Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/582 E. 2021/580 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/582
KARAR NO:2021/580

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:24/10/2020
KARAR TARİHİ:28/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı … Ltd. Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde davalı … Ltd. Şti.’ye müvekkilinin forklift tamir hizmeti verdiğini, bu hizmetin karşılığında da 04.12.2019 tarihli ve 13.475,60 TL bedelli fatura düzenlediğini fatura bedelinin ödenmemesi üzerine …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, takibe davalının itiraz etmesi üzerine de icra inkâr tazminatı talepli olarak itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı … Ltd. Şti. vekili verdiği cevap dilekçesinde, müvekkiline ait forkliftin yağ kaçağı sorununun giderilmesi için davacı firmaya gönderildiğini, ancak 15.000,00 TL değerindeki hortumun çalışamaz duruma getirilerek ve araca başka hasarlarda verilerek aracın müvekkil şirkete geri gönderildiğini, arızanın giderilmemesi nedeniyle başka yerden aynı tür aracın kiralanmak zorunda kalındığını, hem tamire gönderilen araç için hem de kiralanan araç için nakliye masrafı yapmak zorunda kaldıklarını, daha sonra davaya konu aracın dava dışı … firması tarafından tamir edildiğini, davacının düzenlediği faturanın bu nedenle kabul edilmediğini, faturanın kendi defterlerine işlenmediğini ve …. Noterliğinin 08.01.2020 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile iade edildiğini, bu gerekçelerle devanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502 ve davamı maddelerine göre vekâlet ve iş görme sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, …. Noterliğinin 08.01.2020 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, ticari defterleri, faturaları, yemin delilini, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502 ve davamı maddelerine göre vekâlet ve iş görme sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.

6098 sayılı TBK 502’ye göre; “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır. Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.” Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte davacının davalıya düzenlediği fatura ve tarafların dilekçelerinin içeriğinden davalı tarafın arızalanan aracının tamiri için davacı ile anlaştığı tamir sonucunda fatura bedelinin ödenmediği ve davalının ayıplı hizmet almış olması nedeniyle de fatura bedelini ödemediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki hukuki ilişki iş görme sözleşmesi niteliğindedir.

Davalı vekiline davaya konu forkliftte davacı tarafın verdiğini belirttiği zararların neler olduğunu açıklaması için 08.02.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında iki hafta kesin süre verilmesine karşılık davalı tarafından bir açıklama yapılmamıştır. Ancak davalı tarafın dosyaya delil olarak sunduğu dava konusu aracı tamir eden dava dışı firmanın düzenlediği tutanakta beş kalem arıza bulunduğu yazılıdır.

Davaya konu fatura incelendiğinde on kalem iş yapıldığı görülmektedir. Bu işlerin yapılıp yapılmadığının tespiti ve yapılan işlerin davaya konu arızaya ilişkin olup olmadığının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve dosyanın makine mühendisi bilirkişiye verilerek davaya konu 04.12.2019 tarihli faturada yazılı olan işlemlerin davaya konu forklift makinesinde yerine getirilip getirilmediğinin tespiti, davaya konu 04.12.2019 tarihli faturada yazılı olan işlemlerin davalının belirttiği arızanın giderilmesi için yapılması uygun işlemler olup olmadığının tespiti, dava dışı … firmasının yaptığı tamirin davalı tarafın belirttiği arızanın giderilmesi için olup olmadığının tespiti ve dava dışı … firmasının yaptığı tamirin davalı tarafın davaya konu forkliftte davacı tarafın verdiğini belirttiği zararların giderilmesi için olup olmadığının tespiti istenilmiştir.

Hazırlanan 31.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda dava dışı … firmasının yaptığı tamir işlemlerinin davalı beyanları ile uyumlu olduğu, fatura kapsamındaki diğer işlemlerin de aracın ilk kez davacı taraf servisine gönderilme nedeni ile örtüştüğü tespit edilmiştir. Ancak hazırlanan raporda davaya konu 04.12.2019 tarihli faturada yazılı olan işlemlerin davaya konu forklift makinesinde yerine getirilip getirilmediğinin tespitinin yapılmadığının anlaşılması üzerine dosya aynı bilirkişiye tekrar verilerek ek rapor hazırlanması istenilmiştir.

Hazırlanan 21.04.2021 tarihli ek raporda davaya konu 04.12.2019 tarihli faturada yazılı olan işlemlerden sadece lastiklerle ilgili olanların ve nakliye ile ilgili olanların tespit edilebildiği, diğerlerinin tespitinin aracın daha sonra tekrar tamir görmesi nedeniyle mümkün olmadığı, faturada yazılı olan hidrolik sistem yağı, hidrolik tank filtresi ve yürüyüş filtresi ile bunların işçiliği ile ilgili kalemlerin davalının şikâyeti ile ilgili belirtilen kalemler olduğu, ancak bu işlemlerin yapılıp yapılmadığı konusunda aynı konularda onarımlar yapıldığından tespit yapılamadığı, davalının şikâyetine uygun şekilde yapılan işlerin bedelinin KDV dahil 2.029,60 TL olduğu, davalının şikâyeti dışında yapılan işlerin değerinin ise KDV dahil 11.446,00 TL olduğu tespit edilmiştir.

TBK m. 506/II ve III’e göre; “Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.” Hazırlanan iki bilirkişi raporu, davaya konu faturanın içeriği ile davalının dosyaya sunduğu dava dışı firmanın düzenlediği tutanak ve faturalar birlikte değerlendirildiğinde davacının davalının aracında yaşanan sorunla ilgili olarak işlem yaptığı ancak yapılan işlemlerle sorunun giderilemediği, bunun üzerine de davalının düzenlenen faturayı iade ettiği aracı da başka bir firmaya tamir ettirerek sorunu giderdiği anlaşılmaktadır. Aynı tamir işini yapan iki firmadan birinin sorunu giderememesi diğerinin ise aynı sorunu gidermesi davacının davalıya karşı işini sadakat ve özenle yürütmediğini, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranışı göstermediğini ortaya koymaktadır. Bu gerekçelerle davacının davaya konu faturada davalının aracında yaşanan sorunun giderilmesi için yaptığı harcama kalemlerinin bedeli olan KDV dahil 2.029,60 TL’yi talep etmekte haklı olmadığı anlaşılmaktadır.

Davalının şikâyeti dışında kalan işler ise davaya konu aracın lastikleri ile ilgili üç kalem işlemdir. Davalı taraf davaya konu faturayı iade etmiştir, ancak aracının lastiklerinde yapılan işlemlere ilişkin bir itirazda bulunmamış, değiştirilen lastiklerin iadesini de yapmamıştır. İş gören durumundaki davacının yaptığı işlerin bedelini davalıdan talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle takip konusunun fatura olması nedeniyle ve faturada yazılı olan ve davalının şikâyeti dışında yapılan işlerin değerinin davacıya ödenmesi gerekmektedir. Bu işlerin bedeli de bilirkişi raporunda KDV dahil 11.446,00 TL olarak tespit edilmiştir.

Davalının şikâyeti dışında yapılan işler davaya konu faturada dolgu lastik 27-10-12 bedeli 3.500,00 TL, dolgu lastik 23-9-10 bedeli 2.500,00 TL, lastik pres bedeli 200,00 TL ile bu işlerin işçilik ücreti olan 1.500,00 TL ve nakliye bedeli olan 800,00 TL toplamı 8.500,00 TL’dir. KDV’si ile birlikte 10.030,00 TL yapmaktadır. İşçilik ve nakliye ücretinin diğer işlerden ayırt edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bilirkişi raporunda davalının şikâyeti dışında yapılan işlerin değeri yanlış tespit edilmiştir. Bu gerekçelerle davanın asıl alacak yönünden 10.030,00 TL üzerinden kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. (dolgu lastik 27-10-12 bedeli 3.500,00 TL + dolgu lastik 23-9-10 bedeli 2.500,00 TL + lastik pres bedeli 200,00 TL + işçilik ücreti 1.500,00 TL + nakliye bedeli 800,00 TL = 8.500,00 TL ve 8.500,00 TL x % 18 KDV = 10.030,00 TL) Bu hesaplama basit matematik işlemini gerektirdiğinden ve yapılan hesaplama tarafların 6100 sayılı HMK m. 107’ye göre bedel artırımında bulunmalarını ya da HMK m. 176’ya göre ıslah da bulunmalarını gerektirmeyeceğinden 6100 sayılı HMK m. 30 usul ekonomisi uyarınca ikinci kez bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.

Davalının faturada yazılı olan lastiklerle ilgili hizmeti aldığı halde faturaya itiraz etmekle birlikte aracın lastiklerinin değiştirilmesine ilişkin bir talepte bulunmayarak takip bedelinin tamamına itiraz etmesi iyiniyetli görülmeyerek davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.

Davacının kendisine tamir için bırakılan aracın tamirini davalının beklediği faydayı yaratacak şekilde yapılmamış olması davacının davalıya karşı işini sadakat ve özenle yürütmediğini, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranışı göstermediğini, bu nedenle de dava konusu olayda ağır kusurunun olduğu anlaşılmakla davalının kötüniyet tazminatının kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile ….İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 10.030,00-TL asıl alacağı takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile takimin devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 10.030,00-TL üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davanın reddedilen 4.176,61-TL üzerinden %20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 685,15-TL nispi karar harcının peşin alınan 230,18-TL harçtan mahsubu ile eksik 454,97-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’ya 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 931,92-TL’nin davalıdan, 388,08-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 875,00-TL ( 750,00-TL BK ücreti, 125,00-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 617,76-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 292,38-TL ( 54,40-TL BH, 230,18-TL PH, 7,80-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/06/2021

Katip …

Hakim …