Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/472 E. 2021/78 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/472
KARAR NO:2021/78

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 21/08/2014
KARAR TARİHİ: 03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve diğer beyanlarında özetle; davalı tarafından müvekkiline gönderilen 66.855,13 TL bedelli fatura nedeniyle …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı kararı ile taleplerinin kısmen kabul edilerek, müvekkilinin davalıya 29.193,18 TL borçlu olduğuna, 37.661,95 TL borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, yargılama sırasında elektriğin kesilmesi tehdidi altında dava konusu faturanın taksitlendirilerek ödendiğini, müvekkilinin taksitlendirme planına uyarak menfi tespit davasına konu fatura bedelinin tamamını ödediğini, ancak menfi tespit kararı uyarınca Mart 2008 de yapılan ödeme ile müvekkilinin alacaklı konuma geldiğini Kasım 2008 ayına kadar toplam 44.640,00 TL ödendiğini, fazladan yapılan ödemenin tahsili amacıyla başlatılan takibe davalının kısmi itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve diğer beyanlarında özetle; davacı tarafından açılan menfi tespit davasında …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı davanın kısmen kabulüne ilişkin Sayılı kararının Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 26.03.2012 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamıyla onandığını, davacının bu ilama dayanarak ödediği miktarların istirdadını istediğini, istenen faizin hangi tarihlerden istendiği belli olmadığını ve fahiş olduğunu, bu nedenle asıl alacağın ödenerek fahiş olan faize itiraz edildiğini, davacının ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin yaptığı ödemelerin istirdadını isteyemeyeceğini, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı isteminin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında düzenlenmiş abonelik sözleşmesi nedeniyle kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacak için yapılan ödemeye karşı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 77’ye göre sebepsiz zenginleşme nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin 24.12.2015 tarihli kararı Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin, “Somut olayda uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacağın tahsili istemi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, sebepsiz zenginleşmeden doğan bir alacağa faiz yürütülebilmesi için borçlunun bir ihtar ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi zorunludur. Bu husus; 818 sayılı BK’nun 101. maddesinde “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117. maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. O halde; iade borcu para borcu şeklindeyse iade talebinde bulunulmasından itibaren temerrüt faizi işleyecektir. Somut olayda; davalının (iade borçlusunun) temerrüde düşürüldüğü tarih …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.- … K. sayılı kararının kesinleşme tarihi olduğuna göre, mahkemece; kesinleşme tarihi olan 20.09.2012 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı olarak; alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucu saptanacak olmakla, alacak likit kabul edilemeyeceğinden İcra İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuş ve yeniden yargılama yapılamak üzere dosya mahkememize gönderilmiştir.
Yeniden yapılan yargılama sonucunda Yargıtay 3. HD’nin içtihadı doğrultusunda 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya bilirkişiye verilmiştir. Yargıtay gerekçeli kararında davalı borçlunun temerrüte düşürüldüğü tarihin …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas; … Karar sayılı kararının kesinleşme tarihi olduğunu, gecikme faizinin de bu dosyanın kesinleşme tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini tespit etmiş olması nedeniyle bilirkişiden gecikme faizinin bu dosyanın kesinleşme tarihi olan 20.09.2012 tarihinden itibaren hesaplanması istenilmiştir. Hazırlanan 02.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda 20.09.2012 tarihinden itibaren işlemiş faizin 39.484,93 TL olduğu hesaplanmış, bu rakam üzerinden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak hüküm kurulmuş, alacak likit olmadığı için icra inkâr tazminatına hükmedilmemiştir.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNİN İKİNCİ BOZMA KARARI:
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, “Somut olayda;mahkemece her ne kadar Dairemizin 29.11.2017 tarih ve 2016 / 9112 E 2017 / 16765 K sayılı bozma ilamı doğrultusunda rapor alınması için dosya bozma öncesi hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilerek bu bilirkişiden 02.12.2019 tarihli ek rapor alınmış ise de söz konusu ek rapor incelendiğinde davaya konu ödemelerden 03.03.2008 ödeme tarihli 3.557,62 TL’lik ödeme için bozma ilamında belirtildiği şekilde kesinleşme tarihi olan 20.09.2012 tarihinden icra takip tarihi olan 17.09.2013 tarihine kadar doğru hesaplama yapıldığı, ancak davaya konu edilen diğer ödemeler için hatalı şekilde bozma öncesinde düzenlenen kök rapordaki gibi “ödeme tarihlerinden icra takip tarihine kadar” hesaplama yapıldığı ve mahkemece de hatalı hesap içerir ve bozma ilam gereğini yerine getirmeyen bu rapora göre karar verildiği görülmekle, bu şekli ile davalı yararına oluşan usuli müktesep hak ilkesi gözetilmeden düzenlenen bu ek raporun hükme esas alınabilecek nicelik ve nitelikte olmadığı açıktır. Bu itibarla mahkemece,dosyanın alanında uzman farklı bir bilirkişiye tevdi edilmesi suretiyle, Dairemizin 29.11.2017 tarih ve 2016 / 9112 E 2017 / 16765 K sayılı bozma ilamını karşılar nitelik ve nicelikte, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yetersiz bilirkişi ek raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş ve yeniden yargılama yapılamak üzere dosya mahkememize gönderilmiştir.
YENİDEN YAPILAN YARGILAMA VE GEREKÇESİ:
Yargıtay 3. HD’nin ikinci bozma kararına karşı tarafların beyanları alındıktan sonra bozma kararına uyulması yönünde ara karar oluşturulmuş ve yargılamaya devam edilmiştir. Yargıtay 3. HD’nin içtihadı doğrultusunda 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya başka bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişiden davaya konu alacağın tamamının …. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararının kesinleşme tarihi olan 20.09.2012 tarihinden icra takip tarihi olan 17.03.2013 tarihine kadar hesaplanması, faiz hesabının 3095 sayılı yasanın 2/II maddesine göre yapılması ve faiz hesabı ile birlikte toplam alacak miktarının tespiti istenilmiştir. Mahkememizce verilen ilk karara esas alınan bilirkişi raporunda faiz türü olarak 3095 sayılı yasanın 2/II maddesindeki temerrüt faizine ilişkin hesaplama yapılmış ve Yargıtay tarafından da bu konuda bozma gerekçesi oluşturulmamıştır.
Hazırlanan 14.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacının asıl alacağının 44.645,80 TL olduğu, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararının kesinleşme tarihi olan 20.09.2012 tarihinden icra takip tarihi olan 17.03.2013 tarihine kadar işlemiş faizin 3.524,23 TL olduğu, toplam alacak miktarının ise 48.170,03 TL olduğu tespit edilmiştir.
Dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında düzenlenmiş abonelik sözleşmesi nedeniyle kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacak için yapılan ödemeye karşı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 77’ye göre sebepsiz zenginleşme nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
6098 sayılı TBK m. 77’ye göre; “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” Davacının davalı tarafa borçlu olmadığı …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı kararı ile tespit edilmiş olup davacının 6098 sayılı TBK m. 77 kapsamında davalı tarafa ödediklerini ve faizini talep etme hakkı bulunmaktadır. Hazırlanan bilirkişi raporu ile davalının talep edebileceği miktar tespit edilmiş olup bu gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 3.524,23 TL üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesap olunan 240,74-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 493,51-TL harçtan mahsubu ile artan 252,77-TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde DAVACIYA İADESİNE ,
4-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 1.898,00-TL ( 1.640,00-TL BK ücreti, 258,00-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 163,71-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 269,74-TL ( 25,20-TL BH, 240,74-TL davacıya iade edilen peşin harçtan kalan karar harcı, 3,80-TL VH) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Bozmadan önce verilen karar gereğince 05/03/2020 tarih, 2020/80 Harç No’lu Harç Tahsil Müzekkeresi ile davalıdan tahsil için yazılan 2.203,71-TL bakiye karar harcının tahsil edilmiş ise tahsil edildiğine ilişkin makbuz ibraz edildiğinde DAVALIYA İADESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.524,23-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Davalı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 150,00-TL ( tebliğler ve posta) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 137,06-TL’nin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.600,07-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2021

Katip …

Hakim …