Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/491 E. 2023/434 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/491
KARAR NO:2023/434

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:16/09/2020
KARAR TARİHİ:08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … … Ltd. Şti arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine diğer davalıların müteselsil kefil oldukları kredilerin ödenmesi amacıyla …. Noterliği’nin 19/08/2019 tarih … yevmiye nolu hesap kat ihtarının keşide edilerek borçlulara gönderildiği, alacağın tahsili için borçlulara karşı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında ilamsız haciz yoluyla icra takibine geçildiğini, borçlular tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, borçlular ile akdedilen genel kredi sözleşmesinde faiz hususlarının ayrıntılı olarak düzenlendiğini belirterek davalılar tarafından takibe yapılan itirazın iptali ile davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalılar tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davacı bankanın GKS’den kaynaklı alacağının varlığı ve miktarının ne olduğu, davalıların takibe yapmış oldukları itirazların haklı olup olmadığı, faizin türü ve başlangıcının ne olduğu, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığından ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı icra dosyası aslı celp edilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan dava konusu genel kredi sözleşmesi aslı ve ihtarname asılları mahkememizin 7684 kasa sırasına kayıt edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince 12/10/2021 tarihli kök ve 10/04/2022 tarihli ek rapor alınmış ise de; raporlar teknik olarak yeterli incelemeyi içermediğinden başka bir bilirkişiden rapor alınmış olup 29/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile davalı kredi lehtarı (asıl borçlu) … İnş. ve İnş. Mah. Dah. Tic. Ltd. Şti. arasında “Genel Kredi Sözleşmesi ” imzalandığı, işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşmeye istinaden davacı banka tarafından davalı kredi lehtarı (asıl borçlu) adına kredi hesapları açıldığı ve bu hesaplar üzerinden nakit kredilerin kullandırılmış olduğu, işbu kredi borçlarının öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, kefalet limiti ve davalı kefillerin sorumluluğu; davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 1.000,000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 493.239,45 TL’sinin kefalet limitlerinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin (asıl barçlu) temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı borcun tamamından kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın müteselsilen sorumlu olduklarının söylenebileceği, davacı bankanın takip tarihi itibariyle 493.239,45 TL asıl alacak 6.196,25 TL işlemiş akdi faiz, 309,81 TL BSMV olmak üzere toplam 499.745,51 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık %35,10 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile bilikte istenebileceği, …’den sağlanan tahsilat/tazminat yönünden; …’nin kefaletiyle davalı … İnş. ve İnş. Mal. Dah. Tic. Ltd. Şti.’ne (1) adet taksitli kredi kullandırılmıştır. Bu kefalete atfen … … A.Ş. tarafından dava tarihi 16/09/2020’den önce olmak üzere 29/07/2020 tarihinde 402.805,39 TL tazminat ödemesi yapmıştır. Davacı banka, … A.Ş. ile yapılan ek kefalet protokolü kapsamında, tazmin edilen işbu bedelin davalı şirketten tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı banka tazmin edilen işbu bedel (402.805,39 TL) bakımından takiplere aynen devam etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bir başka deyişle davacı banka, … A.Ş. ile imzalanan ek kefalet protokolü (D bendinin 1.2 ve 4.fıkraları) ve Bakanlar Kurulu Kararları (2009/15197- 2015/7331 ve 2016/9538) kapsamında, davalı şirket ve/veya davalı kefillerden …’nun kefaleti kapsamında kullandırılan kredilerden doğan alacaklarını tahsil etmek için açılan icra takiplerine aynen devam edilebileceğinin düşünüldüğü, çünkü, bahse konu ödemeler/tazminatlar davalı şirket ve/veya davalı kefiller tarafından yapılmamıştır. İşte bu bakımdan gerek davacı banka ile dava dişı … A.Ş. arasında akdedilen ek Kefalet protokolü ve gerekse de Bakanlar Kurulu Kararına atfen sanki hiç ödeme yapılmamış gibi takiplere aynen devam edilebilineceği nazara alındığında, …’dan tazminat yoluyla tahsil edileri 402.805,39 TL’nin davalı şirketin kredi borcuna mahsup edilemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı ile davalı asıl borçlu … İnş. ve İnş. Mah. Dah. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 06/06/2013 tarihli genel kredi sözleşmesini diğer davalıların müşterek ve müteselsil kefil olarak imzalanmış oldukları, kefaletin geçerli olabilmesi için gerekli şartların kefalet sözleşmesinde bulunduğu, TBK 584. maddeye eklenen ilave fıkranın 28/03/2013 tarihinde itibaren geçerli olduğu, somut olaydaki sözleşmenin 06/06/2013 tarihinde akdedildiği, davalı kefillerin şirket ortağı ve/veya yöneticisi olduğu anlaşıldığından eş muvafakat belgesinin zorunlu olmadığı, sonuç olarak kefalet sözleşmesinin geçerli olarak tesis edildiği anlaşılmıştır.
Davacı, davalı şirket ile düzenlediği sözleşmenin 10. maddesinde temerrüt tarihinde bankaca tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlasını ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi tatbik edileceği düzenlemiş olup davacı banka takip talebinde %40 oranında temerrüt faizi talep etmiş ise de emsal HGK.’nun 2017/19-1650 Esas, 2019/507 Karar sayılı ilamı doğrultusunda emsal nitelikte kredilere uygulanan en yüksek akdi faiz üzerinden yapılan hesaplamada bilirkişi tarafından tespit edilen %35,10 oranındaki temerrüt faizinin emsal içtihatlara uygun olduğu anlaşıldığından bu hususta rapora itibar edilmiştir.
Davacı tarafça asıl borçlu ve kefillere …. Noterliği’nin 19/08/2019 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamedeki kat edilen alacaklardan yalnızca birinci sıradaki taksitli kredinin takip ve dava konusu edildiği, ihtarnamenin asıl borçlunun sözleşmede gösterilen adresine tebliğe çıkarıldığı, asıl borçlu yönünden İİK 68/b maddesi uyarınca tebligatın sonuç doğurabilecek nitelikte yapıldığı, bu sebeple asıl borçlunun tebligatın iade olduğu 20/08/2019 tarihine ihtarnamede verilen 1 günlük süre eklenerek 22/08/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı kefil …’a çıkarılan tebligatın 20/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı …’ın da 22/08/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı …’ya çıkarılan tebligatın 20/08/2019 tarihinde iade edildiği, bilirkişi tarafından … için 22/08/2019 tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilmiş ise de; İİK 68/b maddesinin davalı kefil yönünden uygulama imkanı bulunmadığından davalı kefilin takip tarihi olan 02/09/2019 tarihinde temerrüde düşmüş sayıldığı kabul edilerek bu doğrultuda mahkememizce kefilin sorumlu olduğu miktar resen hesaplanmıştır. Bu husus dışında aldırılan bilirkişi raporu mahkememiz ve İstinaf denetimine elverişli olup, yeterli teknik incelemeyi içerdiğinden raporda hesap edilen miktarlara itibarla sonuç olarak davacının davalılardan 493.239,45 TL asıl alacak, 6.196,25 TL işlemiş faiz (davalı kefil … 4.426,99 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere), 309,81 TL BSMV (davalı kefil … 221,34 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere), olmak üzere toplam 499.745,51 TL (davalı kefil … 497.887,78 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) alacaklı olduğu anlaşıldığından belirtilen miktarlar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/11.maddesinde “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez.” düzenlemesi mevcut olup somut olay yönünden davalıların arabuluculuk toplantısına mazeret sunulmaksızın katılmadıkları anlaşıldığından yargılama giderleri tamamen davalılar üzerinde bırakılmış ve davalılar lehine reddedilen kısım yönünden vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen alacak miktarının % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM /Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
2-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 493.239,45 TL asıl alacak, 6.196,25 TL işlemiş faiz (davalı kefil … 4.426,99 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere), 309,81 TL BSMV (davalı kefil … 221,34 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere), olmak üzere toplam 499.745,51 TL (davalı kefil … 497.887,78 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %35,10 oranında temerrüt faizi ve işleyecek faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına,
4-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle, İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca hükmedilen alacak miktarlarının %20 oranına tekabül eden 99.949,10 TL icra inkar tazminatının davalılardan (Davalı kefil … 99.577,56 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,
5-Kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gerekli 34.137,62 TL harçtan peşin alınan 6.208,50 harcın mahsubu ile bakiye 27.929,12 TL harcın davalılardan (davalı … 27.825,30 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) alınarak hazineye gelir kaydına;
6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 6.270,70 TL (54,40 TL BVH, 7,80 VH, 6.208,50 TL Peşin Harç) harcın davalılardan (davalı … 6.247,39 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 4.452,00 TL (davalı … 4.435,45 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) yargılama giderinin 6325 Sayılı Kanunun’un 18/11.maddesi gereği davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kabul edilen alacak miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 72.964,37 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan (davalı … 72.693,14 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen alacak miktarı üzerinden 6325 Sayılı Kanunun’un 18/11.maddesi gereği vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Arabuluculuk görüşmelerinde atanan arabulucuya 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden yapıldığı, davalıların arabuluculuk görüşmelerine katılmadıkları anlaşıldığından 6325 Sayılı Kanunun’un 18/11.maddesi gereği 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak (davalı … 1.315,10 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) hazineye gelir kaydına,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider ve delil avanslarının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne (e-duruşma ile), davalı yokluğunda;6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır