Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/507 E. 2021/392 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/507
KARAR NO:2021/392

DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 23/09/2020
KARAR TARİHİ: 28/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı Erdoğan Şahin vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı …A.Ş. tarafından kasko sigorta poliçesiyle sigortalanmış olan müvekkiline ait traktörün tarlada ot biçerken kaza yaptığını ve zarar gördüğünü, kaza sonrasında jandarma tarafından tutanak tutulduğunu, meydana gelen zararın onarımı için 16.311,00 TL harcama yaptığını, davalı sigorta şirketine zararın karşılanması için başvuruda bulunulduğu halde ödeme yapılmadığını, davalı sigorta şirketine …. Noterliğinin 17.01.2020 tarih ve … sayılı ihtarnamesini gönderdiklerini, davalı sigorta şirketinin ödeme yapmaması üzerine de …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı sigorta şirketinin itiraz etmesi üzerine de icra inkâr tazminatı talepli olarak itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı …A.Ş. davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava, Kasko Sigortası Özel Şartları m. A.1-b maddesine göre kasko poliçesinden kaynaklı sigorta tazminatı davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, …. Noterliğinin 17.01.2020 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, kolluk kayıtlarını, hasar dosyasını, kasko poliçesini, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı 6100 sayılı HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.

Dava, Kasko Sigortası Özel Şartları m. A.1-b maddesine göre kasko poliçesinden kaynaklı sigorta tazminatı davasıdır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.

Davacı kendisine ait olan ve davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigortası ile sigortalanmış olan traktörün tarlada ot biçme esnasında hasarlanması nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep temektedir.

Kasko sigortası özel şartları m. A.1 maddesine göre; “Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının, karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz taşıtlardan, romörk veya karavanlar ile iş makinelerinden ve lastik tekerlekli traktörlerden doğan menfaatinin aşağıdaki tehlikeler dolayısıyla ihlali sonucu uğrayacağı maddi zararları temin eder.” Bu maddeye göre traktörler kasko sigortası kapsamındadır. Aynı maddenin (b) bendi ile “Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar,” kasko sigortası kapsamına alınmıştır. Dosya içerisine delil olarak sunulan kaza tutanağından da traktörün yana devrilerek kaza yaptığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla gerek kazaya karışan araç gerekse meyana gelen kaza, kasko sigortası özel şartları kapsamındadır.

Davacının dosyaya delil olarak sunduğu kasko sigortası poliçesinin “Genişletilmiş Kasko Teminatı” başlıklı kısmının (b) bendinde de “Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar,” poliçe kapsamına alınmıştır. Dolayısıyla meydana gelen kaza poliçenin teminat altına aldığı riskler kapsamındadır. Bu nedenlerle davalı sigorta şirketi meydana gelen hasarı 6102 sayılı TTK m. 1427’ye göre poliçe teminat limitleri kapsamında karşılamakla yükümlüdür.

Davacının hasarın giderilmesi için yaptığını belirttiği onarım miktarının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya makine yüksek mühendisi bilirkişiye verilmiştir. Hazırlanan 31.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda davacının yaptığı 16.310,30 TL tutarlı onarımın uygun olduğu, raporun hazırlandığı tarihe göre onarım bedelinin ise 22.769,02 TL olduğu tespit edilmiştir. Raporda yapılan onarım, değiştirilen parçalar ve işçilik ücretlerinin ayrıntılı olarak ve denetime elverişli şekilde yer aldığı görülmektedir. Hazırlanan raporda tespit edilen her iki miktar da sigorta poliçesindeki limitlerin altında kalmaktadır.

Davalı sigorta şirketinin sigorta tazminatı ödeme yükümlülüğü 6102 sayılı TTK m. 1446’ya göre sigortalı tarafından sigortaya bildirimde bulunulduktan 45 gün sonra başlamaktadır. Kasko sigortası özel şartları m. B.1’e göre de; sigortalı rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç beş iş günü içinde sigortacıya bildirimde bulunmak zorundadır. Dava konusu kaza 17.07.2019 tarihinde meydana gelmiş, davacı tarafından bildirim ise 17.01.2020 tarihinde yapılmıştır. Dolayısıyla beş günlük süre geçmiştir. Ancak Yargıtay 11. HD’nin 1996 / … Esas; 1996 / … Karar ve 28.03.1996 tarihli kararında “Sigorta poliçesi genel şartlarının B.1.1 maddesinde öngörülen beş günlük ihbar süresi dairemizin yerleşmiş uygulaması nedeniyle hak düşürücü süre değildir. Özellikle sigorta ettirenin kastının bulunmaması halinde geç ihbar nedeniyle sigorta bedelinin tenzilini gerektiren bir durum da mevcut olmadığına göre, ihbarın süresinde yapılmadığı gerekçesiyle tazminatın tenzili gerektiğine ilişkin mahkeme görüşünde bir isabet bulunmamaktadır.” (Ulaş, Işıl; Uygulamalı Sigorta Hukuku; s. 396) tespitinde bulunmuştur. Yargıtay beş günlük ihbar süresinin hak düşürücü süre olmadığını ve bu süreye uyulmamasında sigortalının kastının bulunmaması gerektiğini tespit etmektedir. Dava konusu olayda da davacı sigortalı kazanın meydana geldiği gün durumu jandarma trafik ekiplerine tutanak tutturarak belgelemiş olması nedeniyle ihbarı geç yapmasında kastının olmadığını kanıtlamaktadır. Bu nedenle ihbarın süresinde yapılmamış olması mahkememizce dikkate alınmamıştır.

6102 sayılı TTK m. 1427’ye göre davalı sigorta şirketinin sigorta tazminatı ödeme borcu bulunmakta olup davalı taraf meydana gelen hasar nedeniyle bu borcunu ödediğini kanıtlayacak delilleri dosyaya sunmamıştır.

Davacı taraf icra takibinde 16.311,00 TL üzerinden talepte bulunmuş olup bilirkişi incelemesi sonucunda 16.310,30 TL hasar tazminatı tespit edilmiştir. Bu gerekçelerle 16.310,30 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Kasko sigortası tazminatının belirlenmesi konusunda rizikonun gerçekleşmesi halinde sigorta poliçesinde gösterilen sigorta bedeli değil sigorta ettirenin uğradığı gerçek zararın tazminine karar verilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla zararın miktarının belirlenmesinde 6098 sayılı TBK hükümleri uygulanmaktadır. Nitekim 31.03.2021 tarihli bilirkişi raporun da bu kasamda hazırlanmış ve davacının uğradığı gerçek zararı tespit edilmiştir. Bu nedenle davacının talep ettiği kasko sigortası tazminatı 2004 sayılı İİK m. 67’ye göre likit nitelikte bir alacak değildir. Bu gerekçelerle davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 16.310,30 TL üzerinden aynı koşullarla devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacı vekilinin icra inkar talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.114,15-TL nispi karar harcının peşin alınan 197,00-TL harçtan mahsubu ile eksik 917,16-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 807,50-TL ( 750,00-TL BK ücreti, 57,50-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 807,47-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 869,70-TL ( 54,40-TL BH, 807,50-TL PH, 7,80-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 0,70-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan Behin Bektaş’a 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.319,94 TL’nin davalıdan, 0,06-TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/04/2021

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır