Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/45 E. 2021/508 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/45
KARAR NO:2021/508

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:16/01/2020
KARAR TARİHİ:14/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı… A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … A.Ş. ile kargo sözleşmesi yaptıklarını, verilen taşıma hizmeti karşılığında kesilen 8.037,47 TL bedelli fatura bedellerinin ödenmediğini, söz konusu faturaların hem @ fatura olarak gönderildiğini hem de fiziki olarak teslim edildiğini, faturaların ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe itiraz edilmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle yetkisizlik itirazında bulunmuş ve … Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Davanın esasına ilişkin olarak da 22.10.2018 tarihinde davacı tarafından malları taşınırken 960 kalem ürünün zarar gördüğünü, malların defaten taşınması nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini, onaylanmış siparişlerin teslim edilmemesi nedeniyle dava dışı … A.Ş.’nin kendilerine karşı fatura kesmesine neden olduğunu, toplamda 10.925,79 TL zararlarının bulunduğunu, bu durumun davacı ile yapılan 22.10.2018 tarihli tutanakla tespit edildiğini, bu bedel yönünden davacının alacağına karşı takas talep ettiklerini belirtmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında taşıma işlerinden kaynaklı alacak nedeniyle başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davası ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 139’a göre takas talebidir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, kargo sözleşmesini, faturaları, ticari defterleri, banka kayıtlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, @ posta yazışmalarını, … A.Ş.’nin kestiği faturaları, taraflar arasında düzenlenen 22.10.2018 tarihli tutanağı ve tarafların ticari defterlerini delil olarak sunmuştur.
Dava 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında taşıma işlerinden kaynaklı alacak nedeniyle başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davası ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 139’a göre takas talebidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davalı tarafın usulü itirazlarının esasının incelenmesine geçilmiştir.
Davalı taraf yetkisizlik itirazında bulunmuştur. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Uyuşmazlık” başlıklı 6’ncı maddesinde … mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığından 6100 sayılı HMK m. 17’ye göre davalı tarafın yetkisizlik itirazının reddine karar verilmiştir.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu m. 3’e göre; “Kargo: Tek parçada en fazla yüz kilogramı geçmeyen genellikle ambalaj ve kap içerisinde olan küçük boyutlu koli, sandık, paket gibi parça eşyayı” ifade etmektedir. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı 2’nci maddesinde “Bu sözleşme konusu Firmaya ait kargoların … Kargo tarafından … Kargonun şubelerinin olduğu il ve ilçelere taşınmasıdır.” düzenlemesi getirilmiş olup taraflar arasındaki sözleşme niteliği itibariyle 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında kargo taşımacılık sözleşmesidir. Bu sözleşmede belirlenen ücret karşılığında davacı tarafın verdiği taşımacılık ücretini davalı taraftan isteme hakkı bulunmakla birlikte taşımacılık hizmeti esnasında meydana gelen zararlardan ötürü de davalı tarafın takas defini ileri sürme hakkı bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 139’a göre; “İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.” Bu madde kapsamında takas definin cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerekmekte olup davalı tarafta cevap dilekçesiyle süresi içinde takas hakkını kullanmıştır. Dolayısıyla davacının alacağının bulunup bulunmadığı ile davalının taşıma esnasında mallarının zarar görmesi nedeniyle takas hakkına sahip olup olmadığının tespitinin birlikte yapılması gerekmektedir.
Davalı tarafın dosyaya delil olarak sunduğu 22.10.2018 tarihli tutanak örneği incelendiğinde tutanak üzerinde “Aşağıda ayrıntısı verilmiş olan gönderilerimiz faturaları olmadığı gerekçesiyle teslim edilememiş ve tarafımıza 22.10.2018 tarihinde iadesi yapılmıştır. … ve … sayılı faturalarımız kolilerin üzerindeki ceplerden çıkmıştır. … sayılı faturamız firmanız elemanları tarafından kaybedildiği için hem ürünlerimiz teslim edilememiş hem de faturanın iptali gerçekleştirilemediği için 545,83 TL KDV yükümlülüğümüz oluşmuştur. İadesi kabul edilen ürünlerimizin kontrolünde 960 adet ürün zayiatı tespit edilmiş ve bu tutanak ile karşılıklı imzalarla kayda alınmıştır.” yazılı olup tutanak altında her iki tarafı temsilen imzalar bulunmaktadır. Tutanak altındaki imzaya ve imzalayan kişinin yetkisine davacı taraf itirazda bulunmamıştır.
Davacı tarafın davalı taraftan ne kadar alacaklı olduğunun tespiti için davacı taraf defterlerinde 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 05.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın ticari defterlerine göre davacının davalı taraftan 7.649,99 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafın …’de bulunuyor alması nedeniyle davalı taraf ticari defterlerinin incelenmesi için … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır. İncelemeyi yapacak bilirkişiden; 18.10.2018 tarih ve … sayılı 1.139,52 TL bedelli iade faturasının, 26.06.2018 tarih ve … sayılı 80,43 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 26.06.2018 tarih ve … sayılı 80,43 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 12.07.2018 tarih ve … sayılı 1.022,36 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 11.07.2018 tarih ve … sayılı 1.126,02 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, davalı taraf defterlerinde kaydının bulunup bulunmadığının tespiti, davacı firma elemanları tarafından kaybedilen ve iptal edilemeyen faturalar nedeniyle 544,83 TL KDV ödemesinin yapılıp yapılmadığının tespiti, talimat ekinde gönderilen tutanaklarda yazılı olan miktarların davacı tarafından davalıya ödenip ödenmediğinin tespiti ve davalının davacıya borcunun bulunup bulunmadığının tespiti istenilmiştir.
Hazırlanan 21.12.2020 tarihli talimat bilirkişi raporunda 26.06.2018 tarih ve … sayılı 80,43 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 26.06.2018 tarih ve … sayılı 80,43 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 12.07.2018 tarih ve … sayılı 1.022,36 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 11.07.2018 tarih ve … sayılı 1.126,02 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı firma elemanları tarafından kaybedilen ve iptal edilemeyen faturalar nedeniyle 544,83 TL KDV ödemesinin yapıldığı, 960 adet ürün karşılığı olarak tutulan 22.10.2018 tarihli tutanakta tespit edilen ve zayiat karşılığı olarak talep edilen 6.931,20 TL’nin davalı defterlerinde kaydının bulunmadığı, bu 960 adet ürün karşılığı olarak tutulan 22.10.2018 tarihli tutanakta tespit edilen, zayiat karşılığı olarak talep edilen ve 240 adet ürüne karşılık gelen … sayılı 17.09.2018 tarihli KDV hariç 3.032,40 TL bedelli KDV dahil 3.578,23 TL bedelli faturanın davalı tarafından nakit olarak tahsil edilmiş gözüktüğü, bu faturaya ilişkin 544,83 TL KDV’nin de nakit olarak tahsil edildiği dolayısıyla bir zarar olmadığı, kalan 3.898,80 TL’nin tahsil edilmediği, dava dışı … A.Ş. tarafından teslim edilmeyen ürünler karşılığı kesilen 26.06.2018 tarih ve … sayılı 80,43 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 26.06.2018 tarih ve … sayılı 80,43 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 12.07.2018 tarih ve … sayılı 1.022,36 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 11.07.2018 tarih ve … sayılı 1.126,02 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının alacak kaydının yapıldığı ve toplam olarak 2.309,24 TL olarak dava dışı … A.Ş.’ye borçlanıldığı, ancak dava dışı … A.Ş.’ye faturalanmadığı, davalının davacıya 1.977,51 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Hazırlanan 21.12.2020 tarihli talimat bilirkişi raporunda 6.031,20 TL tutarlı zayiat rakamının nasıl tespit edildiğinin belli olmaması, davacının alacaklı olduğu miktarın nasıl hesaplandığının belli olmaması ve davacının alacaklı olduğu miktarın tespitinde davalının takas talep ettiği hangi fatura bedellerinin ya da zayiat bedellerinin düşüldüğünün belli olmaması nedeniyle … Asliye Hukuk Mahkemesine tekrar talimat yazılarak dosyanın tekrar aynı bilirkişiye verilmesine, 6.931,20 TL zayiat rakamının nasıl tespit edildiğinin açıklanmasının istenilmesine, 6.931,20 TL zayiat rakamının hangi faturaları kapsadığının açıklanmasının istenilmesine, davacının 1.977,51 TL alacaklı olduğunun nasıl tespit edildiğinin açıklanmasının istenilmesine, davacının 1.977,51 TL alacaklı olduğunun tespitinde davalının takas talep ettiği hangi fatura bedellerinin ya da zayiat bedellerinin düşüldüğünün tespitinin istenilmesine karar verilmiştir.
Hazırlanan 02.02.2021 tarihli ikinci talimat bilirkişi raporunda; 6.931,20 TL tutarlı zayiat rakamının 960 adet ürünün 7,22 TL bedelle çarpımı sonucunda bulunduğu, bu konuda dava dışı … A.Ş. adına düzenlenmiş 22.10.2018 tarihli tutanak olduğu, bu tutanağın dayanağının da yine dava dışı … A.Ş: adına düzenlenmiş 17.09.2018 tarihli üç tane fatura olduğu, davalının 2018 yılı yevmiye defteri kapanış maddesinde davacının 1.977,51 TL alacaklı gözüktüğü, davacının alacaklı olduğunun bu şekilde tespit edildiği, davalının takas talep ettiği dört tane fatura bedelinin toplamının 2.309,24 TL olduğu, zayiat olarak belirtilen 960 tane ürünün karşılığı olan 6.931,20 TL’nin 240 tanesine karşılık gelen 3.032,40 TL’nin nakit olarak tahsil edilmiş olduğu, kalan 3.898,80 TL’nin kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafın defterlerine göre davalı 7.649,99 TL borçlu, davalı tarafın kendi defterlerine göre ise davalı 1.977,51 TL borçlu gözükmektedir. Her iki tarafın defterleri arasındaki farklılığın tespiti için dosya mali müşavir bilirkişiye verilerek iki taraf defterleri arasındaki farkın nedeninin tespitine ve davacının alacaklı olduğu miktarın tespitine karar verilmiştir.
Hazırlanan 10.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda davalının ödemelerinin davacı kayıtlarında yer aldığı, davacının düzenlediği faturaların ise davalının kayıtlarında yer almadığı, davalının davacıya karşı öne sürdüğü zayiat ile ilgili fatura düzenlemesi karşılığında 2.309,24 TL alacağının bulunduğu, zayi olan ürünlerin mahsup edilmemesi durumunda davacının davalıdan 7.649,99 TL alacağının bulunduğu, zayi olan ürünlerin mahsup edilmesi durumunda ise davacının davalıdan 5.340,75 TL alacaklı olduğu, 6102 sayılı TTK m. 1530’a göre de bu rakamlara işleyen faiz miktarının 7.649,99 TL alacak için 827,18 TL, 5.340,75 TL alacak için ise 533,52 TL olduğu tespit edilmiştir.
Hazırlanan bilirkişi raporları ile dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır ki takas talep eden davalı taraf zarar gördüğünü ileri sürdüğü 960 adet üründen 240 tanesi için faturalandırdığı toplam miktar 6.931,20 TL’dir. Bu miktarın KDV’siyle birlikte 3.578,23 TL’sini davacı taraftan tahsil etmiş, kalan 3.898,80 TL’sini tahsil etmemiştir. Dolayısıyla 240 adet ürüne karşılık gelen … sayılı 17.09.2018 tarihli KDV hariç 3.032,40 TL bedelli KDV dahil 3.578,23 TL bedelli fatura için davalının takas hakkı bulunmamaktadır.
18.10.2018 tarih ve … sayılı 1.139,52 TL bedelli iade faturasının davacı şirkete borç kaydının yapıldığı ancak dava dışı … A.Ş.’ye borçlandırılmadığı anlaşılmaktadır. Diğer dört fatura olan 26.06.2018 tarih ve … sayılı 80,43 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 26.06.2018 tarih ve … sayılı 80,43 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 12.07.2018 tarih ve … sayılı 1.022,36 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının, 11.07.2018 tarih ve … sayılı 1.126,02 TL bedelli teslim edilemeyen ürünler faturasının ise hem davacı şirkete borç kaydının yapıldığı hem de dava dışı … A.Ş.’ye borçlandırıldığı ancak dava dışı … A.Ş.’ye fatura edilmediği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 139’a göre; “İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.” aynı yasanın 73’üncü maddesine göre de; “Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” Bu maddeler kapsamında davalının takas hakkının doğması için zarar gören ürünler nedeniyle kendi kayıtlarına göre dava dışı … A.Ş.’ye borçlandırılan bu dört fatura bedelinin dava dışı … A.Ş.’ye fatura edilmesi ve bu şirkete ödenmesi gerekmektedir. Bu işlemin tamamlanmasından sonra davalının … sayılı TBK m. 73’e göre davacıya karşı rücu hakkı doğacaktır. Aynı durum davacı şirkete borç kaydı yapılan ancak dava dışı … A.Ş.’ye borçlandırılmayan 18.10.2018 tarih ve … sayılı 1.139,52 TL bedelli iade faturası içinde geçerlidir. Dolayısıyla davalı tarafın bu faturalar için davacı taraftan takas talep etme hakkı bulunmamaktadır. Bu gerekçelerle davalı tarafın takas definin reddine karar verilmiştir.
Davalının takas talep ettiği ve 960 adet üründen 240 tanesi için faturalandırdığı toplam 6.931,20 TL davalı tarafından muhasebe kayıtlarına işlenmemiştir. Muhasebe kayıtlarına işlememesine karşın davacı taraf bu tutarın KDV dahil 3.578,23 TL’sini davalı tarafa ödemiş geriye 3.898,80 TL kalmıştır. Bu nedenle 6098 sayılı TBK m. 73 ve 139’a göre davalı açısından takasa konu muaccel hale gelmiş bir alacak bulunmamaktadır.
6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Davalı defterlerinin bu maddeye uygun şekilde tutulmadığı, davalının ödemelerinin davacı kayıtlarında yer aldığı halde davacının düzenlediği faturaların davalının kayıtlarında yer almadığı anlaşılmakla davalı defterlerinin davalı lehine delil hükmünde olmadığı kabul edilmiş ve bu kayıtlar hükme esas alınmamıştır. Davacı taraf defterlerinin ise daha doğru kayıtlar içerdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı taraf defterlerindeki kayıtlara göre davacı tarafın 7.649,99 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu alacağa 6102 sayılı TTK m. 1530’a göre işleyecek faiz miktarı ise 827,18 TL’dir.
Davacı taraf icra takibinde 7.649,99 TL asıl alacak ve 387,48 TL işlemiş faiz talebinde bulunmuştur. Bu gerekçelerle asıl alacak yönünden davanın kabulüne, faiz yönünden ise 6100 sayılı HMK m. 26 taleple bağlılık ilkesine göre davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalının kendi ticari defterlerine göre de borçlu olduğunu bilebilecek durumda olmasına ve henüz ödemesini yapmadığı zayiat için takas defini ileri sürmek için icra takibinin tamamına itiraz etmesi iyiniyetli görülmeyerek davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulüne, 6100 sayılı HMK m. 26 taleple bağlılık ilkesine göre …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın takas definin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 549,04-TL nispi karar harcından peşin alınan 137,26-TL harcın mahsubu ile bakiye 411,77-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam ‭2.255,96‬-TL’nin ( 54,40-TL BVH, 7,80-TL VH, 137,26-TL Peşin Harç, 156,50-TL Tebliğ ve Posta, 1.900,00-TL BK ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’ye 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 118/A-13’e göre davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2021

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır