Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/361 E. 2021/156 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/361
KARAR NO:2021/156

DAVA:Tespit
DAVA TARİHİ:21/07/2020
KARAR TARİHİ:23/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili …’nın diğer davacı müvekkili …. A.Ş (“…”)’nin ortağı olup yapay zeka, enerji yönetimi, elektrik ve elektronik üretim endüstrisinde üst düzey deneyimleri ve güneş rüzgar enerjisi, enerji santralleri, enerji verimliliği konularında faaliyet gösteren bir girişimci olduğunu, …’te faaliyet göstere …, sağlık ve enerji teknolojilerinin yanına inavosyonu entegre ederek daha verimli alanlar yaratmaya odaklanan ve minumam insan müdahalesi gereksinimi ile sağlıklı, verimli ve sürdürebilir ortamlar oluşturmayı hedefleyen bir teknoloji şirketi olduğunu, bu kapsamda özellikle insan sağlığına yönelik ve bunlarla sınırlı olmamak üzere, hava kalitesi sensor teknolojileri, termal kamera ve karbondioksit ‘(co2) sensoru teknolojileri alalında faaliyetlerine ağırlık verdiğini, davacılardan …’nin insan ve toplum sağlığını doğrudan tehdit eden covid 19 virüsünün ortaya çıkmasıyla birlikte pandemi sürecindeki gelişmelere duyarsız kalmayarak, hava kalitesi teknolojileri alanında Ar-Ge çalışmalarını genişleterek binalarda doğrudan bu virüsün tespiti ve yok edilmesi yönünde çalışmalara başladığını, bu çalışmalar sonucunda ise dünyada ilk olan … isimini verdikleri kapsama alanında özel bir elektromanyetik alan oluşturan ve virüsleri çeperlerini titreştirerek etkisiz hale getiren teknolojiyi geliştirdiklerini, bu teknolojinin en güçlü yanının insan sağlığına zarar vermeden virüsleri inaktif hale getirmesi ve kimyasallardan farklı olarak canlı doku ya da gıda ile temasından canlı dokuya ya da gıdaya herhangi bir zarar vermemesi olduğunu, bu teknoloji ile sadece uygulanan yüzeyde değil, nesnenin derinliklerine inme ve kısa bir süre içerisinde ilgili hacimde virüsü inaktif hale getirme özelliği geliştirdiğini, müvekkilinin geliştirdiği bu teknolojinin Sağlık Bakanlığı’nından ISO/IEC Standart 17025 akreditasyona sahip ve virüs deneyleri için akredite edilmiş laboratuvar tarafından da raporlanmış bulunduğunu, söz konusu teknolojiye konu buluşun hem Türk Patent ve Marka Kurumu hem de Avrupa Patent Ofisi (EPO) ve Dünya Fikri Haklar Teşkilatı (WIPO) nezdinde uluslararası patent başvurularına konu edildiğini, bu patent başvurularının tamamının bu davanın açılış tarihi itibariyle gizlilik sürecinde olduğunu, müvekkili tarafından geliştirilen bu teknolojinin 09.07.2020 tarihinde gerçekleştirilen online basın toplantısı ile Samarte’nin kurucu ortağı Sn. … ve … Üyesi Sn. …tarafından kamuoyuna duyurulduğunu, ardından gerek iş dünyasındaki kişilerin diğer kişilerle iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan profesyonel sosyal paylaşım platformu … üzerinden, gerekse çeşitli haber sitelerinde müvekkillerinin bu buluşu hakkında çeşitli paylaşımların yer aldığını, müvekkillerinin geliştirdiği … isimli teknolojinin duyurulmasının ardından davalı şirket ve ortağı … başta … üzerinden olmak üzere çeşitli mecralarda, müvekkillerinin projesini kötüleyen yanıltıcı ve gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, davalılardan …’ın … üzerinden müvekkilinin … ürününün tanıtıldığı videonun altına, 11.07.2020 günü sabah saatlerinde kendilerinin ilgili teknolojiyi ilk geliştiren kamuya sunan ve patent başvuruları yapan firma oldukları yönünde açıklamaları içeren yorumlarda bulunduğunu, müvekkili …’nın ise bu paylaşımlar üzerine konuya açıklık getirmek kamuoyunda yanlış algı yaratan bu yorumların daha fazla kişi ve kurumlara ulaşmasını önlemek adına, davalılardan …’a aynı gün mesaj ilettiğini, davalıların müvekkillerini ve faaliyetlerini, haksız, yanlış, yanıltıcı, gerçeğe aykırı açıklamalar ile kötüleyerek hatta daha ileriye gidip birçok haber sitesinin resmi … hesaplarını bu paylaşımlarına etiketleyerek ve müvekkillerinin ticari sır niteliğindeki ilgilerini kamuya ifşa ederek, davalıların bu fillerini kamuoyunda özellikle müvekkillerinin rakipleri ve müşterileri karşısında yanlış ve haksız bir algı oluşturmakla, müvekkillerinin itibarını zedelediğini ve müvekkilleri nezdinde telafisi mümkün olmayan zararların doğmasına neden olduklarını, müvekkillerinin yaptığı Ar-Ge çalışmaları ve elde ettiği sayısız patentlenebilir buluşları ile ülkemiz ekonomisine ve itibarına katkı sağlayan sayılı girişimcilerden biriyken ve dünyada pandemi olarak ilan edilmiş salgına karşı bir ürün geliştirdiğini ve bunu yatırımcılarıyla üretim aşamasına geçirecekken davalıların davaya konu haksız eylemleri ile karşı karşıya kalmaları sonucu ticari faaliyetlerini engelleyemeye çalıştıklarını, ticari imajlarına zarar verildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davaya konu haksı rekabet fiillerinin gerçekleştirilmesinin ya da tekrarlanmasının yasaklanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haksız rekabet teşkil edecek nitelikteki davalı eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, haksız rekabetin menine kaldırılmasını, haksız rekabet oluşturan yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesini, davanın kabulü halinde TTK Madde 59 hükmü uyarınca kararın ülke çapında dağıtımı yapılan yüksek tirajlı iki gazetede ilanını, ilan masraflarının ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların patent tescil başvurusunda bulundukları bir ürün için müvekkilinin sosyal medyada yayınladığı bazı yazılar ile söz k onusu ürünün kendisine ait olduğunu iddia ettiğini, söz konusu yayınların yanıltıcı beyanlar olduğunu iddia ederek iş bu huzurdaki haksız rekabet davasını ikame ettiklerini, mahkemece söz konusu açıklamaların haksız rekabet yaratabileceği hususunu değerlendiriyorsa bu konuda evvela hak sahipliği husunun ortaya konulması gerektiğini, zira dava konusu ürünün müvekkiline ait bir ürün olduğu ortaya konursa kendisine ait bir ürünün davacılarca kullanılmasını önlemeye yönelik beyanların haksız rekabet yaratmayacağının da ortaya konulacağını, bir patentin hak sahipliği husunun incelemenin Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görev alanında olduğunu, davacının hiçbir haklı ve hukuki gerekçeye dayanmadığı dikkate alınarak esastan reddini, hak sahipliği diğerlendirmesi yapılacakta esasa girilmeksizin davanın görevsiz mahkemede açıldığı gözetilerek usulden reddini ve görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli mahkeme gönderilmesini, davacı … bakımından aktif husumet, müvekkili … bakımından ise pasif husumet ehliyet yoksunluğu nedeniyle usulden reddini, davacının ihtiyati tedbir talebinin haksız ve yersiz olduğu dikkate alınarak reddini, dava masrafları, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık bulunan hususların; davalı eylemlerinin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, haksız rekabetin men’ine, kaldırılmasına ve haksız rekabet oluşturan yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine karar verilip verilemeyeceğinden ibaret olduğu görülmütür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve haksız rekabet oluşturan yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesi istemlerine ilişkindir.
Davacı taraf, hava kalitesi alanında teknoloji geliştirdiklerini, söz konusu teknolojiye konu buluş için patent başvurularında bulunduklarını, teknolojiyi duyurmalarının ardından davalı tarafın çeşitli mecralarda kendilerini kötülediğini, teknolojiyi ilk geliştirenlerin ve patent başvurusunda bulunanların onlar olduğuna dair yanıltıcı ve gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu iddia ederek haksız rekabetin men’ine, kaldırılmasına ve haksız rekabet oluşturan yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf ise söz konusu ürünün kendileri tarafından geliştirildiğini ve patent başvurusunda bulunulduğunu, davacının duyurularından sonra bu yönde açıklamalar yaptıklarını, açıklamalarının ”davacının patent gasbı yaptığına” dair olmadığını ancak davacıların gerçekten patent gasbı yapıp yapmadığının incelenmesi ile bir sonuca varılacağını, patent hakkını ilgilendiren tüm davalarda görevli mahkemenin fikri sinai haklar hukuk mahkemesi olduğunu beyan ederek öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davaya konu beyanlarının haksız rekabet teşkil etmediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
5846 sayılı FSEK’in düzenlediği hukukî ilişkilerden doğan davalarda fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri görevli olduğu gibi, 551, 555, 554 ve 556 sayılı KHK’lardan doğan haklara ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevi de ihtisas mahkemelerine bırakılmıştır. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup, görev kuralları, kamu düzenine ilişkindir ve yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. İhtisas Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisidir.
Dava dosyası içerisindeki tarafların iddia ve savunmaları itibariyle, davalıya isnat edilen eylemlerin davalının patentten doğan hakları kapsamında kalıp kalmadığının tespiti açısından 551 sayılı KHK hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmekte olup, uyuşmazlığın çözümünde fikri sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli bulunduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE; HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden görevsizlik sebebiyle REDDİNE;
2-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK 20 madde gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL FİKRİ SİNAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra taleple bulunulması halinde mahkememizce davacının açılmamış sayılacağına dair karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK 331 maddesi uyarınca harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır