Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/57 E. 2023/688 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/57 Esas
KARAR NO:2023/688

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:22/01/2020
KARAR TARİHİ:18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı şirket tarafından … nolu poliçe ile sigorta edilen … plakalı araç ile 27.09.2017 tarihinde sürücüsü … tarafından kullanıldığı müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kaza sonucu yaralanmış olduğunu müvekkilinin kaza sonucunda sürekli iş göremez hale geldiğini Sağlık Kurulu Raporunda görüldüğü üzere vücudunda sürekli %23 oranında fonksiyon kaybı mevcut olduğunu Mağdur … kaza olduğunda çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşmakta olduğunu ancak kaza sonrasında mesleğini icra edemez hale geldiğini kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin hiçbir kabil kusuru bulunmamakta olduğunu … nolu poliçe ile sigorta edilen … … SİGORTA AŞ tarafından sigortalanması sebebiyle davalı sigorta şirketi oluşan bu zararın tazmininden sorumlu olduğunu müvekkili … kaza sonrasında …/… Devlet Hastanesi’ne kaldırılmış ve 03.10.2017 tarihine kadar hastanede yattığını sonrasında da aylardır tedavi için uğraşılmış olsa dahi tedavisi mümkün olmadığını davacı müvekkilinin bir kısım giderleri devlet hastaneleri tarafından karşılanmış ise de kaza geçirdiği tarihten itibaren İstanbul, Ankara, …’da çeşitli hastanelerde tedavi görmüş olduğunu bu süreçte müvekkili tarafından harcamalar yapılmakta olduğunu müvekkilinin hali hazırda çalışamamakta olduğunu ve bakıma muhtaç bir halde olduğunu, bakıcılar eşliğinde hayatını idame ettirdiğini tüm iyileşme giderlerinin uzman bilirkişi aracılığıyla hesaplatılmasını ve bakıcı, tedavi masraflarıda dahil olmak üzere davaya konu poliçe kapsamında bulunan sağlık giderleri teminatının tarafına ödenmesi talep ettiğini yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin tüm talep, alacak ve haklarının saklı kalmak koşuluyla; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL belirsiz sürekli sakatlık tazminatı, 100 TL belirsiz sağlık giderleri olmak üzere toplam 200 TL maddi tazminatın (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davalı sigorta şirketinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket tarafından ödeme tarihindeki verilere göre yapılan ödemeyle davacının zararları karşılandığından davanın reddi gerekmekte olduğunu davacı … tarafından müvekkili sigorta şirketine dava konusu kaza nedeniyle yapılan başvuru üzerine … numaralı hasar dosyası açıldığını hasar dosyasından 17.07.2018 tarihinde davavının gerçek maluliyet oranı olan %13 üzerinden 43.043,23 TL ödeme yapıldığını kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde ise ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapılmalı ve ödenmesi gereken miktar ile ödenen miktar arasında fark olup olmadığını, davacının zararının karşılanıp karşılanmadığının değerlendirilmesi gerektiğini müvekkili şirket sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu müvekkili şirketin poliçe kapsamında tedavi giderlerine yönelik sorumluluğu bulunmadığından bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesini dava dilekçesinde sürekli iş göremezlik tazminatına ek olarak tedavi giderlerine yönelik tazminat talep edilmekte olduğunu tedavi giderleri ile geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin…’nun sorumluluğunda olup müvekkili sigorta şirketinin poliçe kapsamında herhangi bir sorumluluğu bulunmamakta olduğunu davacının dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekmekte olduğunu her durumda müvekkili şirketin sorumluluğu poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğun davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu tazminat ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte talep edilebileceğini Davaya yönelik tüm beyanlar dikkate alınmak suretiyle şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakkının saklı kalmak kaydıyla davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların;trafik kazası kaynaklı sürekli iş göremezlik ve sağlık giderleri nedeniyle maddi tazminat isteminden ibaret olduğu görüldü.
DELİLLER;
… Devlet Hastanesi Başhekimliği’ne müzekkere yazılarak 27/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle tüm tedavi evrakları celp edilmiştir.
… İlçe Jandarma Komutanlığı’na müzekkere yazılarak 27/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasına ilişkin (… Kaza Sıra Numaralı, … plaka sayılı araç) kaza tespit tutanağı celp edilmiştir.
… İlçe Jandarma Komutanlığı’na müzekkere yazılarak davacı …’ün dava tarihi olan 22/01/2020 tarihi itibariyle sosyal ve ekonomik durumu hakkındaki tutanak celp edilmiştir.
… Devlet Hastanesi Başhekimliği’ne müzekkere yazılarak 27/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle …’ün tüm tedavi evrakları celp edilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak… soruşturma numaralı dosyası Uyap üzerinden celp edilmiştir.
… Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimliğine müzekkere yazılarak 27/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle …’ün tüm tedavi evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ATK raporu alınmasına karar verilmiş olup 02/11/2021 tarihli ATK raporunda özetle; Hüseyin ve Zeynep oğlu, 11/03/1966 doğumlu, …’ün 27/09/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ATK raporu alınmasına karar verilmiş olup 05/04/2022 tarihli ATK raporunda özetle; Dosyada mevcut tıbbi belgelerin incelenmesinde, kişinin olay tarihinde (27/09/2017) … Devlet Hastanesinde yapılan muayeensinde servikal hassasiyeti olduğunun kayıtlı olduğu, yine olay tarihli servikal BT’nin tarafımızca incelenmesinde osteofit formasyonları izlendiği ve kırık saptanmadığı, sözkonusu osteofit oluşumlarının, kronik sürece bağlı kemik yapının dejenerasyonu (yaşlanması) olduğunun tıbben bilindiği cihetle dosya kapsamında mevcut itiraz konusu olan boyun hareketlerinde azalma, omurgada hasar şikayetleri ile olay arasında iliyet bağı kurulamadığı, Mevcut belgelere göre; Hüseyin ve Zeynep oğlu, 11/03/1966 doğumlu, …’ün 27/09/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında engelliliğine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 31/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Dava konusu olay yukarıda verilen açıklamalar doğrultusunda el ealınıp değerlendirildiğinde; dava konusu trafik kazasının 2709/2017 tarihinde yani 04/04/2015 tarihli 6645 sayılı kanun değişikliğinden SONRA meydana gelmiş olduğu, söz konusu kanun değişikliğinin halen yürürlükte olduğu, bu nedenle söz konusu değişikliğe göre Genel Sağlık Sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetleri geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde, başka bir ifadeyle -eğer SGK tarafından bir ödeme yapılacak ise- Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri doğrultusunda Tebliğe ekli listelerde belirlenmiş olan resmin fiyatlar üzerinden… tarafından karşılanması gerekeceği, bu meblağı aşan miktardan kusurluların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları; S.B. Ümraniye EAH, S.B. … Numune EAH, … Devlet Hastanesi, S.B. … ve S.B. Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hastalıkları EAH’nde gerçekleştirilen tetkik, tahlil ve tedavilerin dava dışı…’na fatura edildiği ve bu kurum tarafından karşılanmış olduğu, dolayısıyla SGK’nın Kanunun üzerine yüklediği yükümlülüğü yerine getirdiği ve davacıya başkaca herhangi bir borcunun kalmadığı; Dava konusu trafik kazası 27/09/2017 tarihinde gerçekleşmiş olup bu tarihin üzerinden 6 (altı) ay geçtikten sonra (27/03/2018’den sonra) yapılan tetkik, tahlil ve tedavilere ait ücretlerin SGK tarafından ödenmesinin Sağlık Uygulama Tebliği’nin yukarıda verilen Finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Sağlanma yöntemleri ve ödeme başlıklı 2.2.(19) numaralı maddesine aykırılık teşkil edeceği, dolayısıyla yukarıda açıklanan bu tetkik, tahlil ve tedavilerin SGK tarafından ödenmesinin SUT’un 2.2.(19) maddesine aykırı olacağı; Dava dışı…’nun belgesiz tedavi giderlerinden sorumlu olmadığı; Dava konusu olayda; davacı tarafından bakıcı tutulduğu belgelendirilmediğinden, ayrıca ADLİ TIP KURUMU İSTANBUL 2. ADLİ TIP İHTİSAS KURULU’NUN 18/10/2021-16561 KARAR NOLU VE 16/03/2022-3627 KARAR NOLU KARARLARINDA EVDE BAKIM İHTİYACI OLDUĞU ‘YÖNÜNDE KARAR VERİLMEDİĞİNDEN evde bakım giderleri hesaplaması yapılmasına gerek bulunmadığı; Dava dışı…’nun belgesiz ulaşım giderlerinden sorumlu olmadığı; Dava dışı…’nun belgesiz evde bakım giderlerinden sorumlu olmadığı; Dava dosyası içerisinde … SİGORTA A.Ş. KTK ZORUNLU MALİ SORUMLULUK POLİÇESİ bulunmakta olup “Başlangıç Bitiş Tarihi: 09/02/2017 09/02/2018”, “Kişi Başı Ölüm Sakatlık: 330.000,00 TL” olarak görüldüğü, bu durumda dava konusu trafik kazasının tarih ve meblağ itibarıyla poliçe kapsamına girdiği;
Yapılan tetkik ve tedavilerin yaşanan trafik kazasıyla illiyet bağı bulunduğu; 10) Davacı …’ün Davalı … Sigorta A.Ş.’nden alacağının ?4 9 yasal faizi hariç 29,70 TL x 48 1.425,60 TL olduğu; Borçlar Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’na göre sözleşme ile tespit edilmeyen hallerde kanuni faiz uygulandığı, 01/01/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve halen Kanuni Faiz oranının yıllık
969 olduğu (Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Parasal Sınırlar ve Oranları İçeren Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği’ne göre de kanuni faiz oranı %9’dur); Davacı Tarafın dava konusu ödemeleri Davalı … Sigorta A.Ş.’nden talep ettiği tarih olan 27/06/2018 tarihinin 8 işgünü sonrası olan 09/07/2018 tarihinin Temerrüd Tarihi (Faiz Başlangıç Tarihi) olarak, Dava Tarihi olan 22/01/2020 tarihinin de Faiz Bitiş Tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği” sonuç ve kanaatine varılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava; trafik kazası kaynaklı sürekli iş göremezlik ve sağlık giderleri nedeniyle maddi tazminat isteminden ibaret olan tazminat davasıdır.
27/09/2017 tarihinde davacının yolcu olarak içinde bulunduğu davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı aracın tek taraflı kazası sonucu davacı yaralanmıştır.
Dosya içinde Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve olay yeri krokisi mevcuttur. Trafik kazası tespit tutanağında … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın KTK 52/1-a maddesini ihlal ettiği tespit edilmiştir. Sürücünün olayda kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dosya içerisine savcılık soruşturma dosyası celp edilmiş, … Cumhuriyet Başsavcılığının… soruşturma sayılı dosyasından, “şüphelinin kusurlu olduğu, TCK’nın 89/1.maddesi kapsamında taksirle yaralama suçunun şikayet muhakeme şartına tabi olduğu, olayda yaralanan müştekilerin meydana gelen olayla ilgili olarak şikayetçi olmadıklarını beyan ettikleri, bu sebeple taksirle yaralama suçunun muhakeme şartı olan şikayet ön koşulunun somut olayda oluşmadığı kanatine varıldığı” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği görülmüştür.
Karayolları Trafik Kanununun, hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak ile ilgili 52.maddesinin 1. Fıkrasının a bendinde; sürücüler, kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorunda oldukları belirtilmiştir.
27/09/2017 tarihinde davalı sigorta şirketine trafik sigortası ile sigortalı … plakalı aracı kullanan dava dışı …’ın viraja hızlı girmesi sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı trafik kazası yapması nedeniyle araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, davacının araçta yolcu olarak bulunması ve kazanın tek taraflı olarak meydana gelmesi nedeniyle mahkememizce kusur raporu alınmasına gerek duyulmadığı, sürücü …’ın tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı, davalı sigorta şirketinin kazaya karışan aracın ZMMS poliçesini düzenlediği bu nedenle poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sigortalısı ile birlikte sorumluluğunun bulunduğu, davacının maddi taleplerinin sürekli işgöremezlik nedeniyle doğan tazminat ve tedavi giderlerine ilişkin olduğu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 19/10/2021 ve 18/03/2022 tarihli raporları ile davacının olay nedeniyle sürekli maluliyetinin olmadığının belirlendiği, görülmüştür.
Davacı olay sırasında araç içinde yolcu olarak bulunmaktadır. Kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunması söz konusu olmayıp yolcu olarak pasif koruyucu sistemlerden olan emniyet kemerini takması gerekmektedir. Kolluk tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında, davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususu “belirsiz” olarak işaretlenmiştir. Davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı hususunda dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, sürücünün ehliyetinin bulunduğu ve alkolsüz olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin müterafik kusura yönelik itirazının reddine karar verilmiştir. Her ne kadar somut olayda, ceza dosyası kapsamındaki ifadelerden; davacının kaza sırasında yolcu olarak içinde bulunduğu ve davalının sigortaladığı aracın sürücüsü ile davacının akraba olmadıkları, davacının ücret karşılığı olmaksızın taşınması sırasında kazanın meydana geldiği, hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiği sabit ise de; mahkememizce indirim yapılmamış, dosyadan el çekilmiş olması dolayısıyla gerekçeli karar yazım aşamasında fark edilen bu hususta değerlendirme yapılmasına imkan bulunmadığından, bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.
Dosya arasında bulunan 19/10/2021 ve 18/03/2022 tarihli Adli Tıp Kurumu raporlarında; kaza tarihi itibari ile geçerli olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının yaralanmasının maluliyete sebep olmadığı, iyileşme süresinin 1 ay olduğu belirtilmiştir. Usul ve yasaya uygun Adli Tıp Kurumu raporlarının hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce davacının sair tedavi giderlerinin tespiti için doktor bilirkişiden rapor aldırılmış olup, 31/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 1.425,60 TL sağlık gideri olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporu, mahkememizce hükme esas alınmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 90. Maddesinde aynıyla; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin 49. Maddesinde ise aynıyla “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü vaz olunmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 97. maddesine göre; “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.”. Ayrıca yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre; geçici iş göremezlik zararları, tedavi giderleri klozundan karşılanmak üzere talep edilebilir. Bu sebeple davalı sigorta şirketi poliçe limiti dahilinde davacının tedavi giderlerinden doğan tazminat talebini karşılamakla yükümlüdür.
Davacı, sürekli iş göremezlik zararları dışında SGK tarafından karşılanmayan belgesiz tedavi giderlerini de talep etmektedir. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sorumluluğunu üstlendiği sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı…’na geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın bakıcı veya tedaviye bağlı sair belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir. Yargıtay 17.HD 2015/15835E. – 2018/8627K. sayılı içtihadında; “2918 sayılı kanunun 98. Maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiğinde kuşku olmadığını buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğine” karar vermiştir. Dolayısıyla davalı sigorta şirketinin sigorta limitleri dahilinde eğer varsa sair tedavi giderlerini tazmin etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Davacı vekili 17/05/2023 tarihli dilekçesi ile 100,00 TL olarak talep ettiği tedavi gideri talebini 1.425,60 TL’ye yükseltmiştir.
Sonuç olarak iddia, savunma, toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacının maluliyeti bulunmaması sebebi ile sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddi ile tedavi gideri talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacının Davasının KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, davacının sağlık gideri tazminatı talebinin kabulü ile 1.425,60 tazminatın 09/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 97,38 TL nispi karar harcının, peşin ve ıslah ile alınan 104,40 TL harcın mahsubu ile artan 7,02‬ TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.425,60 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan dava açılırken yatırılan toplam 159,58‬ TL (54,40 TL BHV, 7,80 TL VSH, 97,38 TL karar harcı) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.450,00 TL (250,00 TL tebliğler ve posta, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.354,96 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davadaki kabul ve red oranına göre; 86,52 TL’sının davacıdan, 1.233,48 TL’sının davalıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır