Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/466 E. 2022/622 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/466
KARAR NO :2022/622

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:07/09/2020
KARAR TARİHİ:18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Uluslararası taşımacılık ve lojistik faaliyeti ile ticari faaliyette bulunduğunu, davalı ile de, cari hesaba dayalı olarak ticari faaliyette bulunduğunu, müvekkili davacı şirket davalı şirketin taşıma talimatı ile teslim aldığı ürünleri dava dışı … ve Tic A.Ş. ile taşıttığını, müvekkili davacının, davalı … Türizm Ltd Şti ‘nin taşıma hizmeti talepleri doğrultusunda; 16.10.2018 tarihinde … Konşimento numaralı, 12.01.2019 tarihinde … Konşimento numaralı, 12.01.2019 tarihli … Konşimento numaralı, taşımaları gerçekleştirdiğini, davacının, davalı … Turizm Ltd.Şti’ nin taşıma talepleri doğrultusunda ürünleri iç piyasadan alarak, … ve Tic A.Ş aracılığıyla Etihopya’ya taşıdığını, müvekkilinin iş birliği yaptığı … ve Tic A.Ş taşıma ücretlerini ödediğini, davacının; 16.10.2018 ve 12.01.2019 tarihlerindeki yük taşıma hizmet bedeli karşılığında 06.09 2019 tarihli … nolu 70.110,00 TL bedelli (12.300,00 USD) faturayı düzenleyip usulüne uygun biçimde davalı borçlu şirkete teslim etmiş ancak bedelini tahsil edemediğini, müvekkilinin, alacağının tahsili hususunda …. İcra Müdürlüğü’ nüm … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatmış , usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ etmiş ve davalı borçlu şirket ödeme emrinde belirtilen borca haksız şekilde itiraz ettiğini, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile yürütülen icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, fazlaya ilişkin alacak ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla asil alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık ticari avans faiziyle birlikte takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yurt dışında bulunan gerçek ve tüzel kişiler ile Uluslararası satış sözleşmeleriyle ihracat yaptığını, işbu sözleşmelerde Uluslararası Ticaret Odasının düzenlediği ve genel olarak tüm dünyada da kabul edilen teslim şekli kayıtları kullanılmakta olduğunu, müvekkili şirketin uluslararası satış sözleşmesinde satıcı konumunda olup FOB kaydı nedeniyle navlun sözleşmesinde ise taraf olmadığını, davacı taraf, satış sözleşmesinde alıcı olarak görünen taraflarla navlun sözleşmesi yaptığından dolayı müvekkilinin taşıma faaliyeti nedeniyle bir sorumluluğu bulunmadığı gibi navlun ücretinde de bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirket satış sözleşmesi konusu olan malları anlaşmaya uygun şekilde gümrüğe bıraktığını, FOB teslim şekli olduğundan dolavı tasıma açısından müvekkilinin herhangi bir talimatı da bulunmadığını, davacı tarafın, takip ve dava konusu faturayı müvekkil şirkete herhangi bir şekilde teslim veya tebliğ etmediğini, müvekkil şirket adına kesilen faturadan, başlatılan icra takibi ile birlikte haberdar olunduğunu, söz konusu fatura sureti incelendiğinde; … ve … ile … … Havalimanı Hava Navlun Bedeli olduğu görüleceğini, Zira yukarıda da belirttiğimiz üzere navlun sözleşmesine taraf olmayan müvekkilinin navlun bedelinden de bir sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca faturada …’den taşıma yapıldığı belirtildiğini, faturaya mesnet tutulan konişmentolarda … Havalimanından bir taşıma olmamasına rağmen bu hususun neden yazıldığının bilmediklerini, davacı tarafça, dava dilekçesinde taşıma ücretlerinin dava dışı … ve Ticaret Anonim Şirketine ödendiği bildirilmesine rağmen buna ilişkin bir belge veya delil sunulmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 30/06/2021 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
26/07/2021 tarihli raporunda bilirkişi; … teslim şeklinin ihracat beyannamesinde beyan edilmesinin, taşıyana/acentesine herhangi bir sorumluluk vüklemediği, zira teslim şeklinin getirdiği müeyyidelere karşı taraflarının alıcı v esatıcı olduğu, bu halde konişmento kayıtlarına göre “gönderen sıfatı ile” navlun ücretinden davalı … Türizm Ltd.Şti’ nin sorumlu olacağı, davacı yan her ne kadar “davalı … Tuürizm Ltd.Şti” nin taşıma talepleri doğrultusunda ürünleri iç piyasadan alarak, … ve Tic A.Ş aracılığıyla Etihopya’ya taşıdığını, iş birliği yaptığı … ve Tic A.Ş” ye taşıma ücretlerini ödediğini” iddia ederek navlun bedeli talep etmekte ise de, dosya ekinde bunları destekler nitelikte belge/veri bulunmadığı gibi, davacı ile davalı arasında herhangi bir sözleşme, talimat, navlun teklif ve teklifin davalının kabulünde olduğu hakkında somut bir belge bulunmadığı, konşimentolara göre acentenin dava dışı … gözüktüğü, dolayısıyla konişmento tahtında davacı …”’ nın acentelik sıfatına haiz olmadığı, Konişmento kayıtlarına göre acentenin dava dışı … olduğu, davacı …’nın acente gözükmediği, davacı acentelik varlığını Batı nakliyatın 03.09.2020 tarihli “konişmento yükünün kendilerine davacı … aracılığı ile geldiği, ödemelerin … tarafından yapıldığı” şeklindeki yazıya dayandırdığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 18/01/2022 tarihli celse ara kararı ile davacı davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
06/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davalıdan alacağı tahsil edemediği gerekçesi ile ….İcra Müdürlüğü’nün … E. dosya numarası ile 70.110,00.-TL üzerinden davalı aleyhine takibe geçtiği; davalının, icra takibine, takip miktarına, borca, faiz ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, bu itiraz üzerine davacının davalı aleyhine yaptığı takibin devamı için huzurdaki davayı açtığı, davacı taraf 2019 yılı ticari defterlerini tarafımıza ibraz ettiği, davacının İbraz edilen ticari defterleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğu görülmüş olup, mevcut tespitlere göre davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfı taşımadığı, davacının ibraz edilen ticair defterlerinde takip tarihi 29.09.2019 itibariyle davalıdan TL 53.867,61 TL alacağı olduğu tespit edildiği, ibraz edilen bilgi ve belgelere göre davacının ….İcra Müdürlüğünün … dosya numarası ile davalı aleyhine yaptığı icra takibinde davalıdan 53.867,61 TL alacağı olduğu, ancak davalının bu tutar kadar borcu olmadığı yönünde itirazları olması halinde somut bilgi ve belgelerini (dekont makbuz, çek vb.) ibraz etmesi gerektiği, mevcut dosya kapsamında davalının icra dosyasına yaptığı itirazın ispata muhtaç olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 21/06/2022 tarihli celse ara kararı uyarınca; dosyanın yeniden SMM bilirkişiye tevdii ile taraf vekillerinin bilirkişi raporlarına itirazları da dikkate alınmak suretiyle davacı ve davalı taraf arasında önceki tarihli ticari ilişkiler de irdelenerek FOB kaydına rağmen davalı tarafça ödeme yapıldığına ilişkin teamül olup olmadığı ile davacı tarafın iş bu uyuşmazlık nedeni ile dava dışı … a ödeme yapıp yapmadığı hususunda ek raporu alınmasına karar verilmiştir.
04/07/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacının ibraz edilen ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalından 53.867,61 -TL alacağı olduğunu, davacı itirazında 73.064,46 TL olduğunu beyan ettiğini, ancak takip tarihi itibariyle delil olarak ibraz edilen ticari defterlerinde davalından 53.867,61-TL alacağı olduğu açık olup takip tarihi itibariyle davalından 73.064,46 TL alacağı olduğu ispata muhtaç olduğu, takip tarihinden sonraki ticari faaliyet ve işlemler dava konusu yapılmadığı, davanın itirazın iptali davası olduğu görüldüğü, uyuşmazlık davacı ile davalı kapsamında davacının takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığı, tarafların temerrüte düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, icra inkâr tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde; taraflar arasında bir ticari ilişki olduğu, davacı davalıya hizmet satışı yaptığının tespit edildiği, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacının takip tarihinden önce davalıya 3 adet fatura tanzim edilmiş olduğu, taşıma amaçlı yapılmış ise taşımaya ilişkin tüm belgelerin ibraz edilmesi gerektiği, mevcut belgelerin ibraz edilmesi halinde dava dosyasında görevli dış ticaret uzmanı bilirkişi tarafından davacı ve davalı taraf arasında önceki tarihli ticari ilişkiler de irdelenerek FOB kaydına rağmen davalı tarafça ödeme yapıldığına ilişkin teamül olup olmadığı yönünden görüş verileceği, davacı tarafın iş bu uyuşmazlık nedeni ile dava dışı …’a ödeme yapıp yapmadığı hususunda değerlendirme davacı taraf bakımından herhangi bir belge ibraz edilmediğinden bu konuda kanaat bildirilmediği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 6102 sayılı TTK taşımacılık sözleşmesinden kaynaklanan alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı icra iflas kanunu madde 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Tüm bu açıklamalar ışığında; davacı yanın ticari defter ve kayıtlarında uyuşmazlığa konu faturaların bir kısmının yer aldığı, bu hususun mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporlarıyla da sabit olduğu, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, fatura karşılığında mal veya hizmet verildiği hususunun ispat edilmesi gerektiği ve ispat külfeti kendisinde olan davacının dava dışı … ve Ticaret A.Ş.’nin 03/09/2020 tarihli yazısında konişmento numaralı gönderilerin davacı yan tarafında iletildiği ve ödemelerinin yapıldığı hususunda yazı içeriği ile FOB teslim şeklinin davalı yanı sorumluluktan kurtarmayacağı ve taraflar arasındaki akdi ilişkinin herhangi bir şekil şartına bağlı olmaksızın doğacağı hususları dikkate alınmak suretiyle; davanın kısmen kabulü ile; …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 53.867,61-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, yasal şartlar oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 53.867,61-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Yasal şartlar oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 3.679,70-TL nispi karar harcının peşin alınan 1.197,31-TL harçtan mahsubu ile eksik 2.482,39-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 2.578,50-TL ( 2.400,00-TL BK ücreti, 178,50-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.981,14-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam ‭1.259,51‬-TL ( 54,40-TL BH, 1.197,31-TL PH, 7,80-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucu …’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.014,20-TL’nin davalıdan, 305,80 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
18/10/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır