Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/546 E. 2023/689 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/546 Esas
KARAR NO:2023/689

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:09/10/2020
KARAR TARİHİ:18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2016-2017 tarihlerinde İstanbul Valiliğine bağlı bir kuruluş olan … (… Birimi)’nin iki adet okul inşaatını yapmakta iken, davalı şirketten iki-üç aylık bir süre yemek hizmeti aldığını, davalı tarafından bu hizmetin … ortaklığı’na verilmiş olduğunu, Bu hizmet karşılığında davalı tarafın, … ortaklığı’na 31.10.2016 tarihli 6.350,40TL (KDV Dahil) tutarlı ve 31.01.2017 tarihli 6.138,72 TL (KDV Dahil) tutarlı iki adet fatura düzenlemiş olduğunu, Müvekkilinin, ek’te sunulan cari hesap tablosunda da görüleceği üzere davalı tarafa 27.11.2016 tarihinde 31.10.2016 tarihli 6.350,40 TL tutarlı fatura borcuna ilişkin 4.000,-TL’lik kısmi ödeme yaptığını, 31.10.2016 tarihli 6.350,40-TL tutarlı faturadan kaynaklı borcun 2.350,40TL’ye düşmüş olduğunu, Yukarıda detaylıca izah edildiği üzere, davalı şirket tarafından müvekkiline iki adet fatura olmak üzere toplam 12.489,12TL hizmet verildiğini, müvekkilinin de verilen hizmete karşılık 27.11.2016 tarihinde 4.000,-TL’lik davalı tarafa kısmi ödeme yaptığını, nihayetinde, müvekkilinin davalı tarafa 8.489,12TL borcu kaldığını, Müvekkilinin, davalı taraftan hizmet aldığı dönem itibari ile ekonomik anlamda sarsıntıya uğradığını dış borçlanmalarının arttığını, bu sebeple, davalı tarafa olan 8.489,12 TL bakiye borcunu ödeyemediğini, avalı tarafın ise, 23.10.2018 tarihinde müvekkili aleyhinde 31.10.2016 tarihli .350,40 TL, 30.11.2016 tarihli 6.842,88 TL, 31.12.2016 tarihli 7.905,60 TL ve 31.01.2017 arihli 6.138,72 TL tutarlı faturaları takip dayanağı olarak gösterip …. İcra Müdürlüğü’nün … E. No’lu dosyası üzerinden icra takibi başlatmış olduğunu, Takip dayanağı ve ödeme emrine dayanak olarak gösterilen işbu 4 adet faturanın toplam bedeli 27.287,60 TL iken, takip talebi ve ödeme emrinde 2.313,36 TL, 2.350,40 TL, 6.842,88 TL, 7.905,60 TL ve 6.138,72 TL’lik 5 fatura üzerinden faizi ile birlikte 29.867,77 TL’lik icra takibi başlatıldığını, Görüleceği üzere, takip talebi ve ödeme emrinde dahi alacak ve faturalara ilişkin bariz çelişkiler ve eksikliklerin bulunduğunu, bu durum, davalı tarafın kötü niyetli olarak, haksız kazanç elde etmek ve sebepsiz zenginleşmek amacı ile müvekkiline verilmeyen hizmetlerin dahi müvekkilinden cebri icra yolu ile talep edildiğini açıkça ortaya koyduğunu, davalı taraf ile müvekkili arasında kısa süreli bir hizmet ilişkisi olduğunu ve bu hizmetin karşılığı işlere karşılık ek’te sundukları üzere 2 adet faturanın düzenlendiğini, bunun dışında kalan 30.11.2016 tarihli 6.842,88 TL tutarlı, 31.12.2016 tarihli 7.905,60 TL tutarlı ve 2.313,36 TL tutarlı faturalardan müvekkilinin bilgisi bulunmadığını, davalı tarafın, yukarıda yazılı faturalardaki malları teslim etmediği gibi bu faturaları usulüne uygun olarak müvekkiline göndermediğini ve bu sebeple bu faturalara müvekkili tarafından 8 günlük yasal süresi içerisinde itiraz edilemediğini ve faturalar müvekkiline gönderilmediği için bu faturaların ticari defterlere işlenmemiş olduğunu, ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde 30.11.2016 tarihli 6.842,88 TL tutarlı, 31.12.2016 tarihli 7.905,60 TL tutarlı ve 2.313,36 TL tutarlı faturaların ticari defter ve kayıtlara işlenmediğini ve netice itibari ile 30.11.2016 tarihli 6.842,88 TL tutarlı, 31.12.2016 tarihli 7.905,60 TL tutarlı ve 2.313,36 TL tutarlı faturalarda kaynaklı müvekkilinin bir borcunun olmadığının ortaya çıkacağını, bu meblağlara tekabül edecek bir hizmetinde davalı tarafından müvekkiline verilmediğini, İcra takibi başlatıldığı dönemde müvekkilinin ekonomik anlamda sıkıntılar yaşadığı için, mernis adresine kayıtlı adresini gelir elde etmek amacıyla kiraya verdiğini, aile evine yerleştiğini ancak mernis adresini değiştirmediğini, icra takibi başlatıldığı dönemde müvekkilinin mernis adresine kayıtlı evde oturmadığı için ödeme emrinin muhtar bırakıldığını bu sebeple müvekkilinin aleyhinde başlatılan icra takibinden haberi olmadığını, Müvekkilinin, davalı şirket tarafından aleyhinde başlatılan icra takibinden, takip başlangıç tarihinden uzun süre sonra haberdar olduğunu, bu aşamadan sonra müvekkilinin her ne kadar davalı şirket ile sulh yoluna gitmiş ise de, davalı tarafın sulhe yanaşmadığını haksız ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkilini olmayan borcu için cebri icra tehdidi altında bırakmış olduğunu, Davalı taraf, her ne kadar takip talebi ve ödeme emrinde takip dayanağı olarak 4 adet faturaya dayanmış ise de, icra dosyasına faturaların sunulmadığını ve müvekkiline gönderilen ödeme emri ile birlikte faturaları müvekkiline göndermediğini, bunun en açık sebebi ise, halihazırda müvekkili adına kesilen böyle bir faturanın ve hizmetin teslim edildiğine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş bir irsaliyenin olmaması olduğunu, görüldüğü üzere davalı taraf, müvekkiline vermiş olduğu hizmetin teslimine ilişkin herhangi bir usulüne uygun irsaliye düzenlemediğini, davaya konu icra dosyası celp edildiği takdirde görüleceği üzere davalı taraf, cari hesap ekstresi üzerinden icra takibi başlattığını, işbu ekstrede müvekkilinin davalı tarafa yaptığı 4.000,-TL’lik ödemenin de görüleceğini, yukarıda da ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, müvekkili tarafından yapılan 4.000,-TL’lik ödeme neticesinde 31.10.2016 tarihli 6.350,40TL tutarlı faturadan kaynaklı borcun 2.350,40 TL’ye düşmüş olduğunu, Davalı tarafın faturaya dayanarak alacaklı olduğunu iddia ediyorsa bu iddialarını ıslak imzalı yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini, Yargıtay yerleşik içtihatlarında da belirttiği gibi faturanın tek başına bir borcun varlığını ispata yeterli olmayıp tek taraflı fatura düzenleyerek bu faturanın ticari defterlere kaydedilmiş olması da akdi ilişkinin varlığını ispata yeterli olmadığını, işbu dosyada da, kötü niyetli ve herhangi bir hizmetin karşılığı olmayan birden fazla faturanın davalı tarafından düzenlendiği için, işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, Özetle, müvekkilinin davalı şirkete toplamda 2 adet faturadan kaynaklı 8.489,12 TL borcu bulunduğunu, ancak icra dosyasının celbi ile birlikte müvekkili aleyhinde faizlerle birlikte 29.867,77 TL’lik icra takibinin başlatılmış olduğunun görüleceğini, yargılama neticesinde davalarının kabulü ile birlikte, müvekkilinin 8.489,12 TL’lik borcu dışında davalı tarafa bir borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, Tüm bu nedenlerle; öncelikle davalarının kabulüne, takibinin ivedilikle durdurulmasına, davalı tarafa, 30.11.2016 tarihli 6.842,88 TL tutarlı, 31.12.2016 tarihli 7.905,60 TL tutarlı ve 2.313,36 TL tutarlı faturalar ve bu faturalara takip tarihine kadar işlenmiş faizler yönünden borçlu olmadıklarının tespitine, Davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile dava konusu miktarın %20’sinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket huzurda görülen davanın davacısına 2016 ile 2017 yıllarında yemek hizmeti verdiğini, Verdiği hizmeti basiretli tacir vakarına uygun bir şekilde ticari defterlerine kaydettiğini, Sayın Mahkemenizin talebi halinde ticari defterlerini sunacaklarını aynı şekilde davacı yanın da ticari defterlerini sunmasını talep ettiklerini, Davacı yanın ikame etmiş olduğu davada haksız ve kötü niyetli olduğunu, dava konusu ihtilafın 2016 ve 2017 yılları arasında gerçekleşmiş olup iş bu davanın görüldüğü 2021 yılına kadar devam ettiğini, davacı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyada davacıya ait taşınmaza haciz şerhi işlendiğini, davacının iş yeri ve ev adresine iki defa hacze gidildiğini davacı yanın tüm bu olanlara rağmen icra takibi ve takip dayanağı belgelerden habersiz olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, huzur da görülen dava alacaklının alacağına kavuşması engellenme saiki gütmekte olduğunu, Müvekkilinin icra takibine konu fatura alacaklarının tahsili amacıyla icra takibini başlattığını ve iş bu takibin kesinleştiğini, davacı yanın dava dilekçesinde fatura adedi ve miktarına ilişkin iddialarda bulunmuşsa da söz konusu iddialarını kabul etmediklerini, Davacı yanın “sadece iki faturaya ait yemek hizmeti aldık” iddiasını çürütecek bir diğer delillerinin ise borçlunun abisi …’un söz konusu faturalara ve ayrıca aldıkları yemek hizmeti ile bu yemek hizmeti demirbaşları sayılan tabak, çatal, kaşık, tencerelerin Müvekkili şirkete usulüne uygun iade edilmemesi sonucu müvekkiline senet teslim edildiğini, önemle belirtmek gerekirse davacı yanın dava dilekçesinde söz konusu faturalara ilişkin sevk irsaliyesinin düzenlemediğini iddia etmişse de bunun asılsız bir iddia olduğunu ve kabul etmediklerini, HMK 222/2 göre ticari defterlerin kanuna uygun eksiksiz ve usulüne olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış onayları yaptırıldığını ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiğini, iş bu amir hüküm ekseninde Sayın Mahkemenizden davacı yan ile müvekkilinin ticari defterlerin karşılaştırılmasını ve yine HMK 222/4 ün ruhuna ve hakkaniyete uygun karar tesis edilmesini talep ettiklerini, Tüm bu nedenlerle; huzurda görülen davanın reddine, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Taraflar arasında yemek hizmeti alındığı, alınan hizmet kapsamında kısmi ödemelerde bulunulduğu, ancak verilmeyen mal ve hizmet nedeniyle düzenlenen faturaların bedelsiz olduğu iddiasıyla borçlu olmadığının tespiti isteminden ibaret olduğu görüldü.
DELİLLER; …. İcra Dairesine müzekkere yazılarak … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. İstanbul Küçükköy Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak …’un işletme hesabına göre mi yoksa bilanço hesabına göre mi defter tuttuğunun, işletme hesabına göre defter tutuyorsa VUK 177 vd. Maddeleri uyarınca belirlenen esnaf işletme sınırını aşıp aşmadığı bilgisi celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 31/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyası içerisinde davacı ile davalı arasındaki ilişkiyi belirleyen yazılı bir sözleşme görülemediği, davacı vekilinin dava dilekçesindeki “Müvekkilinin 2016-2017 tarihlerinde İstanbul Valiliğine bağlı bir kuruluş olan … (… Birimi)’nin iki adet okul inşaatını yapmakta iken, davalı şirketten iki-üç aylık bir süre yemek hizmeti aldığını, davalı tarafından bu hizmetin … ortaklığı’na verilmiş olduğu” yönündeki beyanlarından ve tarafların ticari defterlerinde kayıtlı faturalardan davalı tarafından davacıya yemek hizmeti verilmesi ile ilgili bir ticari ilişki bulunduğunun anlaşıldığı, Dosya muhteviyatı belgeler ve taraf kayıtlarına göre davalı tarafından davacıya 30.09.2016, 31.10.2016, 30.11.2016, 31.12.2016 ve 31.01.2017 tarihli 5 adet fatura tanzim edildiği, bu faturalara ait sevk irsaliyelerinin hepsinde teslim eden teslim alan kısımlarında isim, imza bulunmadığı, faturaların davacıya tebliği ile ilgili belge bulunmadığı, ancak bu faturalardan 31.10.2016 tarihli fatura ile 31.01.2017 tarihli son faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ilk 30.09.2016 tarihli fatura ile aradaki 2 adet 30.11.2016, 31.12.2016 tarihli faturaların davacıda kayıtlı olmadığı, bu faturaların davalının Bs formlarında da yer aldığı, Tarafların ticari defterlerindeki kayıtlarda takip tarihi 23.10.2018 tarihi itibari ile; ; davacı şirketin davalı şirkete 8.489,12- Davacı tarafın ticari defterlerine göre 8.489,12-TL TL borçlu olduğu- Davalı tarafın ticari defterlerine de göre; davalı şirketin davacı şirketten 25.550,96 TL alacaklı olduğu, Tarafların ticari defterlerindeki kayıtlı cari hesapları arasındaki toplam 17.061,84 TL.lık farkın yukarıda arz edilen davalı şirket tarafından davacı şirket adına tanzim edilen ilk 30.09.2016 tarihli fatura ile aradaki 2 adet 30.11.2016, 31.12.2016 tarihli toplam 3 adet yemek faturalarından kaynaklandığı yönündeki inceleme ve tespitleri, Mahkemenin takdirine sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava menfi tespit davasıdır.
Davalı, davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasından beş adet faturadan ve faturaların işlemiş faizinden kaynaklı takip başlatmış, davacı ise takibe konu iki adet faturaya konu hizmeti/malı aldığını ancak takip konusu kalan üç adet faturalara konu yemek hizmetini/malı almadığını beyanla borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davacının tacir olup olmadığına ilişkin bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılmış, müzekkere cevabına göre davacının tacir olduğu beyan edilmekle mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde sunulan rapor dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi raporunda, takip konusu faturalardan 31/10/2016 tarihli, 6.350,40 TL’lik ve 31/01/2017 tarihli 6.138,72 TL’lik faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip konusu diğer 3 faturanın ticari defterinde kayıtlı olmadığı, kayıtlı iki faturaya göre davacının davalıya 8.489,12 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defterlerinde ise takip konusu 5 adet faturanın tamamının kayıtlı olduğu görülmüştür. Ancak faturaların incelenmesinde irsaliyeli faturaların teslim eden ve teslim alan bölümlerinde herhangi bir isim ve imza bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı, takibe konu edilen beş adet faturadan iki adet faturayı kabul edip, kalan üçü yönünden faturalara konu yemek hizmetini almadığını beyan ederek borçlu olmadığının tespitini talep ettiğinden kalan üç fatura konusu hizmetin verildiğini ispat yükü davalı üzerindedir.
Davacının ticari defterlerinde dava konusu üç adet faturanın kayıtlı olmaması, sevk irsaliyelerinde teslim eden ve teslim alan kısımlarında isim ve imza bulunmaması karşısında davalının yemek hizmeti verdiğini ispat edemediği görülmüş olup, ispat yükü üzerine düşen davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle davalı vekiline yemin metni hazırlaması için süre verilmiş, sunulan yemin metni davacıya tebliğ edilmiş ve mahkememizin 7 nolu celsesinde davacı “Davalı … san. Tic .ltd. Şti’ den 30/09/2016 30/11/2016 31/12/2016 tarihli faturaların karşılığında yemek hizmeti almadığıma, bunun dışındaki iki adet fatura için yemek hizmeti aldığıma, tabak, çatal kaşık ve tencereleri üçüncü bir firmadan aldığımız için davalıya bu konuda herhangi bir senet vermediğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ederim” şeklinde yemin etmiştir. İspat yükü üzerine düşen davalının dava konusu 2.313,36 TL’lik fatura ve 435,49 TL işlemiş faiz, 6.842,88 TL’lik fatura ve 1.183,82 TL işlemiş faiz, 7.905,60 TL’lik fatura ve 1.306,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.987,55 TL’lik alacağını ispat edemediği görülmüş olmakla davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, davalının takip başlatmakta açıkça kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının …. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasında 2.313,36 TL’lik fatura ve 435,49 TL işlemiş faiz, 6.842,88 TL’lik fatura ve 1.183,82 TL işlemiş faiz, 7.905,60 TL’lik fatura ve 1.306,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.987,55 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, kalan kısımlar yönünden takibin devamına
2-Şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.365,34-TL nispi karar harcının peşin alınan 341,34-TL harçtan mahsubu ile geri kalan 1.024‬-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan dava açılırken yapılan toplam 403,54‬- TL( 54,40-TL BVH, 7,80-TL VSH, 341,34-TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.178,50-TL ( 328,50‬-TL tebliğler ve posta, 850,00-TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/10/2023

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır