic. Ltd. Şti. den tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı sigorta şirketi, gerek 6102 sayılı TTK hükümlerine göre gerekse 2918 sayılı KTK hükümlerine göre meydana gelen zararı karşılamakla hukuken sorumlu olduğu gibi sigorta poliçesi kapsamında ve yukarıda açıklandığı üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3. “Sigortanın Kapsamı” başlıklı maddesine göre de zararı karşılamakla yükümlüdür. Diğer davalı ise, kazaya sebebiyet veren aracın maliki ve 2918 sayılı KTK m. 85’e göre işleten sıfatıyla meydana gelen değer kaybından hukuken sorumludur Bu gerekçelerle; bilirkişi raporu ile tespit edilen 10.000,00 TL değer kaybı tazminatının, davalı işleten yönünden olay tarihi, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davacının 10.000,00-TL değer kaybı alacağının … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihinden itibaren, davalı … Tic. Ltd. Şti. yönünden kaza tarihinden (15.12.2011) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Tic. Ltd. Şti ve … Sigorta A.Ş.den müştereken ve müteselsilen tahsiline,
Davacının araç kiralamadan doğan 2.000,00-TL alacağının kaza tarihinden (15.12.2011) itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Tic. Ltd. Şti. den tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine,
5.000,00- TL manevi tazminatın kaza tarihinden (15.12.2011) itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Tic. Ltd. Şti. alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına,
2-Maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 819,92.TL nispi karar harcının, peşin alınan 193,25.TL harcın mahsubu ile geri kalan 625,97TL harcınının davalılardan … Tic. Ltd. Şti.’den tamamından, davalılardan … Sigorta A.Ş. 521,64.TL den sorumlu olmak kaydı ile davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 341,55.TL nispi karar harcının davalılardan … Tic. Ltd. Şti. tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,

4-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.439,99 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılardan … Tic. Ltd. Şti’ne verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan dava açılırken yatırılan toplan 101,30TL ( 24,30TL BHV, 3,75 TL VSH, 73,25TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat talebi yönünden davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 4.889,70.TL ( 419,70 TL tebliğler ve posta, 4.470,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 4.365,83.TL yargılama giderinin davalılardan … Tic. Ltd. Şti tamamından, davalı Aşa Sigorta A.Ş. 3.638,19.TL’den sorumlu olmak kaydı ile davalılardan alınarak, davacıya verilmesine bakiye yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına,
8-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan … Tic. Ltd. Şti. alınarak, davacıya verilmesine,
9–Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan … Tic. Ltd. Şti. alınarak, davacıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı davalı şirket vekilinin yokluğunda davalı sigorta vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır