Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/444 E. 2022/510 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/444 Esas
KARAR NO:2022/510

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:27/08/2020
KARAR TARİHİ:14/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacı vekili dava dilekçesinden özetle müvekkili firma ile davalılar arasında doğrudan bir ticari ilişki sözleşmesi bulunmadığını, ancak müvekkili firma ile davalıların bünyesinde Bulunan … Giyimin tedarikçilerine … tedariki sağlandığını, buna bağlı olarak … isimli bir denetim sistemi içersine dahil edildiğini, 2016 yılında … denetimine girmiş olup sistemde uygunluk aldığını, 2019 yılı sonuna kadar ise herhangi bir denetim söz konusu olmadığını. 18.11.2019 tarihinde …’in sosyal uygunluk denetim talebi olduğunun davacıya bildirildiğini ve bu doğrultuda 06.12.2019 tarihinde davacı firmada denetimin gerçekleştrildiğini, denetim sonucunda tespit edilen eksiklikler davacı firmaya bildirildiğinde bu eksikliklerin giderilmesi yönünde çalışmalar yapılmış ise de davacı firmanın, müşterilerinden aldığı bilgiler doğrultusunda puanlama sisteminin en düşük puanı olarak D sonucunun verildiğinin öğrenildiğini, akabinde; D sonucu puanlamasının gerçeği yansıtmadığıına dair bilgilerin, davacı firmanın müşterileri ile paylaşılarak düzeltilmesinnin talep edildiğini, netice itibariyle, puanlamanın düzeltilmesi ile ilgili olarak bu tarihe kadar herhangi bir gelişme yaşanmadığını, A bendi 3 numaralı paragraftaki açıklamalarına paralel olarak, belirtmek ve ifade etmek gerekir ki; davalı tarafların davacıya karşı olan tutum ve davranışı, hiçbir gerekçe olmaksızın davacının ticaretinin durdurulmasma, davacının ürün ve hizmetlerinin yine davacı müşterilerine karşı kötülenmesine yönelik olduğunu, davacı firmada, 06.12.2019 tarihinde bir denetim gerçekleştirildiğini, bahse konu denetim tutanağında, esasen, davacının ürün ve hizmetlerinin kötülenmesine sebebiyet verecek hiçbir tespit söz konusu olmadığını, davacının müşterisi olan … isimli bir tirmadan aldığı 25.02.2020 tarihli mail ile “… … (…) … İplikten ürün satın almasını yasakladığını”öğrendiğini, bahse konu 25.02.2020 tarihli elektrenik – posta yazışmasını dilekçe ekinde sunduklarını, davacının müşterilerine, “… İpliğin kabul edilemez tutuma dayalı olarak sistemde bloke edileceğini bildiririz.” şeklinde gönderilen bir diğer elektironik posta da davacıdan ürün alınmaması yönündeki davalının talimatını ispatladığını, beyanla, müvekkili firmanın ürün ve mallarının gerçeğe aykırı şekilde kötülenmesine , buna bağlı olarak ticari itibarının zedelenmesine yol açtığını beyanla, haksız resabetin tespitine ve men’ine , haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabet yanlış ve yanıltıcı beyanlarla yapıldığından bu beyanların düzeltilmesine ve tecavüzün önlenmesine, 5.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 35.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalının talebi ile davacı şirkete 06.12.2019 tarihinde sosyal uygunluk denetimi gerçekleştirildiği ve denetim raporu hazırlandığını, söz konusu puanlamayı müvekkili şirketin değil … ‘in yatığını, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacı şirket bünyesinde gerçekleştirilen denettimi sosyal uygunluk (etik) denetimi olup, davacı şirketin mal veya hizmetine ilişkin bir denetim olmadığını, davacı şirketin yönelttiği ithamların gerçeğe aykırı olduğunu, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Giyim İthalat İhracat ve Tic. Ltd. Şti. Ve … … S.A. Merkezi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket çalıştığı … davranış kurallarına uygulunluğunu tespit etmek amacıyla sosyal uygunluk denetimi yapmış olduğu ve sosyal uygunluk denetiminde yeterli puanı alamadığı davacının düzeltici faaliyet planı işlediği dönemde gerekli ve yeterli ilerlemeyi sağlayamadığı tespit edilen eksiklikleri gideremediği ve davacının kendi kusuru ile uygunluk raporunu alamadığını ısrarla anlamadığını Müvekkili şirketin aleyhine olan hususların reddini ve davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
TTK’nin 55/(1)-a-1 maddesinde “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” haksız rekabet olarak düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nin 55/(1)-a-1 maddesi anlamında kötülemeden bahsedilebilmesi için ortada sözlü, yazılı veya resimli şekilde bir açıklama (beyan) olmalıdır. Bu açıklamanın başkalarının şahsı, emtiası, iş mahsulleri, faaliyetleri yahut ticari işleri hakkında olması; nihayet bu beyanın yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici olması gerekmektedir.
Yanlış açıklama (beyan), içeriği gerçekle bağdaşmayan, belirli bir vakıa veya olay ya da durum hakkında içeriği objektif olarak yanlış olan açıklamalardır. Yanıltıcı beyan, mahiyeti, tarzı ve içeriği birlikte değerlendirildiğinde açıklamanın muhatabının hataya düşmesine sebep olabilecek, yanlış izlenim bırakabilecek açıklamalardır. Gereksiz yere incitici beyan ise içeriği doğru olmakla birlikte ölçüsüz bir şekilde ve amacını aşarak kişi, faaliyetleri, iş ürünleri vb. hakkında olumsuz intiba yaratan açıklamalardır. Gerçeğe uygun olmayan açıklamalar objektif olarak doğruluğu ve yanlışlığı tespit edilebilen açıklamalardır. Olaylar/olgular hakkındaki her türlü kötüleyici nitelikteki yanlış açıklamalar haksız rekabet olarak değerlendirilecektir. Açıklama gerçek ise bu durumda haksız rekabetten bahsedilemez. Yanıltıcı açıklamadan kastedilen ise açıklamanın takdim ediliş tarzının, seçilen sözcüklerin resimlerin veya yapılan karşılaştırmanın hedef kitlede veya kişilerde bıraktığı genel izlenim neticesinde açıklama konusunun olduğundan değişik ve olumsuz algılanmasıdır. Gereksiz yere incitici beyanlar, amacını aşan değer yargılarını ifade etmektedir. Amacın aşılmasıyla birlikte gerçek dahi olsa açıklamalar, gerçek dışı veya gerçeğe uymayan, gerçekle bağdaşmayan veya gerçeğe ters hâle gelmektedir. Zira burada gerçek olmasına rağmen açıklama amacını aşan bir durum ortaya çıktığından bu açıklama (beyan) gereksiz yere incitici olmaktadır. Somut olayın özelliklerine göre genel olarak toplumda ve özellikle hedef alınan muhatabın algılama seviyesi dikkate alındığında gerçek dahi olsa teamülün kabul ettiği tolerans sınırı aşılması halinde açıklama; TTK’nin 55/(1)-a-1 maddesi gereğince haksız rekabet teşkil edecektir.
Bir açıklamanın “yanlış” olup olmadığı tespit edilirken yegâne ölçüt gerçekle bağdaşıp bağdaşmadığı iken, “yanıltıcı” olup olmadığı veya “gereksiz yere incitici” olup olmadığı tespit edilirken kullanılacak ölçüt açıklamanın orta yetenekteki olağan muhatabıdır. Bir açıklamanın belirli kişi veya kişiler tarafından ne şekilde algılandığı değil, açıklamanın orta yetenekteki olağan muhatabının algılama şekli önemlidir. (Yargıtay HGK nun 2017/2475 esas ,2021/246 karar sayılı 11.3.2021 tarihli emsal ilamı)
Somut olayda, davacı, davalıların bünyesinde bulunan … Giyim’in tedarikçilerine kendilerinin … tedariki sağladığını, buna bağlı olarak … isimli bir denetim sistemine dahil edildiğini, 18.11.2019 tarihinde …’in sosyal uygunluk denetim talebi olduğunun belirtildiği ve 06.12.2019 tarihinde denetimin gerçekleştirildiği, denetim sonucunda kendisine en düşük puan olan D sonucunun verildiğini, bu puanlamanın gerçeği yansıtmadığına dair bilgilerin müşterileri ile paylaşılarak düzeltilmesinin talep edildiğini ancak herhangi bir düzeltmenin yapılmadığına, kendi müşterisi olan … isimli bir firmadan aldığı 25.02.2020 tarihli mail ile “… … (…) … …’ten ürün satın almasını yasakladığı” hususunu öğrendiğini beyan etmiştir. Davacı ile davalı şirketler arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davalı … şirketlerinin tedarikçilerine davacı tarafından … tedariki sağlandığı, bu ilişki sebebiyle davacının, davalı … şirketlerinin denetimine girdiği ve diğer davalı … A.Ş tarafından yapılan denetim sonucunda düşük puan aldığı anlaşılmıştır. Davalı … şirketinin talebi üzerine davacının da kabulü ile yapılan denetim sonucunda düşük puan alması üzerine davalıların üretim ağı içerisinde bulunan şirketlere bu hususta bilgilendirme yaptığına ilişkin dosyada … isimli firmadan davacıya gelen mail haricinde somut bir delil bulunmamakta ise de böyle bir bilgilendirme ve bildirim yapılsa dahi bu durumun yanlış, yanıltıcı ve gereksiz yere incitici beyan olarak kabulü mümkün görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle haksız rekabetin tesbiti ve buna dayalı maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Davacının her üç davalıya karşı;
1-Haksız rekabetin tespiti talebinin, haksız rekabetin meni talebinin, kararın ilanı talebinin reddine,
2-Haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70.TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 597.72 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 517.02 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat talebi yönünden yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Manevi tazminat talebinin reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.360,00 TL’nin davalıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından takdirine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı Davalılar … … ve … … vekilinin yüzüne karşı diğer davalı yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır