Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/410 E. 2021/939 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/410
KARAR NO:2021/939

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:13/08/2020
KARAR TARİHİ:23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla taraflarınca …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden …hakkında cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini ve takibin durdurduğunu, iş bu itirazın sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapılmış olup haksız ve mesnetsiz olduğunu, iş bu davaya ve icra takibine konu alacağın likit olup davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, edimini ifa etmeyen davalı borçlunun bilinçli olarak müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemeye çalışmakta ve ortada likit bir alacak mevcut olmasına karşın icra takibine itiraz ettiğini, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkilinin alacağının haklılığının ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin huzurdaki davaya ve icra takibine konu alacağının d avalı borçlu ile arasındaki cari hesaptan kaynaklandığını, davalının takip borçlusunun kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek durmasına yol açmak suretiyle müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellediğinin açıkça ortada olduğunu, iş bu sebeplerle davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu icra takibinin davalı borçlunun haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi sonucunda herhangi bir teminata bağlı olmaksızın durdurulmuş olup müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasının engellendiğini, bunlara ek olarak davalı takip borçlusunun taraflar arasındaki mal alım satım ilişkisi sebebiyle düzenlenen sevk irsaliyelerini, faturaları ve teslim tutanaklarını ticari defter ve kayıtlarına işlememe ve yargılama sırasında ticari defter ve kayıtlarını Mahkemeye ibrazdan kaçınma ihtimali bulunduğunu, bu durumda müvekkili şirketin haklı alacağına kavuşmasının daha da güçleşeceğini ve neredeyse imkansız hale geleceğini, tüm bu sebeplerle öncelikle Mahkeme tarafından tensip zaptı ile birlikte borçlu ait BA BS formlarının ilgili vergi dairesinden celbine ilişkin ara karar tesis edilmesini ve iş bu ara kararın yerine getirilmesi akabinde ön inceleme duruşma günü beklenilmeksizin celse arasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için inceleme günü verilmesini, bu nedenlerle davanın kabulünü, fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptalini ve takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamını, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, bu sebeple takibe konu edilen alacak olmadığını ve takibe yaptıkları itirazın haklı ve geçerli olduğunu, ilamsız takibe itirazda açıkça belirtildiği üzere; müvekkilinin takip alacaklısına yani davacıya takipte borcun sebebi gösterilen 30.4.2020 tarihli cari hesaptan kaynaklanan 226.840,01-TL tutarında bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin takip alacaklısına icra takibinde yazılı tutarda bir cari hesap borcu bulunmadığı gibi aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi de bulunmadığını, takipten kaynaklanan borcun cari hesap olarak gösterilmiş olsa da taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi ve tedarik sözleşmesi olmadığını, müvekkili ile davacı arasında yazılı bir tedarik sözleşmesi olmadığını, dolayısıyla taraflar arasında tedarik koşullarına ve vadelerine ilişkin yazılı bir anlaşma da bulunmadığını, vadesi gelmiş veya taraflar arasında belirlenen ödeme vadesi de olmadığını, bu nedenle muaccel olmayan bir borca ilişkin yapılan takibe yaptıkları itirazın da geçerli ve haklı olduğunu, taraflar arsında yazılı bir tedarik sözleşmesi bulunmadığından vadesi yazılı olarak belirlenmiş ve vadesi gelmiş muaccel bir borç da bulunmadığını, müvekkilinin davacıdan dönem dönem sipariş yolu mal almakta olup ödeme vadelerinin de taraflarca sözlü şekilde dönem dönem belirlendiğinden ve vadeye bağlı bir ilişki de bulunmadığından dolayı vadesi gelen muaccel olmuş bir borç da söz konusu olmadığını, müvekkilinin takip alacaklısına yani davacıya takipte ve ödeme emrinde borç kalemi olarak gösterilen 4.016,03-TL tutarında işlemiş faiz borcu da bulunmadığın, davaya konu icra takibindeki temerrüt faiz alacağının da hukuka aykırı şekilde hesap edildiğini ve icra takibine konulmuş yersiz bir alacak olduğunu, müvekkilinin, davacı takip alacaklısına herhangi bir borcu olmadığından icra takibine yapılmış itirazında haklı olduğunu ayrıca davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin de reddinin gerektiğini, muaccel herhangi bir alacak söz konusu olmadığından itirazlarının haklı olduğunu, davacının dava dilekçesinde yer alan bazı kötüniyet iddialarının İİK 67. ve 68. maddeleri gereğince takip borçlusunun yaptığı itiraz yönünden hukuki bir karşılığının da olmadığını, bu nedenlerle, Mahkeme nezdinde açılan itirazın iptali davasında müvekkilinin şirketin temerrüdü bulunmadığı gibi taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi veya tedarik sözleşmesi ile muaccel veya vadesi gelen bir borç ve işlemiş bir faiz de bulunmadığından dolayı takibe yaptıkları itirazın da haklı ve geçerli olduğundan davanın esastan reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davacının davalıdan cari hesap alacağı olup olmadığı, davacının başlattığı icra takibine davalının itirazının haklı olup olmadığı, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceğinden ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
…. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiştir.
… … Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davalının 2020 yılına ait BA BS formları celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 22/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defterlerinin 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 182 ile 220. md. uyarınca Mali ve Kaydi olarak usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu tespit edilerek, işbu hususlar doğrultusunda 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca kendi lehlerine delil olma niteliğine ilişkin değerlendirme ile takdirin Mahkemeye alt olabileceği, davalı tarafın ticari defterlerinin; 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 182 ile 220. md. uyarınca Mali ve Kaydi olarak usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu tespit edilerek, işbu hususlar doğrultusunda 6100 Sayı: Kanunun 222.md uyarınca kendi lehlerine delili olma niteliğine ilişkin değerlendirme ile takdirin Mahkemeye ait olabileceği, davacı ve davalı taraflarca ticari nitelikteki ilişkinin yazılı olarak kayıt altına alınmadığı, yazılı bir sözleşme metninin mevcut olmadığı / mevcut ise de dava dosyasına sunulmadığı görülmüş olup, ticari ilişki doğrultusunda açık hesaba dayalı ilişkinin hukuki değerlendirme ve takdirinin Sayın Mahkemenize ait olabileceği, taraflar arasında ihtilaf konusuna ilişkin herharıgi bir ihtar bildiriminin meycut olmadığı mevcut ise dava dosyasına sunulmadığının tespit edildiği, davacı taraf cari hesap ekstre bakiyesi ile Davalı taraf cari hesap ekstre bakiyesinin birbirleri ile mutabık olmadığının tespit edildiği, işbu doğrultuda tarafımca cari hesap ekstrelerinin karşılıklı olarak incelenmiş olduğu, taraflar arasındaki husumet konusu işlemin 9.667,12TL’lik 1 adet faturaya dayandığının tespit edildiği, taraflar arasındaki asli husumet konusunun Davalı tarafça keşide edilen 1 adet iade faturasının, ürünlerin kendilerine fiili olarak iade edilmediği iddiasıyla kabul edilmeyerek davacı tarafça davalı taraf adına geri fatura keşide edilmesine ve işbu fatura tutarına dayandığının tespit edildiği, davacı tarafın davalı tarafça keşide edilen iade faturasında belirtilen ürünlerin fiziki olarak kendilerine iade edilmediğini, bu suretle kendilerince davalı tarafın iade faturasına karşı iade faturası düzenlendiğini, beyarı ettiği davalı tarafın ise ilgili ürünlerin davacı tarafa gönderildiğini beyan ettiği, bu doğrultuda tarafına teslim edildiğine ilişkin kanıtlayıcı nitelikteki iade faturasında belirtilen … nolu irsaliye ile ürünleri taşımaya aracılık eden dava dışı … şirketinin davacı tarafa ürünleri teslim ettiğine ilişkin tutanak görüntüsünün incelendiği, ilgili sevk irsaliyesinde teslim eden ve teslim alan isim ve imzalarının mevcut olduğu, teslim alan kısmınıda … (isim net okunamamakla birlikte düzeltme davalı tarafça yapılabilir) isminin mevcut olduğunun görüldüğü, teslim aları kişinin teyidi amacıyla davacı taraftan ilgili dönem SGK Hizmet listesi tarafınca talep edildiği, teslim alan kısmında ismi yer alan kişinin davacı taraf ilgili dönem SGK hizmet listesinde yer almadığının görüldüğü, ürünlerin filli olarak davacı tarafa iade edildi ise ilgili hususun davalı tarafça mali ve kaydi olarak Mahkemeye karşı ispata muhtaç olduğu, davacı tarafça keşide edilerek davalı taraf kayıtlarında mevcut olmayarı iade faturasının e-fatura olarak düzenlendiği ve entegratör program üzerinde davalı tarafa gönderildiğine ilişkin “gönderildi” ibaresenin mevcut olduğunun görüldüğü, Mahkemece davalı tarafça keşide edilen iade faturasının ispat edildiği yönünde kanaat kurulması durumunda davacı tarafın davalı taraftan mali ve kaydi olarak 217.156,85 TL alacaklı olabileceği, Mahkeme nezdinde davalı tarafın ürünlerin iade sürecini ispat edemediği yönünde kanaat oluşturulması durumunda ise davacı tarafın davalı taraftan 226.823,98 TL alacaklı olabileceği, Mahkemece davacının davalıdan 226.823,98 TL alacaklı olduğu (Davacı cari Şhesap bakiyesi) yönünde kanaat oluşması durumunda işbu alacağa karşılık 3.984,96 TL işlemiş faiz talep edebileceği, davacının davalıdan 217.156,85 TL alacaklı olduğu (Davalı cari hesap bakiyesi) yönünde kanaat oluşması durumunda ise işbu alacağa karşılık 3.815,12 TL işlemiş faiz talep edebileceği, tarafların kullanmış olduğu ticari bilgisayarları içerisinde yer alan entegratör programları üzerinde fatura gönderildiği ve teslim alındığı yönünde yapılabilecek incelemenin görev yetkisini aşması suretiyle bu yönde herhangi bir incelemenin Mahkemece takdir edilecek yetkilendirme doğrultusunda yapılabileceği, dava dosyasına mübrez tüm inceleme ve değerlendirmelerin mali – kaydi bilgi ve belgeler üzerinden yapıldığı, hukuki tüm görüş ve izahların Mahkemenin değerlendirme ve takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı taraf, davalı şirketle aralarında cari hesap sözleşmesi olduğunu, alacağın tahsili için başlattılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu beyan ederek takibe yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava etmiştir.
Davalı taraf ise, yazılı bir tedarik sözleşmesi olmadığını, davacıdan zaman zaman sipariş yoluyla mal aldIklarını, borçlu olmadıklarını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından cari hesap alacağının (226.823,98 TL) ve işlemiş faizin (4.016,03 TL) talep edildiği, davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu tespit edilmiştir.
İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre işbu itirazın iptali davasının, İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre her iki tarafça da cari hesapın usulen doğru takip edildiği, davacı tarafın ticari defterlerine göre alacağının 226.823,98 TL olduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre ise alacağın 217.156,85 TL olduğu, taraflar arasındaki husumet konusu işlemin 9.667,12 TL’lik davalı tarafça keşide edilen 1 adet iade faturası olduğu, davacı tarafın ürünlerin kendilerine fiili olarak iade edilmediği iddiasıyla bu iade faturasını kabul etmeyerek davalı taraf adına geri fatura keşide ettiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf, iade faturasına konu ürünlerin iade faturasında belirtilen … nolu irsaliye ile ürünleri taşımaya aracılık eden dava dışı … şirket tarafından davacı tarafa teslim edildiğine dair tutanak sunmuş olup, ilgili sevk irsaliyesi incelendiğinde; teslim eden ve teslim alan İsim ve imzalarının mevcut olduğu, teslim alan kısmında Selin Akçayiğit isminin yazılı olduğu görülmektedir. Her ne kadar bu kişinin davacı taraf ilgili dönem SGK hizmet listesinde yer almadığı görülmekte ise de; kayıt dışı çalışan olabileceği düşünülerek davalı tarafın, ürünlerin iade edildiğini ispat ettiği kabul edilerek; davanın kısmen kabulüne karar verilerek; davacı taraf işlemiş faiz talep etmiş ise de; alacağın vadesinin belirlenmediği, davalıyı temerrüde düşürecek bir ihtar ve ihbarda bulunulmadığı anlaşılmakla; işlemiş faiz talebinin reddi ile alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 217.156,85 TL asıl alacak üzerinden takip tarihindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gereken 14.833,99TL harçtan peşin alınan 2.719,39TL’nin mahsubu ile eksik12.114,60TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
4-Davacı tarafından yatırılan toplam 2.781,59TL (54,40TL BH, 2.719,39TL PH, 7,80TL VSH, ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 990,50TL (900,00TL bilirkişi ücreti, 90,50TL posta ve müzekkere masrafı, ) yargılama masrafının davanın kabul red oranına göre takdiren 948,29TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE;
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan SELMA AYDIN BOZ’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.263,74TL’nin davalıdan, 56,26TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 23.650,98TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır