Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/345 E. 2022/134 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/345
KARAR NO :2022/134

DAVA:TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:15/07/2020
KARAR TARİHİ:09/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı ticari otobüsüyle 22.06.2019 günü Manavgat istikametinden … istikametine seyir halinde iken… Mevkiine geldiğinde iniş eğimli ıslak ve kaygan yolda sürüklenerek yol dışındaki kaya parçasına aracın ön sağ kısımlarını çarparak, sol yan kısmı üzerine devrilmesi sonucu tek taraflı yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada davacı …, … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçta yolcu konumunda olduğunu, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalı … Sigorta Anonim Şirketi’ne 24.10.2019 tarihinde başvurulmuş ve ödeme yapılması için tüm evraklar davalı sigorta şirketine teslim edildiğini, davalı sigorta şirketine 15 gün içerisinde cevap verilmediği takdirde dava yoluna başvurulacağı başvuru dilekçesinde ihtaren bildirildiğini, davacıya ödenmesi gereken 5.500,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatın davalı … Sigorta Anonim Şirketi’ne başvuru tarihi olan 24.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tazminat hesabının ana unsurlarından olan özürlülük oranı raporu sunmadığını, bunun bir an dava şartı olmadığını, özür oranı belli olmadığı için ödenecek tazminat da belli olmadığını, dolayısıyla müvekkili ancak özürlülük oranının ve kusur oranının tespitinden sonra temerrüte düşmüş kabul edilebileceğini, davacı tarafından şirkete yapılan herhangi bir geçerli ve usulüne uygun müracaat söz konusu olmadığını, davacı tarafından müvekkili şirketine yapılan herhangi bir geçerli ve usulüne uygun müracaat söz konusu olmadığından dolayı müvekkili şirketin temerrütünden bahsedilemeyeceğini, dava tarihinden itibaren faizin işletilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin masrafları ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, mahkememizce 21/04/2021 tarihli ara karar ile kusur durumunun tespiti amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine, maluliyetin tespiti amacıyla da Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine gönderilmesine karar verilmiş, 12/07/2021 tarihli raporunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi, sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 27/12/2021 tarihli maluliyete ilişkin raporunda; … Üniversitesi Hastaneleri’nin 31.08.2021 tarih 96053 sayılı raporunda; 2019 yılında araç dışı trafik kazası geçiren hastanın, kaza sonrası lomber vertebra kırığı gelişmiş konservatif tedavi izlenmiş olduğunu, tedavi sonlandıktan sonra ağrı şikayetleri devam ettiğini, kazadan sonra sağ üst ekstremitesinde ve sağ uyluk ve dizinde ağrı şikayeti olduğunu, o dönemde ekstremite kırığı gelişmediğini, herhangi bir tedavi almadığını, hastanın sağ omuz, dirsek ve el bilek ROM‘ları tam, sağ kalça diz ve yaak bileği romları tam, lomber fleksiyon 50 derece, lomber ekstansiyon 10 derece, lateral fleksiyon 20 derece olduğu bulgularının tespit edildiğini, dosya incelemesinde
İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği, Özel Bilgi Hastanesi’ne ait olay tarihli Alt ve Üst Batın BT tetkikinin temini durumunda yeniden değerlendirme yapılabileceği oy birliği ile bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava; Trafik kazası nedeniyle açılan daimi maluliyet tazminatı talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafın yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucunda maluliyetini gerektirir nitelikte yararlandığından bahisle daimi maluliyet tazminatı talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Maddi tazminat; hukuka aykırı şekilde kişilerin zarar görmesi, mal varlığının eksilmesi ve gerçekleşen olay karşısında, etkilendiklerine dair açılan davalardır. Ancak maddi tazminat davası açılabilmesi için, maddi tazminat davası şartları oluşmalıdır.
Maddi zarar; gerçekleşen zarar verici olay karşısında, mağdur olan kişinin malvarlığında, zarar verici olayın öncesinde ve sonrasında çıkan durum farkıdır. Haksız yere gerçekleşen olay sonrasında kişinin vücut bütünlüğünde veya malvarlığında eksilme ya da borçlarında artış görülebilir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 49 ‘da “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Hükmüyle kusurlu, yapmış olduğu fiil ile başkasının mal varlığında eksilmeye sebep olur veya şahsında oluşan acı, üzüntü, eleme neden olursa bunların tazminiyle yükümlüdür.
Kanun koyucu bu madde ile hukuki sorumluluğun unsurlarını da belirtmekte olup bunları Fiil,Hukuka aykırılık, Zarar, Kusur, Uygun illiyet bağı olarak sıralayabiliriz. Bu unsurların tazminat talebi için birlikte bulunması gerekmektedir.
Dosya kapsamına ve hükme esas alınan usul ve yasaya uygun denetime elverişli 28/12/2021 tarihli ATK raporunda; Davacının Resmi Gazete’de yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri muvacehesinde maluliyetine neden olacak düzeyde olmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığını, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği, davacı tarafça dava dilekçesinde yalnızca daimi maluliyet tazminatı talep edildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda her ne kadar davalının %100 oranında kusurlu olduğu anlaşılsa, usul ve yasaya uygun, alanında uzman heyetçe hazırlanan 28/12/2021 tarihli ATK raporunun hükme esas alınabileceği kanaat hasıl olmakla, buna göre davacının davaya konu kaza nedeniyle daimi maluliyetinin bulunmadığı, maddi tazminat için gerekli olan zarar şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile artan 26,30-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucu …’a 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümlerine göre davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır