Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/439 E. 2020/918 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/439
KARAR NO:2020/918

DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ:25/08/2020
KARAR TARİHİ:23/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … vekili verdiği dava dilekçesinde davalı … A.Ş.’den otomobil satın aldığını, otomobil için … A.Ş. … Şubesinden de 17.10.2000 tarihinde 16.863,00 USD kredi aldığını, … A.Ş.’ye daha sonra diğer davalı …’nin el koyduğunu, otomobilin satışından hemen sonra davalı … A.Ş.’nin kendisi aleyhine …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattığını ve kendisine elden tebligat yaptırılarak icra takibinin kesinleştirildiğini, daha sonrada satın alınan otomobile haciz konulduğunu, haciz işleminden sonra otomobilin kendilerine teslim edildiğini, borç ödenmeyince davalı … A.Ş.’nin …. İcra Dairesinin … Talimat sayılı dosyası üzerinden otomobil hakkında yakalama kararı çıkarttığını, aracın yakalanarak satıldığını, davalı … A.Ş.’nin hem diğer davalı … A.Ş.’den otomobil için kullanılan krediyi aldığını hem de otomobilin icra yoluyla satışını yaptırarak para aldığını, diğer davalı …’nin ise 03.07.2017 tarihinde …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, maaşına haciz koydurduğunu, maaşından 10.000,00 TL kesildiğini, haksız olarak kesilen 10.000,00 TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre faizi ile birlikte iadesini ve icra takibinin iptalini talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde öncelikle hak düşürücü süre itirazında ve zamanaşımı definde bulunmuştur. …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında taraf olmadıkları için husumet itirazında bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da ispat yükümlülüğünün davacı üzerinde olduğunu, dava konusu olayın üzerinden yirmi yıl geçtiğini, ticari defterlerini bu kadar uzun süre saklama yükümlülüklerinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde öncelikle zamanaşımı definde bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da davacıya 17.10.2000 tarihli sözleşme ile taşıt kredisi kullandırıldığını, diğer davalı … A.Ş.’nin garantör olduğunu, davacının borcunu ödememesi üzerine …. Noterliğinin 21.02.2002 tarih … sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, daha sonra da …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, mükerrer tahsilat yapmadıklarını, bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m. 30’a göre bağlı krediden kaynaklı ödenmiş borç nedeniyle 2004 sayılı İİK m. 72’ye göre istirdat davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davalı … A.Ş. ile davacı arasında yapılan 17.10.2000 tarihli sözleşme örneğini dosyaya delil olarak sunmuştur. Sözleşmenin “Tanımlar” başlıklı 1’inci maddesinde “Borçlu: Banka tarafından kendisine tüketici (taşıt) kredisi tahsis edilen ve bu krediyi kullanma yetkisine sahip gerçek ve tüzel kişiyi (…) ifade eder.” düzenlemesi getirilmiştir.

Davalı …’nin dosyaya sunduğu kredi ödeme planında KKDF oranı belirlendiği, bu oranın % 9,27’den % 2,47’ye kadar değişen oranlarda tespit edildiği, sözleşmenin düzenlendiği 2000 yılında ticari kredilerde KKDF oranının % 3 olduğu ve 2014 tarihinden sonra da ticari kredilerde KKDF’nin kaldırıldığı anlaşılmaktadır.

Taraflar arasındaki sözleşmenin 1’inci maddesindeki düzenleme ile kredi ödeme planındaki KKDF oranları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki otomobil alım satım sözleşmesinin de kredi sözleşmesinin de ticari nitelikli olmadığı, 6502 sayılı TKHK kapsamında tüketici işlemi niteliğinde alım satım sözleşmesi yapıldığı ve yine 6502 sayılı TKHK m. 30’a göre bağlı tüketici kredisi kullandırıldığı anlaşılmaktadır. Bu gerekçelerle tüketici mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK m. 114 / I-c ve 115’e göre dava şartı yokluğundan davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunduğu anlaşılmakla, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 6100 sayılı HMK madde 114/1-c ve 115’e göre dava şartı yokluğundan reddine,
2-HMK 20 maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyanının görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepde bulunulmaması ve süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK 331 md gereğince harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸