Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/411 E. 2021/36 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/411
KARAR NO:2021/36

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:13/08/2020
KARAR TARİHİ:19/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka aleyhine 21.08.2014 tarihinde menfi tespit ile alacak davası açıldığını, yargılamanın …. Tüketici Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasından devam ettiğini, dava dilekçesinde her nasılsa yıllık kanuni faiz talebinde bulunulmadığını, Mahkemenin yargılama sonunda davanın reddine karar verdiğini, red kararının taraflarınca temyiz olunduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 05.10.2017 tarih 2016/12332 E. 2017/6649 K. Sayılı ilamıyla esastan bozma kararı verildiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin bozma kararından sonra dava dosyasının … E. Sayılı dosyasına kaydının yapıldığını, dosya içinde alınan hesap bilirkişisi raporlarına istinaden davacı …’nin Sosyal Güvenlik Kurumu yaşlılık aylığından kesilen toplam 8.048,61 TL’nin davacıya iadesinin gerektiğine karar verildiğini, mahkemenin gerekçeli kararının yazıldığını ve taraflara tebliğ olunduğunu, bu nedenle mahkemenin davanın açıldığı tarih olan 21.08.2014 tarihinden itibaren davanın kabulü tarihi olan 07.01.2019 tarihine kadar geçen dönemde işlemiş yasal faizi tutarının davacı tarafa ödenmesi yönünde ek dava açıldığını, işlemiş yasal faiz tutarı talepli davanın …. Tüketici Mahkemesi … E. Sayılı dosyada 06.02.2019 tarihinde taraflarınca açıldığını, Mahkeme davalarını görev ve yetki yönünden ve arabuluculuk başvurusu yapılması gerektiği sebepleriyle 11.02.2019 tarihinde ret edildiğini, Mahkemenin kararına karşın taraflarınca istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/1066 E. Ve 2019/1022 K. Sayılı ilamıyla yerel mahkeme kararının onandığını, taleplerinin ret edildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin kararına istinaden 07.07.2020 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapıldığını ve 11.08.2020 tarihinde yapılan arabuluculuk görüşmesinde tarafların uzlaşmaya varamadığını, dava konusu ana para ve ana paraya ilişkin alacaklarının …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı takip dosyasına dayandığını, bu takip dosyasında davacının SGK’dan aldığı yaşlılık aylığına konulan hacizden kaynaklandığını, …. Tüketici Mahkemesi 07.01.2019 tarihinde 8.048,61 TL’nin davacıya ödenmesine karar verildiğini, Mahkemenin ilamının icra takip dosyasına ibraz olunduğunu, davalı tarafın 25.03.2019 tarihinde ilamda yazılı asıl alacağı ve diğer ferileri takip dosyasına ödediğini, takip dosyasından da 29.03.2019 tarihinde davacı vekili olarak taraflarına reddiyat yapıldığını, tüm bu aşamalar ve dava tarihleri, yapılan hukuki işlemler dikkate alındığında ödeme tarihi de dikkate alındığında davanın yasal süresi içinde açıldığını, her ne kadar arabuluculuk son tutanağında … A.Ş. vekili tarafından alacakta zamanaşımı olduğu yönünde iddia edilmiş ise de, bu iddiasının hukuka uygunluk sağlamadığını, bu sebeplere istinaden …. Tüketici Mahkemesinde 21.08.2014 tarihinde açılan menfi tespit – alacak davasında kanuni faiz talebinde sehven bulunulmadığından bu kere davanın açıldığı tarihten itibaren, mahkemenin davanın kabulüne dair 07.01.2019 tarih arasında 8.048,61 TL üzerinden hesaplanacak kanuni faizin taraflarına ödenmesini, bu konuda fazlaya dair talep haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini, dava tarihinden itibaren de bu alacak üzerinden faizin yürütülmesine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, emekli maaşından haksız yere kesinti yapıldığı iddasıyla menfi tesbit davası ve alacak davası açmış olduğunu, yargılamanın …. Tüketici Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından yürütüldüğünü, bu davada “her nasılsa yıllık kanuni faiz talep etmediğini” ifade ettiğini, davacının bahsettiği …. Tüketici Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında; emekli maaşından 2006-2013 yılları arasında yapılan kesintinin iadesinin talep edildiğini ve mahkemece bu döneme ait kesintinin iadesi kararı verildiğini ve bu kararın da kesinleştiğini, bu durumda, davacının 2006-2013 yılları arasındaki kesinti için 2014 tarihinde dava açtığını, bir başka deyişle maaşından haksız kesinti yapıldığını en geç 2014 yılında öğrendiğini, nitekim dava açarak haksız kesilen miktarın kendisine ödenmesini talep ettiğini ancak faiz talep etmediğini, bu hususu da dava dilekçesinde “ her nasılsa yıllık kanuni faiz talebinde bulunulmamıştır” beyanı ile açıkça ikrar ettiğini, 2014 yılından huzurdaki işbu davayı açıncaya kadar geçen sürenin 6 yıl olduğunu, böylece faiz kalemi için talebinin zamanaşımına uğradığını, zira haksız fiil nedeniyle istenilecek zarar ziyanın tazmin talebi fiilin ve failin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını, açıklanan nedenle davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini, davacının ilk davada talep etmediği faiz alacağını sonradan bir dava ile talep etmesinin usul hukuku ve maddi hukuk yönünden mümkün olmadığını, bu nedenlerle, davada öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, aksi takdirde davanın zamanaşımı itirazları doğrultusunda zamanaşımından reddini, aksi takdirde haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle esastan reddini, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususlar; tüketici kartı sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen bedelin iadesi talepli olarak daha önce …. Tüketici Mahkemesinde açılan davada yıllık faiz istenilmediği iddiasına dayalı alacak talebinden ibaret olduğu tespit edilmiştir.
DELİLLER;
…. Tüketici Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, davacının tüketici kredi kartı sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen bedelin iadesi talepli olarak daha önce …. Tüketici Mahkemesinde açtığı davada yıllık faiz istenilmediği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı, işbu davayı daha önce …. Tüketici Mahkemesi’nde açmış, …. Tüketici Mahkemesi, … E … K sayılı ilamı ile arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar vermiş, davacının istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Görev dava şartlarından olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulmak zorundadır. 27.11.2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesine göre bu Kanun’un kapsamını “her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar” oluşturmakta olup, anılan Kanun’un, 3/1-k maddesinde tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmış, 3/1-l maddesinde de gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan bankacılık sözleşmeleri tüketici işlemi olarak düzenlenmiştir. Yine, aynı kanunun 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiş, ayrıca 83/2. maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” denilmek suretiyle görev hususunda ortaya çıkması muhtemel ihtilafların önüne geçilmiştir.
Somut olayda, davacı tüketici olup, dava tarihi itibariyle bankacılık işleminden kaynaklı faiz istemli davada yukarıda belirtilen yasal düzenleme gereğince görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmakla, görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve 115/2 md uyarınca davanın usulden görevsizlik sebebiyle REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 20 madde gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına dair karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK 331. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır