Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/353 E. 2022/762 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/353 Esas
KARAR NO:2022/762

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:20/07/2020
KARAR TARİHİ:30/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.03.2010 tarihinde sürücü … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkile çarparak sağ ayağından yaralanmasına neden olduğu, konuya ilişkin davanın …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİN’de … Esas No’su ile görülmüş ve 27/12/2018 tarihinde karara bağlanmış olduğu, müvekkilin sağ ayağını kullanamadığı için uzun yıllar sol ayağını kullanmak durumunda kalmış olduğu, fakat sol ayağınıns da artık işlevini yitirmiş olduğu, … Devlet Hastanesince 04.01.2018 tarihinde hastanın sol dizi için “ağır işlem yapması uygun şeklinde rapor verilmiş olduğu, müvekkilin sol ayağında maluliyet oranın artmış olduğu, müvekkilin astım hastası olmasıyla birlikte ayak ağrıları için kullandığı ilaçlar da tüm vücudunu etkilemi yaşam kalitesini düşürmüş olduğu, müvekkilin kazanın olduğu tarih tarihlerden itibaren çalışamamakta olduğu, bakmakla yükümlü olduğu bir ailesi olduğu, kazanın yaşandığı tarihte 34 yaşında olduğu, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nin 30.03.2016 sağ ayağı için 9618,2 oranında Maluliyet tespitinde bulunduğu, müvekkilin şu an 44 yaşında olduğu, sol ayağında da güç kaybı olduğu, kaza tarihinde … adına kayıtlı Poliçe No … ile … plakalı kamyonetin ZMMS … tarafından sigorta edildiğinin tespit edildiği, ilgili kanunlar gereği sigorta şirketi müvekkilin maddi zarar ve ziyanından müştereken sorumlu olduğu, 22.06.2020 tarihinde davalı … ile arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşmaya varılamamış olduğu, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı … A.Ş den tahsilini talep ettiğini, müvekkilin sol ayağında ne gibi kalıcı hasarlar ve iş kaybı olduğu net olarak bilinmediği için fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin saklı olduğu, kaza tarihinde … plakalı aracın 252855166 poliçe numarası ile AXA Sigorta tarafından kasko sigortasının bulunduğunun tespit edildiği, MANEVİ TAZMİNAT KLOZU başlıklı maddesinde açıkça belirtildiği üzere müvekkilin manevi zarar ziyanından müştereken sorumlu olduğu, 13.07.2020 tarihinde davalı … Şirketi ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinde mutabık kalınamayarak anlaşamama tutanağı düzenlenmiş olduğu, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak suretiyle şimdilik 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı …Ş. tahsilini talep ettiği, adli yardım talep edildiğini beyanla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000 TL maddi tazminatın davalı … A.Ş. den, manevi tazminatın davalı …Ş den olmak üzere diğer davalılar … ve …’dan Müştereken, müteselsilen kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, adli yardım talebinin kabulü ile müvekkilin yargılama giderlerinden muaf tutulmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Sigorta Şirketi vekili özetle; …. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyada … Esas sayılı kararda sürekli iş göremezlik ve iş göremezlik tazminat talebi üzerinden hüküm kurulmuş ve karar kesinleşmiş olup, karar doğrultusunda, …. İcra Dairesi … Esas Sayılı icra dosyasına ödeme yapılmış olduğu, ilgili talepler hukuka aykırı olup, usülden reddi gerekmekte olduğu, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına 04.03.2019 tarihinde 77.227,38 TL ödeme yapılmış olduğu, huzurdaki davaya konu kazanın 04/01/2012 tarihinde gerçekleştiği, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. Maddesine göre zamanaşımı süreleri ölümde 15 yıl, sürekli sakatlıkta ise 8 yıl olup, söz konusu kazada zamanaşımı süresi dolduğu için haksız davanın usulden reddine karar verilmesini, 10.07.2003 gün 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 24. maddesindeki “zamanaşımı” hükmü, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinde olduğu gibi olup, ölüm ve bedensel zararlarda taşımacıya, İşletene, girişimciye, sürücüye, yardımcılarına ve sigorta şirketlerine karşı açılacak davalarda (uzamış) ceza zamanaşımı uygulanacak; bu da 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu’nun 66’ncı maddesine göre belirlenecek olup, zamanaşımı süreleri, beş yıla kadar hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda (8) yıl, beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda (15) yıl olacağı, delillerin tarafına tebliğ edilmesi gerekmekte olduğu, davacının zarar talebinin net olması gerektiği, 21.03.2010 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, 34 AK1682 plakalı aracın müvekkil şirkete 13/06/2009-2010 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numarası ile, müvekkil şirkete Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile teminat limiti kişi başına 150.000-TL ile sigortalı olduğu, müvekkil sigortacı şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu olduğu, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiği, kusur tespitinin yapılabilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini talep ettiği, davacının trafik kazası sebebi ile meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının, varsa oranının belirlenmesi gerekmekte olup, davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümlerine sevkine karar verilmesini talep ettiği, ZMMS Genel Şartlarına göre geçici iş görmezlik ve tedavi gideri tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığı, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatının reddini talep ettiği, davacının müterafik kusurunun araştırılmasını talep ettiği, faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi ve yasal faiz olması gerektiği , müvekkilin dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığından; faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olmayacağının kabulü gerekmekte olduğunu beyanla kesin hüküm nedeniyle davanın reddini, yapılan ödeme nedeniyle reddini, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddini, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddini, Sayın mahkemece esastan inceleme yapacak ise kabul anlamına gelmemekle birlikte, Kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, Maluliyet oranı tespiti için davacıların Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümü’ne sevkini, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderleri taleplerinin reddini, kusurun ve maluliyet oranının tespiti halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, Müvekkil şirket temerrüde düşmediğinden, haksız faiz talebinin reddini, kaza tespit tutanağı ve alkol raporunun tarafına tebliğini, aleyhe hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinden özetle; ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E ve 27/12/2018 tarihli kararı istinaf incelemesinde olup henüz kesinleşmemiş olduğu, iş bu dava nedeniyle davacının Maluliyet oranı tespit edilerek sigorta şirketlerinden maddi ve manevi zarara ilişkin alınan raporlar doğrultusunda mahkemece hüküm verilmiş olup icra dosyasına maddi ve manevi zararın ödenmiş olduğu, davacının … plakalı aracın çarparak sağ ayağından yaralanmasına neden olduğu, sağ ayağını kullanamadığı için sol ayağını kullanması nedeniyle sol ayağının işlevini ayağında maluliyet ve oranında artma olduğu, astım hastası olması nedeniyle ayak ağrıları için kullandığı ilaçların da vücudunu etkilediği, yürüme yetisini kaybetti sürmekte olup, davacının sol ayağını kullanması nedeniyle meydana geldiğini ileri sürdüğü maluliyet ile trafik kazası arasında uygun illiyet ( nedensellik ) bağı olmadığı, davacının kendi kusurlu ve ihmali davranışları ile kaza ile ilgisi olmayan astım hastalığı nedeniyle meydana geldiğinin davacının kendi beyanı ile sabit olduğu, davacının sol ayağındaki güç kaybı iddiasının ise yine davacının kendi kusurlu hareket ve davranışlarından kaynaklanmakta olduğu, davacının maddi ve manevi tazminat talebi şartları oluşmadığından, kendi kusurlu davranışlarından kaynaklandığından, illiyet bağı bulunmadığından reddi gerekmekte olduğu, davacıya, İstanbul (12.) Asliye Ticaret Mahkemesinin … E ve 27/12/2018 tarihli kararı ile … plakalı aracın çarparak sağ ayağından yaralanmasının neden olduğundan bu dosyadan manevi tazminat talebi hüküm altına alınmış olup mükerrer şekilde ikinci defa manevi tazminat talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddine; mahkeme aksi kanaatte ise; TBK 52/ 1. Fıkrası uyarınca davacının sol ayağındaki zararın doğması ve artmasında etkili olduğundan tazminattan indirim yapılmasına, manevi tazminat talebi açısından ise mevcut sosyal ve ekonomik durumu , çocuk sayısı, işsiz olması, meydana gelen zarar ile illiyet bağının olmayışı, daha önce manevi tazminatın ödenmiş olması, TBK 52/2. Fıkrası uyarınca sol ayağındaki zararın doğmasında kusuru olmadığından ve ekonomik durumu nedeni ile söz konusu tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşeceğinden hakkaniyet gereği öncelikle davanın reddine, olmaz ise hakkaniyet indirimi yapılarak her iki sigorta kapsamından fazla hükmedilecek maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davacının yaya olarak bulunduğu esnada davalı …’ın işleteni, davalı …’ın sürücü, davalı … … Sigorta Şirket’inin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı, davalı …Ş’nin kasko sigortacısı olduğu … plakalı aracın davacıya çarpması neticesinde meydana gelen zarar sonucunda …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı kararı ile hükmedilen maddi manevi tazminattan artan maluliyetin bulunması sebebiyle davalılardan maddi ve manevi tazminat isteminden ibaret olduğu görülmüştü.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde … Devlet Hastanesi Raporları …Hastanesi Raporları Mahkeme dosyasına sunulmuştur.
…. Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılarak … esas, … karar sayılı dosyası celp edilmiştir.
…Eğt. Arş. Hastanesine müzekkere yazılarak tedavi evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ATK raporu alınmasına karar verilmiş olup 07/03/2022 tarihli ATK raporunda özetle; Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’nun 30.03.2016 tarih 6292 karar nolu mütalaasında; Mevcut belgelere göre; 1…. kızı 25/01/1973 doğumlu …’in 21/03/2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr 1 XII (28Aa…..10) A %14, E cetveline göre %13.1 (yüzdeonüçnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2.İyileşme süresinin 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu,
Mevcut belgelere göre … kızı 25/01/1973 doğumlu …’in 21/03/2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri yönetmenliği ile bu yönetmenlik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için,11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında yapılan değerlendirme ile meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak;
Gr 1 XII (28Aa…..10) A %14
E cetveline göre %13.1 (yüzdeonüçnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 14/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Ödeme tarihi itibariyle geçici iş göremezlik tazminat tutarının 840.84 TL hesaplandığı, ödemesi yapılan 951.89 TL geçici iş göremezlik tazminat tutarının davacının gerçek zararını karşıladığının takdir ve değerlendirmesinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, sürekli iş göremezlik tazminat tutarının 42,912.19 TL hesaplandığı, ödemesi yapılan 40,002.45 TL sürekli iş göremezlik tazminat tutarının davacının gerçek zararını karşılamadığının takdir ve değerlendirmesinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Sayın Mahkeme’nin davacının geçici iş göremezlik tazminat kalemi yönünden gerçek zararın karşılandığı, sürekli iş göremezlik tazminat kalemi yönünden gerçek zararının karşılanmadığı kanaatinde olması durumunda, davacının 96,095.81 TL hesaplanan sürekli iş göremezlik tazminat tutarından 04/03/2022 tarihinde ödemesi yapılan 40,002.45 TL asıl alacak sürekli iş göremezlik tazminat tutarının rapor tanzim tarihine kadar 12,724.07 TL işlemiş yasal faiz tutarı ile güncellenmiş değeri 52,726.52 TL tutarın mahsup edilmesi neticesinde 43,369.30 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminat tutarının hesaplandığı, fazla ödemesi yapılan 111.05 TL (951.89 TL – 840.84 TL) geçici iş göremezlik tazminat tutarının 35.32 TL işlemiş yasal faiz tutarı ile güncellenmiş değeri 146.37 TL tutarın davacı tarafından davalı … … SİGORTA ŞİRKETİ ne iade ödemesinin yapılıp yapılmayacağının hesaplanan bakiye sürekli iş göremezlik – tazminat tutarının … – no’lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta poliçesinin kaza tarihi itibariyle bakiye 134,045.66 TL poliçe teminat limiti dahilinde (175,000 TL – 40,954.34 TL) ödenip ödenemeyeceğinin, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta poliçesinin limit aşımı söz konusu olmadığından 25285166 no’lu vadeli Maksimum Ticari Kasko Sigorta poliçesinin İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Ek Sözleşme Kapsamında maddi tazminat teminat limiti kullanımına mahal olmadığının, takdir ve değerlendirmesinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, davacının yaya olarak bulunduğu esnada davalı …’ın işleteni, davalı …’ın sürücü, davalı … … Sigorta Şirket’inin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı, davalı …Ş’nin kasko sigortacısı olduğu … plakalı aracın davacıya çarpması neticesinde meydana gelen zarar sonucunda …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı kararı ile hükmedilen maddi ve manevi tazminat davasıdır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyasının incelenmesinde, maddi manevi tazminat talepli dava olduğu, tarafların mahkememiz dosyası ile aynı olduğu, tazminat talebine konu olayın aynı olay olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece Asıl ve birleşen davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulü ile, 40.954,34 TL’nin davalılar …, … ve birleşen dosya davalısı … Sigorta şirketinden, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi 21/03/2010 tarihinden itibaren ve 25.954,34 TL ile sınırlı olmak kaydıyla, birleşen davalı … … Sigorta Şirketi yönünden birleşen dava tarihi 09/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, … yönünden kaza tarihi olan 21/03/2010 tarihinden, birleşen davalı …Ş. Yönünden birleşen dava tarihi olan 09/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2019/2038 esas, 2021/756 karar sayılı kararı ile ilgili karar hakkındaki istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada maluliyet oranının tespiti için rapor alınmış, 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 30/03/2016 tarihli raporunda “… kızı 25/01/1973 doğumlu …’in 21/03/2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII (28Ba…..15)A %19, E cetveline göre %18.2 (yüzdeonsekiznoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin 4 (dört) aya kadar uzayabileceği” tespit edilmiştir.
Mahkememizce ATK raporu aldırılmasına karar verilmiş, 07/03/2022 tarihli ATK raporunda Mevcut belgelere göre … kızı 25/01/1973 doğumlu …’in 21/03/2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri yönetmenliği ile bu yönetmenlik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için,11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında yapılan değerlendirme ile meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak; Gr 1 XII (28Aa…..10) A %14, E cetveline göre %13.1 (yüzdeonüçnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK’nun 49. md) haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK’nun değişik 72. md) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK’nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi olduğu belirtilmiştir. Buna karşılık 2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin özellikle 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu, taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) fiil cezayı gerektiriyor ise, uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını kabul etmiştir. Görüldüğü gibi, BK’nun 60 ve 2918 sayılı KTK’nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir (TBK’nın 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır). (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi Esas No:2020/1653 Karar No: 2022/1412)
Haksız fiile dayanan tazminat isteminde zamanaşımının işlemeye başlayacağı tarih, zararın ve zarar sorumlusunun öğrenildiği andır. Zararın öğrenilmesi kavramıyla kastedilen ise, haksız fiil nedeniyle oluşan bedensel zararın kapsamının öğrenilmesi olup, bu bedensel zararın sebep olacağı maluliyet oranının belirlendiği tarihin, zararın öğrenilmesi kavramına bir etkisi yoktur. Bedensel zararın (yaralanmanın) gerçekleşmesi ve bu yaralanmayla ilgili tedavinin tamamlanması ile zararın kapsamının belli olduğu kabul edilmelidir. (Yargıtay 4. HD 2021/4765 Esas 2021/7355 Karar)
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/893 esas, 2021/1975 karar sayılı 25/02/2021 tarihli ilamında “davacıların maluliyet oranlarının artmasında gelişen durumun olmadığı, davacıların maluliyetlerinin 18.10.2004 tarihinde kalıcı hale geldiği kabul edilmiş, davanın ise 10 yıllık tavan zamanaşımı süresi içinde açıldığı gerekçesi ile zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir. 10 yıllık tavan zamanaşımı süresi, failin fiilen zararın öğrenilmesi vs. durumun bulunduğu hallerde uygulanabilen süredir. Gelişen durumun varlığı halinde açılacak tazminat davalarının bu 10 yıllık tavan zamanaşımı içinde açılması gerekmektedir. Ancak gelişen durumun varlığının bulunmadığı hallerde uygulanacak zamanaşımı süresi ise, 10 yıllık tavan zamanaşımı süresi değil, ceza zamanaşımı süresidir. Bu nedenle, mahkemece, davacılan maluliyetlerinin 18.10.2004 yılında kalıcı hale geldiği diğer bir deyişle gelişen durumun olmadığı kabul edilerek, uygulanacak zamanaşımı süresinin de 10 yıllık tavan süre olduğunun kabul edilmesi de doğru görülmemiştir. Başka bir ifade ile anlatılacak olursa; davacıların maluliyetlerinde gelişen durum yok ise 18.10.2004 tarihinden itibaren ceza zamanaşımı uygulanacak; gelişen durumun varlığının kabul edilmesi durumunda ise gelişen durumun öğrenilmesi tarihinden itibaren iki yıl ve her halükarda 10 yıllık tavan zamanaşımı süresi içinde talep edilmiş olup olmadığı irdelenecektir” şeklinde hüküm verilmiştir.
Somut olayda, kaza 21/03/2010 tarihinde gerçekleşmiş, davacı tarafça …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından mahkememiz dosyası davalılarının da bulunduğu davalılar aleyhine maddi ve manevi tazminat davası ikame edilmiş, mahkemece … karar sayılı ilamı ile davalılar aleyhine maddi manevi tazminata hükmedilmiş, davacı artan maluliyet iddiası ile mahkememizde dava açmıştır. …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında hükme esas alınan 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 30/03/2016 tarihli raporunda davacının maluliyet oranı %18.2, iş göremezlik süresi 4 ay olarak tespit edilmiş, mahkememizce alınan ATK raporunda davacının maluliyeti %13.1 iş göremezlik süresi 4 ay olarak tespit edilmiştir. Maluliyet oranlarının karşılaştırılması sonucunda davacıda gelişen durumun olmadığı anlaşılmış olmakla, davacı artan maluliyet iddiasını kanıtlayamamıştır. Davalı … A.Ş tarafından zamanaşımı nedeniyle reddi talep edilmiş, zamanaşımı Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/893 esas, 2021/1975 karar sayılı 25/02/2021 tarihli ilamında da belirtildiği üzere gelişen durumun varlığı bulunmadığı hallerde ceza zamanaşımının uygulanacağı, kaza tarihi olan 21/03/2010 tarihinden itibaren 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi yani 21/03/2018 tarihi geçtikten sonra dava 20/07/2020 tarihinde açılmış olmakla davanın davalı … A.Ş yönünden zamanaşımı nedeniyle reddi gerekmiş, diğer davalılar yönünden gelişen durum sebebiyle artan maluliyet iddiası ispat olunmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
A)Davanın REDDİNE,
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70.TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 90,08 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılardan …’ne verilmesine,
3-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılardan … ve …’a verilmesine,
4-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından takdirine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır