Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/568 E. 2022/540 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2020/568
KARAR NO:2022/540

DAVA:Tenfiz
DAVA TARİHİ:17/06/2016
KARAR TARİHİ:22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … 2. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle, davacı ile davalılar arasında 20/09/2012 tarihinde …A.Ş Sermaye Payları Alım -SAtım Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşmeye göre davacı …A.Ş’nin tüm paylarını davalılardan satın aldığını, ancak devirden sonra davacı şirketin ayrıntılı incelenmesi, denetim ve uzman raporları devralınan … eski ortaklarının, davalıların şirket hakkında gerçeğe uygun beyan ve garantiler vermediğini ortaya koyduğunu, bu sebeple davacı şirketin sözleşmeyi birçok defa ihlal eden davalılar aleyhine zararların tazmini için hukuki yollara başvurmaları zorunluluğu hasıl olduğunu, alıcı ve satıcı sözleşmenin 19.ve 20.maddeleri ile uyuşmazlığın çözümü için tahkim şartı koyduklarından, davacı şirketin zararlarının tazmini için tahkime bavşurduğunu, sözleşmenin 19.maddesi olan uygulanacak hukuk maddesi açık olarak sözleşmeden çıkan uyuşmazlıklarda Türk Hukukunun ve Türk Kanunlarının uygulanacağının ifade edildiğ, aynı sözleşmenin 20.maddesi gereği sözleşme kapsamında çıkacak tüm uyuşmazlıkların Uluslararası Ticaret Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi (ICC) nezdinde çözüleceğini, maddenin devamında tahkim yeri olarak İstanbul, tahkim dili olarak da İngilizce kullanalacağının belirtildiğini, davacı şirketin sözleşmede bulunan tahkim şartı sebebiyle 21 Ocak 2014 tarihinde Uluslararası Tahkim Mahkemesi (ICC)’ne sözleşmeye aykırılık sebebiyle tazminat talebinde bulunduğunu, hakim kurulunun 4 Şubat 2016 tarihinde verdiği nihai karar ile 1 numaralı Davalı …’dan 257.960,52 TL, 2 numaralı davalı … ‘dan 269,27 TL, 3 numaralı davalı … Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd Şirketinden 11.013,14 TL alınıp davacı … Holdings’e ödenmesine nihai olarak karar verildiğini, bu tahkim kararının taraflara 5 Şubat 2016 tarihinde tebliğ olmasına rağmen davalıların davacıya olan borçlarını ödemediğini, bunun yanında tahkim kararının kesinleşmiş olması, davalıların kaçma ihtimali bulunması buna ek olarak tenfiz edilme sürelerinin uzunluğu göz önünende bulundurulduğunda, borca konu miktar için ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kesin hüküm haline gelen ULuslararası Tahkim Mahkemesi (ICC) tarafından verilen 04/02/2016 tarih ve … sayılı kararının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili … 2. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; açılan davada dava şartı eksikliği bulunduğunu, davaya konu hakem kararının 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa tabi bir yargılama olduğunu, davacının sunduğu sözleşmenin tercümesine göre de bu davaya konu tahkim yargılamasında tahkim yerinin Türkiye İstanbul olup, taraflardan birinin -davacının – yerleşim yerinin yurt dışında olduğunu, hakem kararlarının icra edilmesi ile ilgili 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu bir tenfiz davası açılmasını değil 15.maddesinin B fıkrasında belirtildiği üzere bir icra edilebilirlik belgesinin talep edilmesini öngördüğünü, bu davaya ilişkin bir diğer dava şartı eksikliğinin ise iş bu davaya konu edilen ve taraflarına 08/02/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olan hakem kararının iptali için hali hazırda …. Asliye Hukuk Mahkemesinde … Esas sayılı dosya nunamarası ile derdest bir iptal davasının devam ettiğini, bu hususun 6100 sayılı HMK’nun 114/1.1 bendi uyarınca derdestlik nedeni ile gerekse 114/2 fakrasının yollaması ile 4686 sayılı Kanunun 15.maddesinin B bendinde bahsedildiği gibi icra edilebilirlik belgesinin verilebilmesi için iptal davasının açılmamış ve ya da reddedilmiş olması şartı veyahut uygulanacağı kabul edilse dahi 5718 s.MÖHUK’nun 60.maddesi uyarınca kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış bir hakem kararı şartının ihlali anlamına gelmekte olduğunu, …. Asliye Hukuk Mahkemesinde mezkur hakem kararınının henüz kesinleşmediğini ve icra edilebilir bir nitelik kazanmadığını, ayrıca 4686 sayılı Kanununun 15.maddesinin kendi kapsamındaki hakem kararları için tenfiz davası açmaya değil icra edilebilirlik kararı alması gerektiğini, bu nedenle 4686 sayılı Kanun kapsamındaki bir hakem kararı için 5718 sayılı Kanuna göre açılan iş bu tenfiz davasının hatalı açıldığından reddi gerektiğini, bu davaya konu hakem kararınının istinad ettiği tahkim sözleşmesinde tahkim yeri olarak İstanbul belirlendiğini, yargılama esnasında davalının (… şirketi de dahil) yerleşim adreslerinin … olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesinin olması gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi mezkur hakem kararı için 5718 sayılı MÖHUK uygulanacak olsa dahi 5718 sayılı MÖHUK’nun md. 60/2 fıkrası uyarınca tarafların kararlaştırdıkları tahkim yeri mahkemesi olan İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olması gerektiğini, söz konusu hakem kararına asıl uygulanması gereken 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 3.Maddesi uyarınca taraflarınca açılan iptal davasında davalı (iş bu dava davacısı) Mc Three Holding adlı şirketin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmadığından davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde ikame edildiğini, söz konusu dava ile ilgili olan bu dava için de yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinin olduğunu savunarak, davanın dava şartı eksikliği nedeniyle reddine, yetki ilk itirazları uyarınca yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmek üzere mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesini talep etmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Hakem Kararının İptali talebi ile açılan … Esas sayılı dosyanın Mahkememize gönderilerek mahkememizin … Esasını aldığı, bu dosya ile de … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı tahkim kararının tenfiz edilmesi talepli davanın birleştiği, mahkememizin … Esas sayılı dosyasında verilen kararın İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi kararı ile kaldırılarak mahkememizin … esas numarasını aldığı, … Esas sayılı dosyadan da verilen tefrik kararı gereği mahkememizin 2020/568 Esas sayılı dosyası üzerinden tahkim kararının tenfiz edilmesi talepli, öncesi birleşen … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esası olmak üzere yargılamanın görüldüğü, tefrik olunan mahkememizin … Esas sayılı dosyasında mahkemenin görevsizliğine ve görevli mahkemenin İstanbul BAM olduğuna dair karar verildiği, mahkemenin görevsizlikle gönderildiği ve ilk derece mahkemesi olarak yargılama yapan İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi 2021/4 Esas 2021/3 Karar sayılı ilamında kararın içeriğinin iptal davasında tartışılmasının mümkün olmadığı, iptal nedenleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre milletlerarası ticaret odası ICC hakem heyetinin 04/02/2016 tarih … sayılı kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gibi iptal nedenlerinin de gerçekleşmediği anlaşıldığından iptal talebinin reddine dair hüküm kurulduğu ve kararın Yargıtay 11. HD’sinin 2021/9180 Esas 2022/4726 Karar sayılı onama ilamı ile 13/06/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Uluslararası Tahkim Mahkemesi (ICC) tarafından verilmiş olan 04/02/2016 tarih ve … sayılı kararın tenfizinden ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
ICC Milletlerarası Tahkim Mahkemesi, geleneksel anlamda bir “mahkeme” değildir. ICC Tahkim Kurallarının uygulanmasını sağlayan bir tahkim organı olarak işlev görmektedir. Belirtmek gerekir ki, uyuşmazlığı karara bağlayan ICC Milletlerarası Tahkim Mahkemesi değildir. Bu görev, ICC Tahkim Kurallarına göre atanan hakemlere aittir. ICC tahkimine başvuran taraflar, hakem kararını gecikmeksizin derhal yerine getirme ve karara karşı kanun yollarına başvurma hakkından feragat etme yükümlülüğü altındadırlar (ICC Tahkim Kuralları md. 28). ICC hakem kararma karşı, karardaki maddî hataların düzeltilmesi veya kararın yorumlanması için, tebliğinden itibaren 30 gün içinde Sekreterliğe başvurulabilir. Sekreterlik, başvuruyu hakem mahkemesine iletir. Hakem mahkemesi, 30 günden fazla olmamak üzere diğer tarafa süre verir ve konuyla ilgili görüşlerini bildirmesini ister. Eğer hakem mahkemesi, karardaki maddî hataların düzeltilmesine veya kararın açıklığa kavuşturulmasına hükmederse, kararını taslak olarak ICC Milletlerarası Tahkim Mahkemesine verir. Maddî hataları düzeltme veya karardaki müphem noktaları açıklama kararı, esas kararın eki olarak yazılır ve onun bir parçasını teşkil eder (ICC Tahkim Kuralları md. 29). ICC hakem kararı, taraflara tebliğ edildiğinde bağlayıcılık kazanmakla beraber ulusal hukuklar, kararın icra edilmesi için mahkeme kalemine tevdi edilmesini veya tanınması ya da tenfizi için dava açılmasını şart koşabilirler. Ancak gerek mahkeme kalemine tevdi gerekse tanıma ya da tenfiz ulusal hukukların aradığı icraya yönelik usullerdir. Bu usuller, ICC Tahkim Kurallarında, tahkim yargılamasının tamamlayıcı bir parçası olarak yer almamaktadırlar Yabancı Hakem kararlarının tanınması ve tenfizi, hem 5718 sayılı MÖHUK hem de New York Konvansiyonu ile düzenlenmiş olmakla beraber New York Konvansiyonunda yabancı hakem kararlarının tenfizi davalarında usule ilişkin hükümler bulunmamaktadır. Konvansiyonun III. maddesi, tenfiz devletinin usul hukukuna atıfta bulunmuştur. Türkiye’de yabancı hakem kararının tenfizi davasında usule ilişkin hükümler 5718 sayılı MÖHUK’da yer almaktadır. O halde 5718 sayılı MÖHUK’da yer alan hükümler kıyasen New York Konvansiyonuna tabi hakem kararlarının tenfizinde de uygulanacaktır.
Yargıtay, bazı hallerde ICC hakem kararını, yabancı hakem kararı olarak kabul etmemektedir. ICC hakem kararlarının yerli hakem kararı sayıldığı hallerde bu kararın Türkiye’de sonuç doğurması için tenfiz yoluna gitmeye gerek kalmamaktadır. Yargıtay’a göre, Türk usul kanunu uygulanarak verilen ICC hakem kararı yabancı hakem kararı olarak kabul edilemez. Karar, Türk usul kanununun otoritesi altında verildiği için yerli hakem kararıdır. Nitekim Yargıtay, 1985 yılında verdiği kararında Türk usul kanunu uygulanarak verilen ICC hakem kararının yabancı hakem kararı olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varmıştır. “Taraflar arasındaki uyuşmazlığın MTO Tahkim Kurallarına göre çözümlenmiş olması, hakem kararma başlı başına yabancı hakem kararı olma vasfını vermez. MÖHUK’da hangi hakem kararlarının yabancı hakem kararı sayılacağı konusunda bir açıklık bulunmadığı gibi, New York Konvansiyonunda da yabancı hakem kararının tanımı yapılmamıştır. Anılan Konvansiyonun sadece I. maddesinde tanınması ve icrası bahis mevzuu devlet arazisinden gayri bir devlet arazisinde verilen hakem kararları; ve ayrıca tanınması ve icrası istenen devlette millî sayılmayan hakem kararları hakkında Konvansiyon hükümlerinin tatbik edileceği hükme bağlanmıştır. Yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile de belirtildiği gibi bir hakem kararının yerli mi, yoksa yabancı hakem kararı mı olduğu “otoritesi altında verilen kanun” hükümleri esas alınarak saptanır. Burada bahis konusu edilen kanun esasa değil, usule uygulanan kanundur.
Somut olay yönünden taraflar arasında imzalanan 20/09/2012 tarihli … Tekstil San. Ve Tic. A.Ş. Sermaye Payları Alım Satım sözleşmesinin 19. Ve 20. Maddelerinde uyuşmazlığın çözümünde tahkim şartı düzenlenmiş olup sözleşmenin 19/1.maddesinde “sözleşmeye Türk Hukuku’na göre yorumlanır ve uygulanır,” tahkimi düzenleyen 20.maddesinde ” tahkim dilinin İngilizce ve tahkim yerinin İstanbul” olacağı düzenlenmiş, 20.3.madesinde” tahkim kararının tenfizi için gerekli veya yararlı olan tescil ve diğer işlemler ve kanunen açıklanması zorunlu olan yükümlülükler herhangi zorunlu düzenleyici açık yükümlülükleri, taraflar tahkim işleminin mevcudiyetini ve konusunu tahkim kararının gizliliği gibi koruyacaklardır.” düzenlemesini içermektedir. Her ne kadar Yargıtay bazı hallerde ICC hakem kararını, yabancı hakem kararı olarak kabul etmeyip, ICC hakem kararlarının yerli hakem kararı sayıldığı hallerde bu kararın Türkiye’de sonuç doğurması için tenfiz yoluna gitmeye gerek kalmadığını, Türk usul kanunu uygulanarak verilen ICC hakem kararı yabancı hakem kararı olarak kabul edilemeyeceğini içtihat etmiş ise de; somut olayda tahkim şartı içeren sözleşmede usul hukuku yönünden Türk Usul Kanunlarının uygulanacağına ilişkin bir madde bulunmayıp uygulanacak hukukta yalnızca sözleşmenin Türk Hukuku’na göre yorumlanıp uygulanacağı düzenlemesi içerdiği, ayrıca açıkça sözleşmenin 20.3.maddesinde “tahkim kararının tenfizi için ….” düzenlemesini içermekte olup tahkim kararının tenfize tabi olduğuna ilişkin taraflar arasında bir anlaşma maddesi eklendiği dikkate alındığında talebe konu karar yabancı hakem kararı olmasa dahi tenfizinin istenebileceği kanaatine varılmıştır. Esas olarak bu kanaat edinilirken mahkememizce daha önce … Esas 2018/433 Karar sayılı ilamında tenfiz yönünden verilen kabul kararı istinaf incelemesinden geçmesine rağmen, tenfizi talep edilen kararın tenfize tabi kararlardan olmadığının kabul edilmesi halinde davacının dava açmakta hukuki yararının olmayacağı ve hukuki yararın bulunmasının dava şartı olmasına göre bu hususa hiç değinilmediği, bu konuda bir kaldırma kararı verilmediği nazara alınarak, ayrıca davanın 17/06/2016 tarihinde açıldığı, tenfizin genel olarak yabancı mahkeme kararının tenfiz edilen ülkede icra muamelesine tabi olmasını sağlayan bir kurum olduğu, somut olayda uygulanması gereken milletlerarası tahkim kanununun 15 B maddesinde iptal davası metnine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra hakem kararının icra edilebileceğine ilişkin belgeyi istemde bulunan tarafa verileceğine ilişkin hükümler, usul ekonomisi ilkesi bir arada değerlendirilerek kararın emredici hukuk kaidelerine ve kamu düzenine aykırı olmadığı ve tenfiz şartlarının somut olayda gerçekleştiği gözetilerek kararın tenfizine karar verilmiştir.
HGK, 27.06.2019 tarih, 2017/19-930 -2019/812 E.K dikkate alındığında hakem kararlarının tenfizi davalarında nispi harç alınacağına dair bir düzenleme bulunmadığından, maktu harç alınması gerektiği, vekalet ücretinin de maktu olarak belirlenmesi gerektiği dikkate alınaraktan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Uluslararası Tahkim Mahkemesi tarafından verilen 04/02/2016 tarihli … sayılı kararın tenfizine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70TL karar harcının peşin alınan 29,20TL haçtan mahsubu ile eksik 51,50TL harcın davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 449,50TL (29,20TL peşin harç, 29,20TL başvuru harcı, 4,30TL vekalet harcı, 386,60TL posta ve tebliğler, ) yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır