Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/521 E. 2021/353 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/521
KARAR NO:2021/353

DAVA :ALACAK
DAVA TARİHİ: 12/02/2019
KARAR TARİHİ: 19/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … …A.Ş. ile … sanayi tipi yıkama makinesinin yapımı konusunda davalı şirketin 17.09.2018 tarihinde verdiği teklifi kabul ederek anlaştıklarını, toplam satış bedelinin 80.000,00 TL olduğu, 16.10.2018 tarihinde davalı şirketin gönderdiği teklifi onaylayarak 20.000,00 TL avans ödemesi yaptıklarını, ancak davalı ile yapılan görüşmeler sonucunda davalı şirketin davaya konu makinenin yapımı konusunda teknik alt yapı ve deneyime sahip olmadıklarını anladıklarını, makine konusunda iyileştirmeler talep ettiklerini, davalı şirketin bunun üzerine makine bedelinde artış talep ettiğini, bunun üzerine 09.10.2018 tarihinde davalıya @ posta gönderilerek davalıya verilen avansı karşılayacak nitelikte daha küçük bir makine sipariş edildiğini, davalı tarafın bu teklifi kabul etmediğini, bunun üzerine siparişin iptal edilerek davalıya verilen avansın iadesinin istenildiğini, ancak davalının kendilerine her hangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine davalı tarafa …. Noterliğinin 18.10.2018 tarih ve … sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnameden de sonuç alınamaması üzerine davalı aleyhinde …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takibe davalının itiraz etmesi üzerine icra inkâr tazminatı talepli olarak itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … …A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle görevsizlik itirazında bulunarak dosyanın asliye ticaret mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir. Davanın esasına ilişkin olarak davacının sipariş vermesinden sonra makinenin yapımına başlandığını, makine yapım aşamasındayken davacının bir kısım bedelsiz değişiklik teklifinde bulunduğunu, bu nedenle bu tekliflerin karşılanmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davacı tarafın haksız olduğunu, yapımına başlanan makinenin imalat ve teslime hazır olduğunu, bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 177 ve 207’ye göre alım satım sözleşmesine göre bağlanma parasının iadesi için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, 17.09.2018 tarihli sözleşmeyi, …. Noterliğinin 18.10.2018 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, cevap dilekçesi sunmuş ancak delil sunmamıştır.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 177 ve 207’ye göre alım satım sözleşmesine göre bağlanma parasının iadesi için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
Dava ilk önce …. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış ve görevsizlik kararı ile mahkememize gelmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
6098 sayılı TBK m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” Davaya konu makinenin satışına ilişkin dosyaya sunulan “Fiyat Teklif Formu” incelendiğinde makinenin ürün adının, modelinin, kaç tane olduğunun ve fiyatının yazılı olduğu, ödeme şeklinin 20.000,00 TL siparişte, kalan kısmının da makinenin bitiminde ödeneceğinin yazılı olduğu, teklif formu onaylanarak gönderildiği takdirde siparişin kabul edileceğinin yazılı olduğu ve her iki tarafında imzasının bulunduğu yer almaktadır. Söz konusu belgenin davalı tarafa gönderildiği ve 20.000,00 TL tutarlı paranın ödendiği konusunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmadığından taraflar arasındaki hukuki ilişki alım satım sözleşmesi niteliğindedir.
Davaya konu uyuşmazlığın çözümünün sağlanması için 6100 sayılı HMK m. 31 kapsamında davacı vekilinden dava konusu makinenin yapımı ile ilgili olarak; davalının makinenin yapımı konusunda yeterli teknik alt yapı ve deneyime sahip olmadığı ve davaya konu makinede hangi iyileştirmeleri talep ettiği konularında açıklama yapması istenilmiş, davalı vekilinden de makinenin yapımının hangi aşamada olduğunu bildirilmesi istenilmiştir.
Davacı vekili mahkememize verdiği 24.12.2020 tarihli dilekçesinde davalı şirkete avans ödemesi yapıldıktan sonra makinenin yapımına ilişkin teknik detayları görüşmek ve teknik çizimleri göstermesi istenildiğini, davalı firmanın ise ustabaşını gönderdiğini, ustabaşının bir mühendis gibi bilgiye sahip olamayacağını, bu nedenle davalının dava konusu makine için gerekli bilgi ve yeterliliğe sahip olmadığı izlenimi edinildiğini belirtmiş, davalı taraftan talep ettikleri makinenin teknik özelliklerini de dilekçelerine yazmıştır.
Davalı vekili mahkememize verdiği 04.01.2021 tarihli dilekçesinde makinenin dış kasasının bitirildiği ancak sipariş iptal edildiği için üretime devam edilmediği bildirilmiştir. Davacıya ustabaşını gönderdiklerini de aynı dilekçede kabul etmiştir.
Tarafların açıklamalarından sonra teknik inceleme için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya makine mühendisi bilirkişiye verilerek davalının teklif formunda özellikleri belirtilen makine ile davacının 24.12.2020 tarihli dilekçesinin ikinci sayfasında özellikleri belirtilen makinenin aynı makine olup olmadığının tespiti ve davalının teklif formunda özellikleri belirtilen makine ile davacının 24.12.2020 tarihli dilekçesinin ikinci sayfasında özellikleri belirtilen makine farklı makine ise iki makine arasında fiyat farkı bulunup bulunmadığının, fiyat farkı varsa fiyat farkının ne kadar olduğunun tespiti istenilmiştir.
Hazırlanan 24.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda iki makinenin aynı makine olmadığı, sepet ölçüleri ve ısıtıcı kapasitelerinde farklılıklar olduğu, davacının 24.12.2020 tarihli dilekçesinin ikinci sayfasında özellikleri belirtilen makinenin değerinin 30.000,00 TL olduğu, davalının teklif formunda özellikleri belirtilen makinenin değerinin ise 80.000,00 TL olduğu iki makine arasındaki fiyat farkının 50.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Hazırlanan bilirkişi raporuna göre davacının imzalayarak davalıya gönderdiği ve 6098 sayılı TBK m. 207’ye göre alım satım satım sözleşmesinin kurulduğu teklif formuna konu makinenin değeri 80.000,00 TL olup davacı bu makine için yine teklif formunda yazılı olduğu gibi 20.000,00 TL peşinatı ödemiştir. Davalının siparişi aldıktan sonra makinenin üretimine başlamış ve makinenin dış kasasını yaptığı aşamada taraflar arasında anlaşmazlık meydana gelmiştir. Davaya konu talep edilen para davacının peşin olarak ödediği 20.000,00 TL’nin iadesine ilişkin olup bu paranın 6098 sayılı TBK m. 177’ye göre bağlanması parası olarak mı, m. 178’e göre cayma parası olarak mı yoksa 179’a göre ceza koşulu olarak mı verildiğinin tespiti gerekmektedir.
6098 sayılı TBK m. 179’a göre; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” Bu maddeye göre davacının ödediği paranın ceza koşulu olarak kabul edilebilmesi için taraflar arasında ceza koşulunun açıkça kararlaştırılmış olması gerekmektedir. Taraflar arasındaki tek yazılı belge olan 17.09.2018 tarihli Fiyat Teklif Formunda ceza koşuluna ilişkin bir madde yer almamaktadır.
6098 sayılı TBK m. 178’e göre; “Cayma parası kararlaştırılmışsa, taraflardan her biri sözleşmeden caymaya yetkili sayılır; bu durumda parayı vermiş olan cayarsa verdiğini bırakır; almış olan cayarsa aldığının iki katını geri verir.” Bu maddeye göre davacının ödediği paranın cayma parası olarak kabul edilebilmesi için taraflar arasında cayma parasının açıkça kararlaştırılmış olması gerekmektedir. Taraflar arasındaki tek yazılı belge olan 17.09.2018 tarihli Fiyat Teklif Formunda cayma parasına ilişkin bir madde yer almamaktadır.
6098 sayılı TBK m. 177’ye göre; “Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.” Bu maddeye göre taraflar arasında sözleşmenin kuruluş aşamasında verilen paranın cayma koşulu olduğuna ilişkin bir anlaşma yoksa bu paranın bağlanma parası olduğu karine olarak kabul edilmektedir. Yukarıda açıkladığımız gibi taraflar arasında imzalanan teklif formunda cayma koşulu belirlendiğine ilişkin bir madde bulunmamaktadır. Davacı taraf sözleşme bedelinin 80.000,00 TL olduğunu bunun 20.000,00 TL’sini peşin olarak verdiklerini belirtmiş, davalı taraf da bu duruma itirazda bulunmamıştır. Dolayısıyla dava konusu paranın hukuki niteliğinin bağlanma parası ya da ticari hayattaki adıyla kaparo olduğu ve sözleşmenin ifa edilmemesi durumunda da iadesinin gerekeceği anlaşılmakla 20.000,00 TL tutarlı asıl alacak yönünden davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı asıl alacakla birlikte asıl alacağın 329,86 TL tutarında ticari temerrüt faizini de talep etmiştir. Taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeniyle davacının ticari faiz talep etmekte hakkı bulunmakta olup, davacı 6102 sayılı TTK m. 1530/VII’ye göre temerrüt faiz oranını yasal faiz olarak belirlemiştir.
Dava konusu alacak yukarıda açıklandığı üzere 6098 sayılı TBK m. 177’ye göre bağlanma parası niteliğinde olması nedeniyle sözleşmenin fesih tarihinden itibaren davalı açısından muacceliyet koşulu gerçekleşmiş olup davacı davalıya gönderdiği …. Noterliğinin 18.10.2018 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile davalıya temerrüte düşürmüştür. Bu nedenle davacının faiz talebinin de kabulüne karar verilmiştir.
Davacının ikinci talebi de ihtarname masrafı ile ihtarname masrafı için faiz talebi olup, ihtarname masrafı davacı için yargılama gideri niteliğinde olduğundan davacının bu talebinin de kabulüne karar verilmiştir.
Davalının aldığı peşinatın 6098 sayılı TBK m. 177’ye göre bağlanma parası niteliğinde olduğunu ve sözleşmenin feshi ile birlikte iade etmesini bilebilecek durumda olması ve dava konusu alacağın likit olması nedeniyle davalının icra dosyasına yaptığı itiraz iyiniyetli görülmeyerek davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Davalı vekili 06.01.2021 tarihli dilekçesinde dava konusu makinenin yapımına başlanılması nedeniyle diğer siparişlerin ertelendiğini ve yapılamadığını, bu süre içinde de başka iş alınamadığını belirtmiş ancak defi olarak ya da karşı dava olarak menfi zarar talebinde bulunmadığından ve bu konuda delil de sunmadığından mahkememizce bu konuda bir inceleme yapılmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.401,66-TL nispi karar harcından peşin alınan 700,84-TL harcın mahsubu ile bakiye 700,82-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 2.110,64-TL’nin ( 44,40-TL BVH, 6,40-TL VH, 700,84-TL Peşin Harç, 609,00-TL Tebliğ ve Posta, 750,00-TL BK) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan Ahmet Çağman’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 118/A-13’e göre davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2021

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır